The Night Listener (~ Gecenin sesi) ' Filminin Konusu : Gabriel Noone (Robin Williams), sevgilisinden yeni ayrılmış bir yazardır. Bu ayrılık, onun hem yazılarını hem de radyoda yaptığı gece programını kötü yönde etkilemiştir. Editörünün verdiği bir roman taslağını okuduktan sonra, fırtınalı bir yaşam öyküsüne tanık olur. Roman, 13 yaşında, Pete Lomax (Rory Culkin) isimli, ailesi tarafından cinsel tacize uğramış bir çocuk tarafından yazılmıştır. Gabriel, hikayeden öyle etkilenmiştir ki, çocuğu bulmaya kararlıdır. Pete'i bulduğunda Pete'i evlat edinen Donna (Tony Collette) ile de tanışır. Gabriel'in editörü Jess, bu esrarengiz arkadaşlıktan kuşkulanmaya başlar ve Pete ve Donna'nın aslında aynı kişiler olduklarından şüphelenir. Bu iddia, Gabriel'i şaşırtsa da, içine düşen şüphe onu Donna'ya götürür.
One Hour Photo(2002)(6,8-106940)
Jakob the Liar(1999)(6,5-14179)
The Big White(2005)(6,4-13316)
The Final Cut(2004)(6,2-29276)
donuk, ilerlemeyen, karakterlerini derinleştirememiş bir film. tavsiye etmem, edemem.
(poison - 7 Ekim 2006 10:40)
bomboş bir film. filmin sonu daha ilk yarım saatte tahmin edilebiliyor. sinema çıkışında "bu neydi şimdi?" gibi konuşmalar duymanız pek mümkündür.
(thunder - 8 Ekim 2006 13:21)
türkçeye gecenin sesi olarak çevrilmiş. halbuki gece bekçisi daha uygun bi isim olurdu bana kalirsa..(bkz: bunu yapan bir çevirmen olamaz)
(ucuncu tekil sahis - 11 Ekim 2006 14:11)
böyle bir film neden çekilir? neden buna bu kadar para verilir? biz niçin gidip izleriz? gibi soruları kafada uçuşturan film. gerek yok.
(angelic smile - 16 Ekim 2006 10:45)
sıkıcı, yavaş, ilerlemeyen bir film. 10 dakikada da toplarmış, uzatmanın lüzumu yokmuş.
(maketbicaa - 31 Ocak 2007 13:12)
sadece bok.
(kumral ada mavi tuna - 25 Şubat 2007 00:53)
the death of a president daki bushun asistanini, bu filmde cafedeki garson bayan olarak gormek mumkun. e buradaki robin williams i da man of the year da baskan olarak gormek mumkun...e peki buradaki donna in her shoes daki hic bir zaman giymeyecegi ayakkabi koleksiyonu olan abla degil miydi pek ala oydu. peki ben o cafeye gidip garson kadina desem ki suradaki oturan adam aslinda baskan sen de onun asistanisin, buraya gelen donna ya da aciyip durma onun ayakkabi koleskiyonu var yakinda da nisanlaniyo zaten. ..buna kim inanir kadir inanir, ama o, bu filmlerin hic birinde yer almiyor... entry nin bize ogrettikleri; 6 filmi arka arkaya seyretmek marifet degildir. bir film seyrediyorsan arasina bir roman bir bisey konmali , kahve icilmeli,sohbet edilmeli, sosyallesmeli...
(turnusol - 27 Şubat 2007 12:05)
basarısız bir gerilm filmi olmanın uzerine bir de gereksiz yere, erkek arkadası ile sorunlar yasayan romantik duygusal escinsel radyocu tiplemesiyle daha da beter hale gelmiş filmdir.iki romantik sevgilinin ayrılma acıları,yaralı kalpleri hele veda sahnesindeki opucukleri filmin asıl konusundan daha fazla gerdiyaslandıkca sacmalama ve kaliteyi dusurme ekolune robin williams 'da katılmıs anlasılan
(silensio - 23 Mart 2007 13:59)
manasız bir film cidden. bir ara sübyancılık ve eşcinsellik gibi temalara ufak dokunuşlar yaparak sanki hikayeyi derinleştireceklerini sandım, yanılmışım. robin williams'ın kariyerindeki belki de en kötü film olarak sözlüğe adını yazdırdı. oy.
(jimi the kewl - 6 Nisan 2007 13:54)
elde gul gibi malzeme varken cuvallamanin daniskasi. bir filmin sonunun filmi idare eder'likten boktana goturebilecegini vurgulayan ornek. konu ilginc, robin williams olsun toni collette olsun oyuncular super, yazar sahane ama bu kadar mi bos, bu kadar mi yuzeysel bir film yapilir. bittiginde kalan tek duygu "eee ne yani?" oluyor. yazik cunku armistead maupin gibi guclu bi yazar var arkada, ustelik de kamera arkasi goruntulerinde anlatildiginda gore olay birebir kendisinin basindan gecmis. ne kadar ilginc aslinda ama sinemaya mi adapte edilememis nedir, sacma sapan bi film cikmis ortaya. o sondaki olay bitti sanariz ama baska bi yerde, baska bi zamanda bi bakariz sapik kendine yeni bi kurban bulmus, olaylar tekrar baslayacak klisesine ise sadece off diyorum. spoiler uyarisi bile vermiyorum cunku filmin sonu basindan belli zaten.tekrar ediyorum, eldeki guzelim malzemeye yazik olmus.
(tinca - 9 Eylül 2007 04:31)
86 dakikalık bir zaman kaybı. evet en azından uzatmamışlar. 20. dakikasından itibaren sanki ilginçleşecekmiş gibi giden film izleyiciyi hayal kırıklığına uğratmakta, ufak bir ayrıntı dışında da beklendiği şekilde bitmektedir. bu ufak ayrıntı da ne yazık ki filmi "tavsiye edilir" yapmamaktadır.evet bu film robin williams için bile izlenmez. boşuna heba etmeyin 86 dakikanızı...son söz: bu gerilim ise, ben de darbeli matkabım.
(schlingel - 6 Ekim 2008 22:39)
ben filmi oldukça ilgiyle izledim. gerilim dendiği için beklentileri farklı -kanlı sahneler, ölenler kalanlar- olanlar olabilir ama psikolojik gerilim bu, o açıdan da fena değildi. filmi en çok paul auster romanlarına benzettim. eğer siz de cevaplardan çok sorulara önem veren biriyseniz hoşunuza gidecektir. auster da sürekli romanları boyunca soru ardına soru bırakır akılda, bir türlü o mu bu mu anlayamaz, kararsız kalırsınız. bu filmde de kime güveneceğinizi, neye inanacağınızı bilememek aynı etkiyi yaratıyor. auster romanlarıyla tek farkı, auster adamı sonunda b.k gibi bırakır, önemli olan soru(n)ların gelişimidir çünkü. bu filmde anlaşılan genel izleyici göz önüne alınarak sonu bağlanmış, ama cevabı asla bulamasaydık mı daha etkileyici bir final olurdu bilemiyorum çünkü cevabı artık bilmemiz de işleri kolaylaştırmıyor. karakterlerin ruh halini düşünmeye devam ediyorsunuz. --- spoiler ---toni collette rolüne cuk oturmuş donna'nın göründüğü her sahnede tırsım tırsım gerildim!ayrıca (bkz: münchausen sendromu) ve (bkz: münchausen by proxy sendromu) üstelik filmin sonunda hangi sendrom sorusunun da cevabı belirsiz, iki sendromun karışımı gibi çünkü durum!bahsedilen kitap 1993 yılında basılmış adı da "a rock and a hard place". kitaptan sonra insanlar anlatılan çocuğun (bkz: anthony godby johnson) gerçek olup olmadığı merak etmişler, çünkü bakıcısı dışında onu gören yokmuş. buna benzer kandırmacaları daha önce kaycee nicole ve kodee kennings'in yaptığı da biliyormuş çünkü. http://www.snopes.com/inboxer/hoaxes/kaycee.aspgerçekte yaşanan olay için; http://en.wikipedia.org/wiki/vicki_johnson http://www.newyorker.com/…1/26/011126fa_fact_friendmeğer vickie, öğretmeni olduğu çocuklardan birinin fotoğrafını kullanmış insanlara anthony diye göstermek için. - bu olay 2002 yılında da law and order criminal intent dizisine konu olmuş.karakter isimleri de ayrı soru işaretleri içeriyor, al sana auster durumu gene! yazar armistead maupin de gabriel noone(=no one) hakkında şu açıklamayı yapmış ki, gabriel'in isminin lie ve brag kelimelerinin anagramı olması da imdb tartışmaları arasında:- you're known for choosing names that have plot significance in and of themselves. is there any significance to the fact that gabriel's last name could be read as "no one?" - absolutely -- that was entirely intentional. it's always fun to see who catches that and who doesn't. i've done this from the earliest days. i've included these little jokes and mysteries in my writing for the amusement of readers. most people who watch the film don't get it till they see a poster with his name on it. if you think about it, it even adds additional meaning to the title of his show, which is "noone at night." no one at night -- an actual description of loneliness. daha beni geren çok sahne var mesela hastanedeki çığlık sahnesi ve bodrum sahnesi. donna'nın durumu hakkında da yazmak isterdim ama gözü kayanlar olursa diye çok da spoiler yapmak istemiyorum. dvd'de silinen sahnelerde gabriel donna'nın durumunu çakıyormuş. kitabı okuyanlar da yazar senaryoya yardımcı olmasına rağmen neden bu kadar kötü bir uyarlama olduğunu sorguluyormuş, sanırım kitapta filmin sonundaki sahne de yokmuş.donna ile gabriel arasındaki bağlantıya da değinmek lazım gözden kaçıranlar için. gabriel'in uçakta yalan söylemesi ve anlattığı hikayelerin de her zaman gerçeğe uygun olmaması aslında onun da ve belki bazen hepimizin de donna gibi olduğunu gösteriyor...bir de donna'nın çocukluğunda yaşadıklarının belirsizliği var off off... --- spoiler ---film sahiden o kadar çok soru yaratıyor ki kafada, bulmaca seven biriyseniz bence tam size göre! david lynch'in daha yavaş, daha sade versiyonu da diyebiliriz sanırım ama daha da oturaklı bence. son bir tavsiye: filmi orijinal halinden izlemeniz lazım ki çoğu sahne telefonda konuşma üzerine olduğu için donna'nın ve pete'in ses ayrımını yapabilin.
(su nanesi - 11 Temmuz 2010 02:19)
(bkz: harika kitaplardan uyarlama berbat filmler)
(kumrengi - 2 Ocak 2011 18:42)
bilmeceli ve gizemli gibi görünmesine rağmen filmin devamı ve gelişecek olayların tahmin edilebilir olması; kurulmak istenen ortamı yok ediyor.
(ramagic - 17 Eylül 2012 18:26)
--- spoiler ---patrick stettner’in yönettiği ve robin williams, toni collette, bobby cannavale ile joe morton’un oynadığı film. dünyaca ünlü yazar armistead maupin’in çok satan romanından uyarlanan ve gerçek hikayelerden ilham alan gecenin sesi, alfred hitchcockvari bir gerilim... bu hikaye, bir yandan sizi gerilimli dünyasına alırken, bir yandan da aklınızda aşk ve güveni bulma yolunda unutulmaz bir iz bırakacak. patrick stettner’in gecenin sesi filminden önce yönetmenliğini yaptığı ve başrolünde julia stiles’ın oynadığı the business of strangers, sundance film festivali’nde büyük jüri ödülü’ne aday gösterilmişti. filmin öyküsü ise şöyle; gabriel noone (robin williams), sevgilisinden yeni ayrılmış bir yazardır. bu ayrılık, onun hem yazılarını hem de radyoda yaptığı gece programını kötü yönde etkilemiştir. editörünün verdiği bir roman taslağını okuduktan sonra, şimdiye kadar radyoda dinlediği ilginç hayat hikayelerinden çok daha fırtınalı bir yaşam öyküsüne tanık olur. roman, 13 yaşında, pete lomax (rory culkin) isimli, ailesi tarafından cinsel tacize uğramış bir çocuk tarafından yazılmıştır. gabriel, hikayeden öyle etkilenmiştir ki, çocuğu bulmaya kararlıdır. pete ile aralarında babacan bir telefon konuşması başlayan gabriel, bu konuşmalar sırasında pete’i evlat edinen donna (tony collette) ile de tanışır. gabriel’in editörü jess, bu esrarengiz arkadaşlıktan kuşkulanmaya başlar ve pete ve donna’nın aslında aynı kişiler olduklarından şüphelenir. bu iddia, gabriel’i şaşırtsa da, içine düşen şüphe onu donna’ya götürür. gerçeği öğrenme hırsı gabriel’i sadece kanunlarla karşı karşıya bırakmayacak, bir yandan da pete’in donna’nın yarattığı bir hayal olduğu düşüncesi onu içten içe yiyip bitirecektir. bir sonraki olayın neler getireceğinin bilinmezliği içinde gabriel eve döner. filmin künyesi:yönetmen: patrick stettner eser: armistead maupin senaryo: armistead maupin, terry anderson, patrick stettner görüntü yönetmeni: lisa rinzler kurgu: andy keir yapımcılar: john hart, jeff sharp, robert kessel, jill footlick kostüm tasarımı: marina draghici tür: gerilim süre: 91’ dağıtımcı: 35 milim ithalat: d yapım oyuncular: robin williams (gabriel), toni collette (donna), bobby cannavale (jess), joe morton (ashe), rory culkin (pete), sandra oh (anna) kaynak: http://www.ntvmsnbc.com/news/387171.asp--- spoiler ---
(sanver - 16 Şubat 2014 13:59)
geceleri nerden geldigi bilinmeyen sesleri dinleyip paranoya yapan kisi...(bkz: ben ukteleri doldururum sen kac kurtul)
(cash flow - 14 Kasım 2001 12:01)
robin williams, toni collette, sandra oh ve rory culkin'i barındıran bir gerilim filmi. bir radyo şovu sunucusu, hayranı olan bir çocukla telefonda muhabbete başlar.. çocuğun kim olduğu ile ilgili bilgiler gün ışığına çıkarken işler çığırından çıkar.. ve olaylar gelişir...trailer:http://www.youtube.com/watch?v=1pbqvaapqog
(auroriel - 8 Haziran 2006 20:17)
armistead maupin'in aynı isimli romanından uyarlanmış film.....
(tktk - 14 Ağustos 2006 07:59)
Yorum Kaynak Link : the night listener