şu aralar acaip takıldığım bi şarkı. klip süper, hatun hoş, vokal ise maalesef sadece idare eder.ayrıca şarkı insanda "madem aldatıcaksın, aldatacağın biriyle birlikte olma bırak adamı gitsin" dedirtio dinlerken,sevgilisinin yanından gelip aldattığı zavallı abimize sarılıp ağlamalar falan,sanki zorla tutuo herif seni,göt.bak sinirlendim şimdi.
tabi son derece beyhude çabalar, nafile sinirlenmeler bunlar.rihanna miamide malibu içiodur muhtemelen şu an anasını satiim.

sözlerini de yazayım da tam olsun madem

unfaithful - rihanna
story of my life
searching for the right
but it keeps avoiding me
sorrow in my soul
cause it seems that wrong
really loves my company

hes more than a man
and this is more than love
the reason that the sky is blue
the clouds are rolling in
because i'm gone again
and to him i just can't be true

and i know that he knows i'm unfaithful
and it kills him inside
to know that i am happy with some other guy
i can see him dying

i don't wanna do this anymore
i don't wanna be the reason why
everytime i walk out the door
i see him die a little more inside
i don't wanna hurt him anymore
i don't wanna take away his life
i don't wanna be...
a murderer

i feel it in the air
as i'm doing my hair
preparing for another day
a kiss up on my cheek
he's here reluctantly
as if i'm gonna be out late
i say i won't be long
just hanging with the girls
a lie i didn't have to tell
because we both know
where i'm about to go
and we know it very well

cause i know that he knows i'm unfaithful
and it kills him inside
to know that i am happy with some other guy
i can see him dying

i don't wanna do this anymore
i don't wanna be the reason why
everytime i walk out the door
i see him die a little more inside
i don't wanna hurt him anymore
i don't wanna take away his life
i don't wanna be...
a murderer

our love
his trust
i might as well take a gun and put it to his head
get it over with
i don't wanna do this
anymore (anymore)

i don't wanna do this anymore
i don't wanna be the reason why
everytime i walk out the door
i see him die a little more inside
i don't wanna hurt him anymore
i don't wanna take away his life
i don't wanna be...
a murderer (a murderer)

(inner silence - 20 Ekim 2006 21:53)

gerçekçi olması nedeniyle insanın sinirini bozan bir film. aldatma konusunda bugüne kadar izlediğim en rahatsız edici film aynı zamanda. o değil de richard abime yapılır mı bu bee?

edit: evlenmek veya nişanlanmak üzere olanlar izlemesin.

(cofcof - 14 Kasım 2006 03:15)

seyrettiğimde, zamanında "nefessiz" mi öyle bir filmde seri kız götürücüsü rollerini oynayan riçırd abimizin şimdi de aldatılan iyi koca rollerine düşmesi dolayısı ile hey gidi günler dedirtmiş idi.

(poturgilinpotur - 6 Aralık 2007 16:35)

kadinlara issiz adam filmi ne hissettirdiyse, erkeklere de unfaithful filmi onu hissettirmistir. buna ister aldatilmislik deyin, ister nefret deyin. sonucta rahatsiz edici yanlara sahip olduklari kesin.

(helldoradotcom - 4 Aralık 2008 13:41)

uyku duzenimin ayvayi yemisligiyle baglantili, gecenin korunde bir kez daha maruz kaldim bu filme. kisa notlarla bu filmden cikartilabilecek hayat dersleri su sekilde:

- aldatan kadini bilemem fakat, o trende giderken kendi kendine deli deli gulumsemeler, yok efendim gunduz duslerine dalip manasiz ortamlarda "a-aa kadin delirdi ayol dupeduz" denecek aciklikta bosluga dalarak tebessum etmeler, muthis yakalanmis ayrintilar cidden. tutku tanimi cercevesinde kadin davranisi konulu bir panel olsa, bu trendeki iki dakikalik sahne gosterilsin yeter. buradan erkekler icin cikacak soyle de bir ders var; esiniz/ sevgiliniz/ sevdiceginiz deli deli ve o andaki duygusal tepki cercevesine uymayacak bicimde gulumsuyorsa, ve sayet noral bir rahatsizligi yoksa, bingo sizi aldatiyor. ayy baska sey dusunuyorsur, yok dalgin filan, size garanti ediyorum alakasi yok. iddia ediyorum, bir kadini malca ve dalginca gunduz duslerine daldirarak gulumseten tek sey asktir. o anda da sizinle bir iliskideyse ve yaninizdayken bu dalmalari yasiyorsa, o askin objesi de katiyetle siz degilsiniz, kadinin metresidir. ne var, olamaz mi kadinin metresi? hayatta metresten buyuk devlet var mi be! hadi uzulmeyin, saka ayol saka, kadin kim metresi olmasi kim, di mi? hah, bence de aynen oyle, sevgiliniz de annesini dusunup kikirdiyor arada zaten, suphesiz.

- diane gercekten tum romalilari sutun konusunda sasirtabilecek bir potansiyle sahip. olivier martinez zaten tanrinin bir lutfu, adami insan gibi gorusumu bir sure once kaybettigim icin bu konuda objektif olamayacagim kesin. de, karizmayi cizen tek karakter richard gere olmus. yillarin karizma richard'i itelenen, otelenen, istenmeyen erkek olmus dupeduz. hadi buna tamam, fakat itelenip de bu kadar ezikce israrli olmasi, izleyici olarak bende sikinti yaratti ki bu adam insanin e$i olsa "manyak misin yahu, bir nefes aldir, aaaa ki$t ayol ki$$t!" der. demek ki, sevdiceginizle kuvete giriyorsaniz ve kadin siz girer girmez ay ben usudum deyip kaciyorsa, mazlumu oynayip "ayy biraz daha kal" dememeli. demem o ki, ortada olivier olmasa da bu kadin bu adami aldatirdi, ama lutfen yaaa israrindan daha itici bir sey galiba ismail turut olabilir.

- her sey bir yana, bence bu aldatmanin bir numarali sebebi cocuktur. ya-rab-bimmm, bu kadar itici bir cocuk olabilir mi dunya uzerinde? evlerden disari. iddia ediyorum, diane mutlulugu disarida aradiysa bu esinden cok cocugun tum film boyunca sergiledigi embesil ve bagimli kisiligi yuzundendir. insan oyle bir cocugu oldugunu unutmak icin hergun baska biriyle aldatabilir esini, oyle boyle bir giciklik degil.

- her sey yalan, olivier martinez tek gercek. esim beni olivier'le aldatsa ben hak veririm, erkek olman hic farketmez bebegim, cok dogru bir secim yapmissin derim. donup dolasip geldik mi yine "peki ya beni adriana lima'yla aldatir misin?" cizgisine. cok guzel bir kulturumuz var, yeterince tanitmiyoruz ulkemizi.

(procastinator - 28 Mart 2009 13:43)

masturbasyon filmimdir. ne zaman sevmek hastalığına tutulsam, bir posta boşalırım aşk zayıflığımın üstüne. vücutsal sıvıların ilginç bir gücü vardır. aşkı yücelttiği kadar yerin dibine de sokar. mesele, sıvıların kimyasıyla değil zamanlamasıyla alakalıdır. yanlışa doğru bile bile atılan adımların hesabını verecek kadar gücünüz var mı? titreyen vücudunuzun girip saklanabileceği bir delik var mı? nefesinizi kesen adamın yüzünü değişmez kılmanızın bir yolu var mı?

yok... yağmurun altında yapayalnız adımlar atmayı seçişimin nedenidir sizin değişken yapınız.

aldatmak, büyülü bir odadır. erkek denen yaratık o odanın kapısından tereddütsüz geçer. yeter ki o kapı açık olsun. ama bir gerçek vardır ki o kapının anahtarı kadındadır. burada erkek cinsini temize çıkarma derdinde değilim. ama kabul edin ki kadın kapıyı açmadan erkeğin o sorumsuz karakteri bile bu adice olaya yeltenemez. o kapıyı kapalı tutmanızın bir yolu var mı?

yok... güneşin doğuşunu yapayalnız izlemeyi seçişimin nedenidir sizin kontrolsüz yapınız.

aldatmak, koca bir uçurumdan atlamaktır. erkek denen yaratık o uçurumun ucuna yaklaşamayacak kadar korkaktır. ancak bir kadının tutku serüveni, o erkeği ilk adımı atmaya ikna eder. erkek ile kadın yükselirken, o uçurumdan düşen tek şey masum bir sevgidir. o uçurumun kıyısında gezinmeyecek kadar sevginiz var mı?

yok... dağınık dünyamın içinde bir şeyler bulup ardına saklanma telaşımın nedenidir sizin sadakatsiz yapınız.

... toplanmamış bir oda benle hayat,
sen, yağmur sonrası...

(chunksia - 27 Aralık 2009 06:51)

tahmin edilemeyecek kadar huzursuz edici, huzursuz edecek kadar gerçekçi bir film. kesinlikle sevgili/eş v.s. ile izlenmemeli. nitekim paranoyakça sorulara ve şüpheli bakışlara yol açabilir

(tinker23 - 12 Ocak 2010 02:29)

ve gece! bir yurt odasında üst ranzadan kiralanır laptop.. perdesiz camdan dolunay ışığı arka plan olur geceye. yastık dikleşir, ayaklar organına göre uzatılır. pc fıtratına uygun halde diz üstüne çekilir; kucaaaak kucaaak kucaaaak!...

ekranı açmaya olanak sağlayan ay ışığının parlaklığını hollywood yıldızları cilalamaya başlar. bir süre devam eder. sonra güneşi kıskanır da gider ay. görünmez olur camdan dolunay. kızgın güneş diane lane yanarak aydınlatır. akarak göz banyosu yaptırır.. kendinizi kaybettiğiniz yerde bulursunuz, aha da buldum !!

00.00 da başlayarak dört saatte tamamladığım, play stop güzelliklere dala dala seyrettiğim şahyapıt, başeser. aklımı dilime dolayan efser, suçlu filmlerinin... belgesel film kuşağından seçkin örnek yavrusu film. adam öldürme teknikleri, aldatırken dikkat edilecek 5 püf nokta... ne ararsan var işimize yarayacak!

şu cırlak yeşil çeken keçe kalemi elimize aldırtacak sahnelerle dolu. gurur ve şehvetle sunar;

baba uzaklara gidince annenin uzanıp sevgilisini düşündüğü sahnede çocuğun gelip; "üzülme anne babam nasıl olsa gelecek" lafı omurga sahibi her insana koyar nitelikte. koyar koymasına da ya sadakatsizliğinden ötürü çalışanını kovan kahramanımıza sadakati arayacağı yeri öğreten iş ortağı? süper. kahramanımızın cinayet işledikten sonra ceseti bagaja atıp kalabalığın içine gelmesi ise gereksiz bir senaryo cüretkarlığı. bu gıdıklamadı pek.

dedektiflerin son gelişinde (4 hf sonra) kaçacak yer kalmaz. karı koca gerçeği bilir, birbirlerinin bildiklerini de bilir de dil susar göz ağlar. öylece kalakalırlar. bu sahne süper drama ile örülüdür.

"kadınlar soyunurken,
erkekler düşünürken,
bebekler uyurken güzeldirler" sözüne de sadık kalınmış.

bir de filmin sonlarında şömine başında içerek plan yaparlarken diane lane'in giydiği kazak pek bi yakışmış..

artık bundan sonrası üç noktanın söylediği

(etkilenmekicinkotuarkadasariyorum - 5 Mart 2010 13:52)

anlatmak istediğini en sade şekliyle anlatabilmiş, izlediğim en rahatsız edici filmlerden biri. ayrıca izlediğim en estetik ve konsept sevişme sahneleri bu filmde yer alır.

(halitkin - 8 Mayıs 2011 22:07)

aslinda uc bolumden olusan bu guzide filmin ilk kisimda constance dokunamamanin heyecaniyla kavrulur, ikincisinde suburban yasaminin adrenalinsiz seksini geride birakip degisik mekan ve pozisyonlarda mustehcen^* vukuatlar yasar, ucuncusunde ise fazla medeni richard gere zavallisi girisken ve yahsi paul'un kapisini calar. aciklidir bu film. bircok sey gozumuze sokuluyor, mesela paul'un constance'in paltosunu cikarirken elini omzuna degdirince aradaki elektrik kivilcimlari, evet mutlaka kafedeki tuvaletten ciktiginda ust dugmesi acik kalicakti, ya da kucuk charlie'nin ana babasi arasinda sorun olduunu hissedince altina kacirmasi, ci$in gozumuze sokulmasi. (bkz: diane lane)

(yummy - 27 Şubat 2003 00:21)

bu filmi 2-3 kez seyrettiğimde henüz bekardım, filmi çok beğenmiş, senaryosuna bayılmıştım, bugün evli olduğum dönemde ilk kez izledim ve film resmen bana şamar gibi çarptı. kendimi adamın yerinde gibi hissettim, kadın adamı aldattıkça ağlayasım, kendimi duvarlara vurasım geldi. kesinlikle psikolojinizin alt üst olmaması için evliyken izlememeniz gereken filmdir.

(tspark98 - 27 Ağustos 2012 23:27)

evliligi gectim sevgili varken bile izlenmemeli bu film. hatta hic izlemeyin lan bigun sevgiliniz olur elbet. hele bi de benim gibi manyaksaniz.

-alooo
*efendim?
-kim lan o herif kim lan o keserim lan hepinizi.
*noldu yine allahin manyagi
-ya kizim su sadakatsiz varya onu izledim allah belasini versin
*ehehe
-gulme lan cok sinirliyim.

(nikolai luzhin - 27 Ağustos 2012 23:32)

diane lane'in tüm oyunculuk yeteneğini sonuna kadar kullanmaktan geri durmadığı film. özellikle trende ağladığı sahneye dikkat diyorum ki dikkat kesilin.

(lepridik - 27 Ekim 2012 02:51)

onunden gecen bos taksiye binmedigi an her sey basliyor. iliskinin basladigi an icin, o gece oraya gelmeyecektim ama nasil geldim bilmiyorum veya cok az tanidigim birisi beni hic tanimadigim kisilerin arasina bilmedigim bir yere davet ediyor ve bulusuyoruz demek gibi. disarida yapilan ilk bulusmadaki gerginlik ve cevrede mutlaka islerin sonunda kotuye gidecegini gosteren isaretler olmasina ragmen onlarin gormezden gelinmesi ve duygulara yenik dusulerek onemsenmemesi cok guzel anlatilmis. film daha cok kadin tarafindan anlatildigi icin kadinin iliskinin her aninda neler hissettigi cok guzel anlatilirken diger erkek sadece onunla beraber olmak isteyen bir kisi ve aldatilan koca ise magdur olarak anlatilmis. kocanin da neler hissettigi biraz belli edilmis ama oliver martinez'in canlandirdigi karakterin sadece beraber olduklari sahnelerde var ve bu iliski ile ilgili neler dusundugu pek gosterilmiyor. sonucta kotu adam rolu kaliyor ona.

(salvador dali - 6 Ocak 2013 13:22)

filme geç kalıp, koştur koştur girip de fragmanın niye bitmediğini anlayamayınca yanlış filme girdiğimizi fark ettiğimiz filmdir. çok uzun yıllar geçti izlememden ama aklımda en bariz kalan, adamın kadın uyurken beline çizdiği çiçek figürüydü, kadın sonradan fark ettiğinde bir panik çıkarmaya çalışmıştı, gerçekten de acı çektiren bir filmdi. kimbilir belki yeniden izlerim ve bir edit gelir.

ayrıca rihanna'nın en güzel olduğu ve en güzel şarkısıdır, " i dont wanna be a murderer" der. gerçekten de haklıdır, çünkü sevdiğin tarafından aldatılmak öldürülmekten beterdir.

(princess sparkle - 19 Nisan 2013 03:55)

küçük tesadüflerin insanların hayatlarını nerelere sürükleyebileceğini bir kez daha gözümüze sokması açısından güzel bir filmdi unfaithful, ülkemizde gösterime girdiği tarihte pek popüler olan ahmet altan kitabı "aldatmak" ile beraber anılır olmuştu adı. kitabın görsel versiyonu gibiydi belki, "aldatma" mefhumunu kadın gözünden anlattığı için izleyen erkeklerde hayal kırıklığı yaratmıştı çokça. oysa diane lane'in yaşadığı ikilemler, gelgitler, hatta yüz ifadeleri bile fazla tanıdıktı çoğu kadın için; bu kadar gerçekçi olmayı başarabildiği için güzel bir filmdir bence unfaithful, izlenmelidir.

(poison - 14 Şubat 2004 02:47)

hakkında yıllar önce komik bir diyalogun geçtiği filmdir:

nikator : canım sıkılıyo amk,
arkadaş : film izleyelim, bak pc'de unfaithful var, yeni film daha, güzel baya.
nikator : konusu ne peki?
arkadaş : valla müdür, richard gere'ın karısını sikiyolar,
nikator : ee?
arkadaş : o da bu gidişe bir dur diyor.

(nikator81 - 21 Ocak 2014 22:59)

gerilim filmi denilmiş ya gerçekten de gerilim filmidir. hayatımda ilişki anlamında izleyip de canımı böyle acıtan bir kaç filmden birisidir.

kadın diğer adamla her buluştuğunda mideniz kasılır. içiniz resmen yanar. ben bu tarz filmlerde perişan oluyorum. filmden sonra bi müddet kendime gelemiyorum. o acıyı yaşıyorum. hastalıklı bi ruhum var demeyeceğim çünkü candan izleyince size de aynı şey olacak.

ayrıca, ilişki içindeki o küçük flörtlerin ta .mına koyayım. 35 yaş üzeri atarlı insanlar gibi büyük harfle yazmak isterdim bu cümleyi. hep böyle başlar çünkü. zararsız olması kişinin karakterine bağlı elbette de. de'si var işte.. bak izleyeli kaç zaman oldu, adını görünce bile aklımda yer ettiği için hala aynı ''ah ya'' hissini taşıyorum. allah gerçekten tam bir bağlılık ve sadakat nasip etsin.

(ben bilirim beyim de bilir - 26 Ocak 2014 23:16)

ve beklenen fırtınalı havalar geldi.

(bkz: 31 ocak 2015 istanbul fırtınası)

şimdi kadınlar bej trençkotlarını giyip yalnız alışverişe çıksınlar. yardımsever pauller de vaziyetlerini alsınlar

three, two, one.. action!

tanım: fırtınalı havalarda oliver martinez'in ve diane lane'in kulaklarının çınlamasına sebep olan film.

(fincansiz - 31 Ocak 2015 04:35)

paul martel'in fransiz aksanli ingilizcesi, özellikle telesekreter mesajiyla yardiran film:

- ay em not eveyliböl et zı moğmunt. piliğz liğv yoğr mesıj aftığ za bip. a-ha!

(cle - 17 Temmuz 2004 02:11)