Die letzte Brücke (~ Son köprü) ' Filminin Konusu : Die letzte Brücke is a movie starring Maria Schell, Bernhard Wicki, and Barbara Rütting. A German nurse gets sent to the front because she gives medical aid to a wounded Serbian partisan during World War II.
Ödüller :
Gunki hatameku motoni(1972)(8,0-747)
Schwarzfahrer(1993)(7,8-1445)
Häxan(1922)(7,7-12589)
Unter den Brücken(1946)(7,6-578)
Bodas de sangre(1981)(7,6-1440)
Sudden Fear(1952)(7,5-4043)
La main du diable(1943)(7,5-975)
Arigatô-san(1936)(7,5-755)
Romanze in Moll(1943)(7,5-270)
Des Teufels General(1955)(7,4-961)
Men in War(1957)(7,3-2126)
Raw Deal(1948)(7,3-3591)
Cannes Film Festivali : "International Prize"
Cannes Film Festivali : "Special Mention"
Cannes Film Festivali : "OCIC Award"
1955'te müttefiklerden özgürlüğünü alabilmesini daima tarafsız kalacağına (immerwährende neutralität) ve almanya ile bir daha birleşmeyeceğine dair yaptığı antlaşmaya borçludur.bir ay boyunca süren tarafsızlık pazarlıklarından sonra 15 mayıs 1955'te, viyana'daki belvedere sarayı'nın mermer salonunda sovyetler birliği, abd, büyük britanya ve fransa ile imzaladığı antlaşma ile avusturya tekrar özgürlüğüne kavuşuyor. dönemin dışişleri bakanı leopold figl, dört dakika bile sürmeyen kısacık bir konuşma yapıyor ve tam olarak saat 12:25'te, antlaşmayı imzaladıktan 25 dakika sonra, belvedere sarayı'nın balkonuna çıkarak dışarıda beklemekte olan viyana halkını selamlıyor: österreich ist frei!*avusturya'nın bağımsızlık haberini ilk alanlar, dolayısıyla ilk kutlayanlar, o gün belvedere sarayı'nın bahçesinde bekleyenler oluyor. dönemin şansölyesi julius raab, yaptığı dokuz dakikalık bir radyo konuşması ile bütün avusturya halkıyla paylaşıyor haberleri. 26 ekim 1955'te, müttefik askerleri avusturya'yı terk ettikten sonra, julius raab yaptığı konuşmayla avusturya'nın tarafsızlığını dünyaya duyuruyor. yani, avusturya'nın tarafsızlığı bağımsızlığını borçlu olduğu tarafsızlık antlaşmasının sonucudur. bağımsızlığının sonucu olarak tarafsız kalmamışlardır.edi: linkler eklendi.
(konusma ben konusuyorum daha bitirmedim - 1 Haziran 2020 12:18)
haftada 2-3 sefer gittiğim bir türk marketi, sürekli türkiye'nin daha iyi olduğunu söyleyip avusturya'dan yakınıyor. sebebi de şu: bir keresinde telefonda annemle görüşüyordum. öncü marka 800 gram domates salçası 1.39 euro'ydu. ben de telefonda "aaaa anne bak, türkiye'den daha ucuz" dedim. demez olaydım adam 2 saat kitledi beni. çarp dedi 10'la 14 lira. türkiyede bu da 14 liradan daha ucuz niye yalan söylüyorsun diye iki saat kafamı ütüledi. yok incirin tanesi 1 euroymuş, yok internet aylık 300 tl'ye geliyormuş amk. bir de avusturya'da fiyat konusunda sorun yaşadığım tek market türk marketi. her seferinde etkiket ve kasa fiyatı arasında fark çıkıyor ben de her seferinde 20 cent bile olsa fiyatı düzelttiriyorum. et reyonundan kıyma'nın kilosu 4.99 euro yazıyor, kasaya geliyorum 6.99 euro. pardon unutmuşuz fiyatı güncellemeyi şu bu. geçen kadayıf aldım 1.99 euro yazıyor kasada 3.49 geçti, neden dedim bu sefer de etiketi değiştirmeyi unutmuşlar. bir de faşist gavur hofer marketinde başıma geleni anlatayım kararı siz verin. 250 gramlık karışık salata paketleri var. ben hergün iş yerinde bir tane gömerim bunlardan. üzerine yarım kilosuna 1.99 euro verdiğim mozzarella'dan ekler yerim. bunun sabit fiyatı 0.99 euro'dur. ama akşamları skt tarihi yaklaşanlara %50, %25 indirim etiketi basarlar. geçen bir tanesini aldım kasaya gidiyorum bir görevli kadın arkamdan koştu geldi "bitte bitte" dedi. dedim aha bana faşistlik yapacak, benim kadın salatalara etiket basmaya giderken benim bu salatayı aldığımı görmüş, koşarak gelip benim salatama da etiket basmak istemiş. amk faşisti ya durduk yere 50 cent kaybettirdi markete. adamlar "karadenizliler" diye bak türkçe harflerle en az 4 metre tabela ile karadenizliler diye kıraathane'de oturup avusturya faşist diyorlar.ha avusturya insanları soğuktur, önyargılıdır. birbirlerine bile soğuktur. kimse sulu sulu yavşak ilişkiler kurmuyor. herkesin kendi hayatı ve bireysel aktiviteleri var. önyargılı olmalarında da bence haklıdırlar. sanıyorsunuz ki türkiyede olup bitenleri bilmiyorlar. bir amca ile karşılaştım 5 yıldır burdaymış türkiyede 50-60 tane dairesinden gelen kira geliri ile krallar gibi hayat yaşıyor burda. 5 yıldır burda olduğu için süresiz oturma iznine başvurabilecekmiş. sonrasında da vatandaşlık için çabalayacakmış.avusturya çifte vatandaşlık vermez buranın vatandaşlığını istiyorsanız türkiye vatandaşlığına bay bay diyeceksiniz. ama pezevenk herif memleket hasreti için ölüyor.bir de bana akıl veriyor aman doktoram bittikten sonra türkiyeye geri dönmeliymişim, türkiye'nin bize ihtiyacı varmış.hee gideyim de boğaziçi öğrencilerine destek verdiğim için rektörlük bana soruşturma açıp açığa alsın.
(corialynne - 3 Şubat 2021 17:43)
-alıntıdır-olurda bir gun su ikilem arasinda kalirsaniz;a: turkiye'de her sabah tecavuze ugrayip, oglen uyusturucu mafyasinin elinde iskence gorup, aksam haksiz yere gözaltina alinip sabaha kadar dayak yemeyi mi tercih edersiniz.b: avusturya'da sabah ise gidip aksam eve geri donup, ufak bir ev orta halli bir araba sahibi olup yilda 2-3 hafta turkiye'ye tatile gelmeyi mi diye sorarlarsa, kesinlikle a sikki deyin.....ve gelin size bu ulkenin nasil bir pislik cirkef bir ulke oldugunu, basimdan gecenleri madde madde olarak yazayim.yillardir yasadigim ingiltere'de hic bir zaman vizesiz bulunmadim, oturum ve calisma iznim her zaman vardi.ingiltere'de evlendim ve bosandim,eski esimle aramiz halen cok iyidir, sadece ask bitti diyerek ayrilmak istedi benden. su an ki esimle ingilterede tanistik ve de uzun bir sure beraber yasadik ingilterede. simdiki esim avusturya vatandasi oldugundan dolayi hamile kaldigin gun bana "artik burda yasamak istemiyorum, ya turkiye'ye senin ailenin yanina gidelim, ya da avusturya'ya benim ailemin yanina gidelim, cunku bebegimizin yalniz buyumesini istemiyorum akrabalarla bebek daha huzurlu ve buyuk bir aile icinde buyur" dedi, ben de bu kararina saygi duydugumdan dolayi, avusturya da yasama karari aldik.ve her sey iste o kararla basladi...ingiltere schengen ulkesi olmadigi icin ingilteredeki calisma ve oturma iznimin avusturya'da gecerli olmadigini soylediler. burda calisma ve oturum alabilmem icin gerekli olan belgeleri bana soylediler. resmi olarak gereken belgeleri assagida belirteyim hemen.1: su an ki esimle evli oldugumu ispatlayan belge (uluslarasi evlilik belgesi)2: esimin avusturya da maddi olarak zorda olmadigini belli eden belge (yani kara listeye alinmis mi, iflas etmis mi)3: ikimizin beraber kaldigi evin gercek bir ev olup olmadigini anlasmali bir evlilik olup olmadiginin polis tarafindan onayi, (yani eve polis gelecek ve kontrol edecek acaba biz gercekten beraber mi yasiyoruz.)4: bu surec icerisinde maddi olarak beni finanse edecek belgeler (yani bir birikimim var mi yoksa, ben gizliden gizliye calisiyor muyum, banka hesaplari falan filan yani)5: bu surec icerisinde saglik sigortamin nasil karsilandigina dair belge (esimden dolayi ab ulkelerindeki saglik hizmetlerinden yararlanabiliyorum, bunu ispatlayan belge)6: yabanci dil hakimiyetimin olup olmadigini belirten belge.7: turkiyeden almam gereken sabika kaydi.bu belgelerin hepsini 3 hafta gibi bi surede hazirlayip, kendilerine sundum. sonra bu ulkenin nasil bir irkci orospu anali evlatlar tarafindan yonetildigini anlayacaginiz olaylari yazayim.evraklari verdikten hemen sonra bana dedilerki "ya biz sana calisma izni verecez ama ne bilelim senin calisacagini, belki yan gelip yatacaksin, is bulabilecegine dair belge getir". neyse gittim bir tanidik araciyla bir isyerinden bu belgeyi aldim "evet bu adam is musadesi alir almaz, kendisi su kadar maasla yanimizda calismaya baslayacaktir".sonra dedilerki "yahu biz nerden bilelim senin ingilterede birikim yapip yapmadigini belki bu parayi sen kacak yollarla kazandin, ingilterede ne is yaptigini ispatla, ordaki banka hesaplarini son 3 yil olarak bize getir". hadi neyse bunu da hallettim.sonra dedilerki "ya biz senin eski esinden ayri oldugunu nerden bilelim, ya ayrilmadiysan" bakin bu cumleyi iyi okuyun diye tekrar yaziyorum, dedilerki "ya biz senin eski esinden ayri oldugunu nerden bilelim, ya ayrilmadiysan". yahu dedim eger ayrilmamis olsam nasil evlenebilirdim, sen dedim dalga mi geciyorsun. benden bosanma kagidimi istediler.neyse ingilteredeki mahkemeden alinmis olan bosanma kararimi bunlara verdim. bu seferde dedilerki "biz ne bilelim bu belgenin gercek oldugunu, ya sen bu belgeyi pc de yazip cikti aldiysan" dedim o zaman ara ingilteredeki mahkemeyi, ver dosya numarasini, onlar da sana fax ceksin ne bilim mektupla belgenin aynisindan yollasin". hayir olmaz dediler, sen arayacaksin onlari onlar bize fax cekecekler...ulan buna da tamam dedim, ingilteredeki mahkemeye rica ettim su numaraya bosanma kararimi faxlayin dedim, adamlar hemen faxladilar. simdi su cumleyi dikkatle okuyun "biz bu faxi ceken kisinin ingilteredeki mahkeme oldugunu nerden bilelim". konuyu kaciranlar icin ufak bi not duseyim, adamlar israrla benim bosandigima inanmiyorlar, yani ben su anki esimle evliyim ama, eskisinden bosanmadim.yahu dedim elinde google var, yaz ingilterenin su mahkemesinin bilgilerini, orda cikacak fax numarasi ile sana faxi yollayan kisinin fax numarasini karsilastir, anlarsin dedim. ikisi de ayni numara yani. biraz yumusar gibi oldu, dedim bu yaptiginiz olayin yasal bir dayanagi yok. siz sadece benim isimi zorlastiriyorsunuz.neyse artik bu olaylardan sonra dosyami viyana'ya yolladilar ve 5 is gunu sonra calisma musademin gelecegini soylediler.ve bu sabah telefonla beni aradilar yanlarina cagirdilar, iceri girdim ve bana ufak bir sorun oldugunu soylediler. simdi assagidaki yaziyi iyi okuyun, sadece tek bir cumle yazacagim, ve bundan sonra iyi dusunun, bir turk olarak bir musluman olarak , avrupa denen bok cukurunun gobegindeki bu ulkenin halen nasil olur da demokrasi ve insan haklarindan bahsettigini anlayin. memurun bana cumlesi suydu;"sizin calisma belgeniz su an elimde fakat, siz su an calismadiginiz icin, maddi olarak ailenizi gecindirecek parayi kazanamiyorsunuz, maddi durumunuzu daha iyi hale getirdiginiz an size bu belgeyi verecegim"calisma izni olmayan birisine, calisma izninizi size veremem cunku calismadiginiz icin maddi olarak hazir degilsiniz, diyen insanlarin ulkesi. butun kalbimle bu insanlarin birgun turkiye'ye tatile gelmesini bekliyorum. allah beni ve de o memuru birgun mutlaka karsilastiracak.-alıntıdır-http://www.eksiduyuru.com/index.php?m=d&id=107389kendisine ulaşmak isteyenler benimle bağlantı kurabilir.
(greyback - 11 Kasım 2009 18:32)
avusturya adı, latince "austria"dan gelir, bu da germence "öster reich", yani "doğu krallığı" lafının latinceleştirilmiş halidir. öte yandan ad benzerliği nedeniyle sürekli karıştırılan avustralya ise latince australis (güney) kelimesinden türeyen ve "güney ülkesi" demek olan australia'dan gelmektedir. yani iki kelime arasında köken birliği yoktur. buna rağmen bu iki dildeki (latince ve eski germence) iki ana yön adının fonetik benzerliğe sahip olması, iki hint-avrupa dili olarak aynı kökenden geldiklerine işaret eder, sadece tanımladıkları yön değişikliğe uğramış, bize de bu kafa karışıklığını bırakmıştır.bunla beraber bu bahsi gecen ulkeye dogu kralligi denmesinin nedeni de roma imparatorlugu zamanina tarihlenir ki, o donemde bu bolgeye "marchia orientalis" (dogu topraklari) denmektedir. germen istilasindan sonra adinin anlami korunarak germencelestirilmistir.ayrıca konuyla alakalı olarak (bkz: ostrogotlar)
(iwillshowyouwhatitmeans - 24 Aralık 2012 10:39)
başkenti genelde viyana'dır ama sidney de paralel başkenttir.
(ah bir cartagenada olsam - 1 Nisan 2014 08:29)
inanilmaz bir kültürel tarihe sahip oldugu halde son 50 yilda kültürle uzaktan yakindan alakasi olmayan ülke. kendilerini kilitlemeyi cok severler. thomas bernhard bunu daglarin icinde yasamalarina baglar. nazi tarihlerini inkar ederler. viyana haricindeki her yerde kendinizi 100 yil öncesinde yasiyorsunuz zannedersiniz. sütleri güzeldir, domatesleri felakettir. kendilerine göre bir alayciliklari vardir. bunu mizahla karisitirirlar. yol sordugunuzda lafi gereksiz yere uzatirlar. basmakalip degerleri vardir, sürü psikolojisine sahiptirler. ezbere konusurlar. almancalari almanca´dan baska herseye benzer. hele krampus diye bir adetleri vardir ki noel öncesi yaratik kiyafetine giren adamlar (önce kafa cekmislerdir) sokakta yakaladiklarina zincirle hafiften vururlar. zararsiz gibi gözükür ama yakin tarihte kar üstünde kacmak isterken kayip düsüp ölenler görülmüstür. bir probleminiz oldugunda cagirdiginiz polisin agzi bira kokar. bazilari kahvaltida prosecco veya bira icer. sokakta delileri coktur. bir oturusta 40 sise bira icenleri de vardir. ikiyüzlülük (cifte ahlak) kültürel bir özelliktir. yalnizligi, kisisel özel alanlarini cok severler, bunun icin de yalniz ölürler...
(cuci - 24 Eylül 2004 20:02)
"avusturya'nın tarihteki en büyük başarısı, tüm dünyayı, hitler'in alman, beethoven'in de avusturyalı olduğuna inandırmalarıdır" gibi bir laf vardı zamanında..bir de (bkz: anschluss/#8114743)
(geven - 22 Mart 2005 09:59)
sen git "nazilerin ilk kurbani biz olduk, oy bizi anschluss ettiler" diye aglak maniler düz, yahudi soykiriminda topu almanya'ya at, ama hirvat fasistleriyle birlikte ikinci dünya savasi sirasinda balkanlar'da yapmadik pislik birakma, sonra da yugoslavya'nin parcalanmasi sirasinda insanlik suclari isleyen savas suclularini iade etmedigi icin müzakere baslangici ertelenen ayni hirvatistan'i, mük kemmel bir atlayisla türkiye'ye karsi koz olarak kullan. 1683'te "barbar" türklerin viyana'yi kusatmalarini, sanki daha dün olmuscasina, hala ders kitaplarinda minicik cocuklarin kafasina kazi, türkleri 17. y.y.'dan itibaren kana susamis barbar sürüsü olarak resmeder, yontar ve nitelendirir iken gayet hümanist bir tavirla merzifonlu kara mustafa pasa'ya ait oldugu iddia edilen kafatasini bir kac yil öncesine kadar müzende ele güne sergile, alti üstü 250 bin müslümanin yasadigi ülkende dinimiz, kültürümüz elden gidiyor propagandasi yap, üstüne de jörg haider gibi bir baris ve kültür elcisini iktidara tasi, bu yüzden ab ile iliskilerin donma noktasina götür, ama arada ufaktan tirsarak haider'i uzaklastir, türkiye icin imtiyazli ortaklik diye yapmadigini birakma, abd'den "ne yapiyon lan sen kanguru kilikli, ha sen ötekiydin di mi? her neyse, ne yapiyon lan sen habsburg pisekari?" diye telefon gelince de, "yok biz öyle bir sey demedik, türkiye'nin tam üye olmasi taraftariyiz, evet efendim, sepet efendim" diye öyle bir kivir ki nesrin topkapi'yi gölgede birak. iste size alplerin incisi, avrupa'nin yemyesil kalbi avusturya. nieyyt, sözlükten topladik yigitleri dört nala geliyoruz, üstelik bu sefer ückagitci kirim hanini gözcü yapmayacagimiz gibi, en son kablosuz teknolojiyle donattigimiz lagimcilarimizi firincilariniz tarafindan farkedilemeyecek kadar da sessiz calistiracagiz; polonya'dan da artik ordu falan degil, gelse gelse göcmen isci gelir bundan sonra. bittiniz oglum siz! yok be saka yahu, siz hala 1683'e takili kalmissiniz be kuzum, ama olmaz ki böyle, coluk cocuga ayip oluyor, nicht wahr?dipnot: mozart'a laf söyletmem bak, onun yeri ayri, zaten, özsalzburglular kiraathanesinde cayci söyledi, babasi kusatmada esir alinan humbaracibasi sebinkarahisarli mahmut efendi imis, saraya alinmis, sonra olaylar gelismis...
(thrax - 3 Ekim 2005 22:21)
avusturya'ya 70lerin başında işçi olarak giden ilk türklerden bir amcanın anlattıkları "türk"lerin avusturyalılar üzerinde nasıl bir etki bıraktıklarını göstermesi açısından etkileyicidir. bu amca avusturya'ya ilk gittiğinde bunu duyan avusturyalılar akın akın bu türk'ü görmeye gelmişler. böyle aralarında fısır fısır konuşarak seyretmişler. hergün birileri geliyormuş görmeye. hatta çevre illerden de görmek isteyenler bu türkün bulunduğu şehre geliyorlarmış. bir kaç avusturyalı cesur bayan bu türkten -türk olduğu için- çocuk bile doğurmak istemiş. evli bir bey olduğu için nazikçe reddetmiş amca. ilintili olarak (bkz: kerhaneye zenci gelmiş)
(putperest - 16 Ekim 2005 01:41)
almanya'da bonn'da doğmuş olan beethowen'ı avusturya'da viyena'da öldüğünden dolayı avusturyalı sayan ancak braunau am inn kasabasında doğan adolf hitler'i alman sayan bir zihniyete sahip ülke.
(caylak battal - 30 Ağustos 2006 03:30)
Yorum Kaynak Link : avusturya