film şöle böle diye yorumlamaya gerek yok. küçük kız bütün film ekibine postayı koymuş, alayınıza gider demiş, bu sayede film ilginç oluvermiş. ballısın penahi ballı, istesen olmaz.

(hcengizhank - 29 Mart 2011 01:27)

kurmaca ile gerçeklik arasında, muazzam güzellikteki cafer penahi filmi. ikinci uzun metraj filmi olmasının yanında istanbul film festivali ve lacorno'dan da ödülle dönen film.

filmin ikinci bölümünü izlerken hep aynı soru vardı aklımda; kurmaca mı diye? hatta oto tamir yerinde bir iki kişi kameraya bakıyordu bence. hakkında bir de yazı yazmışım o da ekşi sinema'da.
http://eksisinema.com/…r-gercekle-kurmaca-arasinda/

(goflet - 30 Ağustos 2011 21:33)

sevimli ve de bilmiş bir çocuğun eve dönüş yolculuğu vesilesiyle iran sokaklarına/caddelerine bir bakış atmamızı sağlayan film. hattâ, film içinde film.

(martin jacques mystere - 28 Ekim 2011 01:23)

spoilerlı.

çok ama çok minnoş bi kız çocuğu okuldan çıkıyor, annesi gelmiyor, tek başına eve dönmeye çalışıyor, kayboluyor. kimse onu dinlemiyor. tahran sokaklarında ordan oraya sürükleniyor, her an bi araba çarpıcak, kötü niyetli birinin eline düşecek diye bekliyorsun. o kadar minik ve etkisiz, carcar bağırıp durmasa varlığını kimse farketmeyecek. sonra görüyoruz ki meğer filmin başrol oyuncusuymuş. çünkü aslında herkes kendi filminin başrolünde ya.
sonra eve gitmek istiyor, yine yolunu bulamıyor. artık oynamak istemiyor ama gerçeklik işte. gerçeklik denen film ne fena.

(keine ahnung - 3 Kasım 2011 04:51)

tahran'a gitmis gibi olmami saglayan film. once belediye otobusunden, sonra kucuk kizi izleyen aractan goruntuler.

--- spoiler ---

kucuk kiz film ekibine posta koyup tek basina evine donmeye calisirken durdurdugu takside, ibo'dan haydi soyle caliyordu..

filmdeki mac da 16 aralik 1996'da oynanan ve 6-2 iran'in kazandigi iran-guney kore 1996 asian cup maci.

--- spoiler ---

(ipkins - 21 Mayıs 2012 22:56)

gerçeklik ayarınızla oynayan filmdir. filmi bir yandan sevip bir yandan sevmediğimi belirtmeliyim. iran hakkında özet geç deseler ancak böyle bu kadar iyi olurdu diyebilirim. futbol milli takımının başarıları dahil her şeye değinme durumu mevcut.

--- spoiler ---

yalnız, o film gerçekten kurmaca değilse (minik bir şüphe hâlâ var içimde) yapılan şey gerçekten suistimaldir. minnacık çocuğun başına o film sırasında bir şey gelse, o zaman kim hesap verecekti, vicdanlar nasıl rahat edecekti. bazen insan olarak sınırlarımızı kaçırıyoruz.

sanat için birini ya da bir şeyi riske atacak isen, önce kendini at diyorum ben. o küçük kızın caddede başıboş koşması beni ziyadesi ile gerdi.

fikir orjinal, ama yine söylemem gerekiyor, eğer gerçekten kurmaca değil, o kızın güvenliği sağlanmadı ise, benim için çöp.

--- spoiler ---

(yaraticilik0 - 1 Kasım 2012 00:31)

1997 yapımı jafar panahi filmi. film, okul çıkışı küçük bir kızın annesinin kendisini almaya gelmemesi sonucu küçük kızın kendi çabaları ile eve gitmeye çalışmasını anlatıyor. filmde iran insanının genel bi portresini göstermeye çalışmış jafar panahi. özellikle otobüslerdeki kadınların konuşmaları ile kadınların günlük yaşamları yansıtılmaya çalışılmış. film normal bi şekilde giderken filmin ortasında küçük kızın ben oynamak istemiyorum diyerek filmi bırakması ile bir anda gerçekliğe dönüşüyor, film ekibine kızıp evine kendisi gitmek isteyen küçük kız filmi bir anda gerçeğe çeviriyor ve filmin geri kalanı küçük kızın gerçekten de kendi evine gitme çabasını anlatıyor. sanırım bu da jafar panahi'nin şansından olsa gerek büyük şans kızın seti terk edip kendi kendine eve gitmek istemesi. ama filmin ikinci yarısı boyunca insan düşünmeden edemiyor acaba gerçek mi yoksa kurgu mu.

(adaminbiri12345 - 21 Şubat 2013 21:50)

--- spoiler ---

mina'nın evine dönmek istediği sırada kötü niyetli biriyle karşılaşmamış olması, film ekibinin o çılgın trafikte küçük kızı kaybetmemeleri ve polislerin cok rahat bir şekilde 'kendim giderim' deyince küçük kızı bırakmaları olayın kurmaca olduğu izlenimini düşündürüyor. bir de 'evime gidicem, doğum günü partisine katılıcam' diye tutturan cimcimenin neden okuluna döndüğü ise ayrı bir soru işareti. evini bulamayacağını kabullenişi görüntülerde yok çünkü.

--- spoiler ---

iran sineması'nı ciddiye almamı bana bir kez daha hatırlatan film. kurmaca ya da degil ben jafar panahi'nin fikrine bayıldım. her iki şekilde de orjinal senaryoya bağlı kalınmış filmden cok daha merak uyandırıcı. ha şimdi meydanı buldu, ha biri çıkıp küçük hanımın ailesini bulacak derken film akıp gidiyor. yalnız orjinal senaryoyu -tabi öyle bir şey varsa- merak etmiyor değil insan, eminim o haliyle de film izlenmeye deger olurdu.

(saklayayim yok soyleyeyim - 21 Mart 2013 04:37)

"kurgu, gerçeğin aynadaki yansıması mıdır?"temasından yola çıkılarak yapılmış enfes bir jafar panahi filmidir. filmde kurgu ile gerçek arasında gidip gelirken bir top gibi sağa sola tosluyorsun. öyle bir toslama ki insanın başını döndürüyor. film bittiğinde ise hala o malum soruyu soruyorsun kendine; neresi gerçek, neresi kurgu...

(zzebercett - 27 Temmuz 2013 01:03)

--- spoiler ---

başroldeki kızımız, yönetmenin "kameraya bakma mina!.." uyarısına sinirlendiğinde önce kolundaki alçıyı çıkarır, otobüsten iner ve kaldırım kenarına oturur. sesçinin mikrofonu çıkartıp özgürlüğüne kavuşturmasını bekler... bütün film ekibi paniğe kapılır ve oyuncuyu ikna etmeye çalışır. öte yandan, mina'nın tepkisinden sonra 35 mm'lik kamera da yerini handy cam'e bırakır. ışık, diyafram ve kadrajla ilgili bütün kurallar alt üst olur... savruk ölçekler, hatta ölçeksizlikler üzerinden ikna çabalarına tanık olur izleyici. aslında artık "izleyici" rolü terk edilmiş, bizzat sahnenin içindeki tanıklardan ve çalışanlardan biri olunmuştur. karanlık resimler, bakış ve baş boşluğunun deforme olduğu çerçeveler birbirini takip eder. tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi...

küçük mina, çekim ekibi tarafından oyuna devam etmesi yönündeki çağrılara kulak asmayınca, yönetmen ilginç bir karar alarak, asistanına, oyuncunun eve gitmesine izin vermesini söyler. "mikrofonu da üstünde kalsın, sesçiyi sorarsa yemeğe çıktığını söyleyin, dokunmasın aparata!..." der.

kamera, sesi takip ederek, küçük mina'nın eve gidiş mücadelesini -bu kez gerçek mücadelesini- kaydetmeye çalışacaktır artık.

yaşananlara dışardan bakıldığında, çocuk oyuncunun "kurmaca" keyfini reddetmesi son derece çarpıcı bir gerçeği işaret etmektedir: neticede çocuklar, "oyun" dünyasının keyfinden vazgeçmezlerken, bu filmde yine "oyun" uyanıklığına her yönden sahip bir çocuk aktristin, yetişkinlerin sahtenin de sahtesi "oyun"unu kabul etmemesi düşündürücüdür. zira, evinin yolunu ararken parkta dinlenen yaşlı bir kadınla söyleştiğinde isyanı daha net anlaşılmaktadır:
"benden sürekli ağlamamı, mutsuz görünmemi istiyorlar!..."
"ama bu bir film sonuçta çocuğum!"
"ne olursa olsun, sonra arkadaşlarım benim mızmız olduğumu düşünecekler. bir de koluma alçı taktılar, sanki sakatmışım gibi.."

filmin final sahnesine gelince... rol yapmaktan daralıp isyan edişini sempatik duygularla izlediğimiz küçük mina, nihayet evine ulaşır. asistan yaka mikrofonunu çıkartıp kadrajı terk ettiğinde, kamera, kapıyı kapatana kadar mina'ın bakışlarına hapsolur... "ben, oyunun dışına çıkma cesaretini gösterdim.. ama siz!..." diyen bakışlarına..

--- spoiler ---

(uzunada1969 - 1 Ağustos 2013 02:58)

iran sineması olduğu için pek bilinmeyen filmdir, eğer bu film bir amerikan yapımı olsaydı, üzerine methiyeler dizilir, filmi tarkovski yapmış olsa sayfalarsa analizler yapılırdı...
filmde dikkatimi çekti, kısa bir sürede olsa ibrahim tatlıses'in haydi söyle şarkısı çalmaktadır.

(ucan hancerler birligi - 6 Aralık 2013 15:56)

1997'de altın leopar'ı kazanan filmdir.

(uzunada1969 - 29 Aralık 2013 23:54)

17. uluslararası istanbul film festivali'nde altın lale'yi kazanmış filmdir.

(uzunada1969 - 20 Şubat 2014 23:55)

okul çıkışı annesi gelmeyen mina'nın evinin yolunu bulmaya çalışmasını anlatan oldukça güzel bir film.cafer penahinin zekasının ve şansının ürünü bu film.filmin yarısında başrol oyuncusu küçük kız filmi bırakıyor fakat penahi kızı takip ediyor ve filmi çekiyor.yönetmen istese bu kadar güzel konuşmalar çıkmazdı,hele yaşlı kadının hikayesi oldukça etkiledi beni.

(gskopat - 17 Haziran 2014 01:22)

filmde otobüsdeki müzisyenlerin çaldığı ve filmin sonunda da çalan müzik iran avcı türküsüdür. the hunt

(basso continuo - 19 Eylül 2014 23:56)

jafar panahi çok büyük adam.

kiarostami'nin talebesi olduğu, minicik görüntülerde, geçişlerde pek güzel, pek korunaklı hissediliyor.

çok şey gevelemek isterdim bu filmle ilgili, ama ufacık bir şey deyip gideceğim.
en başta, henüz ''film içinde film'' devam ederken, mina'nın ardında görünen balon satıcısı!

küçükken, babam balonla oynamama izin vermezdi, patlar da bir yerimi zedeler, ağzıma girer de boğulurum deyi.
panahi'nin her filmde bir biçimde anlattığı ''çocukluk'' en çok bu ''balon''u içeriyor işte.

(ghir enta - 15 Şubat 2015 22:10)

cafer penahi'nin yönettiği 1997 yılı yapımı filmi.
annesi okul çıkışında kendisini almaya gelmeyince kaybolan mina'nın hikayesini anlatır. fakat filmin orta yerinde mina, "ben artık oynamak istemiyorum!" deyince film, kurmacadan çıkar gerçekliğin tam içinden ilerlemeye başlar.
ayneh, 17. uluslararası istanbul film festivali'nde de gösterilmişti.
(bkz: ayna)
(bkz: the mirror)

(uzunada1969 - 24 Haziran 2006 14:21)

cnbc e'de de gosterilen bir film. super bir kucuk oyuncu var filmi basindan sonuna goturen.

--- spoiler ---
ama aslinda filmin konusu baska. gercekte, gozlemciyi gozleyen bir film.
--- spoiler ---

(alcione - 26 Ağustos 2006 23:19)