kevin costnerin iyi olan birkac filminden biri (hatta en iyisi). gene hackman ve sean young da oynarlar. bir politikaci metresini oldurur, olan esas adamimiza olur... mu acaba?

(chauffeur - 14 Mart 2002 10:39)

(bkz: no easy way out)

(delikan76 - 14 Mart 2002 10:40)

beşinci dakikasında başlayan gerilimin son ana kadar artarak devam ettiği kevin costner filmi. aslında tam da soğuk savaş'ın bitmesine yakın çekilmiş bir soğuk savaş filmi. bu biraz talihsizlik tabi.
sean young en güzel haliyle filmde arz-ı endam ederken gene hackman ise kendisine en çok yakışan rollerden birinde, pisliğe bulaşmış politikacı. filmdeki kovalamacalar, güç savaşları, politik oyunlar ve pislikleri örtmek için icat edilen yolların çeşitliliği oldukça eğlendirici.

--- spoiler ---

costner deniz kuvvetlerinde kahramanlıklarıyla aldığı bir kaç madalyadan sonra pentagon'a terfi eder. politik bir çok hesapla uğraşan bakana yakın çalışacaktır. bu arada bakanın metresiyle birbirlerine aşık olurlar ama bu arada metresimiz öldürülür. ve bir anda ortalıkta bir katil ve aynı zamanda bir rus casusu için sürek avı başlatılır.
pentagon içindeki kovalamaca sahneleri ve o sırada bilgisayarda görüntüsü elde edilmeye çalışılan fotoğrafın yarattığı eş zamanlı gerilim harikadır. kevin costner boş yere işlemediği suçun altında kalmasın üstelik sevdiği kadının intikamını alsın istersiniz, filmin sonunda da aman yahu olursunuz.

--- spoiler ---

(amaninbe - 5 Mayıs 2009 01:54)

loudness'in "thunder in the east" albümünde yer alan harika parça:

no way out

lost in the underground
lookin' for daylight
afraid darkness
and surrounded by the light
screaming i shout
there's no way out
you said goodby so cold
i stood in wonder
shocked by the silence
shaken by the thunder
screaming i shout
there's no way out
i ask questions and you tell me lies
try to make you but i'm hypnotized
am i over you? i got my doubts
i try everything, there's no way out
i walk the streets at night
i hear your laughter
the voices in my head
they don't mind, i don't matter
screaming i shout
there's no way out
watching the hours crack
still have that feelin'
darkness attacks the wall
i hit the ceiling
screaming i shout
there's no way out

you got your vain excuses
i got my anger
one fight, guess who loses
that's what tortures me

there's no way out!

(iron maiden fan - 10 Ekim 2002 23:00)

kevin rudolf'un bir şarkısı.

sözleri için:

fuckers its settled
all the train came trippin thru the station
this mad hatter he was beaming at me
you cool cat
you think that you kno me
im not the same person that i used to be
your cards dealt your playing them wrong boy
and theres a few things that you need to kno
i took the elevator up to the top
and i followed that rabbit all down the hole

i told my self i belived it
but who was i kiding
out of these eyes i could see it
but its all a lie the end is near i can feel it
ya its comin around but know theres no doubt its settled
and theres no no way out no way out

switch got me caught up in a twister
im skipping all down that yellow brick road
i said to the tin man sorry cant help ya
they ripped my heart out long time ago
and now im feeling like the cowardly lion
i wanna break out but im paralized
the yellow bricks led me staright to the wizard
he said its all your state of mind

i told myself i believed it
but who was i kidding
out of these eyes i could see it
but its all a lie
the end is near i can feel it
ya its comin around
but now theres no doubt its setteled

and theres no no way out
and theres no no way out
and theres no no way out
and now theres no doubt its settled
and theres no no way out
no way out ya oh oh oh

i told myself i believed it
but who was i kidding
out of these eyse i could see it
but its all a lie
the end is near i can feel it
its comin around and now theres no doubt its settled
theres no no way out

now theres no way no way out [x3]

(anteke - 18 Ocak 2011 08:40)

pennywise wildcard word from the wise albümü 4. parçasi
sözleri söyledir:

so many times you'd like to just leave behind. but there's no way out, no way out. in my eyes, i see what you get. you take a chance you get regret. there's no round about way or way out. there's nothing to talk about. toying with the idea that you'd never get caught. caught red handed, now you're branded. and now you're gone, what went wrong. i'll remain here, i'll carry on.

(blackflag - 20 Ocak 2003 00:41)

victory, been around the world, what you gonna do, don't stop what you're doing, young g's, it's all about the benjamins gibi parçaları barındıran 1997 tarihli puff daddy and the family albümü.

(isimdeyimgucumdeyim - 22 Mart 2011 06:12)

aynı zamanda bir criminal minds bölümü.

(meth - 4 Ağustos 2011 14:01)

aynı zamanda baywatch sekizinci sezon on ikinci bölümünün adı.

(meth - 28 Ekim 2011 11:47)

olay örgüsünü en sevdiğim filmlerin başında gelir. o kadar ki bazen kafamda tekrar oynatırım filmi, tad veren ve üzerinde çalışıldığı belli olan bir senaryosu vardır. ağır spoiler içermekle birlikte aşağı yukarı şöyle bir şeydir:

--- spoiler ---

şimdi hocam, pentagon'un yönettiği bir denizaltı projesi var. aşırı pahalı bir proje ve bu yüzden muhalefetle karşılaşmış, white elephant olmuş yani. yeni savunma bakanı bu projeyi sona erdirmeyi düşünüyor. ama bunun için sağlam dayanak noktasına da ihtiyacı var, "acaba sovyetler'in de benzer bir projesi var mı? varsa ok, yoksa ben bizimkini kolayca silebilirim defterden"

işte burada, cia ile temasını sağlayacak birine ihtiyacı var, ki bu eleman cia'den bilgi alsın, sovyetler'in gerçekten böyle bir projesi var mı diye. bu işi el altından yapmalı, yoksa ayyuka çıkarsa kongre'de neyim tantana çıkabilir. hassas konu, rakipleri savunma bakanının altını oymakla meşgul.

işte o eleman, kahramanlıkları ile öne çıkan yakışıklı deniz yarbayımız oluyor. bu yarbay, savunma bakanının ofisine atanıyor. sonra yarbay, güzel bir hatunla oynaşıyor. o hatun, bakanın metresi çıkmasın mı? dahası, savunma bakanı, metresinin başkasıyla ilişkisi olduğunu öğrenmesin mi? şansa bakın ki kim olduğunu bilemiyor, hatunu kıskançlık krizinde kazara öldürüyor.

işler buradan sonra karışmaya başlıyor.

savunma bakanının hanımevladı bir danışmanı var. bu danışman, her şeyi itiraf etmeye hazır, pişman bakanı ikna ediyor. bir hikaye uyduruyorlar. bu hikayeye göre, pentagon içinde varlığından kuşkulanılan ama asla yakalanamayan "yuri" adlı ajan bu hatunun gizli sevgilisiydi ve hatunu yuri öldürdü. sonrasında da tüm cinayet soruşturması yuri'yi yakalamaya odaklanıyor (ve yönlendiriliyor hanımevladı tarafından). hatunun yatağının altından çıkan yarım bir polaroid de yuri'nin varlığına kanıt olarak kullanılıyor ama resmin içeriğinin ortaya çıkması için bilgisayar işleminin sonucunu beklemek gerek (birkaç gün).

bizim yarbay bu polaroid'i görünce üç buçuk atmaya başlıyor, o polaroid'de kendisi var çünkü. sonra kafası atıyor, kızı da sevmişti zaten. bakan, resmi kayıtlara geçmiş bir hediyeyi bu hatuna vermiş, hatunun evinde ceza yeri inceleme ekipleri kayıtlara geçirmiş. işte o hediye, faslılar tarafından bakana verilmiş. resmi hediye olduğu için kaydı kuydu olması lazım. o kayıt bulunursa hatunla bakan arasındaki ilişki kurulacak; bizim yarbay da o kaydın peşine düşüyor.

bu arada bizim yarbay vakit kazanmak için polaroid üzerinde işlem yapan bilgisayar mühendisi arkadaşına olayın iç yüzünü anlatıyor ve işlemi yavaşlatmasını söylüyor. eleman kabul ediyor ama işkilleniyor. bu işkilinden hanımevladına bahsediyor ve hanımevladı bunu öldürüyor; işleri karıştırmaması için. sonra bilin bakalım? suç yuri'ye atılıyor. yuri avı şiddetleniyor.

bu arada bizim yarbay gerekli kaydı buluyor. bakanın yanına gidiyor ve "aha diyor, o senin metresindi, sen yaptın". bakan yusuf yusuf mode on bir biçimde ağlarken birden suçu, yanında olan hanımevladına atıyor. hanımevladı gay zaten, bakan diyor ki, "o bana aşıktı, hatunla ilişkimi kıskandı, o öldürdü!" vay şerefsiz, sattı iki saniyede. hanımevladı bu alçaklığı sindiremiyor, ağzına silah dayıyor çekiyor tetiği (yoksa şakağına mı dayıyordu? hatırlayamadım)

hanımevladı ölünce bakan gelenlere diyor ki, "aha yuri buydu itiraf etti herşeyi". bizim yarbay kafayı kırıyor, sıvışıyor pentagon'dan. tam o sırada polaroid üzerindeki işlem bitiyor ve beklenildiği üzre, resimde yarbayımız görülüyor. artık çok geç...

yarbayımız hatunun mezarı başındayken iki yarma geliyor, bunu alıyorlar bir eve götürüyorlar. evde bunun ev sahibi var ama rusça konuşuyorlar. bir bakıyoruz ki meğersem bizim yarbay aslında rusmuş ve abd'ye çocukken götürülmüş, ajan olarak yetiştirilmiş. pentagon'un sırlarını çalması için bakanın metresini ayartmakla görevlendirilmiş. yarbayı rusyaya geri götürmek istiyor operatörü ama yarbay istemiyor. gidiyor bilinmeze...

--- spoiler ---

(orko 8 - 15 Aralık 2011 22:31)

(bkz: yarraaamiiiyeeeooooooooooo)

(mortifera - 27 Mayıs 2003 13:17)

jed albümünden bir ggd şarkısı.

every time i walk you down by deleware park
you'd only hold my hand when its after dark
all the places that i go and all the things that we have seen
it makes me wanna scream

there's no way out

every time i come a knockin at your door
you tell me turn away, pal you're to poor
i aint a rich boy, of course i know that
all the places that i go are just cheap cheap cheap

there's no way out

every time i waited for you in the rain
my heart says our love is some kind of god damned pain
i stand around and i think it's gonna work
but won't you look at me , what am i a jerk. . . no !

there's no way out

(holden caulfield - 1 Temmuz 2003 18:15)

1993 senesinde galatasaray ile eşleşen manchester united kolay geçeceğini düşündüğü maçta son dakiklarda beraberliği kurtararak 3-3 ile bitirir, ikinci maçta ise ingilizler'i istanbul'da bir cehennem beklemekteydi ve bu cehennemden çıkış yoktu. ingilizler 1993'teki rövanş maçında istanbul'da yaşadıkları cehennemi no way out adlı bir belgesel ile anlattılar.

türkçe anlatımlı ve alt yazılı hali şurada bulunmaktadır.

http://youtu.be/va9vfboxqvg

ayrıca ali sami yen'de hayatımda izlediğim ilk maç olan bu maçta cehennemi oluşturanlardan biri olmakla da inanılmaz gurur duyuyorum, darısı bu akşama. maçtan önce de bu belgesel iyi gider.

edit: imla

(offguard - 20 Kasım 2012 17:26)

(bkz: annihilator)
(bkz: feast)
http://youtu.be/u5pdr8lstke

(need4metal - 21 Eylül 2013 19:57)

10 senedir filan heyecan yapip gerilerek izleyebildigim ilk film. hatta insani gerilim manyagi yapan film. adi az duyulmus olmasina ragmen saglam hasilat yapmis, ayrica film kritiklerinden cok yuksek notlar almistir (rotten tomatoes'de 92%)

(wqx - 13 Kasım 2013 23:46)

tesla nin bi sarkisi

(guru - 21 Nisan 1999 00:00)

iyi film. soğuk savaş falan ama, kurgusu bu derece sağlam çok az film izlemişimdir sanırım. kevin costner aşkım depreşti. yahu ben 87'de ilkokula yeni başlamıştım.

(lifeisaproject - 23 Şubat 2014 13:29)

1987 tarihli, kevin costner ve gene hackman'ın oynadığı bu film imdb top 250'nin ilk 50'sinde olmayı çoktan hak etmişken imdb puanı 7,1'dir. filmin tek kusuru, ilk yarım saatteki giriş bölümünün biraz fazla sündürülmüş olmasıdır. ama o ilk yarım saatten sonrası gelmiş geçmiş en iyi gerilim filmlerinden birini izlememizi sağlar. zaten kevin costner'ı çok severim, bir de bu filmi hiçbir beklentim olmadan izleyince aynı gün bir kez daha izlemiştim. az bilinen mükemmel bir filmdir kısaca.

(parliament night blu ray - 2 Temmuz 2014 16:27)

galatasaray taraftarinin buldugu ilk inglizce tezahüratlardan.
manchester maçinda söylendi ilk.
ama nasil söylendi zerre anlamadim o kadar tatanga arasinda.

(otisabi - 21 Nisan 1999 00:00)

"we're gonna catch you (no way out)" , bizz nizz diye birilerinin şarkısıdır. 89 imalidir. diskolarda bol bol çalmıştır.

(format1 - 1 Haziran 2005 01:22)