bu filmden benim cikardigim sonuc sudur: yanlis yunlus islerle baslayan bir evlilik boktan bitmeye mahkumdur. françois ozonun da "fransiz sinemasi olarak madem mutlu son cekemiyoruz o zaman biz de mutlu baslangici filmin sonunda cekeriz" artizligi gozlerden kacmamistir.

(ry cooder - 9 Mayıs 2011 00:50)

her ozon filmi gibi; doğum, ayrılık ve deniz üçlemesini içinde barındıran, evliliğin ne olduğu ya da evlilikteki sorunların kimin tarafından çıktığını değil, iki kişinin çarpımından doğan eylemleri konu alan duru bir yapım.

ahlak kuralları, toplumun kabul ettirdikleri, ilişkilerin günümüzde giderek aldığı vazgeçilebilirlik ve vurdumduymazlık arasında; en göze çarpan sahnelerden biri de hem evlilik hem de boşanmada sıralanan maddelerdi.

yasa önünde aşk onaylanıp, yasa önünde aşk bitiyor. onun ikisi arasında ise ozon'un dokunuşlarıyla sorular çoğalıyor.

(goflet - 1 Haziran 2011 19:47)

filmin özeti şu; partnerinle evire çevire sevişeceksin arkadaş. işin ucunu iki gece bıraktın mı olay boka sarabilir.

(darashikoh - 17 Temmuz 2011 11:40)

francois ozon'un nedense biraz fazla eleştirilmiş ve bana göre hakkı yenmiş underrated filmi.
belki kurgusu çok orjinal değil ama oyunculuklar ve işlenişi, manzaralarıyla birlikte akılda yer eden bir film olmuş. son sahnesi için bile izlenir bence bu film.

surprizlerle dolu bir film olduğunu da eklemek gerek.

ama filmi en güzel tanımlayan :

--- spoiler ---

"madem mutlu sonlu filmler yapamıyoruz; öyleyse mutlu başlangıçlarla sonlandıralım".

--- spoiler ---

(omonia - 23 Eylül 2013 15:12)

trailerini izlediğimiz ve heyecanlandığımız,sabırsızlandığımız film.yapmış gene yapacağını diyoruz.
(bkz: francois ozon)

(ninni - 3 Temmuz 2004 00:34)

'mutlu son' kavramının iki yüzlülüğüne iyi cevap veren bir filmdir.

--- spoiler ---

'' illa mutlu bir son istiyorsanız; buyurun. ancak bu olabilir'' demiştir.
--- spoiler ---

hiçbir ''son'' mutlu olmaz.

(ml in neverland - 29 Mart 2015 17:44)

francois ozon, bu kurgu mantigi ile dramatik yapiya vermek istedigi etkiyi, filmin setinde soyle dile getirmistir: "we're starting with bergman^*, we'll end with lelouch^*.

(deranged - 19 Aralık 2004 12:01)

istanbul da vizyonda gosterilmesi ne yazik ki biraz luks kacan festivallik bir film, ya da hos bir sinema seyircisi turnusolu ya da yan koltukta oturan kisiyle ayri gezegenlerden gelinmis olunabilecegine iyice inanmaya neden olan film ya da insanin kendi ozunu bile anlayamamasi durumunda herhangi bir seyi anlama ve neticede anlasma ihtimalinin hic olmadigi hissini veren bir sinema salonu gozlem filmi olmanin yani sira sadakat^*, evlilik, ask, hayatla ilgili bir suru soru soran ve cevaplamayan, belki de cevap olmadigi icin sondan basa giden, (son^* cevap olsaydi hayat dipsiz bir kuyu ask isiksiz bir tunel olurdu), soru sormanin bile insana yasadigini hissettirdigini dusundurme ihtimaliyle film gibi film, daha ne olsun...

(koyumavi - 26 Aralık 2004 13:14)

seyrettiğim ilk filmi 1999 yapımı les amants criminels'den beri hiç falsosu bulunmayan ozon'un filmografisinin bence en zayıf halkası.

(kayla - 26 Aralık 2004 14:38)

gun batimina acilan her yeni iliski uzerine modern bir agit.

(deranged - 26 Aralık 2004 19:31)

"gercekten sevmedigin ki$i ile evlenmiyceksin, evlensen de cocuk yapmayacaksin" dusturunu, anlayan beyinlere sokmaya cali$an, ayran gonullu tipique fransiz kadinindan da erkeginden de korkulmasi, uzak durulmasini bizlere bir kez daha gosteren karamsar ama izlenesi ozon filmi.. belki 1.5 saat gibi kisa sureli olmasindan dolayi filmin ba$ karakterleri kari-koca yeteri kadar derinlemesine irdelenememi$ denilebilir, fakat tabi bunu eksik olarak gormek de ozon'un tarzini reddetmek olur.. bence sevgilinizle, e$inizle kavgali iseniz bu filme gitmeyin, di$ari ciktiginizda i$ler daha da agirla$abilir.. cicim aylarini ya$ayan e$ler, laylaylom kivaminda ili$ki ya$ayanlarin bunyeleri ise kaldirabilir.. neyse ki tum sinir bozucu olay ve sahnelere ragmen gun batimina dogru yuzmek sanirim tum sinirlerinizi yumu$aticaktir..

(huger - 26 Aralık 2004 22:28)

mükemmel müziklere sahip fransız filmi... hikayenin bastan sona doğru gitmesini yakında her filmde göre göre arap alfabesiyle okumaya başlayacağız...

(tofuk - 30 Aralık 2004 23:57)

"bu kadar fransizlik bana fazla!" diyenler icin filmin tek can simidi muziklerinin italyanca olmasiydi heralde.

(griselda - 17 Ocak 2005 12:04)

ozon'un bol bol bosluk birakip bir iliskinin kirilma anlarini dogru sirayla gösterdigi filmi zira bir iliski bittiginde sondan basa dogru gideriz ki bir baskasina baslayabilelim.
her sey baslar ve biter, baslangiçlar nasil birbirine benzerse bitislerde birbirine benzer ve sonu geciktimek için türlü atraksiyonlar yapilabilinir ama bu söz konusu son sahneyi ertelemekten baska ise yaramaz. ve son olarak insan benzer olmayan bir sey yasamaktan çok uzak bir hayat yasar.

(karanliktaparlayancakiltasi - 15 Şubat 2005 14:24)

ozon sanki aslinda ayni aktor ve aktrisle 5 ayri kisa film cekmis ve bir ciftin iliskilerinin baslangicindan bitimine olan iliskilerini 5 ayri kesitte anlatmistir. zira ortada 5 ayri hikaye, belki her bolumde 2 farkli insan vardir. eger hikayelerin bir yerde birbirine baglanmasini ve bir son ortaya koymasini beklerse seyirci film anlamsiz bir sonla ya da baslangicta bitecek ve seyirci "niye nicinle" salonu terk edecektir.

ozon'un filmlerinin en guzel tarafi, tabunun, kavramlarin olmamasi veya mevcut tabularin dokulunabilirlikleridir. balayi gecesinde bir yabanci ile sevismek filmde siradanlanmistir, ama olamayacak bir sey degildir zaten film cinsel sadakatin veya sadakatsizligin sorgulanmasi ile baslamaktadir.

gene de ozon'un en az keyif aldigim filmidir, muziklerine ragmen

(ride - 28 Mart 2005 11:51)

bir film olarak değil, bir belgelesel olarak incelenmesi daha faydali olabilecek eser.

francois ozon gerek senaryo ile, gerek oyuncuların ustun yetenekleri ile bize cok gercekci, aynı karakterler ile birbirine baglı, 5 adet olay veya durum sunuyor, ve bu olayların arasındaki bosluklarıda seyircinin kafasında doldurmasını bekliyor. olaylar ve karakterler o kadar gercekciki film bitene kadar seyirci bir sinema salonunda oldugunu fark etmiyor bile.

------spoiler---------
bir cok kisi ozon'u fazla dejenere karakterler yaratmakla suclamis olsa bile aslinda filmde anlatilan; ne kadar iyi niyetlerle dolu bile olsak, aslinda ic gudulerimizin kurbani olmaktan kacamiyor olmamiz; yada askin icgudusel bir olay degilde, toplumla bilinc altimiza kazinmis, kurallar (sahilde ki gunes batimi imajinin toplumsal baski nedeni ile romantik olarak algilamaya zorlaniyor olmamiz gibi)dan ibaret oldugu.

tum bunlarin uzerine, gunumuzde bireysel bir ask kavraminin varolmadigini, sadece toplumsal bir ask kavraminin oldugu gibi aci gercekleri bize cok iyi aktarmis.

eger francois ozon'u dejenere ve empatik karakterler yaratmak ile suclamadan once belki de bu dejenere ve empatik kisileri yaratan toplumu suclamak daha dogru olmaz mi?

-------spoiler-------------

ozellikle amerikan yapimi illuzyonlarla yalanlarin halen olarak anlatildigi bir devirde, yitirilmiş, tuketılmıs, belkide hiç varolmamış bir tutkulari, aşkı bu kadar şiirsel bir dille anlatabilme cesareti gösterdiği için ozon'a oscar verilmesi belkide alınabilecek en dogru karardır.

(eternity4ever - 5 Mayıs 2005 15:37)

sonsuz ask, bir insana sonsuza dek baglanma ve ruh ikizi tarzi idollerin, romantik komediler, ask filmleri, sarkilar, resimler, masallar, mitler ve en cok plato'nun symposium'u ile beyinlerimize kazindigi, hayatlarimiz kararttigi, hayattan nefret edip bizleri varolussal bunalimlara soktugu gunumuzde ask ve ruh esi olayina objektif ve gercekci olarak bakabilmis bir film.

eternity4ever'in da entrysinde belirttigi gibi insan ic gudulerine ve arzularina yenik dusmeye mahkum bir canlidir. havva'nin da cennetin bollugu icerisinde yilana uyup da bir tek yasaklanmis olan elmayi yemesi miti aslinda insanin dogasina en cok uyan ve en gercekci hikayelerden biridir. genelleme yapmayi sevmesem de cogu insanin o yasak elmalari yemek icin yaratilmis oldugunu, her ne kadar kendini tutsa da, uzak durmaya calissa da, icinde, derinlerde bir yerde o yasak elmayi yeme arzusuyla yanip tutustugunu soyleyebiliriz.

iste bu film de birbirlerini ne kadar saf duygularla sevip, baglanmis olsalar bile o yasak elmalarin cazibesi ve kiskirtici cekiciligine kurban gitmis iki insanin hikayesi. filmin kronolojik olarak sondan basa dogru gitmesi ise guzel bir neden-sonuc iliskisi kurmamizi sagliyor. yine kronolojik ve anlamsal olarak kati bir gercekcilikten masalsi bir ask mitine dogru yol cizen film, batan gunese dogru yuruyen iki insan portresi ile kafamizda yer etmis ask konseptinin aslinda kafamizdan asla kazinamayacagi gercegiyle bitiyor.

degisik bir francois ozon filmi olmus. belki de ilk ve tek gercekci ve hayata en yakin filmi diyebiliriz. konu ve kurgu itibari ile genellikle hos ve suprizli film oyunlarina girmeyi seven yonetmen bu sefer kronolojik olarak ters giden hikaye kurgusu haricinde oldukca gercekci bir hava yaratiyor. insan iliskilerine bergmanesque yaklasim var mi derseniz, evet oldukca bergman olmus diyebiliriz. fakat kendine ozgu havasi ve mukemmel oyunculuklariyla oldukca gercekci ve psikolojik bir film. ozon farkli bir sekilde olgunlasiyor dusuncesini getiriyor insanin kafasina.

(ningyo - 16 Mayıs 2005 14:53)

gündeliğin içindeki ,kimi zaman çok göze batmayan ama varlığını duyuran gerilimi iyi yansıtan ama yine de ozon filmografisinde zayıf bir halka olarak kalacak film.

(kaktus - 8 Haziran 2005 15:04)

klişe konuya kilşe tekniğe de sahip olsa da içinde gecen mukemmel fotoğraf kareleri ve müzikleri için bile izlenmeye değer film. yönetmen filmi olduğu her halinden belli olmuş göndermelerin bazıları tarafımdan algılanmıştır. sıkılmadığım tek ilişkiler üzerine olan film diyede tanımlayabilirm şiddetle tavsiye olunur

(lilya - 12 Aralık 2005 21:07)

iliskilerde yapilabilecek hatalari (bkz: kime gore neye gore) tumdengelim metodu ile anlatan film.

--- spoiler ---
evet sondan basa goturmek siradan bir numara gibi duruyor olabilir ama ya filmi bastan sona izleseydik. bir kere esmer kizin kil tavirlarina sinir olacak, adama onu sutladigi icin sonuna kadar hak verecektik. sonra dugun gecesi aldatma olayindan esas hatun da sinifta kalacakti. esas oglan dogum sirasindaki gafletini (ki burada cocugun ondan oldugunu varsayiyoruz) veledin yaninda uyumasiyla ve homofobik kafa yapimizla affedecektik. bosanmanin sucu ustune kaldigi gibi, sevismeye zorlanmak da esas hatunun hakettigi olacakti. oysa sondan basa gidince nasil da farkli gorunuyor...
--- spoiler ---

(arundati - 19 Mayıs 2006 01:52)