üç kere beş kere izlemekle tadına doyulamaz bir filmdir. film demek hatta belki küçümsemek olur bu mükemmel şöleni. tamam shrek filan da güzeldir ama, shrek'te yine aşk meşk mevzuları vardır, masumiyet az da olsa bozulmuştur ama nemo'da tamamen saflık, iyiniyet, dostluk, yardımlaşma ve kahkaha vardır. favori karakterim dory'dir ama. böyle salak salak bakışı, konuşmaları, unutkan halleri filan..
ne zaman kendimi çok kötü hissetsem, açıyorum nemo'mu, güle ağlaya izliyorum bir kez daha.. sorunluyum belki, çizgi film izlerken ağlayabiliyorum belki, ama kendimle barışığım en azından ??

(bitter cikolata - 3 Şubat 2008 17:20)

filmdeki kanka köpekbalıklarından chum, snatch'teki brick top direkt.

(3141592653 - 27 Eylül 2009 19:11)

yeni disney&pixar dijital-animasyonu.konu itibariyle okyanusta geçiyor, kahramanlar balıklar, kaplumbağalar ve diğer deniz mahsülleri.görüntüler süper. tam ekan fragmanını çekip okyanusa dalabilirsiniz
http://www.trailersworld.com/…vie.asp?movie_id=1793

güncelleme:
siz şimdi bırakın çizgi filmleri, en baba dramları seyrederken bile ağlamaz bi insan olabilir, ama yine de bu filmin sonlarında gözlerinizi bi hayli nemli bulabilirsiniz.

dory- no..no, you can't! stop! please don't go away. please? no one's ever stuck with me for so long before. and if you leave, if you leave...i just, i remember things better with you. i do. look, p. sherman, 42..40..2..agh! i remember it, i do. it's there, i know it is because when i look at you, i can feel it. and i, i look at you and...i'm home. please. i don't want them to go away. i don't wanna forget.

(bkz: ev)
sonra (bkz: finding nemo replikleri)

(coolblue - 23 Aralık 2002 13:52)

kanımca bir çocuğa izletilebilecek en mükemmel filmlerden birisidir. çok sahnelerinde hayallerin peşinden koşmanın, korkusuzca yaşamanın, arkadaşlığın ve daha birçok şeyin önemi vurgulanır. ama özellikle finalindeki tüm balıkların aynı anda aşağıya yüzdükleri sahne en önemlisidir, kolektif bilinçteki örgütlenmiş insanın, kapitalizm karşısında aslında ne kadar da güçlü olduğu, açık açık anlatılır.

bunun dışında esprileri ve göndermeleri de harikadır, hulasa, muhteşem bir filmidir.

(sutsuz kahve - 27 Ağustos 2011 22:03)

uslu durduklarında minik öğrencilerime^* son ders izlettiğim şâhâne animasyon. her bir ayrıntısı özel olarak düşünülmüştür, bu kadar kusursuz olma nedeni budur.

sanıyorum bir yirmi kez izledim, bir o kadar daha izleyebilirim.

(turuncan53 - 28 Kasım 2011 22:18)

her izlediğimde canımın balık çekmesine sebep olan vasat film. viral balık reklamı olabileceğinden şüpheleniyorum. birazdan bakacağım sponsorlarına dardanel ton var mı yok mu diye.

(owencan - 31 Ağustos 2012 17:07)

(ara: nemo)

(nemesis - 11 Ekim 2003 11:24)

inanılmaz bir iş çıkarmış pixar bu sefer. monsters inc favorim iken birden pabucu dama atıldı. bruce'un kapıyı kırarken yaptığı the shining göndermesi, dalgıçlar için yapılan "bu insanlar herşeye sahip olduklarını sanıyorlar, muhtemelen amerikalıdırlar" yorumu, dory'nin muhteşem balık hafızası ve dişçinin psikopat yeğeni darla'nın olduğu sahneler kahkaha bombası olsa da; baba-oğul arasındaki o sevgi öylesine anlatılmış ki ister istemez boğazınızda bir düğümlenmeye yol açıyor. kesinlikle bir başyapıt...

(arsonist - 3 Kasım 2003 09:14)

şu sahnesi unutulmazdır.

özgür orfozlar cephesi:
finding nemo’daki tarihe geçen o devrimci sahneyi hatırlayın. okyanusların ezilen balıklarından orfozlar, kalleş balıkçıların işbirlikçi ağına yakalanıyor. diğer orfozlar, yakalanan yoldaşlarını orada bırakarak dört bir yana kaçışıp gidiyorlar. başka türden olmasına rağmen boyun eğmemenin gücünü bilen nemo, babası ve dory ise yakalanan orfoz komününe dibe doğru yüzme çağrısı yapıyor. önce “kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları atılıyor, ardından “bu daha başlangıç, keep swimming, keep swimming” sloganıyla yüzüşe geçiliyor. yüzücülerin sarsılmaz gücü, balıkçıların şaşkın bakışları altında önce tekneyi yan yatırıyor, sonra ağı tutan kalası ortasından çatırdatıyor. kırılan aslında sadece bir kalas değil, kırılan okyanuslarda asırlarca süregelmiş balıkçı hegemonyası. artık hiçbir balıkçı bu korkuyu yüreğinde duymadan ağ atamayacak. yaşasın balıkların kardeşliği.

müslüman balıkçılar imparatorluğu:
finding nemo’nun sonlarındaki ihanet sahnesini hatırlıyor musunuz? evine ekmek götürmek isteyen zavallı balıkçılar, besmeleyle ağlarını denize bırakmışlar, rızıklarını allah’tan bekliyorlar. hasbelkader bir avuç balık ağlarına girmiş, kaderine rıza göstererek ve halisane teslimiyet içinde balıkçıların şefkatli ellerine doğru gidiyor. tam o esnada sanayi tipi balıkçılık yapan büyük firmaların uzantısı olduğunu tespit ettiğimiz (belgeleri elimizde, hepsini açıklayacağız) oradaki balıkların hiçbirisine benzemeyen, ne idüğü belirsiz tuhaf renkli üç beş balık gelip sürüyü provoke ediyor. orfozların arasına sızmış güya müslüman bir kaç gümüş balığı da onlara destek veriyor. sonuçta olan balıkçılara oluyor. ağdan kurtulan soysuz balıklar (aralarındaki bir kaç iyi niyetliyi tenzih ederiz) normal hayatına dönerken, balıkçılar hem ağlarını kaybetmiş, hem tekneleri ağır hasar görmüş olarak zor durumda kalıyorlar. bu balıklar hep böyleydi, biz bu filmi daha önce izledik. biz bunların ağ içine paletle girdiklerini ve içeride kanalizasyon suyu içtiklerini de biliyoruz, görüntüleri elimizde var. hatta hiç şüphemiz yok, telekinezi kullanarak balıkçıları ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. tüm balık kardeşlerimize sesleniyoruz, bu oyuna gelmeyin.

ortasını bulalım derneği:
biz de finding nemo’yu seyrettik ama açıkçası bugüne kadar yorum yapmamayı tercih ettik çünkü böyle siyasi konulara pek girmiyoruz. evet balıklar başta haklıydı. yani orada canları söz konusu, gayet masum bir şekilde yasal haklarını savunuyorlardı. fakat sonra işin şekli değişti. özellikle o tekneyi yan yatırdıktan, hele hele o şeyi kırdıktan sonra haklılıklarını tamamen yitirdiler. haklıyken haksız duruma düştüler yani. oradakilerin hepsi palyaço balığı olsa biz de desteklerdik ama ağın içinde bir sürü orfoz balığı varmış diye duyduk. o yüzden maalesef desteklemiyoruz. oraya baştan haklı gerekçelerle katılan balıklar da bu saatten sonra destek vermemeli diye düşünüyoruz.

nemo:
babam önceleri bana destek vermemişti. ne işin var girme o ağın içine demişti. sonra bir baktım benimle birlikte diğer orfozları örgütlüyor.

(filan fasarya - 21 Temmuz 2013 21:16)

400 adet kadar yumurtaya sahip, birbirine aşık bir çift soytarı balığı, bir barracudanın saldırısına uğrarlar. saldırıdan sağ çıkabilen baba balık artık hayatta kendisini bir tek şeye adayacaktır... kalan tek yumurta nemo'ya.
nemo büyümektedir ancak babasının bunu kabul edememesine kıl kapmaktadır. ve olaylar gelişir...

(cosmic girl - 16 Şubat 2004 16:37)

dory'nin "en iyi yardımcı kadın oyuncu" oscar'ı alması gerektiğini düşündüğüm; her yönüyle ince ince işlenmiş film. küçüklerin bayıldığı kesin; lakin, canlandırmaya özel ilgisi olmayan yetişkinlerin de pek beğendiği^* aşikar bir gerçek. bitişindeki bonus final de ayrı bir güzel. birincil olarak görsellikle; toplamda da birçok yönüyle aşmış, koparmış bir film. hazır aklıma gelmişken, geçen gün shockhaber'in radar oldum köşesinde okuduğum yazıdan da bahsedeyim; izmit'teki bir evcil hayvan dükkanının vitrininde "kayıp balık nemo bulunur" yazılıymış. bunu okuyunca da ayrı bir koptum. işte bu öyle bir film ki, her yerden koparıyor.

(fenman - 23 Haziran 2004 15:12)

yeğenime vcd'sini aldığım film, hastası oldu çocuk, deniz kaplumbağalarının yaşını bile öğrendi

(coolblue - 28 Haziran 2004 19:53)

bir cizgi film acisindan en zoru basarmis, akvaryumda ya da denizde gordugumuz ve ne kadar "bos" yaratiklar dedigimiz baliklara muthis karakteristik tiplemeler yukleyerek hayranlikla izledigimiz animasyon.
cok az rolleri olsa da iki favori karakterim var. biri akvaryumdaki kabarciklara takintili olan balikimsi ve "kabarciklar kabarciklar!" diye bagirisi... digeri de korkunca yada heyecanlaninca bir anda top gibi sisen balikimsi.

(anahita - 29 Eylül 2004 13:34)

deniz kaplumbağaları dude dedikçe canımın big lebowski çektiği animasyon.

(tequila - 12 Aralık 2004 16:15)

afm teşvikiyede filmin başlamak üzere olduğunu fındık nemo diye bağırarak duyurmaları üzerine, "kardeşim ne diyorsun sen" diye gülerek verdiğim tepkiye "biz nemoya kendi aramızda böyle diyoruz" cevabını aldığım, çocuklardan önce anne babaların izlemesinin gerekli olduğuna inandığım, eğlenceli, renkli, hatta süper animasyon.

tropik balıkların sergilendiği bir akvaryuma bakarken dorye benzeyen bir balık için "aaa, dory" diye verdiğim tepkiyse, az sonra beş yaşlarında tatlı bir kız tarafından birebir tekrar edilmiş ve zeka yaşım eşe dosta ispat edilmiştir.

bin kere izlense, binbirinci kez düşünmeden izlenebilir.

(fire in the rain - 14 Mart 2005 18:59)

üzerine ne yapabilirler sorusunu gündeme getiren "şahane ötesi" gibi abidik gubidik bir sıfat kullanmama sebebiyet veren animasyon. dory karakteri tam aşık olunası bir şeydir. bir jellyfish olan ve adını squishy koyduğu yaratıkla yaptığı muhteşem diyalog günün saçma sapan saatlerinde aklıma gelip salak salak gülümsememe sebep olmaktadır.

(skadi - 8 Haziran 2005 02:37)

enfes esprilerle süslenmiş, leziz bir animasyon. hatta, ben bu animasyonu izledim izleyeli ağzıma hiç balık koymadığımı fark ettim...

favori karakterim: akvaryum içerisinde baloncuk gördüğünde kendinden geçen ve zor zapt edilen sarı tuhaf balıktır. baloncuk gördüğü zaman kendini kaybedişini kaç milyon kez geri sarıp izledim hatırlamıyorum. o nasıl bir cisimdir, o nasıl bir şeydir ya ?!

dory mi, o mu diye baya bir düşündüm ama yok, illa ki bubblezzzzzzzzzzz!

sanırım ben bunu gene izleyeceğim.

(polyethylene - 11 Eylül 2005 23:10)

son 3 gunde 3 defa izlediğim öte animasyon.. artık animasyon da denemez film şahaser ve bunun gibi isimler..
dory'nin o ani unutuşları yok mu..
hele ki o nemo ile ilk karşılaşması..
-my name is nemo
-nemo...(ulan hatırla işte.. bekliyosun öyle) nice name!
teey allah..
ufak kaplumbağalar..
bir tanesinin akıntı dışına çıkınca geri döndüğünde yaptığı konuşmadan dolayı yemek istedim kendisi..
şirinlik muskası adi hayvan..
"heeey did you see it? did you see me? hey daaddd did you seee meee?" allaah parçalarım ulan seni.

(quaker - 15 Eylül 2005 15:00)

melek balığı gill'in sesini willem dafoe'ya benzettiğim, sonra sözlükte bakarken gerçekten de bu karakterin seslendirmesini willem dafoe'nun yapmış olduğunu öğrendiğim film.. işin ilginci willem dafoe gill'in karakterine paralel bir rolü animal factory'de oynamıştı. bu filmde akvaryuma düşen nemo'yu dışarı kaçırmaya çalışıyor; animal factory'de de hapse düşen genç çocuğu^* kollayıp kurtarmaya çalışıyor, kendi özgürlüğünden de feragat ediyordu..

(bibidibabidibuu - 10 Nisan 2006 00:33)

2. kez izleyip kendimi ağlamamak için zor tuttuğum animasyon mudur film midir bilemem ama bir şaheser işte.

--- spoiler ---
hepimiz dory'i seviyoruz en çok, dory'i kendimize benzetiyoruz, çünkü o hepimiz gibi unutuyor.
siz fark ettiniz mi? insan sevdiği kendisini kırınca daha çabuk unutuyor, aynı sazanlar gelmeden önce dory ve marlin arasında olup bitenler gibi.
ne kadar hepimiz unutmamak istesek de dory gibi, unutuyoruz ama, zaman çok şeyin izlerini siliyor.
evini kaybeden her insan mutlaka ağlar - ama göz yaşlarıyla, ama içinden- dory "i look at you and .. i'm home" dediğinde.
kimin yüzünde evinizi gördünüz ki en son? kiminle o kadar vakit geçirdiniz?
kim sizinle vakit geçirdi ki o kadar? kim sizinle geçerdi okyanusu baştan başa?

böyle animasyon olmasın arkadaşım, aslan kralda mufasa ölünce ağlıyorduk biraz ama iyi bitiyordu, bu da iyi bitiyorsa da dorynin söylediklerini duyduktan sonra kopuyor ki film. hem de iyi kopuyor.
püff.
--- spoiler ---

(daughtear - 26 Nisan 2006 01:53)