Istasyon ' Filminin Konusu : Istasyon is a movie starring Cüneyt Arkin, Hülya Koçyigit, and Erol Tas. The famous singer Yasemin is kidnapped by a funny ex-con Girgir Ali and she becomes Ali's guest for a week. Captivity or freedom?
Canim Kardesim(1973)(8,8-7251)
Selvi Boylum Al Yazmalim(2004)(8,7-13314)
Tatar Ramazan(1992)(8,1-2590)
Tatar Ramazan Sürgünde(1992)(8,1-1434)
Maden(1978)(7,8-799)
Yedi Bela Hüsnü(1982)(7,8-4762)
Dilâ Hanim(1978)(7,6-1161)
Devlerin Aski(1976)(7,6-892)
Ates Böcegi(1975)(7,2-1248)
Sev Kardesim(1972)(6,9-1178)
Evlidir Ne Yapsa Yeridir(1978)(6,8-427)
cüneyt arkın'ın gırgır ali karakterini canlandırdığı bu filmi her izlediğimde evdeki bakır sahana iki yumurta kırıp pul biberi basıp bir somun ekmekle(ama eskinin somunuyla) yiyesim gelir. gırgır, çarşaf ve fırt döneminin şahane bir romantik komedisidir.
(cyrus - 10 Haziran 2007 21:12)
cüneyt arkın'ın eğlenceli ve yer yer hüzünlü filmi. aklımda yer eden bir sahne vardır:--- spoiler ---gırgır ali gırgırına balık tutarken,oltanın ucuna silahı takmış ve bu şekilde kendisi arayan polis ekibinden kurtulmuştur.yaklaşık 5 dakika sonra polisler silahım olta ucunda olabileceğini düşünerek geri gelir.ama geri gelirken geri geri gelirler,geri viteste yani.5 dakika kadar yol adıklarını düşünürsek, acaba ne kadar mesafeden beri araba geri viteste geliyor hep merak etmişimdir..--- spoiler ---
(iloverosekhan - 12 Nisan 2008 14:07)
--- spoiler ---gırgır ali'nin kaçırdığı hülya koçyiğit için fidye olarak santimine bin lira istediği film.--- spoiler ---(bkz: #20163671)
(godot yu hacklerken - 30 Ocak 2009 16:34)
--- spoiler ---filmin bir yerinde, gırgır ali ve rehinesi evde iki genci öpüşürken basarlar: gırgır ali: sen kimsinoğlan: ben inşaaat mühendisi bilmemkimin oğluyumgırgır ali: ya senkız: ben de mühendis hedehödü nün kızıyımgırgı ali: inşaat yapıyordunuz galiba...--- spoiler ---
(sarah plain but short - 13 Eylül 2009 12:52)
- "bugün cuma yarın gelecekti."cüneyt arkın, hiçbir şeyi önemsemeyen, ipe sapa gelmez bir karakteri çok güzel oynamıştır. kuşkusuz karizmasını bu farklı ve hoş karakterle de korumayı bilen arkın, gırgır ali tiplemesiyle izleyicinin hayranlığını da kazanmayı bilmiştir. hüzün ve mutluluğun bir filmde böylesine uyumlu işlenmesi çok güzel bir keyif veriyor insana. burda filmin yönetmeni şerif gören, alkışı hakediyor. ayrıca filmde çarşaf'ın öldürüldüğü sahne, bence sinema tarihinin en hüzünlü sahnelerindendir.efsane filmde cüneyt arkın tarafından atılan unutulmaz bir tirat;+ yasemin*: ne düşünüyorsun?- gırgır ali: çocukluğumu.beş yaşında simit çaldığım günü...sübyan koğuşunu; çocukları düşünüyorum;itilen kakılan, kötü yola itilen çocukları...ilkokula başladığım günü.dokuz yamalı pantolonumu, çamaşırcı zehra hanımı düşünüyorum. gazoz sattığım, mahmutpaşa'da çığırtkanlık yaptığım günleri;(gırgır ali şivesini değiştirerek) evet çaçalar, trapezler, tokyolar, twistler, koskocaman parçalar bir lira, yüz kuruş, hanım içerde. tezgah yeri yüzünden yaralama ve diğer suçlar.sonra mapushaneler mektebim oldu. belalı oldum.bir gün bir kız çıktı karşıma, gülen bir kız; hep gülen. sevdim onu; evlendik. bir çocuk erkek, bir de kız ve sonra ölüm aldı onları. o günden sonra amaçsız yaşadım. gırgırlayıllar, yıllar; kederli ve neşeli yıllar .ve seni kaçırdım. senin yüzünde gülüşünde beni rahatlatan bir şey vardı. sonra buramda bir burukluk, gözlerimde ıslaklık... - ..."bir istasyon var yakında."
(sethplay - 13 Eylül 2009 14:23)
--- spoiler ---filmin finalinde görülen istasyon gebze tren istasyonudur. istasyonda nasıl otuz yıldır en ufak bir değişiklik olmadığını gözlerinizle görebilirsiniz filmi izlerken.cüneyt abi, bu filmde de toplumsal göndermeleri ihmal etmez, güzel kızların yanındaki çirkin erkekler olayına el atar:- bırak beni! eşkıyalık bu yaptığın!+ asıl eşkıya ben miyim yoksa etrafındaki o zengin züppeler mi?! maymun gibi adamların yanında gencecik, güzel kızlar görüyorum!- sana ne?! alan razı satan razı!+ işte bu modern köleliktir!ayrıca zülfü livaneli yorumuyla eşkıya dünyaya hükümdar olmaz'la beraber filmin ana tema müziği de güzeldir.ali'nin hesabına göre; santimine bir lira fidye istenen hülya koçyiğit'in boyu da topuklarıyla 1,72'dir bu arada. 172 bin lira fidye alır.bir de gizli reklam var filmde. cüneyt abimiz birasını açarken ''bira bu kapağın altındadır!'' demeyi ihmal etmiyor.cann measurer kulaklıktan uyardı; gizli reklamdan ziyade reklamlar tiye alınıyormuş..big in umuttepe der ki; topuklar dahil değilmiş ali'nin fidye hesabına. ek: o kısmı tekrar izledim; ''mantar topuk giyseydin dahil etmezdim.'' diyor cücü reis.--- spoiler ---
(godot yu hacklerken - 20 Kasım 2010 14:52)
1977 yapımı şerif gören filmi. senaryo ulu senarist bülent oran'a aittir. filmin çarpan tema müziğini ozanlar grubu yapmıştır.bana kalırsa türk sinema tarihinin yüz akıdır. günümüz romantik komedilerinin fersah fersah ilersindedir. tüm bunların dışında gırgır ali de bir cingöz recai havası vardır. gırgır ali'nin geçmişi farklı da olsa, fakir de olsa; kaçırma planında, insanlarla olan ilişkilerinde, hayata bakışında bir cingöz havası vardır.final sahnesinde cüneyt arkın'ın kendisini linç etmeye gelen insanları bi torba dolusu parayı havaya saçarak durdurması da tarihteki en güzel ve en dramatik materyalizm eleştirilerinden biridir. imho
(herkes gercek bi benim sahte - 15 Eylül 2011 21:28)
1977 yapımı şerif gören adak'ın yönettiği bülent oran'ın senaryosu yazdığı başrollerinde cüneyt arkın, hülya koçyiğit ve erol taş'ın oynadığı yeşilçamın yüzakı filmlerinden biridir. bu filme yüzakı dememin ilk sebebi bu filmle birşeyler anlatılmak istendiğini düşünmemdir. ama bir diğer sebebi de yeşilçamda absürdlükle dram ve komedinin beraber ne kadar da ustaca kullanıldığının en güzel örneklerinden birini sunmasıdır bu filmin. ayrıca erol taş'ın da bu filmdeki hakkını yememek lazım. bir kötü adam karakteri ancak bu kadar güzel canlandırılabilirmiş. bu satırları yazarken yine fonda filmin jeneriğini dinliyorum ve yine duygusallaşıyorum. gırgır ali'nin köpeği çarşafın öldüğü sahneyi de ne zaman izlesem gözlerim dolar. birazdan dayanamayıp yine izleyeceğim galiba. filmde gırgır ali içerken radyoda zülfü livaneli'nin eşkiya dünyaya hükümdar olmaz şarkısı çalar ve ali o anda şapkasının içindeki ölen karısının resmine bakar ve birden of be of diyerek şapkasını fırlatır.başka bir sahnede de yasemin ve ali birbirlerine yakınlaşmaya başladıklarında fonda zülfü livaneli'nden leylim ley çalar ve ali ile yasemin oynamaya başlarlar. işte hep rakı içerken fona bu iki şarkıyı verir ve bir kadeh de gırgır ali için içerim. bu denli etkileyen bir filmdir beni.filmin son sahnesi hem gırgırına yaşayan gırgır ali'yi özetler. hem de insanoğlunun para hırsının önüne hiç bir şeyin geçemeyeceğini:http://youtu.be/od-niljkyxi--- spoiler ---gırgır ali:güle güleyasemin:sen?gırgır ali:güle güle--- spoiler ---
(vys - 4 Mart 2013 20:44)
1977 yapımı şerif gören filmidir.sinematürk yazarı eylül fırtınası tarafından filme dair kaleme alınmış bir yorum yazısı aşağıda görülebilir."köpeği çarşaf ile hayatı ciddiye almayarak günübirlik yaşayan iyi kalpli gangster gırgır ali ile memleketin en ünlü assolisti yasemin'in önceleri neşeli başlayıp gitgide hüzne bürünen aşk hikayesi...film çıkış noktası olarak yeşilçam'ın pek bir sevdiği ''stockholm sendromu''ndan beslenmiş.yani, kaçırılanın kaçıranı zamanla tanıdıkça anlamaya başlaması, onun iç dünyasını merak etmesi, yakınlık duyması ve hatta aşık olması.tüm kaçırılan kızlar gibi assolist yasemin'de zenginliğin ve sonradan görmeliğin verdiği şımarıklığı üzerinde taşımaktadır.ancak kahramanımızı tanıdıkça ona ilgi duymaya başlar, acılarla yoğrulmuş kahramanımızın mağrur ve onurlu duruşundan etkilenir, giderek o kendini beğenmiş ve burnundan kıl aldırmayan kız gider, yerine o güne kadar ne kadar boş ve anlamsızca yaşadığının farkına varıp kendini sorgulayan, aşka ve sevginin gücüne inanan melek gibi bir kız geliverir.zaten yasemin'de fakirlikle büyümüş ve özünde iyi bir kadındır.film her ne kadar şamatalı ve eğlenceli olsa da şerif gören zülfü livaneli'den ''eşkiya dünyaya hükümdar olmaz'' parçasını filme dahil ederek bir çok filminde yaptığı gibi sol sloganlar atmayı ihmal etmemiş.yine gırgır ali ile yasemin'in bir süre misafir ettiği genç çifte ekmeğin fiyatını falan sorduğu sahnelerde şerif gören ustası yılmaz güney'in mavi ve beyaz çocuk'lu ''yarın son gündür'' filmine göndermede bulunmuş.filmin müziği gayet hoş,özellikle ikilinin bisikletle gezme sahnelerindeki romantizm film bir anda bir fransız filmi havasına büründürüyor.cüneyt arkın genelde komediye yatkın bir oyuncu değil.az ve öz konuşan, acılı ve ciddi rollerde çok daha kendini bulabilen bir isim.ancak bu filmde mizahi dozu iyi ayarlanmış gırgır ali tiplemesinde gayet başarılı ve güldürebiliyor.ancak sonraları cüneyt arkın ''gırgır ali'' ve ''gırgır hafiye'' gibi ikinci sınıf filmlerde bu tiplemeyi oldukça sulandırıp fars güldürü anlayışıyla tekrar beyazperdeye taşımış ve hiç de iyi etmemişti.sonuç olarak neşeli, matrak, aksiyon dolu, bazen didaktik olmaya meyilli, dramatik ve trajik öğeleri başarıyla harmanlayan tam bir yeşilçam klasiği.cüneyt arkın'ın altın dönemine ait en güzel filmlerinden birisi.erol taş'tan,ihsan gediğe,ismail hakkı şen'den,ibrahim uğurlu'ya,hakkı kıvanç'tan hüseyin kutman'a sinemamızın birbirinden değerli ve başarılı oyuncuları da cabası. "http://www.sinematurk.com/'dan alıntıdır.ayrıca filmin ozanlar grubu tarafından icra edilen harika müziğibisikletli sahnelerdeki müzikedit: link yenileme
(swst - 22 Nisan 2013 19:07)
burda gelir insana,boş günlerin usancı.çalar birden kampana,ölüm çanından acı.sonra bir düdük öter,kesik çığlıklarla der:burdan bildik gidenler,yarın döner yabancı...-necip fazıl kısakürek (1928)-
(argento - 16 Ağustos 2005 00:29)
Yorum Kaynak Link : istasyon