• "bir kadinin neden bir oglu olmasi ve neden bir oglu olmamasi gerektigini cok sarsici bir sekilde anlatan film. bogazinizin orta yerine yerlestirdigi yumru bir sure gitmiyor."
  • "kaç ay oldu neden hala malum ortamlarda izine rastlanmıyor merak ediyorum. ne kadar sessiz sedasiz film arkadaş."
  • "steve, siyahi taksiciyle kavga ederken,anne: ırkçılık yapma.steve: ben ırkçılık yapmıyorum, o zencilik yapıyor!"
  • "cannes'dan bu yana merakla beklediğimiz son xavier dolan harikası. bittiğinde öylece ekrana boş boş baktığınızı farkedeceksiniz. müziklerinden bahsetmeye gerek yok zaten, değil mi?"




Facebook Yorumları
  • comment image

    67. cannes film festivali’nin ana yarışma bölümünde altın palmiye için yarışacak xavier dolan filmi.

    filmi izlemedim ama dolan'ın önceki filmlerine ve şahsına dayanarak söyleyebilirim ki "dolannn dolannn gel bana dolannn".
    saygılar.


    (budemu - 17 Nisan 2014 23:43)

  • comment image

    öncelikle (bkz: college boy)

    yukarıdaki videoyu izlerken başroldeki çocuğu çok beğenmiştim. hatta xavier dolan bu çocukla keşke bir film çekse diye düşünmeden de edememiştim. zira yukarıdaki müzik videosundaki uyumları bence çok güzel. sonrasında dolan'ın bu filminde başrolde olduğunu öğrendim. sevindim şahsen. güzel bir ikili olacaklarına eminim. çocuğun adı antoine-olivier pilon imiş. o da buraya not düşülsün. ayrıca filmde laurence anyways'ten suzanne clément de var. sabırsızlıkla beklemedeyiz.


    (evilinacloset - 27 Haziran 2014 11:37)

  • comment image

    51. altın portakal film festivali kapsamında izlediğim ilk film. gerek hikayesi, gerek oyunculukları gerekse de (haddim olmayarak) sinema içeriği açısından hayranlık uyandırıcıydı. şiddetle tavsiye edilir.


    (gliondel - 11 Ekim 2014 00:04)

  • comment image

    xavier yine harikalar yaratmış. perdedeki her şey bir bütündü, ekranın formatından müziklere kadar.

    son sahnede müzik girince şahsen yerime mıhlandım.

    --- spoiler ---

    filme, die'ın elma toplamasını izleyerek başlamak inanılmazdı. o tek elmayı daldan koparması hayata dair çok şey anlatıyordu. açılış sahnesi sıralamamda rahatlıkla birinci olur.
    ---
    spoiler ---


    (kafasiznick - 11 Ekim 2014 09:16)

  • comment image

    sinemanın dahi çocuğu dolan'ın en son ve belki de en iyi filmi.

    filmde öyle bir sahne var ki;

    --- spoiler ---
    1:1 çerçeve formatında dolan'ın kendine has stiliyle çektiği filmde steve'in kaykay'a bindiği sahnede ellerini iki yana açmasıyla ekranın bir anda geniş ekrana dönmesi. tam bir zeka pırıltısına işarettir şu sahne benim gözümde ve unutulmazlar arasındadır artık. beynine sağlık aslan parçası.

    fragmanda 2.26'da görülen sahne.

    https://www.youtube.com/watch?v=q9lvlcyvqsi

    tabi şu sahneyi sinemada izlemenin etkisiyle normal bir tv'de ya da pc'de izlemenin etkisinin aynı olacağını düşünmüyorum o da ayrı mesele.
    ---
    spoiler ---


    (eskiyaaa - 12 Ekim 2014 23:36)

  • comment image

    önce filmin konusunu yazalım da tam olsun;

    “yönetmenliğini, senaryosunu, kurgusunu ve hatta kostüm tasarımını dolan’ın üstlendiği film, bazen şiddete meyilli bazense fazla sevecen sorunlu ergen oğlu steve’i tek başına büyütmeye çalışan dul anne diane’ın hikayesini anlatıyor. komşuları olan kyla bir gün hayatlarına girince, hem annenin hem de oğlun hayatları değişiyor. uyguladığı 1:1 ekran oranı ve müzik, renk ve kurgu seçimleriyle xavier dolan’ın bu son filmi, birçok eleştirmen tarafından en iyi ve en olgun yapıtı olarak görüldü, jüri başkanı jane campion tarafından “o gerçekten dahi, filme bayıldım” sözleriyle övüldü.”

    muazzam bir film. nicedir bir film bittiği halde, sinema salonunu terk etmekte bu kadar zorlandığımı hatırlamıyorum.

    xavier dolan ile geçen sene “tom a la ferme” filmi sayesinde tanıştım. gerilimin dozunu kararında tuttuğu o filminde de; karmaşık, zaman zaman saplantılı ve karanlık olan aile ilişkileri merkezdeydi. bu sefer, bir anne oğulun etrafında dönen bu hikayede buram buram dram kokuyor. ahlakçı olmayan, illa bir taraf tutmana gerek olmadığını hissettiren, sana “bu doğru, bu yanlış” demeyen bir film mommy. böyle filmleri sevmeli. evet, belki diane’i çoğu kez tasvip etmiyorum, ancak kızamıyorum da. tıpkı steve’e kızamadığım gibi. çünkü birine duyduğumuz his, diğerine o kadar bağlı ki. birbirlerini sevmekten başka şansları olmadığını bilen insanlar öyle güzel bağlı ki. bu filmdeki bağlar da dokunuyor insana. ve ne olursa olsun, “umut” var diyor. zira steve hala koşuyor, kulaklarımda hala born to “die” çalıyor.

    steve: birbirimizi hala seviyoruz, değil mi?
    die: en iyi yaptığımız şey bu ahbap.

    dipnot: dolan’ın, sahneye göre müzik seçmekte usta olduğuna ikna olmamak mümkün değil. steve’in karaoke için seçtiği; “vivo per lei” şarkısının türkçe meali, “onun için yaşıyorum” demek ve buradaki “o” bir kadını temsil ediyor. film bir dido şarkısı ile açılıp, bir lana del rey şarkısı ile kapanıyor. bu kadar popüler şarkının, böyle iyi kullanılabileceğine inanamıyor insan. hele ki, celine dion dinlemekten bu kadar etkilenebileceğine hiç inanamıyor.

    https://www.youtube.com/watch?v=j-fwdrzsizs
    https://www.youtube.com/watch?v=vuwcik-m6di
    https://www.youtube.com/watch?v=6hzrdeceekc
    https://www.youtube.com/watch?v=o_1af54do60
    https://www.youtube.com/watch?v=dr5-snlvbts
    https://www.youtube.com/watch?v=bag1guxuu0g


    (dolls - 13 Ekim 2014 23:43)

  • comment image

    bir kadinin neden bir oglu olmasi ve neden bir oglu olmamasi gerektigini cok sarsici bir sekilde anlatan film. bogazinizin orta yerine yerlestirdigi yumru bir sure gitmiyor.


    (angelfake - 19 Ekim 2014 01:58)

  • comment image

    kaç ay oldu neden hala malum ortamlarda izine rastlanmıyor merak ediyorum. ne kadar sessiz sedasiz film arkadaş.


    (oya bilir - 28 Kasım 2014 00:40)

  • comment image

    digiturk play'den izledim. hakkında hiçbir şey bilmiyordum. yorum da okumadım. filmin adı ve başlangıcıyla, iyi işlenmiş, zorluk çeken bekar anne filminden başka ne olabilirdi ki bu oscar adayı film?
    fakat bu ne manyaklık arkadaş. her onbeş dakikada bir filmin üç karakterinden hangisinin en tuhaf olduğuna dair fikrim değişip durdu.
    yediğim portakalın kabuklarına bakıyorum şu an. öyle bir ruh haline soktu :/


    (45 lik - 20 Şubat 2015 21:05)

  • comment image

    sinemada izlenmesi gereken filmlerden biridir.

    --- spoiler ---

    filmin belli yerlerinde görüntü formatının değişmesi filme muhteşem bir hava katmış. eksik saymadıysam eğer filmin ilk yarısından sonra iki kez bu değişim var. ikisi de steve'in en mutlu olduğu zamanlarda gerçekleşiyor. biri bisiklet sahnesi, diğeri de annenin hayalini kurduğu gelecek sahnesi.

    ---
    spoiler ---


    (shezo - 22 Şubat 2015 18:52)

  • comment image

    başka sinema kapsamında bu haftalarda izlenebilirliği olduğu için aceleden yazıyorum ki; bu filmi özellikle psikolojiyle yakından-uzaktan ilgilenen herkes beğenir. ben beğendim. fragmana kapılıp gitmemezlik etmemişim iyi ki.

    --- spoiler ---

    ekranın steve' in ruh durumuna göre daralıp- açılması çok basit gelebilir ama izlerken öyle demiyorsunuz. hiperaktif erkek çocuğuna sahip olmanın zorluğu hele yalnız bir kadınsanız muasır medeniyet seviyesi filan tanımıyormuş demek ki. komşuları olan kadın zaten başlıbaşına ayrı bir film konusu.
    sarhoşken deli gibi eğlendikleri sahneyi de çok kıskandığımı söylemeden edemicem.

    hastaneye zorla yatırılma sahnesi hakkında yorum yazmıcam.

    bir de şu vardı;

    - anneler oğullarını sevmekten vazgeçmez. zamanla daha çok severler. çocuklar ise zamanla daha az... tam olarak bu değilse bile mealinde birşeydi.
    ---
    spoiler ---


    (sym dmn - 24 Şubat 2015 23:14)

  • comment image

    filmi bugun sinemada izledim. salonda ben diyeyim 5, sen de 6, hadi bilemedin topu topu 7 kisi vardi. buraya yazmayacagim bir ozelliginden dolayi mutlaka sinemada izlenmeli, kucuk ekranda ayni etkiyi yaratip bogazina o dugumu atamayacagindan neredeyse eminim.

    bir de;

    anneyseniz bu filmi izleyin; hayatta hicbir amaciniz yokmus gibi geliyorsa, anlam yukledikleriniz bir bir anlamini kaybediyorsa bu filmi izleyin; evlatsaniz bu filmi izleyin; evladiniz varsa, evladinizi kaybettiyseniz bu filmi izleyin; silikseniz, sivriyseniz bu filmi izleyin; kadin avcisiysaniz bu filmi izleyin; babaniz yaninizdaysa, babaniz gittiyse bu filmi izleyin; hic gercek dostunuz yokmus hissine kapiliyorsaniz bu filmi izleyin; insansaniz bu filmi izleyin.


    (not - 25 Şubat 2015 23:56)

  • comment image

    izleyeni içine fazlasıyla çekip, bütün anlattığı bütün duygulara hissettiren film. iki saat boyunca çok mutlu olup, çok korkmaya, parçalanmaya ve kırılmaya hazır olarak izleyin. insanı dünyanın en huzurlu tepesine çıkarıp çıkarıp defalarda oradan aşağı iten bir film.
    izlemeye hileyle götürüldüğümde salon ışıkları kapanana kadar filmin adını bile bilmiyordum. film bittiğinde ise aklıma gelen ilk film (bkz: j'ai tué ma mère) oldu.
    (bkz: xavier dolan)ın çok sert çok açık çok güzel bir diğer filmi olmuş. bu aralar kadıköy (bkz: moda sahnesi)nde.
    iyi ki başka sinema var.


    (socially awkward sociopath - 26 Şubat 2015 18:18)

  • comment image

    sanırım we need to talk about steve. oturun hele. xavier, sen de gel çocuum.

    film, dolan'ın klip-filmlerinden bir diğeri. napıosuaaan demeden önce vurgulamakta fayda var: bir şeyi iyi yapıyorsanız evet üzerine gitmekte bir sakınca yok. ama tek bir şartla! biz daha iyisini isteriz. doğamızda bu var. önce bizi doyumsuz hale getirirsen, doyurmak da yine senin görevin. ben bu filmde doymadım. o yerinde slow-motionlar, çarpıcı oyunculuklar, iyi niyetli siyasi girişimin ve hatta bizatihi anne dorval'ın varlığı bile karnımın açlığını dindiremedi. hayvanlık sende diyebilirsiniz ama sen ne de güzel şeyler yapmıştın bize xavier. yanlış anlaşılmasın, film kötü değil; sadece diyorum ki film iyi hazırlanmış bir hamburger gibi. ama hamburger, hamburger işte. evet yorumlarımı aç karna yazıyorum. :(

    ama işte o 1:1 (square format) olayı var ya! aldım yanaktan makasını. yine de artık bu anne - oğlan bebesi çatışmasını aşmanı dilerim. hani öldürmüştün anneni? hı?

    filmin yan öyküsü zayıf kalmış. siyasi içeriği evrenselleşemeden eriyip gitmiş ve basit bir vicdan kolaycılığıyla harcanmış. neden-sonuç adına bir çaba yok. steve boktan, steve kötü, steve kaka ama mis gibi kokuyor? ama pek de zeki annesi? ee? benim bedenim benim kararım? şiddetin özünde ne var xavier? hangi toplumsal gerçekçiliğe girmekten çekindin? toplumsal gerçekçi romantizmden kaçayım derken ya melodramatik bir romantizm çelmeyi takarsa bu filmdeki gibi?

    ama işte o anahtarlık var ya! o "d.i.e". öbür yanaktan da bir makas alayım hadi uzat. detaylarını sevdiğim.


    (seven shots of jager - 27 Şubat 2015 23:03)

  • comment image

    xavier dolan'ın anne oğul dramını en iyi işlediği filmi.

    görsel ve müzik şovunun (bkz: laurence anyways)in gerisinde kaldığı doğru.
    dolan annesini öldürememistir. bütün filmlerinde azar azar verdiği bu doz bu filmde zirve yapmıştır.
    anne dorval, suzanne clement, antoine olivier pilon hepsi oyunculuğun dersini verdi filmde. baştan sona tek an sıkılmadan izledim. gülerek başladım ağlayarak çıktım.
    çok çok iyiydi.


    (patsiga - 4 Mart 2015 18:08)

  • comment image

    son zamanlarda izlediğim en harika filmlerden biri.

    iki kadının şarap içtiği sahnede siz de onlarla beraber kahkaha atmaya başlıyorsunuz, onlar dans edince siz de mutlu oluyorsunuz. ''işte sinema bu be'' diye hayran kaldığım sayılı anlardan biriydi. her şeyi geçtim şarkı seçimleriyle bile xavier dolan alkışı hakediyor, gerçekten mükemmeldi.


    (brooklyn carter - 6 Mart 2015 00:14)

  • comment image

    bu filmi malum yerlerden indirmek isteyip, indiremedigim filmdir. sebebi ise mommy yazınca malum videoların çıkmasıdır. arkadaşlar günaha girmeyim bir yardımcı olun.

    edit : yardimci olan arkadaslara tesekkurler


    (alatras - 7 Mart 2015 23:28)

  • comment image

    xavier dolan, sanırım 2010 yılında karşıma çıktı. j'ai tué ma mère'nin eşsiz bir film olduğunu düşünmüştüm. bir de bu çocuğun 20 yaşında olduğunu öğrenince derin bir "yuh" çektim ki, ben 20 yaşında hala sümüğümle oynuyordum. oysa bu çocuk temasını çoktan belirlemiş bir yönetmen olmuştu. (bkz: mommy issues)

    malumunuz, anne sorunsalı. anasının kızı/anasının oğlu ya da bunların bileşke fonksiyonu olan anasının kuzusu, çoğumuzun karakter analizi yaparken kullandığı benzetmelerden. xavier reyiz de, bu mevzuu gereğince, "sıkıntılı çocukların anası nasıldır acep?" sorusuna filmlerinde muhtelif yorumlar yaparken toplumda kendi imkanlarıyla bir yerlere gelmeye çalışan - yani sürünen - güçlü, bağımsız ve inatçı kadın karakterleri anne bağlamında değerlendiriyor.

    gelelim mommy filmine. ulan allahsız xavier. öldürdün oğlum beni burada. binbir çeşit hal aldım film izlicem diye. yine çok beğendim, yine muhteşemdi. k.i.b. öpt. bye.

    yalnız bir tavsiyede bulunmak istiyorum, etrafınızda topluma uyum sorunu yaşayan evladı olan bir ebeveynle izlemeyin bu filmi. yalnız izleyin. daha makul olacaktır.

    bir sinema dahisinin doğuşuna tanık olabiliriz belki. iyi bir çocuk olsak bile şirinleri göremeyeceğimizi biliyoruz ne de olsa.


    (nazarethme ne olur - 19 Mart 2015 00:16)

Yorum Kaynak Link : mommy