A French Mistress (~ Das französische Fräulein) ' Filminin Konusu : A French Mistress is a movie starring Cecil Parker, James Robertson Justice, and Ian Bannen. The boys of Melbury Primary School are plunged into turmoil when the new French Master turns out to be a Mistress! Madelin Leforge's (the...
The Green Man(1956)(7,4-1142)
The Smallest Show on Earth(1960)(7,1-1534)
Dunkirk(1958)(7,1-2168)
Country(1984)(6,8-1598)
The Ship That Died of Shame(1956)(6,8-335)
Waterfront(1951)(6,5-185)
The Night Has Eyes(1942)(6,4-439)
duruşu olan bir kadın. güzel bakan kadınlardan. baktığınızda o anı dondurabilecek gücü olan kadınlardan. mesafesi olan bunu çok hissettirmeyen, dokunmak için yaklaştığınızda korkular veren bi kadın. catherine denuve'e ait olan bir kaç şey var kendilerinde. her daim sıkılır gibi, bıraksanız gidecegim bakıslarına sahip, lakin git dediginizde nereye gidebilirimki ben buraya aitim diyebilir. fas'lı göçmen çocuklar için direnirken bir kilisede röportaj verirken televizyonda görmüştüm hic makyajsız en doğal haliye, burdayım diordu bu ülkede kalacağız diyordu, bütün reklam anlaşmalarının o güzel yüzü.
(althussa - 5 Ocak 2009 17:25)
allah vergisi muhteşem bir güzelliğe sahipken geçirdiği bir dizi estetik ameliyat sonrası maymuna dönen oyuncu.bir insan neden yapar bunu kendine aklım almıyor. çok var böyleleri ünlüler arasında. sanırım içinde bulundukları rekabet dolu, tümüyle materyalist ortam itiyor onları bu aşırılığa; gözlerini kör eden, algılarını bozan o hep daha fazlasını isteme durumuna. daha kalın dudaklar, daha ince bir burun, daha pürüzsüz bir cilt, daha daha daha... sonra da alıyorlar işte böyle "daha"yı maymuna doğru.
(sussipussi - 26 Ocak 2014 08:42)
2014 yapımı my mistress filminde görünce artık epey yaş aldığını, tabii bizim de onunla birlikte yaşlandığımızı, fark ettiğim aktrist. ama halen güzeldir, seksidir o ayrı konu. ama şu var la belle noiseuse artık çok geçmişte kaldı, üzerinden 24 yıl geçti o filmin, o dipdiri, genç kadın artık yok. ama ne var? yıllanmış bir şarap halinde halen güzel bir kadın var.* filmi ayrıca yorumlayacağm ama konusuna dikkat "what starts as a beautiful and strangely innocent affair between a vulnerable teenage romantic and a french s&m mistress soon becomes more dangerous". edit: filmi bitirdim ama izlemeyin rezalet, korkunç kötü. bence gidin saçma sapan grinin elli tonunu izleyin, o filmi ben izlemedim ama eminim bundan iyidir.aslında bu tarzın en iyi filmlerinden birisini yakın tarihlerde almanlar çekti ama kimseler fark etmedi o filmi tabii.
(gunduz avlanan jaguar - 24 Şubat 2015 11:11)
hobo dergisinin haziran/eylul 2004 sayisinda yaptigi roportaj'da iki cocugu ve 100 yasinda ki anneannesi ile pariste yasadigini, anneannesini bir zamanlar istanbulda yasayan bir rum kadini oldugunu, anne tarafinin rum+balkan kokenli, baba tarafinin ispanyol kokenlu oldugunu, ailesinde kendi disinda hic kimsenin fransada dogmadigini, hic bir zaman ask'i derinlemesine yasamadigini ta ki cocuklari oldugunda ve onlarla buyurken ask'i cocuklariyla yasadigini, tanriya inanmadigini soylemesine ragmen her insanin ugurlu yildizinin oldugunu hatta yaninda greek eye dedigi nazar boncugu tasidigini, paris disinda hic bir zaman yasamak istmemedigini, hayatin her zaman onun icin onunde bir kapi actigini ve bu yuzden yeni bir is, film etc icin herhangi bir caba gostermeden hayatin ona bu olanaklari dogru zamanlarda karsisina cikardigini anlatmistir.
(sprintpcs - 20 Temmuz 2004 16:47)
"bu gerçek bir hayat değil.. seyirci bizi bir zaman diliminde donduruyor ve hep o $ekilde görmek istiyor, onun sevdiği insan benim sabah kalktığımda aynada gördüğüm insan değil; onun gördüğü de gerçekte ben değilim.." demi$ ve eklemi$ :"hala beni ve çocuğumu bu sahte $eylerden çekip alacak uzaklara götürecek adamın hayalini ya$ıyorum.." demi$ oyuncu..
(mavimor - 31 Ekim 2004 13:55)
hurriyet gazetesinin haberine gore yirmidorduncu uluslararasi istanbul film festivali ne acilis konugu olarak davet edilmis ancak ‘kadınlara şiddet uygulayan bir ülkenin festivaline konuk olmak istemiyorum’ diyerek bu teklifi reddetmis 40 yasindaki fransiz kadin oyuncu. vaktinde zinedine zidane italyada forma giydiginde istanbulda oynanacak bir galatasaray macina turkiyede can guvenligimiz tehlikede, istanbula gitmek istemiyorum seklinde bir aciklama yapmis ve beni uyuz etmisti ancak bu kez emmanuelle bearta olan derin hayranligimdan midir nedir anlamadigim bir sekilde kizamadim bile. icten ice hak bile veriyorum ama festivale katilarak da kadinlara uygulanan siddeti kinayabilirdi. (bkz: 8 mart 2005 dunya kadinlar gunu)
(koseyi donen adam - 12 Mart 2005 03:23)
hürriyet'in haberi doğruysa protestosunu çok yanlış bir şekilde yaptığını düşündüğüm aktris. biri veya birileri tarafından yapılan yanlış eylemi veya eylemleri bir ülkeye gitmeme nedeni sayıyorsa dünya üzerinde gidilecek tek bir ülke bile olmadığını idrak etmesi gereken hanımefendi.
(zeck - 13 Mart 2005 09:46)
sevgilisini doverek olduren bertrand cantat'yla ayni ulkenin vatandasligini tasiyan oyuncu. istanbul'da yasanan olaylar ne kadar yanlissa muzisyen bir kisinin isledigi cinayet de o kadar yanlistir. goz onunde olan insanlarin, topluma ornek teskil etmesi gereken kurumlarin hareketlerine dikkat etmesi gerektigi gercegi herkes tarafindan bilinir. ancak belirli bir kesimin yaptigi hatayi tum ulke insanina mal etmek yanlistir. biz fransizlara katil diyor muyuz? demiyoruz. o zaman neymis, bir iki kotu tohum yuzunden tum milleti yargilamak, sonra da kendince ceza vermek yanlismis.
(zipzip - 13 Mart 2005 16:39)
l'enfer filmiyle tanıdığım güzellik, olgun lolita. bu fransızlar'da gerçekten bişey var. (bkz: isabelle adjani) (bkz: france gall) (bkz: eva green)
(reso aga - 6 Aralık 2005 18:16)
evde oynamış olduğu filmlerden birini izlerken kendisinden gözlerimi alamamama sebep olan bir yüzü vardır. bakışları ve dudakları insanın gerçekten aklını başından alıyor, kendisiyle aynı cinsten olmama rağmen bir sanat eserinin karşısına geçmiş gibi, sahnelerden birini dondurup dakikalarca hayran hayran baktım sonra da inanamadım ismi de cismi de çok müthiş gerçekten.
(parraxionide - 16 Temmuz 2006 00:47)
Yorum Kaynak Link : emmanuelle beart