Black Hawk Down (~ Kara sahin düstü) ' Filminin Konusu : 1993'te birleşmiş milletlerin Somaliye yiyecek yardımı yapmasının ardından gelen yardımları adamları tarafından toplatan Mohamed Farrah Aidid onbinlerce insanın ölmesine yol açmıştır.Bu olaya bir son vermek için özel eğitimli bir ekibin Aididin iki önemli adamını şehir merkezinde bir binada yakalamasına karar verilir.Plana göre şehre helikopterle gidilecektir binada 2 adam yakalanılarak sıcak çatışma olmadan geri dönülecetir 45 dakikada bitmes planlanan bu görev helikopterlerden birinin düşürülmesiyle bir anda tersine döner.Bundan sonra sayıları az olan askerlerle binlerce somali 18 saat süren bir savaşa başlar.
Ödüller :
The Last Samurai(2003)(7,7-368987)
300(2007)(7,6-756022)
Enemy at the Gates(2001)(7,6-236879)
Fury(2014)(7,6-373732)
Lone Survivor(2014)(7,5-274725)
American Sniper(2015)(7,3-400329)
Troy(2004)(7,2-450236)
The Patriot(2000)(7,2-249310)
We Were Soldiers(2002)(7,2-119055)
Kingdom of Heaven(2005)(7,2-246939)
Shooter(2007)(7,2-287827)
Pearl Harbor(2001)(6,1-289144)
Academy Awards - Oscar : "En İyi Kurgu"
Academy Awards - Oscar : "En İyi Ses Miksajı"
silah sesinin nerdeyse hiç kesilmediği, büyük yönetmen ridley scott'ın*** daha önce gladiator'de görüp takdir ettiğimiz göğüs göğüse çarpışma sahnelerindeki ustalığını bir kez daha konuşturduğu uzun zamandır izlediğim en iyi savaş filmi ve evet tam bir erkek filmi.aslında kullanılan müzikler,aradaki zaman ve teknoloji farkını gözardı ettiğinizde çarpışma sahneleri ve savaşçıların ruh hallerinin aktarımı konularında gladiator'le ciddi benzerlikler içeriyor film.elbette benzerleri gibi bu filmde de amerikan milliyetçiliğine dair mesajlar görmek mümkün ancak mesela bir pearl harbour'daki gibi kör gözüne parmak bir şekilde yapay kahramanlarla aptalca bir amerikan milliyetçiliği empoze etme çabası görülmediğinden dolayı filmin bu tarafı pek göze batmıyor iyi de ediyor zira bir "bütün amerikalılar senin gibiyse vay bu almanların haline"* muhabbeti daha kaldırmazdı bu narin bünye.amerika'nın somali'deki mücadelesinin anlamı filmin başında narrator tarafından formal bilgilerle sonundaysa bir amerikan askeri tarafından(adı neydi o adamın?) kişisel gerekçelerle açıklanmışken bu mücadelenin anlamsızlığının da filmin ortalarında(esir alınan pilotla yapılan kısa sohbet esnasında) bir somalili milis tarafından (hernekadar eşit derecede vurgulanmasa da) reddedilemeyecek bir biçimde açıklanmış olması yönetmenin ve yapımcının filmin başarısı için şu sıralar pek rantıbl bir gelir kaynağı olan amerikan milliyetçiliğine sırtlarını dayamamış olduklarını göstemesi bakımından yeterli örneklerdir sanıyorum.son olarak filmin biterken bu tarz hikayesi gerçek hayattan alınan filmlerde adet olan "yüzbaşı bilmemne şimdi çim suluyor yarbay bimemkim emekli oldu marmarise yerleşti resim yapıyor somali bi sikim olamadı ama yine de parası tl'den daha değerli" gibi yazıların çok hoş bir müzik eşliğinde aktığı bölümde ayağa kalkıp haldır huldur sinemedan çıkmaya gayret eden eşşek sıpalarına da bir çift lafım var ama bu dallamalar için ayrı bir başlık açmak daha hayırlı olacaktır sanıyorum.buyrunuz (bkz: film tam bitmeden sinemadan çıkmaya çalışan mallar)(açılmışı var diyenler bir adet aramaya inanmak eşliğinde uygun başlığa bkz verirler artık.zira aradım bulamadım bulduramadım ben)
(days - 3 Mart 2002 02:24)
çok başarılı bir film. amerika'lıların "biz süper haklıyız. somali durup dururken bize saldırdı" tribine girmemeleri rahatlatıcı *. film insan ırkından ümidimi bir kez daha kesmeme yol açtı, o ayrı.
(alp turac - 4 Mart 2002 11:20)
sozlukte 1993'u hatirlamaya yasi yetmeyen arkadaslar oldugunu dusunerek hatirlatmak isterim ki, somali olayi amerikan ordusunun girdigi en rezil durumlardan biridir. filmde de kisaca gorulen, helikopterden cikarilan cesetlerin mogadishu sokaklarinda yerlerde suruklenmesi, dunya basininda bir hayli yer almisti zamaninda. filmin en sonundaki yazilardan da anlasilabildigi kadariyla, ana fikir "heyoo yasasin amerikalilar"dan ziyade "somali'de de fena sicmistik"tir. filmde fazla kan revan bulunmasi ise, ridley scott abimizin gladyatorde de yapmis oldugu "aha, madem kan revanli savas filmi gormeye geldiniz, alin size kan, alin revan" durumu olup, seyirciyi rahatsiz etmesi gayet dogaldir, etmelidir de zaten. bu amerika tartismalari arasinda ilginc bir detay ise, aslinda scott biraderlerin ingiliz olmasidir, ki ingiliz ingiliz adamlarin neden top gun, g i jane gibi filmler cektikleri burada irdelenemeyecek kadar derin bir konudur, tez yazilir ustune. yazilacaktir. yazilmaktadir.
(tramell - 4 Mart 2002 12:08)
hikayenin gerçek bir hikaye olduğunu ve yaşamış askerlerin anlattıklarından yazılan bir romandan uyarlandığını, aynı zamanda nette aradığında dakika dakika gerçek olayları anlatan bir makalenin de bulunabileceğini (adresini hiç kasamayacam) unutan insanların "olur mu len ööle şey, bi dolu somalili var, bi dolu aksiyon var, hede hödö mesajı vermişler vik vik" diye hakkında konuştuğu, şu zamanlarda çok moda olan anti-amerikan konuşmalarına fırsat olmuş film... amerikan hastası olmamak lazım ama her amerikan filmine de saçmalanmaz ki...
(madcan - 8 Mart 2002 22:36)
amerikanların somali halkına yardım dağıtılmasını düzenlemek için gittiklerini iddia ettikleri, gitmişken bir iki harekat yaparız icabında diyerek olaya devam ettikleri kesinlikle ve kesinlikle acemice hatalar;düşmanı aşağılama(istenen silahlar yollanmamış elinizdekilerle halledin denmiştir), küçümseme ciddiyetsizlik gibi sudan sebeplerden doğru düzgün istihbarat bile yapmadan saldırıp bi dolu asker* kaybettikleri film. kesinlikle kahramanlık destanı değil. bu hatalarını su yüzüne çıkardıkları her zamankinin aksine amerikan propogandasının minimal olduğu film..
(malagant - 10 Mart 2002 21:08)
bütün film boyunca somalililerin bakış açısı bir kez gösterildiği halde (ki oda aidid'ti ne isterdi ne yapardı bilmem) en sonda yazan cümleyle ridley scott'a hasta olduğum film.bu olaylar sırasında 19 amerikan askeri ve 1000 somalili sivil öldü. yazısı her şeyi gayet iyi açıklıyor. çünkü civil direnişçi zırt pırt gibi ayak yapılmadan açık seçik 100 eğitimli asker gitti 1000 sivili kesti demiş resmen hayatımda böyle laf sokma görmedim gördüysemde yalanlarım.
(neocrime - 11 Mart 2002 02:59)
--- spoiler ---filmin sonunda askerler pakistan stadyumuna döndükten sonra ameliyathaneye giren general harrison yerdeki kanı silmeye çalışır, çalıştıkça daha da batırır, her yere dağıtır kanı. filmin en güzel sahnesi de budur herhalde. amerikanın sıçışı ve sıvayışı vücut bulur.--- spoiler ---
(nukleermalkav - 15 Mart 2008 15:25)
dünyayı türkiye gibi zanneden bazı arkadaşların propaganda filmi olarak damgaladığı film. propaganda filmi arayan michael bay yapımı pearl harbor ve dünya savaşı sırasındaki john wayne filmlerine bakabilirler.amerikan askerleri para karşılığı gönüllü olarak askerlik yapmaktadırlar. adamın işi bu. amerika'da askerlik vatan borcu değildir. askere yazılan adam para kazanmak için yazılmaktadır. vatan kurtarmak için değil. askere yazılınca da davul zurnayla uğurlanmazlar. askere gidince de önce emirlere itaat etmeyi, sonra o emirleri uygulamak için gerekli yöntem ve bilgileri öğrenirler. yani filmde bolca görülen ortalama asker ne kimseyi kurtarmaya ne de demokrasi götürmek üzere orada bulunmaktadır. ha gaza gelip böyle düşünen elbette vardır. josh harnett'in oynadığı kişilik buna yakın mesela, düşünen jarhead. diğerleri para kazanmak için emirlere uyan adamlar. "senin işin john, tabi kabul edersen (sıkıysa etme) somali'ye gidip bizim yap dediğimizi yapmak, vur dediğimizi vurmak, vurma dediğimizi vurmamak". bu kadar. bu açıdan bakınca işe adamlara emir geliyor, "şuraya gideceksin, şu adamı alıp geleceksin". emir bu. nedeni yok. marş marş!film de bunu anlatıyor zaten. aldıkları emirleri uygulamak üzere kendileri için cehennem olacak bir alana dalıp, götü kaptırmaktan son anda kurtulan askerleri. askerler dedik. bunlar eğitim sırasında kışlada kalıyorlar. aylarca aynı yerde uyuyup, aynı yemeği yiyorlar. aynı sıkıntılarla boğuşuyorlar. sen 6 ay, kısa dönem yaptığın kofti askerlikte tanıdığın insanlara bile "tertibim, devrem, kardeşim" diyorsun. bu adamlar ateş hattına girip, birbirlerinin eline emanet ediyorlar hayatlarını. birbirlerini düşman diye tanımladıkları adamların arasında bırakmayacak kadar samimiyetleri olsun artık bir zahmet. film bundan ibaret.we were soldiers ile birlikte bu film olay yerinde bulunan askerlerin başlarından geçeni anlatır. her ikisi de savaş filmidir. neden orada olduklarını anlatmaz. neden orada oldukları başka filmlerin konusu. sapla sapan karışmasın.
(shadayim - 13 Haziran 2010 10:53)
şu filmin yorumlarına dahi bakınca cahil olmanın ne zor iş olduğunu bir kez daha açıklayan film.bilindiği üzere solcusu, sağcsı, dincisi, türkü kürtü, türkiye’de yaşayanların takriben %95’i amerikan ordusu düşmanıdır. ancak bunu bilen ve saygı duyan birisi olmama rağmen şu filmin geçtiği olaya ilişkin böylesine abuk yorumlar gerçekten insanın umudunu kırıyor geleceğe dair.1990-1991 yıllarında kuveyt’i sebesiz ve haksız yere hukuksuzca işgal eden irak’ı (biz de tüm dünya ile beraber dalıyorduk ancak bugünlerde nasıl bir tedrisattan geçtikleri ortaya çıkan yıldızlı insanların çekinceleri ile yapamadık) dize getiren abd ve birleşmiş milletler, 1992’de somali’de yaşanan iç savaşın yarattığı açlığa müdahale için somali’ye asker çıkardı.belki unutanlarınız vardır, türk ordusu da bu operasyona katıldı hatta 3 kez saldırıya uğradı ancak zaiyat vermedi. (hep merak etmişimdir askerlerimiz orada somali’lerce öldürülseydi bizim insanımızın şimdiki tepkisi ne olurdu bu filme). abd bir süre ortamı izledikten sonra asıl sorunun ilk başlarda müttefik belledikleri savaş lordlarının babası sayılan aidid olduğuna karar verdi ve ona cephe alınca işler karıştı. tüm bu olayları gene geçiyoruz. şimdi sonuca gelirsek, bu çatışma sonucunda kaybedilen askerler yüzünden abd bir süre bu tür olaylarla ilgilenmemeye askerini tehlikeye sokmamaya karar verdi. peki ne oldu sonucunda:- 1994 ruanda soykırımına kimse müdahale etmedi.- bosna savaşına bu karardan vazgeçilene kadar kimse müdahale etmedi.- somaliye halen kimse müdahale etmiyor, bizim başbakanımız hariçbirde yazmışlar neden ordaydı amerikan askerleri diye. ya kardeşim aç oku ne diye ordaydı kim naapsın siktiğimin somalisini. adam senin gibi turkcell'e mesaj atıp 5 lirayı kimse yok mu derneğine bağışlamıyor somali için. yardım edecekse ordusunuda gönderiyor, adam gibi dağıılsın malzemeler, itin kopuğun eline geçmesin, kimse kimseyi öldürmesin diye, sen hala neden ordaydı diyorsun. ayrıca sende ordaydın, zırhlı tugayın oradaydı.http://t3.gstatic.com/…5g6fikl38oglm-2falkon08rbsyihttp://i106.photobucket.com/…kish army/tsk_zma3.jpgumarım amerikan ordusuna muhtaç kalmazssınız. 2. dünya savaşındaki fransızlar, ingilizler, hollandalılar, ruslar, çinliler, belçikalılar ve diğerleri gibi..
(guadacanal - 6 Aralık 2011 17:22)
adını saygıyla andığımız bir komutanımız sürekli kara şahin düştü filmini izlediniz mi izlemediyseniz muhakkak izleyin derdi, iç güvenlik harekatında bu filmden alınacak dersleri anlatır dururdu, artık adam filmden nasıl etkilenmişse iki lafından biri buydu
(flogart - 6 Nisan 2012 00:15)
bir daha bir araya gelmesi imkansız muhteşem bir oyuncu topluluğu ve abartısız sek bir görüntü yönetmenliği ile kotarılmış olan, göründüğünden ve gösterdiğinden çok daha fazlasını veren film.detaylara dikkat, 31 yaşında 10/10 verebileceğim 3 film vardır, bir tanesi ise her yönü ile olmuştur:10 / 10.
(karinca beli - 16 Haziran 2012 23:40)
propaganda yapmışlar bıdı bıdı geyiklerini bir yana bırakın; aslan gibi, boru gibi çiçek gibi savaş filmidir. savaşa dair çok film izlemiş bir insan için filmdeki propaganda ve klişe miktarı mutad seviyenin epey bi altındadır, o kadarcık da tiksiniyorsanız bi gidip çay koyun için, film izlemeyin. her neyse... filmin hiç aksamayan bir hikayesi var, sürekleyicilik, görkem, sarsıcılık... herşey mevcut. filmin sonunda, görüntü olarak güvenli bölgeye çekilen asker modunu vermeye çalışan ama az önce olan olaylar ve yaşanan dehşet karşısında canını zor kurtarmış bir halde şehirden koşarak kaçan askerlerin yüz ifadesini ve duygu dünyasını birebir yaşar hissedersiniz, film size o duyguyu geçirir, farkında olmadan tırnaklarınızı koltuklara geçirmişsinizdir, istemsiz bir ananıskym bu neydi lan dersiniz.ama işte garip bir filmdir, mainstreamdir aslında ama herkes sevmez, kimisi çok sıkılır, kimisi de hasta olur. adam gibi film zevki olan kaç kişiye seyrettirdim, pek çoğu "sıkıldım, iyi değildi" filan dedi ki anlamak mümkün değil.
(gozellik - 25 Şubat 2013 20:52)
katıksız bir savaş filmidir efendim. sahneler en üst düzeyde çekilmiş zerre masraftan kaçınılmamıştır. bir müddet sonra izleyici kendini o sokaklarda sanabilir.lakin kocaman bir eksik noktaya sahiptir;muhammed farah aidid adlı çete reisinin newyork'un zenci mahallesinden toplanmış tipli oyunculardan kurulu bandanalı falan komuta kademesinin, süzme afro-amerikan klişelerini seyircinin gözüne sokarak sonra somali'li diye yutturulmaya çalışılması bi siktirin gidin dedirtmiştir. herifler bildiğin etli butlu bronx serserisidir. basket topu atsan smaçsız dönmezler.
(zaptir - 6 Mayıs 2013 16:52)
tam bir başarısızlığın söz konusu olduğu gerçek olay. bu şerefsizleri kurtarmaya gidenin bir türk komutan olduğu söylenmez ve pek bilinmez aslında. yıllar sonra bu şerefsizlerin kandaşı türk askerlerinin başına çuval geçirecektir oysaki. komutanımız görevini yapmış ve bu şerefsizleri kendisine emir verilen yere teslim etmiştir.
(glaucus atlanticus - 12 Temmuz 2013 17:04)
herkesin izlediği ama kimsenin konusunu ve tarihsel önemini kavrayamadığı savaş filmidir.1993 somalisini bilmeden; işgalci abd, demokrasi getirmeye kalkıyor, pis emperyalistler... tarzı yorumlarda bulunan çakma hümanist lavuklardan gına geldi artık.o yıllarda somalide çıkan iç savaş ve savaşa bağlı duran tarımsal üretimin yarattığı kıtlık yüzünden milyonla kadın/erkek/çocuk hayatını kaybetmiştir.bm'nin gönderdiği yardımlar ise koca ülke için hem yetersiz hem de ihtiyacı olana ulaşmıyordu.neredeyse her ülke kamoyu bu kaosa müdahele edilmesi için abd'ye çağrı yapmaktaydı.böyle bir durumda somaliye düzenin sağlanması için komutanı da bizim çevik bir olan çok uluslu silahlı güç gönderilir.mohamed farrah aidid isimli savaş lordu kendi küçük çıkarları için bu güce direnir, abd askerleriyle çatışmaya girer, 1000 civarı somalili kaybetmesine rağmen 18 abd askerini öldürüp 73 tanesini yaralamayı başarır. hatta bazı abd askerlerinin cesetlerinin parçalanma görüntülerini televizyonlarda yayınlanır.(film bu kısmı anlatmamakta)bu görece ağır kayıplar ve görüntüler nedeniyle şok olan abd kamoyu derhal çıkarlarının olmadığı, force'nin siktir ettiği somaliden askerlerinin çekilmesi için baskı yapar. abd ayrıldıktan sonra hava güçünden ve stratejik müdahele etme yeteneğinden(özel kuvvetler personeli) yoksun kalan diğer bm güçleri de ayrılır ve somaliyi kendi bokunda boğulmaya terkederler.sonuç; somalideki insanlık dramı devam eder. aynı zamanda sütten ağzı yanan abd kamoyu bu tarz insanlık dramının yaşandığı ülkelere müdahele edilmesine karşı çıktığı için;1994'de ruanda soykırımı hakkında her kez bir şeyler demiş ama kimse harekete geçmemiş,gene abd kamoyu razı edilemediği için bosna katliamlarına müdahele etmek için hem geç kalınmış kalınmış hem de kara müdahelesi hollanda, belçika, fransa, gibi bu işten anlamayan dalyarakların sorumluluğuna bırakılmıştır.(bkz: srebrenitsa katliamı)somali gibi ülkeler turkcell'e mesaj atıp 5 lirayı kimse yok mu derneğine bağışlayarak, ya da iki tır mal ile ziyaret ederek kurtulmaz. ha film güzel mi?içinde kadın bulunmayan her savaş filmi gibi mükemmel.
(gavur ali - 22 Ağustos 2013 21:53)
her izleyişte daha da muhteşem gelen, yepyeni ayrıntılar keşfettiren, çat çat "politikanıza sokayım aha işte asker deyip geçtiğiniz adamlar bunları yaşıyo" şeklinde vuran, alttan alttan bi dolu eleştiri sokmasına rağmen hala nasılsa hakkında amerikan yanlısı denilen film... başkalarına ırkçı deyip amerikalı görünce deliren adamlar var ya, hayat ne garip vapurlar falan...
(madcan - 13 Şubat 2004 16:28)
pentagon'un, 2001'de kara şahin düştü [black hawk down] filminde kullanılmak üzere 40 kadar seçkin asker ve [yanlış hatırlamıyorsam] bir düzine helikopteri fas'a göndermesi, muhtelif çevrelerce tepkiyle karşılanmıştı.abd savunma bakanı donald rumsfeld sinemaya asker ve helikopter tahsis edilmesine onay verirken, pentagon içinde ciddi tartışmalar çıkmıştı.karar itiraz edenler, "pentagon'un sinemanın emrine girmesi doğru değil. bu, ülkenin ulusal çıkarlarına hizmet etmiyor" görüşünü dile getirirken, rumsfeld, harcamaların film yapımcısı şirket tarafından ödeneceğini söyleyerek konuyu geçiştirmişti, çünkü esasen hollywood, amerika'nın askeri gövde gösterisine görkem kazandırmaya yarıyordu...(bkz: aynalı barikatlar)
(zemin yesil 12 yildiz 3 ok sari - 6 Kasım 2014 23:13)
sinematografi acisindan son yillarda cekilen en iyi savas filmi. ridley scott gibi bir dahinin elinden zaten baska bir seyin cikmamasi gerekirdi.filmin konusu ve propaganda kismini bir yana birakalim simdilik. 145 dakika boyunca patlamalar, bombalar, kursunlarla gecen bir film izliyorsunuz. savas sahnelerinin gercege yakin olmasini saglamak icin, uzerine asiri ozen gosterilen yakin plan cekimler, post production'da olaya daha da gerceklik kazandirmak icin computer graphics effektlerinin yardimiyla basarili bir sekilde tamamlanmis. ozel efektlerin oldugunu farketmiyorsunuz bile (filmdeki butun patlama, duman, toz toprak, kosusturan halk cgi teknolojisi urunu) art direction ve cinematografi acisindan da cok basarili bir film. fas'ta somali yaratmak kolay is degilken altindan cok buyuk bir basariyla kalkmislar.konusuna gelince. somali'de olan olaylar filmde gercekce yansitilmiyor tabii ki. zaten bunu beklemek te haksizlik olur. cunku bu bir film, gerceklik bir olcude hep egilip bukulecek. seyircinin filmi izleyebilmesi acisindan olaylarin, karakterlerin carpitilmasi dogal. butun gun suren carpismalari, 2 saatlik filme o kadar askerin bakis acisiyla sigdirmak, bir yandan da seyircinin alakasini kaybetmeden ekrana baglamak imkansiz. dogal olarak bazi gerceklikler film sinirlari icersinde bukulecektir, bazi karakterler tek bir karakter olarak gosterilebilecektir. filmi goturen bir kac guclu karakter, onlarin etrafinda donen kucuk diger karakterler vs. vs film teknigi ve sinema sanati acisinda zorunludur. bu acidan filmde yanlis bir yon yok. zaten kendisi de belgesel cekmiyor, gercek bir olaya dayanan kurgu filmi cekiyor.film amerikan propagandasi yapiyor mu, yapmiyor mu, somalililer kotu mu degil mi gibi sorular aslinda anlamsiz. bu bir hollywood filmi, o acidan bazi beklentileri doldurmasi lazim. hem amerikan halki, hem amerikan politikasi, hem de dunya -bati!- izleyicisi acisindan. gidip somalililerin propagandasini yapamaz herhalde (nerde o gunler!) filmde gercekten 5 black hawk helikopterinin kullanilmasi pentagon'un marifetiyle tabi. pentagon'da bunlari babasinin hayrina vermiyor elbette, belli bir imaj korumasi lazim. ridley scott ve produksiyon sirketiyle pentagon arasinda nasil bir anlasma oldugunu cikarmak zor degil. siz ridley scott olsaydiniz, onunuze boyle bir proje gelse, paranin onu acilsa yapmaz misiniz? adam yonetmen, gorevi film yapmak. bu imkanlari tabii ki kacirmaz. ee seyirciye biraz objektif gorunebilmek icinde ordan burdan biraz, ahlaki, biraz da sosyal seyler katacaktir. filmin basindaki eflatun'un sozu, filmde zarar goren somalili siviller, zor durumdaki masum askerler ya da filmin sonunda belirtilen sivil ve asker zayiati vs. gibi.film pentagonun yardimiyla yapildi diye gelen elestirilere ridley scott "eger pentagon olmasaydi filmin adi 'black hawk down' degil 'helicopter down' olurdu." diyerek cevap vermistir. ee bu da ne tarafta oldugunu gosterir. ama genede kendisi film yonetmeni, politikaci degil. o yuzden biraz insani yone agirlik verip objektif oldugunu gostermeye calistigi kucuk ipuclari vermesi de dogal. ama bundan ziyade tek amacinin iyi bir savas filmi yapmak oldugu da gun isigi gibi asikar.bir full metal jacket ya da apocalyps now kadar iyi oldugunu ya da ridley scott'in en iyi filmi oldugunu zannetmiyorum ama seyredilmesi kesinlikle son derece zevkli bir film. her ne kadar savas gibi acimasiz bir konusu olsa da. 5 uzerinden 3,5!
(mistaken identity - 16 Ekim 2004 05:14)
somali'li liderlerin devamli amerikalilara kol gibi laf soktugu film.somalili elemanlar bie amerikan askerini rehin alir. söyle bir diyalog geçer.somali amca: now you and me will negotiate about this situationyankee: i dont have right to negotiatesomali: hmm.. you have right to kill people but dont have right to negotiate.(bkz: al sana karakan)
(ken smith - 24 Nisan 2005 14:50)
final sahnesinde atv'nin "during the raid, over 1000 somalis died and 19 american soldiers lost their lives." cümlesini, "baskın esnasında, 100 somalili ve 100 amerikan askeri hayatını kaybetti" şeklinde çevirdiği film.
(ntldr - 1 Nisan 2006 01:09)
Yorum Kaynak Link : black hawk down