• "fikri güzel, işleyişi yavaş ve yavan olan türk filmi. keşke göçmen sorunlarına daha fazla yoğunlaşsa ve keşke daha derin bir hikayesi olsaydı."




Facebook Yorumları
  • comment image

    33. istanbul film festivali kapsamındaki 16 nisan 2014 galasının ardından sinemadan hiç anlamadığımı düşündüren film.

    film, izlerken oldukça yetersiz geldi. ne senaryodan ne oyunculardan ne görüntü ne sesten tutabildim. daha çok psikolojik film gibiydi ama filmin içine girebilmek de pek mümkün olmadı. ensedeki kamera iyi hissettirmedi ama "biz de tam bunu istiyoruz, seyirciyi rahatsız etmek" hissiyatını da alamadım. birkaç plan çok güzeldi gerçekten. o kömür üretim tesislerini genel olarak alan bir-iki geniş plan ve açılış sekansında beliren filmin adı.. böyle güzellikler vardı.

    aslında "ekmek paramızı kazanmak zorundayız en nihayetinde" anlayışıyla kendi derdine düşmüşken dünyayı nasıl etkilediğinden haberi bile olmayan, kenarda kıyıda olduğu için nefes almıyor zannettiğimiz insanlar üzerinden "göçmek zorunda olan"ları anlatıyor film. göçmek için yollar aşanları, ne pahasına olursa olsun o yola çıkanları. çoğunluğun "gereksiz" gördüğü ama haberlerde de muhakkak yer bulan azınlıkları.

    filmin ardından ekiple yapılan söyleşide elbette filme ne kadar emek harcandığını, görüntü, ses, senaryo ve oyunculuk üzerinde aslında ne kadar titizlikle çalışıldığını gördüm. ancak utanmasam eş-dost filmi olmuş diyeceğim. hani şu "şöyle düşündüm" "ooo süper çok iyi düşünmüşün" pohpohlamalı ilişkilerimizle ilerleyip yapılmış bir film diyecem. ama utanırım çünkü yapımcı yamaç okur'un film sonrası heyecanı, ekibin hemen tüm isimlerini saymak istemesi(haklı olarak), ekibin izleyiciye yansıyan kolektif ruhu, yönetmenin mütevazı kişiliği, uğraşı çok saygıdeğerdi. onların heyecanı insanı sinemaya heveslendirmeye devam ediyor. timuçin esen bu filmin deneysel sayılabileceğini ve aslında sinemanın da deneysele cesaret etmesi gereken bir dal olduğunu söyledi söyleşide.

    ayrıca şimdiki zaman'la keşfettiğimiz sanem öge'yi filmdeki kısacık rolüne rağmen çok beğendiğimi söyleyebilirim. tebrikler.

    son olarak burayı okuyup üzülebilecek ekibe sesleniyorum: sinema izlemeyi çok seven ama sinemadan anlamayan kitleniz böyle hissediyor lakin siz sinemaya kafa yoranları seviyoruz ve izlemeye devam edecez. öptük.


    (bezgine - 18 Nisan 2014 17:38)

  • comment image

    öykü yapısını geri planda bırakarak sinematografi ve ses tasarımıyla “hissettirerek” kavratmayı deniyor ancak önemli bir şeyi unutmuş gibi görünüyor: (cümlelere dökülmesi gerekmeyen) sözün, varlığını göstermesi. tekniği ve imgelere bakışı, kendini “bizim toprakların” dayatmalarından kurtarmış olsa da, karakterlerin dile gelmeyen buhranlarının ulaşılamayan derinliği, filmin yanaşmaya çalıştığı stili yarı yolda bırakıyor.


    (el superagnostiko - 29 Nisan 2014 14:52)

  • comment image

    güzel oyunculukların olduğu, durum psikolojisinin çok güzel verildiği bir film. yan yana olan ama birbirinden fersah fersah uzak hayatlar yaşayan insanların, güç,umut,rutin,korku ve belirsizlik duyguları etrafında birbirleriyle kurduğu ilişkilerden oluşuyor.

    dediğim gibi oyunculukların tamamı çok iyi ama ahmet rıfat şungar bunun üzerinde bir övgüyü hakediyor. sıradanlaşmış kötülüğe vicdanıyla karşı duran genç rolünde devleşmiş.


    (dahili meddah - 1 Aralık 2014 10:28)

  • comment image

    fikri güzel, işleyişi yavaş ve yavan olan türk filmi. keşke göçmen sorunlarına daha fazla yoğunlaşsa ve keşke daha derin bir hikayesi olsaydı.


    (ramone - 11 Mayıs 2017 20:27)

Yorum Kaynak Link : kumun tadı