Süre                : 1 Saat 56 dakika
Çıkış Tarihi     : 06 Eylül 2012 Perşembe, Yapım Yılı : 2012
Türü                : Korku,Heyecanlı
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  8383 Productions , Bloody Disgusting , Studio71
Yönetmen       : Matt Bettinelli-Olpin (IMDB)(ekşi), David Bruckner (IMDB)(ekşi), Tyler Gillett (IMDB)(ekşi), Justin Martinez (IMDB)(ekşi), Glenn McQuaid (IMDB)(ekşi), Radio Silence (IMDB), Joe Swanberg (IMDB), Chad Villella (IMDB), Ti West (IMDB), Adam Wingard (IMDB)
Senarist          : Brad Miska (IMDB)(ekşi),Simon Barrett (IMDB)(ekşi),David Bruckner (IMDB)(ekşi),Nicholas Tecosky (IMDB),Ti West (IMDB)(ekşi),Glenn McQuaid (IMDB),Simon Barrett (IMDB),Radio Silence (IMDB),Matt Bettinelli-Olpin (IMDB),Tyler Gillett (IMDB),Justin Martinez (IMDB),Chad Villella (IMDB)
Oyuncular      : Calvin Reeder (IMDB)(ekşi), Lane Hughes (IMDB)(ekşi), Kentucker Audley (IMDB), Adam Wingard (IMDB)(ekşi), Simon Barrett (IMDB)(ekşi), Andrew Droz Palermo (IMDB)(ekşi), Hannah Fierman (IMDB)(ekşi), Joe Sykes (IMDB)(ekşi), Jas Sams (IMDB), Lisa Marie Thomas (IMDB), Elizabeth Davidovich (IMDB), Angelyn Pass (IMDB), Fawn Ortega (IMDB), Joe Swanberg (IMDB), Sophia Takal (IMDB), Kate Lyn Sheil (IMDB), Drew Moerlein (IMDB), Jason Yachanin (IMDB), Glenn McQuaid (IMDB), Helen Rogers (IMDB), Chad Villella (IMDB), Matt Bettinelli-Olpin (IMDB), Tyler Gillett (IMDB), Paul Natonek (IMDB), Nicole Erb (IMDB), John Walcutt (IMDB), Bilal Mir (IMDB), Koz McRae (IMDB), Eric Curtis (IMDB), Justin Martinez (IMDB)

V/H/S (~ ?/?/?) ' Filminin Konusu :
V/H/S is a movie starring Calvin Reeder, Lane Hughes, and Adam Wingard. When a group of misfits are hired by an unknown third party to burglarize a desolate house and acquire a rare VHS tape, they discover more found footage than...


  • "bugün gazetesi "öldüren film" şeklinde haber yapmış zira salondan koşarak uzaklaşan kişi cok fazla uzaklaşamadn şok geçirip ölmüş(??)"
  • "(bkz: b/s/h/)"
  • "orman sahnesindeki yaratik ayni slanderman"
  • "s-vhs adında bir devam filmi gelecektir."
  • "wikipedia'ya göre 3. kasedin sonunda kızın hoplayıp durmasının sebebi, görünmeyen katilin kıza tecavüz etmesiymiş."
  • "ikinci bölümü çekilmekte olan film. bu yaz gösterime girecek."




Facebook Yorumları
  • comment image

    bugün gazetesi "öldüren film" şeklinde haber yapmış zira salondan koşarak uzaklaşan kişi cok fazla uzaklaşamadn şok geçirip ölmüş(??)


    (jessterr - 1 Şubat 2012 13:16)

  • comment image

    found footage çılgınlığının son halkası. baymasına çok az kaldı. hadi bu sene de çekiliyor bu filmler, ama bir iki sene sonra insanlar nefret etmeye başlayacak bu türden, eminim. o değil sene oldu 2012, dünyanın sonu geldi, halen "salonda 4 kişi kalp krizi, 6 kişi kısmi felç, 2 kişi havale geçirdi. insanlar kapıyı kırarak salondan kaçtı" türü zottirik haberlerle izleyicinin dikkatini çekmek isteyen prodüktörler var. asıl bayan bu sanırım.


    (sir gawain - 11 Temmuz 2012 13:44)

  • comment image

    izledim.

    soru-cevap şeklinde anlatmaya çalışayım:

    -filmde neler izleyeceğiz? olay nedir?

    filmde birbirinden farklı 5+1 tane found footoge tarzı (örnek: blair witch project, paranormal activity) kısa film var. bir grup arkadaş metruk bir evde ölü bir adam ve 5 tane kaset bulur. filmleri tek tek izlemeye başlarlar. bu 20 şer dakikalık vhs lerde korkunç görüntüler vardır.

    -filmi izleyen fenalaşıyormuş.o kadar korkunç mu?

    hayır değil. festivallerde fenalaşan insanlar 2000 den sonra doğmuş olmalı. izleyeceğimiz bu 5 film daha çok alacakaranlık kuşağı (twilight) cinsinden. yani abartılacak kadar tırsıtıcı değiller. beş film de birbirinden ilginç konulara/sürpriz sonlara sahip. kan dozu da yüksek.

    -izlenmeye değer mi?

    korku filmleri meraklıları mutlaka izlemeli. ama paranormal activity, rec kadar ürkütücü değil. bu türe (hatta found footoge denen alt türe) meraklı olmayanlara pek cazip gelmeyecektir. puanım 7/10

    -bu 5 kayıttan en iyisi hangisi?

    ilk izleyeceğimiz kısa film en iyisi.

    --- spoiler ---

    -evet, ilk film manyak olmuş. koca gözlü hatunu nereden bulmuşlar merak ettim. i like her. penis koparmazsa tabii.
    -2. film ise sonundaki sürprizle idare etti.
    -3.film doğaüstüydü. ama vasattı.
    -4.film çok yaratıcıydı. tam bir twilight öyküsü. webcam kullanılan ilk film sanırım.
    -5.filmin sonu güzel olmuş. kadın kurban eden grubun bizim elemanları görüp duraksaması süperdi..bir de arabada sıkışıp kalma hissi başarılı verilmiş. ancak kurtarılan kızın aslında şeytan çıkması klişe olmuş.
    -son film yani ana filmimiz. çetedeki karakterlerin geri kalanı nereye gitti merak ettim. ölmemesi ile jigsaw u hatırlatan yaşlı adam ise vhs leri nereden buluyordu acaba?

    ---
    spoiler ---


    (kumrengi - 8 Ağustos 2012 02:15)

  • comment image

    --- spoiler ---

    şu içine şeytan kaçmış koca gözlü ablanın olduğu bölüm acayip hoşuma gitti. filmi izlerken o gözler, o yarık alın ve o surat ifadesi filmin diğer bölümlerini izlerken bir türlü aklımdan çıkmadı. birde şu dört gencin ormana gittikleri sahne bana biraz slender man havası verdi. iyi mi kötümü bilemedim ama idare ederdi. onun dışından filmin en beğendiğim bölümü webcamlı olan bölümdü. insanı gecenin şu vakti geren güzel bir havası vardı ve gayet güzel düşünülmüş yaratıcı bir çalışmaydı. kısacası böyle paranormal activity gibi bir şey beklemeyin. ama yinede bazı sahneler insanı pis gerdi. ayrıca o lezbiyenler neydi lan. adamın parasını çalıp öldürdüler. onların amına koyim ben başka bir şey demiyorum. ayrıca filmde memiş boldu onu da ayrıca belirtmek isterim.

    ---
    spoiler ---


    (toutaku - 27 Eylül 2012 04:33)

  • comment image

    buluntu film türünde yapılmış en iyi film olduğunu söyleyebilirim. 5-6 ayrı vhs kasedi var ve film içinde film durumu kaset içinde kaset şeklinde uyarlanmış. bu 5-6'nın içinde sadece iki tanesi beğensem de diğerleri de izlenebilir durumdaydı. yalnız ilk ve son kasetler gerçekten on numaraydı.

    --- spoiler ---

    tabii bunda benim paranormal korku öğelerinden daha fazla etkilenmem rol oynamış olabilir.

    ---
    spoiler ---


    (mistir loba loba - 22 Ekim 2012 12:04)

  • comment image

    sanırım izleyip izleyeceğim son found footage filmi olacak... bir dönemi tarihe gömdüm bu rezillik sayesinde. sanki film yapmak isteyen bir grup genç girişimci sinema-televizyon öğrencisi uzun metraj film dolduracak bir senaryo bulamamış, gitmiş yirmi dakikalık zottirik kısa filmler çekmiş, bunları da uzun metraj film diye bizlere, o saf insanlara yedirmeye çalışmış.. onuncu dakikadan itibaren kendimi keriz gibi hissetmeye başladığım filmlerin sayısı bir elin parmağını geçmemiştir. bu da o listeye son süratle giriş yaptı sağolsun..

    --- spoiler ---

    kasetlerle ilgili teker teker yorumda bulunacak olursam:

    1. kaset: sanırım en özen gösterilen ve en uzun kaset buydu, ya da bana öyle geldi. "amerikalılar gerçekten bu kadar gerizekalı mı?" sorusuyla geçen dakikalar sonunda malum gore sahneler ve sönük bir final. meğerse şeytanmış. ööehh. sonunu sündürmüşler.

    2. kaset: içinde doğaüstü hiçbir şeyin geçmediği tek kasetti. son on saniyelik twistini at, geriye gerçek kesit kalıyor. bittikten sonra "şu üç günlük dünyada yirmi dakikamı neye verdim ben şimdi?" dedirterek durup dururken iç hesaplaşması yaşattı. filmden sonra anneciğimi ariyim, helallik isteyim diye düşündüm.

    3. kaset: anlamamak.. yerde kuru yapraklar, ormanlık alan vs görünce kafa ister istemez blair witch'e gitti. ama keşke onun onda biri kadar gerebilseydi.. ne olduğunu gerçekten anlamadım. kız meğerse katili tanıyor muymuş? onunla ortak mıymış? sonunda bağırsakları neden çıktı? o halde neden yattığı yerde hop hop hopladı? çocuk niye gelip kızın yanında öldü? dediğim gibi. 3. kaset benim için eşittir anlamamak oldu.

    4. kaset: web cam olaya bir farklılık katmış, klişe olsa da çocuk hayalet falan da güzeldi. bir an için acaba güzel bir hikaye izleyebilecek miyim diye düşünmedim değil. ama neyse ki film çok geçmeden kendini hatırlattı ve gerizekalı bir çözümlemeyle bu kaset de bitti. sağlık olsun. çirkin kız memesi gördük en azından.

    5. kaset: açık ara en fantastik ve en doğaüstü kaset buydu ama en azından aksiyon vardı. bir şeyler oldu sürekli. ilk leş dört kasetin ardından beklentim o kadar düştü ki bu kasette eğlendim niyeyse. sonundaki "meğerse kız şeytanmış eki eki" twistine artık bir şey demiyorum. tüm filmin özeti aslında. "aslında şeytanmış eki eki!" çözümlemenizi sikeyim.

    esas kaset: tipleri görsen itü-makine okuyan çocuklar dersin, efendi zannedersin. gidiyolrar boş evlerde cam falan kırıyorlar.. oğlum iq'nuz kaç lan?.. zaten o eve neden gittiler, orada kasetler olduğunu nereden öğrendiler meçhul. sorgulamadım da. dayıda bir olay olduğu belliydi. ama ee, ne oldu sonunda? meğerse neymiş? korkunç suratlı biri kameraya doğru ağzını açıp "rööaarrhh" yapınca her şey çözülüyor mu? bu kadar basit mi? tekrar etmiş olacağım ama çözümlemenizi sikeyim. gerçekten..

    ---
    spoiler ---


    (sir gawain - 22 Ekim 2012 23:19)

  • comment image

    büyük umutlarla beklediğim fakat tam anlamıyla hayal kırıklığına sebep olan tırt bir film.

    --- spoiler ---

    ilk kasetteki hatunumuzun kelime dağarcığı pek gelişmemiş. "i like you" dan başka bişey duyamadık nerdeyse kendisinden. otel odasında da kızımızın ayaklarını gördüklerinde neden kaçmadılar veya neden garipsemediler, o kadar mı kafaları güzeldi onu da anlamadım. gerilimsiz bir bölümdü üstelik.

    ikinci kasetteki çiftimiz gayet iyiydi hoştu da, sonunda kadının adamı öldürmesi sürpriz oldu hakaten. gerçi öldürmeleri için mantıklı bir sebep te yoktu. yani cüzdandaki 100 dolar için veya araba içinse saçma, eğer kız lezbiyen ilişkiyi yürütmek için öldürdüyse yine saçma bana göre. git sevgiline söyle ben lezbiyenim diye olsun bitsin, adamı otel odasında kesmek niye?

    üçüncü kasetteki mal kız sözüm sana! madem o ormanda bi boklar olduğunu biliyorsun, madem daha önce o katil ile karşılaşmışsın, ne diye daha kendini ve arkadaşlarını riske atarsın ki? neymiş efendim, bişeyleri kanıtlayacakmış. al sana kanıt, götünü keserler öyle. ormandaki katil de insan gibi eli ayağı var, bıçak kullanıyor üstelik ama gel gör ki ayı kapanına yakalanmasına ve dikenli tahtalar ile delik deşik olmasına rağmen hala hayatta kalabiliyor. doğaüstü bir yaratık gibi gösterilmek istenmiş sanki, kamera çekemiyor, bozulur gibi oluyor katil yaklaşınca fakat insana ait öğeler de var. en sonunda kızımız ölünce niye o kadar tepindi öldükten sonra onu da anlamadım.

    dördüncü kasetin sonunda organ mafyası çıktı lan resmen! madem alacağın bir böbrek, ne diye o kadar tatava yapıyorsun ki? yok hayaletli evmiş, yok kız kafayı yiyormuş ta bilmemne. git bayılt al böbreğini olsun bitsin, kızı ne delirtiyorsun. hayalet diye küçük çocukları da kullanıyor ipne mafya!

    beşinci kaset ise içlerinde en çok gerildiğim diyebilirim. kasette görünen elemanlarımızın partiye katılmak amaçlı gittikleri o eve girdikleri andan itibaren her an bişey olacakmış gibi gerildim. nitekim çatı katındaki ayini buldukları anda da masum gibi görünen kızda bi bokluk olduğunu da anladım, bariz belliydi zaten. kızı kurtarırken yaşananlar da paranormal aktivite ve grave encounters filmlerinden araklama olmuş resmen. kız da bunları mal gibi rayların ortasında bıraktı tren çarpsın diye iyi oldu.

    gelelim bu kasetleri izleyen abilerimize ve onların başından geçenlere; birincisi, ölü gibi duran fakat ölü olmayan amcamız o kasetleri nasıl toplamış ki bi kere? ikincisi, o kasetlerin orda olduğunu nasıl öğrendiler? aslında aradıkları tek kasette ne vardı?

    ---
    spoiler ---

    sözün özü, pek bişey beklemeyin bu filmden, gerçekten 2 saatlik vakit kaybından başka bişey değil.


    (krmzbn - 23 Ekim 2012 18:10)

  • comment image

    gerçekten güzel film. filmlere gerçekçilik katan el kamerasına birde vhs kalitesi ekleyince bence daha gerçekçi olmuş. özellikle vhs dönemini yeterince görmüş benim gibi eski topraklara.
    içinde bazı tansiyonu düşüren ortalama bölümler olsa da genel itibariyle çok iyiydi hatta içindeki çoğu kısa bölüm bazı filmlerde 2 saatte anlatılmaya çalışılıyor. bu filmi beğenmeyen bence korku filmi sevmiyordur.

    benim tercihim de son bölüm bi alex, o bölüm sayesinde devam filmi çekilmesi kaçınılmaz, aha buraya da yazıyorum.

    not: filmle ilgili tek sıkıntım kötü meme oldu, ahh ahh nerde o eski re-animator'ler.


    (bianchi10 - 2 Temmuz 2013 04:07)

  • comment image

    bir miktar geç kalmış olmakla beraber gün itibariyle izlemiş olduğum, blair witch project ile popülerite kazanıp boku çıkma noktasına gelen found footage temalı filmlere yeni bir soluk kazandırdığını düşündüğüm başarılı yapım.

    hızla gelişmekte olan teknolojinin beyazperdeye yansıması ile birlikte özellikle 90'ların son dönemlerinden itibaren klasik korku filmlerine olan ilginin ve işbu filmlerin izleyici üzerindeki etkisinin azaldığı hepimizin malumudur. bunda senaryo ve korkutma amaçlı sahnelerin tahmin edilebilirliğinin tavan yapması, bilimum dehşet verici efektin ilerleyen teknoloji sayesinde sıradanlaşması ve izleyicinin korku sinemasından daha orjinal işler çıkmasına dair giderek yükselen beklentisi en büyük etmenler. bu noktada blair witch project girdi hayatımıza 90'ların sonunda, tamamen orjinal bir fikir olduğu söylenemezdi (bkz: cannibal holocaust) ama bir nesli mockumentary ve found footage temalı korku filmleriyle tanıştırması bir yana tüm zamanların en çok kar getiren bağımsız projesi olarak da tarihte yerini aldı. sinema severlerin beklediği büyük değişimdi bu belki de, zira yalnızca kendi alt türünde değil konvansiyonel korku sinemasında da muazzam etkili olmuştu.

    takip eden süreçte paranormal activity ve rec gibi başarılı denebilecek, fakat seriye bağlayıp gittikçe izleyiciyi kendinden soğutan ve bıktıran ardılları ziyaret etti sinema salonlarını. ülkemizde bile denendi bu tarz karadedeler olayı filmi ile. bu alt türün en büyük handikapı, naçizane fikrimce seveni ile nefret edeni arasında bir kitlesi olmaması ve türün hayranları da sırtını döndüğünde iş yapmayacağı gerçeğidir. işte tam bu esnada, artık iyice kendinin parodisi haline dönüşmüş paranormal activity serisi türün ocağına incir ağacı dikmek üzereyken çıkageldi v/h/s, ve yine kanaatimce tek bir hikayeyi alıp birkaç filmde sündürmek gibi elim bir hatanın karşısına tek filmde birbirinden bağımsız 6 hikayeyle dikilerek başarılı oldu. hikayelerin içeriği, senaryosu, iyiliği kötülüğü tartışılır -ve tartışacağız da- ancak sırf bunu yapabildiği için sevdim ben bu filmi. spoyler bölgesine girmeden önce, found footage ve mockumentary tarzı filmlere dair şimdiye kadar bahsettiğim hususları irdeleyen diğer yazılarıma bir göz atmanızda fayda görüyorum sevgili okur (konu olan filmleri izlediyseniz şayet):

    (bkz: paranormal activity 4/@bruce parkus)
    (bkz: karadedeler olayı/@bruce parkus)

    uzun girizgahtan sonra, gelelim filmimize.

    --- spoiler ---

    iki saatlik süresine birbirinden bağımsız altı hikaye sığdıran filmi, bölümlerine ayırarak inceleyecek olursak:

    1) tape 56: ana hikayemiz diyebiliriz buna. incelemelerde genelde sona saklanmış ama ben en başta yer vermeyi uygun gördüm, zira hikaye içinde hikaye gibi bir durum söz konusu ve diğer tüm bölümler bu hikayedeki karakterlerin izlediği kasetlerden oluşmakta. işte bu filme dair en sevdiğim detay! yaz geceleri arkadaşlarla tenhada buluşulup anlatılan korku hikayeleri içerisinde de favorilerim böyle iç içe geçmiş, hikayeyi anlatan/yaşayan karakterin de kendini bir korku hikayesinde buluverdiği hikayeler olmuştur hep. ne çok hikaye dedim. neyse, bu öykümüzde (yaşasın eşanlamlı kelimeler) a clockwork orange'dan fırlamış gibi duran bir grup dallama sipariş üzerine tekinsiz bir eve girip içeriğini asla öğrenemediğimiz bir vhs kasedini aramaya koyuluyorlar. finalde de kendi korku hikayelerinin kahramanı oluyorlar elbette. açıkca söylenmemiş/gösterilmemiş olsa da bir tür zombi hikayesi, karakterlerin ekran başına oturup kasetleri izlediği odada arka taraf koltukta oturan amcada bir bokluk olduğunu başından seziyorsunuz ancak araya giren diğer hikayeler ile odak finale kadar yer değiştiriyor. sonu tahmin edilebilir, senaryo olarak pek doyurucu değil ancak sırf bahsettiğim nedenden sevdim bu bölümü.

    2) amateur night: amerikan gençliğinden bir kez daha tiksinmemize sebep olan hikaye. başroldeki ecinni kızımız rolüne feci uymuş, hani sokakta görsem o pörtlek gözleri yolumu değiştiririm zaten. üstüne bir de elemanların bağırsaklarıyla duvarları boyayıp çüklerini koparmasıyla üç buçuk attırdı iyice. izleyicinin yorumuna bağlı olarak hatunun vampir veya succubus tarzı bir yaratık olduğunu söylemek mümkün. finalde esas oğlanımızı kanatları altına alıp binlerce metre yükseklikten şehir manzarası seyrettirmesi güzeldi. filmin en iyi hikayelerinden.

    3) second honeymoon: gelelim -bir miktar orantısız bir geçişle- filmin çoğunlukla en beğenilmeyen bölümüne. ellerinde kamera road trip'e çıkan kendi halinde bir çift, konakladıkları yerlerde gece vakti uyurlarken odalarına girip çekim yapan kimliği belirsiz bir kişi, lezbiyen twist'li zorlama bir sürpriz son. bununla beraber hakkını vermek gerekirse uzun zamandır gördüğüm en gerçekçi cinayet sahnesini barındırmakla kalmayıp, diş fırçası olayı ile popüler bir şehir efsanesine yaptığı göndermeyle de takdirimi kazanmıştır.

    4) tuesday the 17th: açılışıyla umut vaat etse de maalesef bu da olamamış hikayelerden. sona erdiğinde dahi ne olup bittiğini anlamakta güçlük çekiyor izleyici. bir tür seri katil/iblis karışımı bir yaratık ve ondan kurtulmak için arkadaşlarını yem olarak öne sürüp kurban etmeye karar veren bir hanım kızımız mevcut. çok bi friday the 13th olmuş, fakat olamamış. kötü oyunculuk, başarısız senaryo ve amerikan gençliğine duyduğumuz tiksinmeyi perçinleyen bir bölüm. daha evvel defalarca işlenmiş kameraya alınamayan doğaüstü varlık konsepti bile beceriksizce heba edilmiş. sarışın kızımızın öldürüldüğü sahne en başarılı kısmı.

    5) the sick thing that happened to emily when she was younger: filmin başarılı hikayelerinden. daha önce türk yapımı kabuslar evi serisinin bir bölümünde gördüğümüz "hayaletlerin aslında uzaylı çıkması" konulu sürpriz son güzel işlenmiş, son ana dek tahmin etmek mümkün olmuyor (aslında filmin en sürprizli hikayesi diyebiliriz bu anlamda). işin içine skype girmesi ve hikayenin bütününün webcam çekimi kısımlardan oluşması, daha önce paranormal activity 4 ile girilmiş yolda başarılı bir örnek. yine de bir miktar kafa karıştırıcı elbet, sonunda asıl olayın ne olduğunu izleyicinin yorumuna bırakıyor ama bence yerinde bir hamle olmuş bu. uzaylı olayını gereğinden fazla açıklamaya giriştiğinde boka sarma ihtimali yüksektir, örnekleri mevcuttur. özetle, soru işaretleriyle de olsa çoğunlukla tatmin olmuş şekilde bitiriyoruz bu bölümü.

    6) 10/31/98: sona saklanmış olmasından anlaşılabileceği üzere, filmdeki en başarılı hikayedir. halloween gecesi eğlence arayan bir grup genç ile klasik bir başlangıç yapan hikaye; sırayla perili ev, satanist tarikat, exorcism ve iblis aşamalarından geçiyor. sonu bir miktar tahmin edilebilir olsa da, tavanarasında yapılan ayin ve evin duvarlarından çıkıveren kollar ile fevkalade geren sahneler mevcut. final sahnesi ise, yine popüler bir başka şehir efsanesine yaptığı göndermeyi de hesaba katarsak, on numara olmuş. tren kahramanlarımızın içinde mahsur kaldığı arabayı ezip geçerken izleyici olarak o kapana kısılmışlık ve dehşet hissini birebir tecrübe edebiliyoruz. diğer tüm hikayeleri bir kenara koyalım, filmi bir yerlerden edindiyseniz ve kıymetli vaktinizden iki saat ayırmaya yanaşmıyorsanız sırf bu hikayeyi izleyip kapamanız uygundur.

    ---
    spoiler ---

    toparlamak gerekirse, kanaatimce sırf tek bir filmi hikayelere bölerek found footage türüne ve genel anlamda korku sinemasına yaptığı hizmetten ötürü bile takdir edilmesi gereken filmdir. belki de beklentimi baştan fazla yüksek tutmadığım için epey keyif aldım izlerken, türün meraklıları kesinlikle kaçırmamalı. imdb puanı 5,7 olan bu filme benim puanım 7,5.

    biz bunları konuşurken devam filmi v/h/s 2 gösterime girmiş bile. en kısa zamanda onu da izleyeceğiz tabii ki; fakat hakkındaki fazlasıyla olumlu yorumlar, ilk filmi sevmiş olmam ve 6,4 imdb puanı sayesinde artmış bulunan beklenti sebebiyle göz korkutmuyor değil. sonuç hayal kırıklığı olmazsa onunla da ilgili birşeyler karalarız elbet.

    iyi uykular :)


    (bruce parkus - 10 Temmuz 2013 03:19)

  • comment image

    --- 2. filmden - spoiler ---

    ikinci filmi de gayet güzeldir. böyle birincil şahıs kameralı bölümler olunca insan daha güzel bir filmin havasına giriyor ve o protez göz kullanan abinin olduğu bölüm pek bir hoşuma gitti. zombili bölümler de güzeldi ve zombi dediğin böyle olmalı arkadaş. bağırsak ve beyin düşkünü, yavaş canlılar. ayrıca finalindeki uzaylılar tarafından kaçırılma bölümü de çok şahane olmuş ve işin içine birincil şahıs kamerasını da ekleyince insanın götü üç buçuk atıyor. gece yarısında bir de benim gibi böyle ıssız yerlerde oturuyorsanız insan ister istemez her on saniye de bir ülen benim penceremde de bu piçler beni izliyor mu diye filmi durdurup böyle etrafı kolaçan etme ihtiyacı duyuyor insan*. ve son olarak bu film saolsun bir daha zina etmemeye yemin ettim. düşünsene yalnışlıkla kız arkadışını hamile bırakıyorsun ve dünyaya ucube, zebani gibi bir yaratık geliyor ve tüm hayatını lanetliyor sana baba diyerek. gece gece midem kalktı yemin ederim o manyak tarikatlı bölümleri izlerken. o değil korkmuyorsun da insanın tüyleri diken diken oluyor insanın her ne kadar bu türe alışık olsam. o yüzden film amacını yerine getiriyor. stil olarak değişik bir şeyler denemeye çalışsa da filmden hem nefret ettim hem de çok beğendim, iki arada bir derede kaldım. türkçemize dehşet kaseti diye çevrilmiş zaten. türün hayranıysanız boş vaktinizi değerlendirecek bir film olmuş ve tabii çekerlerse üçüncü filmi de sabırsızlıkla bekliyoruz. ulan o değilde takır tukur sesler gelmeye başladı şimdi işin yoksa git ve uyumaya çalış. böyle işin ızdırabını sekeyim diyorum başka bir şey demiyorum. dediğim gibi beni böyle uzaylı muzaylı, kaçırmalı filmler acayip etkiliyor küçüklüğümden beri ve şu filmin finalindeki o uzaylıların o çocukları kaçırması felan iyice götümün üç buçuk atmasına sebeb oldu. beynim bana sinsi oyunlar oynamaya devam ederse sabaha zor çıkarım heralde.

    --- v/h/s 2 - spoiler ---


    (toutaku - 4 Ekim 2013 02:42)

  • comment image

    acayip rahatsız edici bi film.. amatör kamerayla çekilmiş 6-7 tane kısa filmden oluşuyo aslında.. ve her birinde birbirinden farklı ve ürkütücü olmayı başarabilmiş hikayeler mevcut.. paranormal activity ya da blair witch ile karıştırılmaması gerekiyor bana kalırsa.. hepsinden farklı bi kulvarda çünkü..

    kimisi canavarlardan korkar, kimisi ruhlardan, kimisi uzaylılardan, kimisi zombilerden, kimisi şeytani ayinlerden, kimisi iblislerden, cinlerden, kimisi de sapıklardan, tecavüzcülerden, katillerden korkar.. işte korku filmlerinde bunların her hangi birinden korkuyorsanız ya da irite oluyosanız, v/h/s ve v/h/s 2 filmlerinde bu bahsettiğim bütün öğeler farklı farklı videolar ve güzel hikayeler şeklinde mevcut.. başarılı bi çalışma olmuş..


    (31 - 6 Ekim 2013 16:00)

  • comment image

    genel kanının aksine devam filmini daha çok beğendiğim found footage serisi.

    ilk filmde çoğu hikaye ciddi anlamda sıkıcıydı, koca gözlü hatunun *yer aldığı ilk bölüm bana göre açık ara en iyi hikaye... geriye kalan bölümlerin hiçbiri olmazsa olmaz değil. misal second honeymoon, tuesday the 17th ve `the sick thing that happened to emily when she was younger` hiçbir derinliği olmayan hikayeler. hal böyle olunca neden 2. filme tercih edildiğini merak ediyorum.

    --- spoiler ---

    bu arada the sick thing that happened to emily when she was younger'da son kurban olan kızın memeleri çok güzel, söylemeden geçmek olmaz.

    ---
    spoiler ---


    (theogonia - 10 Kasım 2013 15:29)

  • comment image

    bu filmi izledim. korktum sayılır. emily'li böbrek hırsızlarının olduğu bölümde, en son gözüken ikinci mağdur (memelerini gösteriyor sadece ama kaşlarını beğenmiştim, memeden değil yoksa :/ ) kızı çok ama çok beğendim. kadrosuna hemen imdb'den baktım. kızı buldum, adını arattım. twitter hesabını buldum. tam 3 ay sonra bu mübarek gecede (bkz: 20 mart 2014 twitter'ın engellenmesi) kendime twitter hesabı açtım. ilk tayyibe sövecektim ancak sonra aklıma bu filmi izlediğim ve filmden sonra o kızı bulacağım aklıma gelmişti. ben de buldum, twitter'dan "seninle tanışmak için twitter'a üye oldum" yazdım. cevap verdi vallaha. sohbet ettik. :)

    bence dünyalar güzeli. :)


    (joy luck club - 21 Mart 2014 03:40)

Yorum Kaynak Link : v/h/s