Pride and Prejudice (~ Orgullo y prejuicio) ' Dizisinin Konusu : 18.yüzyıl sonlarında, sınıf bilincinin hakim olduğu İngiltere'de beş kız kardeş olan Bennet'lar - Elizabeth veya Lizzie, Jane, Lydia, Mary ve Kitty, annelerinin iyi bir koca bulup geleceklerini güvence altına alma hayalleriyle büyütülmüşlerdir. Fakat, neşeli ve zeki bir mizaca sahip olan Elizabeth, kendisine düşkün olan babasının da desteğiyle hayatını daha farklı ve dolu dolu yaşamak için çabalamaktadır.
Ödüller :
Downton Abbey(2010)(8,7-153644)
North & South(2004)(8,7-26467)
Jane Eyre(2006)(8,3-18803)
Emma(2009)(8,1-13133)
Sense & Sensibility(2008)(8,1-9152)
Pride & Prejudice(2005)(7,8-226583)
Sense and Sensibility(1995)(7,7-90400)
Persuasion(2007)(7,5-12584)
Northanger Abbey(2007)(7,3-12383)
Mansfield Park(2000)(7,1-22970)
Becoming Jane(2007)(7,1-53579)
Emma(1996)(6,7-32191)
BAFTA : "BAFTA TV Award-Best Actress"
sayısız (4 kere) filme çekilen, en son colin firth (allahım) ve jennifer ehle'li 1996 bbc versiyonu ingiltere'de bir çok fırtına koparmış, sayısız (bir sürü)hayran sahibi kitap. hikaye olarak gayet sevimli&akıl fikir sahibi bir kızımız olan elizabeth bennet'in yakışıklı, zengin ama terbiyesiz&götü kalkık delikanlımız fitzwilliam darcy'i reddedip sonra çok afedersiniz kafasını maymunun götüne sokup çıkmışa döndüğü-hoş darcy'nin de farklı bir durumda olmadığı anlatılır, ancak olay bu kadar değildir, evlenecek başka çiftler, yapılacak sosyal eleştiriler vardır. "feministim" diyenin okuyup anlamaya çalışması gereken, "insanım" diyeninse okuyup anlaması gereken, faydalı bir eser.
(elizabeth darcy - 17 Şubat 2002 00:02)
mr. darcy'nin ilk evlilik teklifi için (bkz: bir evlenme teklifini okuz gibi yapmak)
(ridleyscott - 1 Haziran 2007 13:39)
1995 bbc versiyondaki kadin oyuncularin, 2005 versiyonundakilerden yaklasik 10 kilo daha fazla kilolu oldugu, iki versiyon arasindaki en gözle görülebilir (literally) farktir. her iki film de ayni yüzyili ve ayni kadinlari anlattigi halde! böylece günümüz kadinlarinin 90li yillarda kate moss ile birlikte lanetlendigi tezi ve bunun filmlerden, bakis acimiza kadar etki ettigi tekrar ispatlanmistir. kate moss'tan sonra, yaslisindan gencine zayifindan sismanina her kadin en az 5 kilo vermek istemektedir.
(son kurabiye - 27 Temmuz 2007 20:11)
filmin gerçekten aşmış bir ingilizcesi var. öyle ki; filmi izledikten sonra benim bildiğim ingilizcenin fatih terim ingilizcesi olduğunu anladım.(bkz: i dont see back i see front)
(melihturkish - 6 Aralık 2007 20:28)
internette kendisiyle ilgili bilgi toplarken facebook iletileriyle yapılan bir özetine rastladığım kitap. abinin ya da ablanin biri hiç üşenmemiş, romanı facebook diliyle özetlemiş. baştan sona. bir cinnet anında gençlere roman okutmanın tek yolunun bu olduğunu düşünmüş olabilir. romanın hazin sonu bu mu olacak dersiniz?işte o site ve facebook diliyle pride and prejudice: http://www.much-ado.net/austenbook/
(ama arkadaslar iyidir - 15 Ocak 2009 17:55)
beyazıt sahaflar çarşısında (1947 yılı, newyork pocket book yayınevinden çıkan baskısını) bulduğum başucu kitabım.*kitabın arasından 1948 yılına ait bir de gazete küpürü çıkmaz mı, o küpürde de annabel lee* şiiri yazmaz mı? anlayan beri gelsin, bu ne raslantıdır? okumaya kıyamaz, sararmış sayfalarına dokunamaz oldum... da vinci'nin şifresini çözsem bu kadar sevinmez idim.
(duwalya - 13 Ağustos 2009 00:00)
1996 bbc yapımındaki ilk evlilik teklifi: *--- spoiler ---darcy: boşuna çabaladım bilakis başaramadım. duygularımı bastıramıyorum. sizi ne kadar tutkuyla sevdiğimi ve size karşı ne derece hayranlık duyduğumu ifade etmeme izin vermelisiniz. ki, bunu bu derece açıklıkla belirterek, ailemin, dostlarımın ve eklemeliyim ki kendi sağduyumun dahi arzularına karşı duruyorum. aile mevkilerimizdeki aşikar farkın her türde hısımlığı menfur hale getirdiği ortadadır. akıl sahibi bir insan olarak, ben de aynı hal üzerine düşünmekteyim, lakin... ilk anlardan itibarendir, akli melekelerimi ezip geçiyor tutkulu takdir ve saygım. yalvarıyorum size, ızdırabıma son verin ve eşim olmayı kabul edin. elizabeth: zannederim ki bu türden meselelerde bir nevi kabullenmişliği boyun eğerek ifade etmek beklenir. lakin yapamayacağım. sizin müspet görüşlerinizi hiç bir zaman arzulamadım, anlıyorum ki siz de pek bir memnuniyetsizlikle, kerhen ihsan etmişsiniz. eğer sizin üzerinizde eleme sebebiyet verdiysem, bunu gayri ihtiyari gerçekleştirdim, umarım ki yalnız kısa bir mühlet devam edecektir. darcy: bu mu şimdi mukabeleniz? ne için böyle bir nezaketsizlikle reddedildim, merak içerisindeyim?elizabeth: ben de ne için bu kadar aşikar bir arzuyla hakaretane olması amaçlanan bir şekilde nefsinize, mantığınıza ve hatta karakterinize karşı gelerek bana muhabbet duyduğunuzu söylemeyi tercih ettiğinizi merak edebilirim. bu, nezaketsiz isem bile bunun için yeter derecede bir sebep değil midir sizin kabalığınız? hakkınızda menfi fikirlere sahip olmam hayrete mukabil değil, bilakis ... çok sevdiğim kız kardeşimin saadetine engel olmuş bir adamı kabul edebilmemi ne sağlayabilir? inkar edebilir misiniz yaptığınızı?darcy: inkar etmeyi arzulamıyorum bile. dostumu kızkardeşinizden ayırabilmek için kudretim dahilindeki her şeyi yaptım ve bu husustaki başarım beni ziyadesi ile memnun ediyor. zannederim ki bu mesele, ona kendime yönlendirdiğimden daha şefkatli bir ihtimam gösterdiğimi ortaya koyuyor. elizabeth: yalnız bu mesele değil size karşı menfi hissiyatımın temeli. öncesinde, bay wickham’a yaptıklarınızı duymak tavrımı belirledi. bu hususta kendinizi nasıl savunacaksınız peki?darcy: pek bir alakadarsınız beyefendiyle!elizabeth: beyefendinin başına gelen kem talihi duyan kim alakasız kalabilir ki? darcy: kem talih, elbette! hakikaten pek bir kemdi talihi!elizabeth: ve sizin irtibatınız bu meseleyle. siz, siz onu fakru zarurete düşürdünüz, ve şimdi kibir ve ihtihza ile karşılıyorsunuz durumunu!darcy: demek benim hakkımdaki kanaatiniz bu yönde! bu muhasebeyle hakikaten ağır cürümlerim.fakat belki bu cürümler gözardı edilebilirdi, eğer bunca süre sizinle olan ilişkimi ciddiyetle gözden geçirmeme sebebiyet veren engelleri bu kadar açıkça ifade edip gururunuzu incitmeseydim. nefsi ve akli mücadelemi bir kenara bırakıp sizi pohpohlasaydım belki... fakat, her türden sahtelik iğrendirir beni. utanç da duymamaktayım hislerimden. tabii duygulardı onlar. ilişkilerinizin bayağılığı beni mutlu mu kılmalıydı? tebrik mi etmeliydim kendimi, durumu benden mutlak surette aşağıda olan biriyle olan irtibatımdan ötürü?elizabeth: bay darcy, ziyadesi ile yanılmaktasınız. teklifiniz sırasındaki ifadeniz beni eğer ki bu teklif nezaket ile yapılsaydı sizi reddetmekten doğabilecek her tür pişmanlıktan korudu. henüz sizinle münasebet kurduğum ilk andan itibaren hal ve hareketleriniz beni küstahlığınız, kibiriniz ve kendi dışınızdaki kişilerin düşüncelerine dair bencil horgörünüz konusunda ikna etti. sadece bir aylık bir mühlette sizin, dünya üzerinde evlenebileceğim en son adam olduğunuza kani oldum. darcy: kafi, hanımefendi. hissiyatınızı tamamiyle anlamaktayım. ve ifade etmiş olduğum duygularımdan utanıyorum. vaktinizi işgal ettiğim için özür dilerim. lütfen sıhhat ve saadetiniz için iyi dileklerimi kabul ediniz.--- spoiler ---
(wilwarin - 4 Aralık 2010 10:00)
1995 bbc yapımı dizi uyarlamasında güzeller güzeli jane'i doğu alman gülle atıcısı bir hanımın oynadığı kitap. yani böyle de seksist yorumlar yaptırdı ya bana, o kadar "jane değil" bir karakter. casting felaketi.
(biyiksiz kedi mahmut - 9 Ağustos 2011 16:26)
mr. collins'in türk olduğunu düşünüyorum.
(janis baby - 26 Ekim 2011 10:18)
filmn özellikle son bölümü şahaser... tekrar tekrar izletecek cinsten... baba diyor ki; eğer başkası olsaydı asla vazgeçmezdim senden!.. kızını kimselere layık görmüyor... onu başka bir erkekle paylaşmaya yanaşmıyor!... ama o kadar güçlü bir adam var ki elizabeth'e talip olan, gururla devrediyor erkeksi içgüdülerini... baba ve kızı arasındaki olağan bir psikoanalitik hesaplaşma son sahne.... ve defalarca seyredilmeyi hak diyor... şahane!..
(ecco homoreous - 15 Temmuz 2012 02:04)
keira knightley nin aptal gülüşleri dışında gerçekten güzel film. özellikle mr.darcy artık efsane bir karakterdir benim gözümde
(tiptannefreteden - 7 Ağustos 2012 16:26)
"if your feelings are still what they were last april, tell me so at once. my affections and wishes have not changed, but one word from you will silence me forever. if, however, your feelings have changed, i will have to tell you; you have bewitched me, body and soul, and i love, i love, i love you. i never wish to be parted from you from this day on."
(mad as a hatter - 18 Mart 2013 13:45)
asla kitaplardaki aşkı bulamayacağını bir kez daha yüzüne çarpan eserdir. bay darcy olacak bir tane de sana aşık olacak da reddetsen de hep senin için uğraşacak da dünyanın en iyi kalpli insanı olduğunu fark edeceksin de üstüne bir de ultra zengin olacak, sana duyduğu aşk uğruna kendisiyle çatışacak, gelip de seni bulacak. evet. mr. collinslere muhtacız gençler şu zamanda. ayrıca colin firthten mükemmel mr. darcy olamazdır.
(woodstock and snoopy - 10 Kasım 2013 22:24)
(bkz: (#50971395)gurur ve önyargı olağanüstü bir kitaptır. çünkü kadınların yaşadıklarını kadınların gözünden anlatır. koca peşinden koşan kızlar ve onları böyle yetiştiren anneyi tanıtır bize. eşi ölürse, beş kızı ile ortada kalacak olan kadına nasıl öfke duyabileceğimizi fark ettirir. 1800'ler ingilteresinde kadının miras hakkı olmamasının kadının onurunu ne hale getirdiğini anlamamız için, günümüzden geçmişe bir dehliz açar. kömür işçilerinin yer altından kazarak çıkardıkları o değerli şey gibi her satırını okuduğumuzda kezbanlığın tarihini anlamamıza yardım eder. kadınların onursuzlaştırılmalarının hangi yollarla gerçekleştirildiğini gösterir açık açık. o kezbanları tekmeleme isteği biraz da uyarmak içindir. lan onurunuzu koruyun, bu aşağılık duruma kendiniz kendinizi düşürüyorsunuz, üstesinden gelecek gücünüz var deme isteğidir aynı zamanda. bakın gelecekteki torunlarınız özgüvenli olmanın gerektirdiği şartları kurabilecek, çok daha dik durabilecekler. siz de yapabilirsiniz. gurur ve önyargının bu kadar değerli olmasının ardında cadılık suçlaması ile yakılmış yüzbinlerce kadının ve çocuğun külleri vardır biraz. bir cadıyı yakmadan önce gözlerine bakmamaya dikkat edin diye yazılmış kitaplar vardır.fransız ihtilalinin simgesi olan özgürlük eşitlik kardeşlikilkelerindeki kardeşliğin fraternite (erkek kardeşlik), eşitliğin yalnızca erkekler arası eşitlik anlamına gelmesi vardır. kadının tüm varlığının sadece bir aşka sıkıştırılmasının ne kadar sıkıcı olabileceğini en iyi anlatan kitaplardan biridir. ve tekmelemek iyidir...
(sonsuz sevgilerimle - 2 Mayıs 2015 00:14)
türkçeye gurur ve önyargı olarak çevrilmesi gerekirken (sembolizmden ötürü), aşk dışında bişi okumayı sevmeyen türk halkının dikkatini çekmek adına aşk ve gurur olarak çevrilen jane austen romanı.
(epifunny - 20 Temmuz 2005 23:48)
sometimes the last person on earth you want to be with is the one person you can't be without.(bkz: ölürüm)
(fira - 28 Eylül 2005 09:44)
2005 yapimi, keira knightley'li pride and prejudice filmi, izlerken insana "saka heralde tum bunlar" dedirtiyor hic durmadan. romanin 1995-bbc versiyonundan sonra sinema filminin cekilmesi (cesaret) insanda buyuk umutlar uyandirsa da daha filmin ilk sahnelerine hayal kirikligina ugruyorsunuz. sanki doneme ait butun guclu detaylar gormezden gelinmis, bilerek carpitilmis gibi: --- spoiler ----daha ilk bastan, bennet ailesinin evi, donemin orta sinif aile yasamina uymayacak derecede kotu. aile uyelerinin ozensiz giyimlerinden tutun da evin misafir kabul salonlarinin berbat durumu bir gentelmen olan mr.bennet'in toplumdaki konumuyla ortusmuyor. (centilmen demisken turkce'deki anlamiyla centilmenden farkliymis o donemdeki centilmenler: ingiltere'de yaklasik 20.000 ailelermis ve yillik gelirleri 700poundmis. kisaca belli bir sayginligi olan aileler..)- basli basina mr. bennet karakteri bambaska yorumlanmis: jane austen'in romaninda o yanlis bir evlilik yapmis ve bu secimin bedelini odemeyi $akaya vuran bir 'beyefendi'. mr.bennet ince esprileri ve asaletiyle elizabeth'le en yakin olan karakter.. filmde ise saci basi birbirine karismis, domuzlar ve tavuklar icinde geziyor.-elizabeth'e gelince. keria cok guzel bir aktris olsa da dalga gecti bizimle film boyunca: darcy ile ciglik cigliga kavgalar, birtakim histerik hareketler, surekli ekstra gulmeler, kalkip mr.darcy'e dans teklif etmeler vs vs.. -belki sureyi kisaltmak icin bir takim karakterler mr.bingley'in malikanesinden silinip atilmis. durmadan darcy'e yavsayip duran bingley'in kardesi (caroline) de cok silik bir karakter olarak kalmis. -lady catherine de bourg iticiligine ve burnu havadaligina ragmen aslinda yasli ve kendince yardim sever bir karakter romanda. oyle bir yardimseverlik ki bu zenginligini bir cesit $ov haline getiriyor adeta; sirf zengin oldugu icin onun bunun ozel hayatina kari$iyor. ama sonucta lady catherine cok yasli ve ne olursa olsun saygideger bir karakter romanda. oysa filmde yuzunden kotuluk akiyor resmen; asalet konusuna ise hic deginmiyorum..-jane.. romani okuyanlar bilir; o bir melektir. sorumluluk sahibi bir abladir, herseyi iyiye yorar; ictendir, pek cok seyi icine atar. davranislari her zaman dengelidir, en duygu yuklu ani bile boyledir. (elinor dashwood'a benzer biraz) belki yine zaman sikintisindan o da silik kalmis filmde..--- spoiler ---tamam. karakterleri bir yana birakin ama sorun bir kendinize; bu dunyanin en populer klasik donem romanlarindan biri. elbette konusu itibariyle cok romantik ama romanin en buyuk ozelligi de bu romantikligi okuyucuya hala klasik bir stille yasatiyor olabilmesi.. film ise resmen gi$e yapsin diye amerikan bakis acisiyla cekilmis: yagmur sahneleri, bagrismalar, klasik donemin ingiliz mukemmelliyetciligine uymayan ozensiz bir giyim,sac-bas; austen'in esprituelligine uymayan ciddi-romantik diyologlar, sanki torpulenerek siliklestirilmis karakterler..ne ingiliz dili ve edebiyati konusunda uzmanim ne de sinemayla bir alakam var; sadece jane austen'i yillar boyunca severek okuyan ve her seferinde yazarin o hep bahsedilen esprituelligini(!) daha iyi anlayan bir okuyucuyum. oyle espriler ki basli basina karakterlere gizlenmis; zeka gerektiren konusmalar ve 21. yy icin fevkalade ince sayilan ignelemelerle bezenmis. eh klasik donem denince de akla gelen susler-pusler, danteller ve bilimum etiket kurallari da bu yuzden zaten!.. kisaca bir jane austen hayraniysaniz sirf o gun austen'la ilgili bir action olsun diye filme para verip izleyebilir ve sonrasinda temizlenmek adina bbc versiyonunu emule'den indirirsiniz. yok "jane austen kim ya, keria da ne guzel hatun" diyorsaniz gidiniz, zevk alirsiniz filmden. en azindan yeryuzunden gelmis gecmis en tatli ve neseli yazarin dunyasina tuhaf bir kapidan giris yapmis olursunuz..
(clara - 23 Ocak 2006 03:37)
2005 yapimi olan joe wright'in yonettigi pride and prejudice'ta; replik, tavir ve plot ogeleri kitaptan hemen hemen birebir olarak alinip filme yerlestirilmis. onun haricindeki karakter derinligi ve islenisi, filme birebir olarak yansitilmamis. hatta cesurca olarak tabir edebilecegimiz bazi degisikliklere bile gidilmis. mr. bennet ve lady catherine' in filmdeki yansimalari buna ornek olarak gosterilinebilinir. fakat bu filmin cekilmesindeki amacin mot-a-mot kitabi yorumlamak oldugunu zannetmiyorum. zira bu kitap daha once cesitli platformlara uyarlanmamis, el degmemis olarak niteleyebilecegimiz bir kitap degil. bir ilk olmadigindan dolayi her sekilde kendisinden onceki yapitlarla karsilastirilip buna gore elestirilecektir. kaldi ki bu karsilastirma onune isitilip isitilip tekrar verilen yemegi defalarca tatmak zorunda birakilan seyircinin en dogal hakkidir.fakat bu film jane austen'in kitabini yad edip, ne kadar guzel oldugunu hatirlatmak icin cekilmemistir. [based on the novel "pride and prejudice" by jane austen] ibaresini gordugumuz an kitabin sadece bir baz olarak alindigini hatirlamamiz gerekir. bunu ayni sekilde okuyup begendigimiz her kitabin sinema uyarlamasini izlerken gozonunde bulundurmak gerekir. ayni zamanda sadece sanat icin degil, kaldi ki ortalama bir filmin cekilis surecinde "sanat" kavraminin da kac kere dusunulup, takip edildigi de tartisilir, belirli bir seviyenin ustunde gelir elde etmek icin cekilmistir. seyirciyi gercekten romantizmin cok saglam islendigi zamaninin otesinde bir feminen bakis acisi yansitan bir kitap refereransi ve gorsel tatmin vaadiyle sinemalara cekmektedir. ki bu vaad edilenler her sekilde yerine getirilmistir. oyunculardan hic birinde kusur gormemekle beraber kelimleri az ve etkisini en ust duzeyde tutarak kullanip bu sekilde yeglerken gozleriyle her daim paragraf halinde cumle kuran mr darcy'yi kanimca harika canlandirmis olan bir matthew macfayden gormek de mumkun. ayrica cekimlerdeki bazi yorumlamalar gayet kayda degerdi.--- spoiler ---ozellikle mr darcy ile lizzienin dansederlerken salonda bir tek kendileri kalmis gibi hissetmeleri, bingleyler ve darcynin netherlanddeki evlerinden arabayla ayrilirlarken kameranin bu uclunun icinde bulundugu arabadan evin icerisine yonelmesiyle, hizmetkarlarin esyalarin uzerlerine ortu ortmek suretiyle evi "kapatmalarinin" yansitilmasi cok basarili idi.--- spoiler ---sulu zirtlak duygu sellerinin yasandigi, klise romantizmden hazetmeyen bir insan iseniz; tum bunlari aklinizin bir kosesinde bulundurarak, guzel zaman gecirmek adina bu filmi, tercihen sevdiginiz bir insanla, gidip gorun. --- spoiler ------ spoiler ---[kitaptan farkli olarak filmdeki danalarin bilimum kuyruklarini koparan replikler]bilenler icin baslangic 1:mr. darcy: miss elizabeth. i have struggled in vain and i can bear it no longer. these past months have been a torment. i came to rosings with the single object of seeing you... i had to see you. i have fought against my better judgment, my family's expectations, the inferiority of your birth by rank and circumstance. all these things i am willing to put aside and ask you to end my agony. elizabeth bennet: i don't understand. mr. darcy: i love you.baslangic 2:mr. darcy: so this is your opinion of me? thank you for explaining to fully. perhaps these offences might have be overlooked had not your pride- elizabeth bennet: my pride? mr. darcy: -been hurt by my honesty in admitting scruples about our relationship. did you expect me to rejoice in the inferiority of your circumstances? elizabeth bennet: and those are the words of a gentleman. from the first moment i met you, your arrogance and conceit, your selfish disdain for the feelings of others made me realize that you were the last man in the world i could ever be prevailed upon to marry. mr. darcy: forgive me. ve son:mr. darcy: you must know... surely, you must know it was all for you. you are too generous to trifle with me. i believe you spoke with my aunt last night, and it has taught me to hope as i'd scarcely allowed myself before. if your feelings are still what they were last april, tell me so at once. my affections and wishes have not changed, but one word from you will silence me forever. if, however, your feelings have changed, i will have to tell you: you have bewitched me, body and soul, and i love... i love... i love you. i never wish to be parted from you from this day on.--- spoiler ------ spoiler ---
(martian dis kapinin mandali - 4 Şubat 2006 04:15)
--- spoiler ---favori kitabım, birkaç kez okumuş olsam da tekrar aynı zevkle okuyabileceğimden kuşkumun olmadığı tek kitap... daha ilk cümlesiyle çeker okuyucu: "it is a truth universally acknowledged, that a single man in possession of a good fortune, must be in want of a wife." bu ilk cümleyi okuruz, sonra birkaç sayfa okuduktan sonra kafamızda muhtemelen şöyle bir fikir belirir: "hmm, bu yeni taşınan mr.bingley ve ona aşık olan, ailenin en güzel kızı jane hikayenin baş karakterleri olsa gerek..". ama okudukça kitaptaki olaylar daha farklı bir boyut kazanmaya başlar ve elizabeth çıkar karşımıza.. ablası kadar güzel olmayan, ama yine de kendine has bir havaya ve güzel bakışlara sahip olan bu kızımız bingley nin arkadaşı mr.darcy yle karşılaşır. kitabın orijinal adı olan "pride and prejudice" yani "gurur ve önyargı" daha sonra kendini göstermeye başlar. darcy gururludur ilk başta, elizabeth i yeteri kadar çekici bulmamaktadır, ayrıca aralarında sınıf farkını göz ardı edememektedir. ancak daha sonra gittikçe aşık olur elizabeth e ve "in vain have i struggled. it will not do. my feelings will not be repressed. you must allow me to tell you how ardently i admire and love you." diye kalbimizi eriten bir girişle elizabeth'e evlenme teklif eder, ancak aradaki sınıf farkına değinmeyi de ihmal etmez. elizabeth ise hem darcy yi soğuk bulduğundan hem de onun hakkında duyduğu asılsız şeyler yüzünden önyargısını uzun bir süre kıramaz ve reddeder darcy yi. kitap daha çok elizabeth’in tarafından anlatıldığı için biz de sevmeyiz darcy yi ilk başta zaten. ama gün olur devran döner, elizabeth in darcy hakkındaki düşünceleri değişir (tabi bizimkiler de değişir ve darcy ye elizabeth le birlikte biz de aşık oluruz) ve mutlu sona ulaşır kitabımız... aslında romanda geçen aşkların hemen belli edilmemesi de ayrı bir tat oluşturur. kahramanlarımız aşklarını sadece sevdikleri kişiye evlenme teklif ederken açık açık söylerler. ondan önce sadece kaçamak bakışlar olur en fazla, ya da çok farklı şeylerle onlardan hoşlandıklarını ima ederler.. mesela bingley ve jane ilk defa karşılaştıklarında, bingley o sırada orada olan kızlarla bir kez dansetmiş olmasına rağmen jane le iki kez danseder ve bu davranış mrs. bennet için bingley nin jane den gerçekten hoşlandığının kanıtıdır, ki zaten öyle olduğunu görürüz sonradan.. o zamanlar evliliğin gerçekten önemli olduğunun ve evli kadınların toplumdaki statülerinin diğerlerinden farklı olduğunu da görürüz kitapta.. lydia nın evlenip geldikten sonra jane e “ah jane, i take your place now, and you must go lower, because i am a married woman” demesi bu açıdan dikkate değer.. kısacası oldukça güzel bir kitaptır, mümkünse ingilizcesinden kesinlikle okunmalıdır, okutulmalıdır… bir de colin firth ve jennifer ehle li bbc versiyonu mutlaka izlenmelidir, izlemeden önce de biri gözleri silmek biri de colin firth ü gördükçe (özellikle de üzerinde ıslak bir gömlek varken) ağızdan akan suları silmek için iki peçete alınmalıdır ele…--- spoiler ---
(edoras - 30 Nisan 2006 14:06)
hakkındaki en sık tekrarlanan övgü, öpüşmeden,sarılmadan hatta doğru düzgün dokunmadan da bir aşkın dolu dizgin yaşanabileceğini anlatıyor olmasıdır.
(zeyes - 13 Mayıs 2006 19:49)
Yorum Kaynak Link : pride and prejudice