I'm Not There (~ Beni orada arama) ' Filminin Konusu : Rock müzik ilâhı şarkıcı ve söz yazarı Dylan’ın hayatının yedi farklı dönemi, aralarında kadın oyuncuların da yer aldığı altı kişilik bir oyuncu kadrosu tarafından canlandırılıyor.
Ödüller :
Superstar: The Karen Carpenter Story(1988)(7,9-2599)
Mildred Pierce(2011)(7,7-17141)
Far from Heaven(2002)(7,4-40913)
Dottie Gets Spanked(1993)(7,4-763)
Safe(1995)(7,2-10967)
Wendy and Lucy(2009)(7,1-14524)
Velvet Goldmine(1998)(7,0-31353)
Meek's Cutoff(2011)(6,6-10402)
Poison(1991)(6,6-3393)
Certain Women(2017)(6,3-9913)
Wonderstruck(2017)(6,2-7761)
Independent Spirit Awards : "Robert Altman Award"
Venedik Film Festivali : "Special Jury Prize"
Venedik Film Festivali : "Volpi Cup-Best Actress"
Independent Spirit Awards : "Independent Spirit Award-Best Supporting Female"
Venedik Film Festivali : "'CinemAvvenire' Award-Best Film"
sanirim hayatimda gordugum en filmlerden biri. en iyi? en akici? en carpici? en cekici? en seksi? en ilginc?izlerken, kesinlkle todd haynes veya cate blanchett olmak istedigimi hissettigim film. ya da "steven soderbergh olup yapimciligini ustlenebilirim" ya da gus van sant olup, kendimden 30 yas kucuk erkek arkadasimi istismar etme pahasina bile olsa tesekkurler satirinda yer alabilirim. "ulen caycisi olurum o set'in" bile dedirtebilen film*
(hergele - 2 Kasım 2007 01:15)
cate blanchetta oynadığı rol itibariyle hem en iyi kadın, hem en iyi erkek oyuncu ödülünü layık görebileceğimiz çok güzel film
(hergele - 24 Kasım 2007 02:05)
pulp fiction, requiem for a dream, dogville, in the mood for love ve hatirlayamadigim diger agzimacikkaldi filmleriyle ayni bulutun ustunde oturan, naneli seker hisli muhtesem todd haynes eseri.
(cubique - 22 Aralık 2007 02:47)
sonic youth coverinin pitchfork top 100 tracks of 2007 listesinin 83. sirasinda yerini aldigi bir bob dylan sarkisi. http://www.pitchforkmedia.com/…racks-of-2007/page_2sarkinin orijinal versiyonu ve sonic youth coveri buradan dinlenebilir: http://www.npr.org/…tory/story.php?storyid=16303037ev'ry thing's all rightand then she's all the time in my neighborhoodshe cries both day and nighti know because it was thereit's a milestone but she's down on her luckand the day makes her lonelyand it's so hard to buck, i was therei believe that she'd stop him if she would start to carei believe that she'd look upon this sideand t' care and i'd go by the somethingwhen she's on my way, but i don't belong thereno i don't belong to heri don't belong to anybodyshe's my prize forsaken angelbut she don't care she criesshe's a lone-hearted mystic and she can carry onwhen i'm there, she's all rightbut she's not when i'm goneheaven knows that the answer she's don't call in no oneshe's a wave, a thing, beautiful she's mine for the oneand i'm also hesitating by temptation lest it runswhich it don't follow mebut i'm not there, i'm gonenow i'll cry tonight, like i cried the night beforeand i'll feast on her eyesbut i'll dream about the doorso long, jesus, savior, blind faith worth to tellit don't have consulation she's myi was born to love herbut she knows that the kingdom waits so high above herand i run but i racebut it's not too fast a paceof cource i'll not deceive heri'm not there, i'm goneit's all about confusion and i cry for her
(july12 - 29 Aralık 2007 05:23)
öyle böyle değil, muhteşem bir bob dylan ağıtı. cate blanchett nefes kesiyor.filmde çalan şarkılar sırasıyla şöyle1. stuck inside of mobile with the memphis blues again – bob dylan 2. nashville skyline rag – bob dylan 3. moonshiner – bob dylan 4. tombstone blues – ritchie havens & marcus carl franklin 5. if i had a hammer (the hammer song) – trini lopez 6. the times they are a-changin’ – mason jennings 7. the lonesome death of hattie carroll – mason jennings 8. i’ll keep it with mine – bob dylan 9. cold irons bound – tom verlaine & the million dollar bashers 10. visions of johanna – bob dylan 11. fourth time around – yo la tengo 12. keep it with mine (instrumental) – bob dylan 13. i want you – bob dylan 14. corrina, corrina – bob dylan 15. when the ship comes in – marcus carl franklin 16. blind willie mctell – bob dylan 17. maggie’s farm – stephen malkmus & the million dollar bashers 18. positively 4th street – bob dylan 19. temporary like achilles – bob dylan 20. i wanna be your lover – yo la tengo 21. simple twist of fate – bob dylan 22. jude’s waltz – calexico 23. il casanova di federico fellini – nino rota 24. ballad of a thin man – stephen malkmus & the million dollar bashers 25. billy 1 – calexico 26. all along the watchtower – eddie vedder & the million dollar bashers 27. man in the long black coat – bob dylan 28. one more cup of coffee (valley below) – bob dylan 29. high water (for charley patton) – bob dylan 30. ballad of hollis brown – iggy & the stooges 31. bunkhouse theme – calexico 32. goin’ to acapulco – jim james & calexico 33. (i’m not your) steppin’ stone – the monkees 34. cold irons bound – bob dylan 35. trouble in mind – bob dylan 36. pressing on – john doe 37. idiot wind – bob dylan 38. i’m not there – bob dylan 39. sad-eyed lady of the lowlands – bob dylan 40. mr. tambourine man – bob dylan 41. like a rolling stone – bob dylan 42. i’m not there – sonic youth 43. knockin’ on heaven’s door – antony & the johnsons
(sleepwalker - 31 Ocak 2008 08:02)
cate blanchett a aşık olma sebebi..richard gere ı yeniden sevebilme ihtimali..bob dylan la özdeşleşme klişesine kendini bırakış..(bkz: kült filmler)
(numayis - 10 Şubat 2008 03:04)
bir filmin sozlukteki, metacritic'teki, surdaki burdaki basliklarinda olumlu, sitayisperver yorum ve entryler okuyunca, o filme hitap ettigi kitle uzerinden elestiri getirmek guclu oluyor, zorlu oluyor. niye? cunku illa birini kiracak, birilerini karsiniza alacaksiniz. ama bu filmin kritiginin, elestirisinin ederi de az biraz o. bundandir ki ozur dileyerek baslamak isterimamerika'nin ve amerikan hakim ideolojisinin biyografiyle olan simbiyotik iliskisini anlamadan, bilmeden bob dylan'in hayatina yonelik bu estetizasyon calismasini degerlendirebilmek, bir yere oturtmak pek mumkun gorunmuyor. konu ederken ve daha onemlisi konu ederek yigin'in uzerinde bir yere cikartmayi kolektif eylem edinmis olan amerikan biyografik oykulemesinin bob dylan orneginde de tipki diger orneklerde oldugu uzere konu mankenini konu mankeninin selling pointi ile butunlestirip sunmasi, yani satmasi kacinilmaz oluyor. 60larin "folk scene"inden sarkilarinin kalitesi ile oldugu kadar geleneksel'i tekrardan tanimlayan sistemler ve kategoriler ustu bickin sair lansmaniyla siyrilan bob dylan'in o meshur ve cok taklit edilen "kaotik, cynic, no bullshit attitude"unun estetik bir izdusumunun de bio-pic'ine yon veren deger olmasindan dogal ve beklenilir bir sey olamazdi sanirim. dylan roportaj ve kulliyatinda ne kadar kacmis, ne kadar osuruk muhalefet yapmis, ne kadar anlasilamayan ama cok derin bir seyler soyledigi icin yalniz kalan trajik romantik kahramani oynadiysa, onu konu eden film de bi ro kadar amorf bir maskeyi takip bir seyler soyluyormus gibi yapip, dogru yanit-sorulara ters soru-yanitla, boktan isnatlara sikko sarkazmlarla karsilik vermis, 60 lardan beri surup giden iceriksiz, tarihsiz, kisiliksiz tarih ve kayip jenerasyonun kayip bireyleri anlatisina bir tugla da o cakmis.50 yasinda yazar-yonetmenin 11 yasinda cocugun yetiskinesk dublajini yapmaya calisip bocalamasindan, fellini'nin sekizbucuk'unu hic bir makul gerekce yokkensiyah beyaz cekiyorum gaziyla apartmasina kadar, firildak gibi cevirdigi filmin 2. dakikasindan itibaren karnima agrilar soktugunu, estetize edilmis biyografiden estetize edilmis bir doneme, o donemden estetize edilmis bir insanlik ve estetik kuramina kadara uzanan bu 5 dakikada bir fade in fae out dongusu icinde soundtrack-aforizma gudumlu filme izlemek mecburiyeinde kaldigim 750 dakika boyunca "kafam girsin" dedigimi soylememe bir gerek olmali. olmali cunku, bir allahin kulu da cikip film berbatmis demedi. diyeydi, az dusunurdum. ama nasil bir gucse dylanin sorgu sual kabul etmez hikmeti, "60lara damga vurmuslugu" kerametinden midir nedir, hakkinda olumsuz bir tek yargi duymadigim bu filmi izleyen bizim matinede filmin gulunmemesi gereken yerlerinde kahkahlarla gulen bir seyirci ile beraberdik. e madem haftalardir oynayan bir film dunyayi kurtaran adam gibi yanlis kahkahayla taclaniyor, madem altin kizlarda roz'u dinlemek mecburiyetinde kalan doroti zbornak gibi hirsimdan yumrugumu isirmak konusunda yalniz kalmiyorum (bkz:doroti zbornak in hirsindan yumrugunu isirma hareketi), nasil oluyor da bundan haberimiz olmuyor? nasil oluyor da edgy gorunmeye calisan holivud isi bio-pic olmus, gotume benzemis, yarragima benzemis diyen bir kisi bile cikmiyor? bunlar beni uzdu, yordu. ama iste servis iste hizmet. bu tip birey yuceltimi, hayat ve durus pazarlamasi, statu ve prestij pazarlamasindan hazzetmeyenler izlemesin; kendi hayatina yon vermek icin idol arayisi, kible ihtiyaci icinde olan ve olmak zorunda birakilan kesim ise zaten ben soyleyeyim, soylemeyeyim bu bickin adam karikaturunu "ozel ve farkli olmak" adina zaten icsellestirip, ululayarak siradanlasmaya intikal edeceklerdir. neyse, dylan filmde gosterildigi kisinin onda birisi gibiyse ayni masada 5 dakika oturamam, edemem. ama bickin ya, herseyi kuescin ediyor ya, kendisine sorulan sorulara "of beni yine yanlis anladiniz, hmsss, nasil degil niye, olmek degil,yasamak, ben kaosu sectim, kaos beni secmedi" diyor ya. ondan, yani establishment denen gotu bokluya, sovmen bir karsi cikis yapti diye aliyoruz elin durzusunu, ilkesiz kokosunu kral yapiyoruz. entryimi bob dylan in filmde benzetildigi rimbaud ile ne derece alakali oldugunu gordugumuz bir pasajla kapamak, baudelaire'in ve bu adami bir donemin ruhu, sesi ve alim-i kul sairi yapan herkesin ruhu sad olsun istiyorum."the press: how about brecht? read much of him?dylan: no. but i've read him.the press: rimbaud?dylan: i've read his tiny little book 'evil flowers' too. "afferin cok iyi yapmissin.metnin devami:http://www.interferenza.com/bcs/interw/65-mar3.htm
(otisabi - 1 Mart 2008 09:48)
istanbul film festivali programına son anda konulan ek seans vasıtasıyla izleme şerefine nail olduğum, özellikle jude quinn ve arthur rimbaud karakterlerine diğer 4 karakterden ayrıca hayran kaldığım, * sırf bob dylan şaheserleriyle huşu bulmak için bile izlemeye değer film.--- spoiler ---beyaz zemin üzerinde tezahür eden ben whishaw'un canlandırdığı arthur karakterinden nasihatler:arthur rimbaud : seven simple rules of going into hiding: one, never trust a cop in a raincoat. two, beware of enthusiasm and of love, both are temporary and quick to sway.three, if asked if you care about the world's problems, look deep into the eyes of he who asks, he will never ask you again. four, never give your real name. five, if ever asked to look at yourself, dont. six, never do anything the person standing in front of you cannot understand. and finally seven, never create anything, it will be misinterpreted, it will chain you and follow you for the rest of your life. --- spoiler ---
(cahillik cok kotu bir seydir - 22 Nisan 2008 17:20)
sadece film olarak baktığımda vasat ama bir belgesel filmiolarak baktığımda değişik ve farklı yapısıyla görülmeye değer bir film. bob dylan'ın içinde yaşattığı başka karakterleri farklı oyunculara oynatmak kesinlikle çok güzel düşünülmüş birşey olmuş. ayrıca bob dylan'a en çok benzeyen şaşırtıcı ama cate blanchett olmuştur.eğer içimdeki karakterler dışarı vursaydı ve bunları birileri oynasaydı kesinlikle biri heath ledger * diğeride christian bale olurdu.
(mszebra - 29 Nisan 2008 15:31)
turkiyede gosterime girmesinden aylar once, yakin bir arkadasimla gecenin bir yarisinda izlemistim bu filmi. sevdigim insanlar hakkinda her seyi ezberleme sendromuna yakalandigim icin, dylanin hayatini cok farkli bir sekilde ele alan bu filmi bir sure sonra anlamayi basarmistim. filmdeki hic bir ayrintiyi kacirmadan izleyenler bile kabul edecektir ki, orumcek agi gibi bir plota sahip, izleyeni zorlayan bir filmdir. zor oldugu kadar farkli bir filmdir, ozellikle biyografik filmlerde bir donum noktasidir. ukala olmak istemiyorum ama, sadece bob dylan i gercekten taniyanlarin bu filmden zevk aldigini dusunuyorum. cate blanchett, jude quinn ile benim de filmdeki favori bob dylan karakterim oldu, konusmasi ve ses tonundan feminen el hareketlerine kadar hayallerimdeki bob'u canlandirdi. ozellikle beatles uyeleriyle ziplayarak dans ettigi sahnede buruk buruk guldurdu. arthur rimbaud nun kullanilmasi ve ballad of a thin manin calindigi sahne beni en cok etkileyen detaylar oldu. bu kadar buyuk bir adama, bu kadar buyuk bir film yakisirdi.
(scissorhands - 18 Mayıs 2008 17:16)
--- spoiler ---the beatles ile buluşmasına gönderme de içerir.--- spoiler ---
(event - 7 Haziran 2008 09:22)
soundtrack'inde yer alan şarkıların tamamı bob dylan'a ait tabii ki, ancak bunlardan sadece bir tanesini dylan söylüyor, diğerleri cover. doğru tracklist şu şekilde:1. eddie vedder & the million dolar bashers – all along the watchtower2. sonic youth – i'm not there3. jim james & calexico – goin' to acapulco4. richie havens – tombstone blues5. stephen malkmus & the million dolar bashers – ballad of a thin man6. cat power – stuck inside of mobile with the memphisblues again7. john doe – pressing on8. yo la tengo – 4th time around9. iron and wine & calexico – dark eyes10. karen o & the million dolar bashers – highway 61 revisited11. roger mcguinn & calexico – one more cup of coffee12. mason jennings – the lonesome death of hattie carroll13. los lobos – billy 114. jeff tweedy – simple twist of fate15. mark lanegan – man in the long black coat16. willie nelson & calexico – señor- tales of yankee powercd21. mira billotte – as i went out one morning2. stephen malkmus & lee ranaldo – can't leave her behind3. sufjan stevens – ring them bells4. charlotte gainsbourg & calexico – just like a woman5. jack johnson – mama you been on my mind / a fraction of last thoughts on woody guthrie6. yo la tengo – i wanna be your lover7. glen hansard & markéta irglová – you ain't goin' nowhere8. the hold steady – can you please crawl out your window?9. ramblin' jack elliott – just like tom thumb's blues10. the black keys – the wicked messenger11. tom verlaine & the million dolar bashers – cold irons bound12. mason jennings – the times they are a-changin'13. stephen malkmus & the million dolar bashers – maggie's farm14. marcus carl franklin – when the ship comes in15. bob forrest – moonshiner16. john doe – i dreamed i saw st. augustine17. antony and the johnsons – knockin' on heaven's door18. bob dylan & the band – i'm not there
(kimi raikkonen - 27 Kasım 2008 13:21)
bob dylan'in hayatini ana hatlariyla biliyorsaniz dahi film sizi takip konusunda biraz yorabiliyor. ama bu yoruculuk sanirim filme the doors gibi mistik bir hava vermek icin yapilmis (ornek pek dogru olmadi ama) ve cok da basarili olmus. alti farkli aktor ve degisik isimlerin kullanilmasi da bob dylan gibi bir suru degisik evreden gecmis bir insani anlatmak icin cok basarili bir yontem olmus. ozellikle cate blanchett sevenler filmden apayri bir tad alacaktir. cate blanchett dylan'in cok goz onunde bir bolumunu oynuyor diyebiliriz ve bu acindan o sekanslar cok kritik. cate blanchett cok guzel altindan kalkmis diye dusunuyorum, zaten bunun gibi kritik rollerin insani kendisi (bkz: coffee and cigarettes). cate blanchett'in sesinin de hicbir ses prosessorunden gecirilmemis olmasi da bence bu karakterleri dylan'dan sogutma etkisi adina cok yerinde olmus, bir de wally'nin solak olmasi var buna ornek sanirim. filmin sonuna geldiginizde her seyi anladiniz mi yoksa hicbir sey anlamadiniz mi karar veremiyorsunuz sanirim dylan adina da verilmek istenen mesaj bu.--- spoiler ---bir sahnedeki "seven simple rules of going into hiding" de film ve karakterle ilgili cok sey anlatiyor. oradaki besinci kural " if ever asked to look at yourself, dont" derkenki iki major oyuncunun birbirine baktigi sahnedeki yadirgatmayi da gormezden gelmek elde degil.--- spoiler ---edit: biraz daha okuyunca aklima geldi aradigim ornek lost highway idi.
(amandur - 4 Şubat 2009 15:56)
ismiyle müsemma bir film i'm not there. bu yüzden, bob dylan biyografisi izleme umuduyla gidenler için büyük bir hayal kırıklığı olabilir. bildiğiniz biyografik filmlerden fersah fersah uzak bir yapım zira. ve fakat, bu minvaldeki özgün işlenişi sebebiyle de takdire şayan aynı zamanda.bob dylan'a atfedilen sıfatların/ içinde barındırdığı karakterlerin hayat bulması ve ayrı ayrı öykülenmesiyle şekilleniyor film. şarkı seçimleri de, öykülerin içerikleri göz önüne alınarak sunuluyor izleyiciye.süresiyle az-biraz can sıksa da; dylan şarkılarıyla mest, blanchett'a bir kez daha hayran olup bitiriyorsunuz filmi.heath ledger'ın da son filmlerindendi galiba. o açıdan da önem teşkil edebilir; kendisine bir veda niteliğine bürünebilir pekala.
(shat - 4 Mart 2009 22:48)
bob dylan filmi diyenin alnının karışlanması gereken film. bir kere hemen şunu söyleyeyim, spoiler mpoiler içine de almayacağım: "aaaa bob dylan mı?? evet çok severim laav süpriiim laaav süpriiim! çok tatlı yaaa :)))" diyenler filmden uzak dursun. bir kere o robbie williams ve hayır bob dylan hiçbir zaman boyband'de yer almadı. hatta "aaa bob dylan mı? efsane yaaa! hav meni taymz mast e men voooolk dauuun laylaylalaaaaay" insanları da uzak dursun, annenizden emdiğiniz süt burnunuzdan gelir, uyarayım. geri kalan müzik giikleri, sinema meraklıları için de şöyle bir notum var: todd haynes insanı bu filmiyle bob dylan'ı bahane ederek kendi çapında başarısız bir post-modern kimlik analizine yeltenmiş. bunu da sanırsam mr dylan'ın zamanının ötesinde olduğu inancından gaz alarak yapmış. ben de tam o noktayı anlamayarak şunu sormak isterim kendisine, todd okuyorsan, daha bir dikkatli oku: yahu bu adam tam da zamanının adamı değil mi? hani dylan eksperi olduğumu söyleyemiycem ama ben dylan şarkılarını seviyorsam, o zaman içinden, o kontekstte seviyorum. bu kadar basit. neyi bu kadar karmaşıklaştırdık, neden it is complicated çok anlayamadım. kontrolsüz entellik, entellik değildir; benim anladığım bu i'm not there'den. cahilsem, saçmaladıysam mesaj atın.
(fake plastic love - 12 Mayıs 2009 00:29)
ortalikta yine edie sedgwick'in eksik olmadigi filmdir. michelle williams'in da sienna miller* gibi, asil hatundan takriben sekiz nokta uc kat daha guzel, daha tatli hatunlar oldugunu gorunce "yahu bu hatun neymis zamaninda bre" demekten kendinizi alamiyorsunuz.ayrica koskoca filmden aklimda sadece bu kaldi ya, helal olsun bana. astronot.
(the gambit - 11 Haziran 2009 06:40)
zor ama detaylari cozdukce zevkten dort kose yapan bir film. arka planda bob dylan sarkilari farkli muzisyenlerce seslendirilirken 6 farkli karakterin bob dylan'in yasamina paralel benzerlikleri sergiledigi, izlemeye devam ettikce gozleri parlatan film. bob dylan sarkilarinin duyulmaya basladigi sahneler cok zekice. ozellikle simple twist of fate'in girdigi sahne cok iyi. richard gere'i billy the kid rolune burunup ask filmlerindeki capkin olgun erkek rolunu kisa bir sureligine biraktigi icin ayrica takdir etmek gerekir. cate blanchett ise apayri bir basyapit filmdeki rolu ile. ozellikle de bob dylan belgeselini onceden izlemisseniz eger, kendisinin nasil da basarili bir role burundugunu gormemek cok zor. bu kadar mu guzel bosvermis rolu yapabilir bir sanatci, bu kadar mi guzel sigara icer, parmaklarinin arasinda tasir, bu kadar mi gercekci bob dylan bakislari atar, elmacik kemiklerinin altindan yanaklarini hafif ice cekerek sessiz bir bakis firlattiginda gazetecilere...
(bioluminicence - 19 Ekim 2009 17:10)
belgesel değildir, bu yüzden bob dylan hakkında; daha doğrusu bob dylan'ın müziği ve şairliği hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan kişiler için bir şey ifade etmemesi normaldir. belgesel olanı için: no direction home
(rdx - 6 Nisan 2010 14:10)
digiturk, moviemaxfestival kanalında yayınlandığını görünce keyifle tekrar izlemeye başladığım, sigara mozaikleri yüzünden oynayan 6 karakterin de yüzünü göremediğim film. öyle ki cate blanchett'in sadece saçları mozağin dışında kalıyordu.filme gelince; uzun uzun anlatmak yerine -imge, alıntı ve hayalden oluşan an'ların ve- "özet geç" taktiğinin kullanıldığı film olmuş.
(gulferke - 8 Temmuz 2010 10:29)
harika bir sevişme sahnesine sahip filmdir.filmde sadece buna takılmış felan değilim tabikide fakat görsellik açısından ve hatta her açıdan oldukça başarılı bir sahnedir.bunun yanı sıra farklılığı ve takip ettiren yapısıyla oldukça başarılı.
(gls - 24 Ağustos 2010 12:33)
Yorum Kaynak Link : i'm not there