--- spoiler ---

yerel hamlet.

--- spoiler ---

(writer - 4 Kasım 2007 13:18)

hayatimda gordugum en oryantalist film. mardin'in tas evleri, yrel kiyafetleri, etnik cesitliligi fonda sos olarak dururken onde istanbul sivesiyle tirat atan her biri bilgelestirilmis karakterler. hele maruf'un sevgilisini oynayan aglak kiz, sanki mardin'in koyunde degil, cihangir'in entel kafelerinden birinde sevgilisiyle kavga ediyor gibi.

yeni sinemacilar'a pek uymamış bı film. sanirim bir donemin mardin modasina denk dusmus. ama yine de takva'ya kadar alinan yolu goruyoruz filmde hic degilse, umutlaniyoruz.

(oz dionysos - 9 Kasım 2007 08:49)

üsküdar-icadiye mahallesinde bir sokagin adi.

(streetrider - 1 Eylül 2002 15:16)

arif olan manasına gelen şey, arif küklü olması gerek.

eğitimle ilgisi ortada olduundan ayrıca (bkz: maarif)

(reincarnative lizard - 1 Eylül 2002 15:26)

sadece ruhi sarı ve arzu oş için izlenebilir bu film ama genel olarak da çok samimi bir film.

sanırım filmde geçmiyordu ama filmi anlatan türkü ahçik'tir. dinlemeyenler erkan oğur'dan dinlemeli tabii. turkuaz789'dan geliyor; ahçik

(ne nedir ne ne degildir - 26 Aralık 2009 23:15)

teatral diyalogları ile akılda kalan film, bu yüzden de sinema eseri olarak başarılı kabul etmek zor... hikayenin özü ile olay kurgusu arasındaki ilişki perhiz ve lahana turşusu ikilisini hatırlatıyor ister istemez..

olay kurgusundan kastım; fantastiklik işte.

bi' de, mardin'e gitmek gerek.

(serseri marti - 22 Nisan 2010 02:02)

maruf (hayat veren: ruhi sari), güneydoğu anadolu’da müslümanlar, hıristiyanlar ve yezidilerin birlikte yaşadığı bir köyde büyümüş. askerliğe gitmeden önce nişanlısıyla evlenmeyi ister. fakat amcası(canlandiran: nihat ileri) öldürüldükten sonra geleneklere göre onun dul kalan karısı cankız (oynayan: meltem cumbul) ile evlenmesi gerekmektedir. bu olay maruf’un hayat felsefesini derin bir şekilde yaralar, gitgide din, ahlak ve töre kurallarını tekrar gözden geçirmeyi yeğlerken, yeni görüşlerden yana tavır alır

(lecagot - 6 Aralık 2002 23:29)

velhasil turk sinemasindaki eli yuzu duzgun fantastik filmlerden sayilabilir. fantastik kelimesi fimin degerini kucultme amacli kullanilmamistir

(lecagot - 6 Aralık 2002 23:31)

shakespeare' nin hamlet' i ile türkiye kürtlerinin yaşadığı dramatik hadiselerin arasındaki bağı keşfeden serdar akar ve önder çakar' ın, gemide filmi' nde kum kosterinde yaşayan işçilerin hayatına yüzde yüz doğrulukla nüfuz edebilmelerine rağmen, bu bağı, mardin insanına üç dakikalık tiradlar attırarak harcamaları yazık olmuş.

--- spoiler ---

bir de tüfek ile üzerine 5 defa ateş edilen adam o kadar yaşamaz. yaşasa bile hamlet misali konuşamaz.

--- spoiler ---

(sesut - 3 Ocak 2011 19:59)

dînin ve aklın beğendiği şey.

(c kardelen - 23 Şubat 2003 16:12)

şiir adı.

(skaara klorel - 23 Nisan 2003 15:32)

aynı zamanda çankırı'nın korgun ilçesine bağlı bir köy.

(meth - 6 Ağustos 2012 16:33)

osmanlıca hukuk terimi
meali: tanınmış.

(liquid - 7 Ağustos 2003 03:41)

sairane oldugu kadar destansi-ancak inandiriciliktan yoksun diyaloglara sahip karanlik bir film.

(mascara - 11 Mayıs 2004 00:45)

yönetmenliğini serdar akar'ın yaptığı film.

(ben ruhi bey nasilim - 17 Ekim 2004 06:42)

herkesçe bilinen, ortada olan.

(zazie - 25 Eylül 2001 17:06)

celiskiyi iyi bi kurgu ve tiyatro kokenli oyuncularla verince guzel bi film cikmis ortaya..
ruhlar alemiyle dogu kulturunu yogurmuslar..
izlenilesi film..

(lunchtogether - 12 Kasım 2001 22:11)

türk sinemasının esrarengiz filmlerinden.. 2001 yapımı olması ayrı bir muamma.. dinsel,töresel ve spirütüel göndermeler mevcut. cd nin arkasındaki yazıyı okuyupta “klasik” bir köy filmi izleyeceğimizi düşünüp “maruf’a evlenmek isteyeceği kızı vermeyecekler, töre var..” filan olacak zannedildiğinde film bittikten sonra uzun bir şok etkisi yaratıyor..uzun bir dumurlaşmadan sonra “noluyor ya” yargısı yerini “hamlet lan bu” çıkarsamasına bırakıyor..ilk tespitler filmin tiyatral bir anlatımı olduğu, şekspirsel tiratların mevcut olduğu, hatta bu senaryonun bir tiyatro oyununa daha çok müsait oluşu vs vs. yani serdar akar “köy”e şekspir' i sokmakla kamamış, köye david lynch i, sırlar dünyasını, ruhi sarıyı her bir şeyi sokmuş.hatta “köy”ü sinemaya sokmuş: efsaneleri,kültürü,dinsel yargıları ile..filmin tek “normal” yanı meltem cumbulun “köylü” rolü oynaması denilebilir.. neyse..bi kere köylü tiratlar genelde yönetmenlerin köy filmlerinde “gerçekçilik” iddiasıını tercih etmeleri sebebiyle afallatıyor. biçimselliğin dışında filmin kurgusundaki “klasik” oyunlardaki dramatik çatışma ortamı hamlettekine benzer biçimde “baba”, “ölen amca” üzerinde oluşmuş. amcanın gelen ruhlarının sırlar dünyasından farklı olamaması ve bence filmin en önemli sakat tarafı olan “iyi” ,“kötü” çatışmasının “iyi” ayağı olan amcasının söylediklerininde pek gözümde “iyi” yansımaları olmaması büyük bir zaafı filmin..bu çatışmaların ne olduğuna elbette izlemeyenler vardır diye girmeyeceğiz. ama filmin sonundaki “gerçek”liği muallakta bırakma ve filmin çözümüne ilişkin derin ip uçları filmi esrarengiz ve kişisel kılıyor. david lynch tadı olmasa da bu, farklı bir şey.. filmin içeriğinde ise dinsel kabullerin yeri bence özel bir yerde..son olarak serdar akar ve önder çakarın hamletbenzetmesine kızdıklarını, serdar akar ın kurtlar vadisinden kazandığı paralarla neler yapacağını ailecek merak ettiğmizi belirtir, türk sinemasına saygılarımı sunarım..

(ebucan - 22 Ağustos 2005 19:52)

(bkz: http://ulas.teori.org/…t&task=view&id=162&itemid=29)

(ubg - 3 Aralık 2005 14:48)

serdar akar'ın gemide ve dar alanda kısa paslaşmalar'dan sonra çektiği ve ama filmografisinde yer alan en zayıf filmi.
filmle ilgili beni rahatsız eden iki nokta var. ilki ses; zira filmin bir çok yerinde diyalogları anlamakta zorluk çektim.
filmin diğer sorunu ise tempoydu kanımca. zira gemide filminde tek bir mekanda bile tempoyu istediği gibi arttırarak izleyiciyi ekrana bağlayabildiğini bildiğimiz serdar akar bu filmdeki düşük tempoyu bir türlü arttıramamakta. bu da zaman zaman izleyiciyi sıkmaktadır.
sonuç olarak, açıkçası hamlet'ten etkilenerek, böylesi bir trajediyi mardin'in bir köyüne uyarlamak belki kağıt üstünde iyi bir fikir gibi gözükmüş olsa bile, sinemaya aktarımı pek parlak olamamış. bunda belki de en az payı olan oyunculardan ruhi sarı yine, izlediğim her filminde olduğu gibi iyi oyunu ile göz kamaştırıyor.

(gioberg - 8 Temmuz 2006 14:10)