• "çekildiği tarihi düşünür ve ona göre izlerseniz -hele izlediğiniz vakit bir gece vakti ise- size feci bir gece geçirteceğini garanti ettiğim cadı filmi."
  • "bir donem isvecte yasaklanmis bir isvec filmidir. tadindan yenmez."
  • "kötülüğün yüceltilmesi ya da şehvet iyidir"
  • "fena derecede ironi içeren film. bazı şeylerin gelenek olduğu söylenmesi inanılması komik."




Facebook Yorumları
  • comment image

    "cadılar", danimarkalı yönetmen benjamin christensen'in 1922 yılında çektiği, orta çağdan yirminci yüzyılın başına dek geçen süre içinde, doğaüstü güçleri, şeytanı, şeytanın uşaklarını, kafaları boşaltılmış insanların bağlandığı boş inançları, bu boş kafalıları yöneten inanç kurumlarını konu edinen, sinema tarihine geçmiş belgesel filimi... başarılı görsel etkiler görsel oyunlar, holivut yapımcılarına taş çıkartacak makyaj dekor uygulamaları, nefis bir sinema dilinin eşsiz bir güldürü anlayışıyla harmanlanması sonucunda ortaya çıkan, kahverenginin çeşitli tonlarıyla bezeli bu görsel şölenin cadı avına ayrılmış beşinci bölümü, bağnaz din adamlarının her dönemdeki benzer düzeyliliğini göstermesi açısından özellikle etkileyicidir.

    günümüzdeki "kıç yalama" geleneğinin (cadıların, ustaları şeytana olan saygılarını onun kıçını öperek gösterdiklerini filimden öğreniyoruz) o çağlara dayandığı ayrıntısı da, bugünkü gereksiz bilgimiz olsun; çok kişilikli kimi değerli gazatac[ad]ıların kulaklarını çınlatarak.


    (keziban - 9 Ekim 2010 20:19)

  • comment image

    evet bu bir korku filmi değildir. gayet belgesel tadındadır. hatta ders verircesine, yazıyla anlatılan şeyler sonrasında ekrana getirilen fotoğrafta/resimde bir adet çubukla gösterilir. film 7 bölümden oluşuyor ve son bölümünde cadıların aslında histerik insanlar oldukları histeride görülen belirtilerle karşılaştırılarak anlatılmış. bu belirtiler şöyleymiş. yani benim bi bilgim de yok aslında. filmde bunlaran bahsedilmiş:
    1 - olmayan kişileri gördüğünü iddia etme: cadıların şeytanı gördükleri, onunla anlaşma yaptıkları vs. söylenir. ki bazı cadılar da onu gördüğünü iddia etmiştir tabii. histerikler de aslında görmedikleri halde özellikle de ünlü/tanınmış kişileri gördüklerini iddia ederlermiş. yani halüsinasyon bi yerde. ve orta çağın karanlık avrupasının popüler figürlerinden biri de şeytan tabii. gerçi şimdi cadı addedilen her insan da şeytan gördüğünü iddia etmiyorur herhalde ama aynı zamanda o zamanlar cadı avcılığı da popüler olduğundan ve şeytan da çok kötü bişey olduğundan böyle bi etiket oluşmuş herhalde.
    2 - uyurgezerlik: yine histeriklerde görülen bi özellik. ve cadılarda görülense daha çok şeytanın cadının ruhunu ele geçirmesi, ona kötü şeyler yaptırması olarak görülüyormuş.
    3 - sırta yapılan müdahalenin hissedilmemesi: cadı olduğu iddia edilen kişilerin (nedendir bilinmez haklılıklarını doğrulamak için bir şekilde keşfettikleri bi yöntem olsa gerek) sırtına sivri şeyler batırılarak bunu hissedip hissetmedikleri test edilirmiş. hissetmiyorsa onun cadı olduğuna karar verilirmiş. histerikler de sırtlarına yapılan müdahaleleri hissetmezlermiş.
    4 - hırsızlık yapmak: aslında hırsızlıktan ziyade bi yerden bişeyler aşırmak gibi. histerikler neden olduğunu kendileri bile bilmeden, hiçbir işine yaramayacak şeyleri bile çalarlarmış istemeden de olsa ve cadılarda da varmış böyle bişey.
    dediğim gibi benim bilgim yok filmdekileri aktardım direk. ve cehaletten doğan bi cadı kültü oluşmuş filme göre. fena da olmamış aslında bence. olan cadı sanılan histeriklere olmuş tabii. işkenceler, yakmalar filan. cadıların genelde kadın olarak bilinmesinin nedeni de histeri hastalarının genelde kadın olmasıymış tabii.

    ha aynı zamanda slut'ın isveççe de son demek olduğunu öğrendim bu film sayesinde. filmin sonunda görünce bi anda şaşırdım, cadılara küfredip kaçmış gibi mi oldu dedim ama sonra geçti.


    (tepedeki psychedelic adam - 17 Aralık 2010 00:52)

  • comment image

    film, gözlerinizi bir an kapatmak istemediğiniz görsellere sahip. evet, yazıldığı gibi bir korku filmi değil katılıyorum. cadılar ve histeriyi açıklıyor, zaten belgesel kategorisinde. set dekoratörü richard louw'un da katkısıyla, doyum olmuyor.. filmi en son lise 2'de izlemiştim, neredeyse altı buçuk sene olmuş, ilk izlediğimden çok farklıydı bu sefer.


    (thingsweneverdid - 11 Şubat 2014 23:54)

  • comment image

    zamanının* en yüksek bütçeli iskandinav prodüksiyonu unvanını taşıyan sessiz film.
    ayrıca 1968 senesinde, arka planda caz partisyonları ve william s. burroughs'un anlatımı eşliğinde, kısaltılmış bir versiyonu daha hazırlanmıştır.


    (koruklu - 7 Nisan 2016 13:49)

  • comment image

    efenim bu film cadılık uzerine kelamlarda bulunur amma kesinlikle bi korku filmi olarak adledilemez. christensen, film boyunca yogun olarak kullandıgı epik kırmalarla modern zamanlarda histerik, ahir zamanlarda ise cadı olarak damgalanmıs zatların aslında birer muamma olan dunyalarını dusunmemizi istemektedir. öyle ki filmin bi yerinde, ortacag iskence aletlerinden parmak mengenesini kendi film setinden bir oyuncunun denemek istediginden bahseder ve bu denemeyi de bizlere gosterirken aslında ortacagda kilise tarafından cokca kullanılan bu tur işkence aletleri sayesinde insanların yapmadıkları seyleri yaptıklarına zorla yemin ettirildiklerini izleyiciye kanıtlamıs olur.
    filmin toplum dısına itilmek istenen insanlara bakıs acısı, postmodern denebilecek degerlendirmeler tasır. oyle ki, yonetmen christensen filmde, modern kliniklerde basınclı ve sıcak sulara maruz kalan hastaların durumuyla ortacagda cadı olduguna kanaat getirilip alevler icinde yakılan insanların durumları arasında benzerlik kurmustur.


    (theater and its double - 11 Şubat 2005 12:17)

  • comment image

    döneminin "bence" en iyi korku filmi. bir belgesel izliyorsunuz aslında, bundan korkmam herhalde diyorsunuz. makyajları, atmosferi ise yanıldığınızı gösteriyor; kanınızı donduruyor. alt metni her ne kadar doğru bulmasam da güzel işlenmiş. film wiccanı bir toplumsal histeri olarak işliyor, bence gerçekte varolan bir öğreti, terbiye biçimi wiccan. şifacılık biraz da. yani onların büyü olarak tasvir ettikleri şeylerin daha çok iç huzur için kullandıklarını düşünüyorum. tıpkı bizdeki tasavvuf, alevilik vs kültürler gibi. mesela gerçek uçma değil, manevi doygunluğa erme bir arkadaşımın tasviriyle. yobaz toplum tarafından da yakılan ilim, şifa insanları oluyorlar sonuç olarak. film çok ters bir fikri işliyor. yine de işleyişi ve farklı görüşler kazandırması sebebiyle beğenimi kazanıyor.


    (kendi yalnizliginda bogulan yazar - 28 Ocak 2018 18:16)

Yorum Kaynak Link : haxan