Süre                : 1 Saat 46 dakika
Çıkış Tarihi     : 31 Ekim 2008 Cuma, Yapım Yılı : 2008
Türü                : Aksiyon,Macera,Heyecanlı
Ülke                : İngiltere,ABD
Yapımcı          :  Metro-Goldwyn-Mayer (MGM) , Columbia Pictures Corporation , Eon Productions
Yönetmen       : Marc Forster (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Paul Haggis (IMDB)(ekşi),Neal Purvis (IMDB)(ekşi),Robert Wade (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Daniel Craig (IMDB)(ekşi), Olga Kurylenko (IMDB)(ekşi), Mathieu Amalric (IMDB), Judi Dench (IMDB)(ekşi), Giancarlo Giannini (IMDB)(ekşi), Gemma Arterton (IMDB)(ekşi), Jeffrey Wright (IMDB)(ekşi), David Harbour (IMDB), Jesper Christensen (IMDB), Anatole Taubman (IMDB), Rory Kinnear (IMDB), Tim Pigott-Smith (IMDB), Joaquín Cosio (IMDB), Fernando Guillén Cuervo (IMDB), Jesús Ochoa (IMDB), Lucrezia Lante della Rovere (IMDB), Glenn Foster (IMDB), Paul Ritter (IMDB), Simon Kassianides (IMDB), Stana Katic (IMDB), Neil Jackson (IMDB), Oona Chaplin (IMDB), Brendan O'Hea (IMDB), Rufus Wright (IMDB), Kari Patrice Coley (IMDB), Sarah Hadland (IMDB), Jake Seal (IMDB), Peñarandam Felix (IMDB), Emilio Janhunen Calderón (IMDB), Elizabeth Arciniega (IMDB), Alessio Sossas (IMDB), Mark Wakeling (IMDB), Susana Albornoz (IMDB), Jacques Duckins (IMDB), Anthony Hansell (IMDB), Karin Lanz (IMDB), Christian Heller (IMDB), Dante Concha (IMDB), Diego Fernández de Córdoba (IMDB), Edwin Cedeño (IMDB) >>devamı>>

Quantum of Solace ' Filminin Konusu :
Sevdiği kadın Vesper tarafından ihanete uğrayan 007, içinden gelen dürtüye karşı koyarak son görevini kişiselleştirmemeye çalışır. Kararlılıkla doğruyu ortaya çıkarmaya çalışırken Bond ve M , Mr White’ı sorguya çekerek, Vesper’a şantaj yapan, kimsenin tahmin edemeyeceği kadar karmaşık ve tehlikeli bir şebekeyi ortaya çıkarırlar. Adli bilgiler Mi6 ’ya ihanet eden bir kişi ve Haiti’de bir banka hesabı arasında bir ilişkiyi ortaya koyar ve başkasıyla karışan kimliği, Bond’un burada kendi kan davası için çalışan güzel fakat alıngan kadın Camille ile tanışmasını sağlar. Camille, Bond’u doğruca gizemli bir organizasyonun başındaki nereden geldiği belirsiz iş adamı Dominic Greene’e götürür. Görevi nedeniyle Avusturya, İtalya ve Güney Amerika’ya giden Bond, Greene’in dünyanın en önemli doğal kaynaklarından birinin tüm kontrolünü ele geçirmek için sürgündeki General Medrano ile anlaşma yaptığını öne sürerek komplo düzenlediğini ortaya çıkarır. Greene, organizasyondaki ortaklarını, CIA ve İngiliz hükümetindeki güçlü kontaklarını kullanarak, General’e görünürde verimsiz olan bir bölgeyi almak karşılığında Latin Amerika’daki rejimi yıkacağına ve kontrolü ona vereceğine dair söz verir. İhanet ve yalan ortamında Bond gerçeği ortaya çıkarmak için eski dostları ile güçlerini birleştirir. 007, Vesper’ın ihanetinden sorumlu olan kişiyi bulmaya yaklaştıkça Greene’nin tehditkar planını ortaya çıkarmak ve organizasyonunu durdurmak için, CIA’in, teröristlerin ve hatta M’in bir adım önünde olmak zorundadır.


  • "daniel craigin en depresif bond'u oynamayi basardigi film. butun film boyunca utulu gomlegini hic uzerinden cikarmamakla beraber hatunlara da baci muhabbeti cekmistir. kendisini siddetle kiniyoruz."
  • "başından sona zevkle izlediğim film(bkz: film izlerken uyumak)"
  • "dünyanın en gizli suç örgütünün şeytani planının baraj yapmak olduğu filmdevam filminde örgütün muhtemel lideri için (bkz: süleyman demirel)"
  • "hakkında en iyi yorumu ünlü abd li eleştirmen roger ebert in verdiği film."james bond is not an action hero! leave the action to your jason bournes""
  • "filmi yüzeysel olarak özetleyecek olursak"a camera; shaken, not stirred""
  • "bu filmin tek artısı daniel craig'dir ulan içinde "bond,james bond" repliğini barındırmayan james bond filmimi olur la?"




Facebook Yorumları
  • comment image

    7 kasım 2008'de ülkemizde de vizyona girecek olan 22. james bond filminin resmi olarak açıklanan ismi. eğer özel bir çevirisi yoksa teselli miktarı gibi arabesk şarkı tadında bir isimle bond filmi yapanları kutlamak istiyorum şahsen..


    (yabadabadu - 24 Ocak 2008 19:05)

  • comment image

    quantum of solace ian fleming'in yazmis oldugu bond macerasi olmayan kisa bir bond hikayesinin adi ve hikayedeki valinin insanlar arasi iliskileri anlatmak icin uydurdugu bir terimdir.

    konu olarak film ve hikaye arasinda hicbir baglanti olacagini zannetmiyorum cunku quantum of solace hikayesi james bond ve nassau valisi arasindaki bir konusmadan ibarettir; vali james bond'a bir arkadasinin karisi tarafindan aldatilmasini ve arkadasinin karisindan aldigi duygusal intikami anlatir. yani boyle bir bond hikayesinden beklendigi gibi cinayetler patlamalar yoktur. hatta bu hikayeyi bir bond hikayesi yapan tek sey valinin konustugu kisinin james bond olmasidir, o yuzden tahminim filmin hikaye ile konu olarak hic bir ilgisi alakasi olmayacagidir.

    bu kisa hikayedeki vali'nin (ve dolayisiyla ian fleming'in) quantum of solace tanimi sudur:
    iki insan arasindaki her sorun cozulebilir, aldatmalar, kavgalar, ihanetler, hirsizlik hersey ama hersey unutulabilir fakat bu iki kisiden birinde "quantum of solace" sifir olduysa is bitmistir, yani artik digerine karsi hissettigi insanlik duygularini kaybetmistir, ondan sonsuza kadar nefret edecek, onun da ayni acilari yasamasi icin varini yogunu ortaya koyacaktir. bu yuzden mot a mot cevirisi ("teselli kirintisi") bu baglamda daha anlamli olacaktir, ve belki de anlamsal ceviri olarak "insanlik kirintisi" veya "vicdan kirintisi" demek de dogru olabilir. yetkililere duyurulur.

    tahminim bu filmdeki james bond'da da quantum of solace sifira iniyor ve bir intikam melegine donusuyor, ismin secimi sadece bu yuzden, ama umarim filmin icine bu kisa hikayeyi eklerler de (zaten anca bi on dakika surer) hikayeye yabanci olan izleyiciler de bu kavramla resmi agizdan tanisir.

    bu yazima son vermeden daniel craig hakkinda da bir iki kelam etmek isterim. ian fleming'in yazmis oldugu butun james bond kitaplarini okumus birisi olarak rahatlikla soyleyebilirim ki, james bond romanlarinda yazarin okurun kafasinda cizdigi tip daniel craig'den bir baskasi degildir.
    kitaplardaki james bond boyle manken gibi yakisikli, her attigini vuran, super karizma bir ajan degildir. aynen daniel craig gibi bir "tip"tir. sean connery'nin james bond'u konu olarak kitaplara bagli ama karakter olarak farkliyken, daniel craig'in james bond'u konu olarak farkli ama karakter olarak kitaplardandir.


    (sedriss - 14 Eylül 2008 17:31)

  • comment image

    quantum of solace, ian flemming'in türkiye'de nisan 1966'da birinci basımı yapılan ve "çok gizli" adıyla gülten suveren tarafından türkçeye çevrilen eserinde "biraz teselli" adıyla yer alan bir kısa öyküdür. öyküde geçen vali-bond konuşmasının konuyla ilgili kısmını, çevirene saygılarımla noktasına dokunmadan aktarıyorum.

    -------------------------------------------

    vali susup düşünceli bir tavırla bond'a baktı. "siz evli değilsiniz. fakat evlilik de diğer kadın-erkek münasebetlerinden farksızdır. iki insan arasında bir anlayış doğmuşsa birlikte her şeye tahammül edebilirler. şefkat kaybolur ve şahıslardan biri diğerinin sağ kalmasına veya ölmesine aldırmazsa o vakit faydasızdır bu. gurura indirilen bir darbe, daha da fenası insanın nefsine yapılan bir kötülük asla affedilemez. bunu yüzlerce evlilikte gördüm ben. bir şahsın sadakatsizliğinin örtbas edildiğine şahit oldum. iflas ve diğer cemiyet suçları bir tarafa, cinayeti bile affeden insanlarla karşılaştım. iyileşecek hastalıklar, âmâlık, felaketler gibi şeyler de affedilebilir. fakat eşlerden birinin insanlığının ölmesi affedilemez. bunu düşünüp insan münasebetlerindeki bu mühim faktöre fevkalade bir isim buldum. buna 'biraz teselli'kanunu diyorum.

    bond "fevkalde yerinde bir tabir" diye cevap verdi. "hem bir hayli de tesirli. ne demek istediğinizi anlıyorum. haklı olduğunuzu söylemem lazım. biraz teselli...biraz rahatlık. evet sonuçta bütün sevgi ve dostlukların bu esasa dayandığı söylenebilir. insanlar hiçbir şeyden emin olmayan yaratıklardır. karşınızdaki insan sizi emniyetsizliğe sürüklemekle kalmayıp bir de mahvetmeye çalışırmış gibi gözüküyorsa, bu, işin sonu demektir. o zaman tesellinin dozu sıfıra düşer. insanın kaçıp kendini koruması gerektir."

    -----------------------------------------

    kaynak: babamın kitaplığı..yaa evet..


    (dors venabili - 2 Kasım 2008 21:34)

  • comment image

    daniel craigin en depresif bond'u oynamayi basardigi film. butun film boyunca utulu gomlegini hic uzerinden cikarmamakla beraber hatunlara da baci muhabbeti cekmistir. kendisini siddetle kiniyoruz.


    (arundati - 8 Kasım 2008 12:57)

  • comment image

    22. "the original" eon productions james bond filmi...

    bir önceki filmine bu kadar bağlı,bu kadar devam filmi bir bond yapımı daha görmedim.
    21. film casino royale'i seyredeli 2 yıl olmuş birisi olarak serinin standart karakterleri (felix leiter gibi)
    dışında bulunan, sadece casino royale'de yer almış karakterlerin (bond'un casino royale'deki kız arkadaşı vesper,oradaki mi6 ajanı mathis gibi) üzerine bu yeni filmin senaryonun kurulması açıkçası beni rahatsız etti diyebilirim.

    filmde sean connery'li bond serisinden hatırladığımız s.p.e.c.t.r.e misali bir örgütün 2008 modeli, quantum'un adını duyuyoruz.
    zannedersem bundan sonra bir kaç devam filmi boyunca yeni "fictious" tu kaka örgütümüz quantum olacak.

    --- tek paragraflık spoiler ---

    filmin casino royale'in çok fazla üzerine konumlandırılmış olmasından dolayı burada da kopukluklar oldu.
    quantum of solace'ın başında mr white sorgulanırken, "bizim her yerde adamımız vardır" diyor,
    ama siz kimsiniz bizim haberimiz yok.
    yani quantum'un ortaya çıkışı bir spectre'nin ortaya çıkışı gibi olmadı, iki filmin de illa seyredilmiş ve çok iyi hatırlanmış olması beklendi seyirciden. e haliyle
    "işte bu bir kötü örgüt" yapılanmasından habersiz seyirciler
    filmde villain altedildikten sonra "ee hani bu adam piyondu, bunların başı nerde?" diye sorularıyla başbaşa kalmışlardır diye düşünüyorum.

    --- tek paragraflık spoiler bitti ---

    moneypenny ve q karakterlerini gözüm casino royalede aradığı gibi bu filmde de aradı.
    gerçi senaryo gereği bir tutam quantum of solace'a muthaç james bond'u her gördüğünde zaman ve ortamdan bağımsız "james, hadi sevişelim" diyecek olan moneypenny senaryonun yarattığı "depresif" james bond havasıyla uyumsuz olurdu. aynı şekilde film standart bir "al bond görev bu. dünya savaşı çıkmadan önce 48 saatin var git as kes" filmi olmak yerine kaldığı yerden devam eden bir hikaye sözkonusu olduğundan yeni görev için alet edevat tanıtılan bir q sahnesi de aynı şekilde gereksiz kaçardı.
    ne var ki bu bond imzalarını insanın gözü arıyor.
    -burada bahaneyle q karakterini 30 yıldan fazla bir süre nerdeyse her bond filminde oynamış ancak 1999'da geçirdiği trafik kazasıyla aramızdan ayrılmış desmond llewelyni saygıyla anıyoruz-.

    benim gibi gelenekçi james bond'ların sorunları arasında başka şeyler de bu filmde gun barrel sequence'ın başta değil sonra olması, bond'un kendini "bond, james bond" diye tanıtmamış olması, "shaken, not stirred" vodka martini içilmemesi, james bond'un 7/24 alemin piçi şeklinde endam eylemek yerine günde 12 saat requiem for a dream seyrediyormuş gibi ortalıkta gezmesi, vs...

    daniel craig'li ilk film casino royale'de tüm bu bond klişelerine çok güzel göndermeler vardı.
    bond'un ilk görevi olduğu, adamın acemi olduğu vurgulandı. neden bir roger moore rahatlığı yoktu daniel craig'de bu anlatıldı.
    casino royale'deki şu sahne bunun mizahi bir özetidir aslında:
    daniel craig kumarda milyonlarca dolar kaybettiği masadan kalkar, bara gider, çökmüştür...
    barmen: "sir, how would you like your vodka martini? shaken or stirred?"
    james bond: "do i look like i give it a damn?"

    quantum of solace'ta ise artık böyle göndermelere gerek duyulmamış bile,
    yeni bond bu lan artık, yok artık size süper kahraman denmiş iyice...
    acaba seri evrimleştikçe, bond profesyonelleştikçe eski şerefsiz bond gelecek mi ,
    gerçekten merak ediyorum.

    bond serisini hatırlatan çok fazla gönderme yoktu sözün özü.
    bu filmde yakalayabildiğim nadir göndermelerden dikkatimi çeken:

    --- tek paragraflık spoiler ---

    1960'larda çekilmiş goldfinger'daki yan kadro bond kızı'nın otel odasındaki yatakta altın kaplı olarak bulunan cesedine karşın, quantum of solace'ta 2.bond kızının otel odasındaki yatakta bulunan cesedi -yanılmıyorsam- petrol kaplıydı. eh, petrol savaşlarının egemen olduğu günümüzde çekilmiş olan filmde 40 yıl içersindeki altından petrol'e terfi normal elbette.
    aslında göndermeler konusunda ilk bond filminden 40 yıl sonra çekilen die another day'in üzerine başka bir bond filmi yoktur -die another day'de serinin her filmine ayrı ayrı göndermeler vardı-, ne varki box office başarısına karşın en beğenmediğim bond filmidir kendisi.

    --- tek paragraflık spoiler bitti ---

    aksiyon sahneleri konusunda kim demişse "bourne serisinden lan bunlar" diye, valla nokta atışı yapmış.
    zira bourne serisindeki second unit director'ı dan bradley, quantum of solace'ın da second unit director'ı.
    evet bond filmlerinde alışkın olmadığımız bir aksiyon tarzı bu. yakın çekimler, baş döndüren sahneler; evet bond filmleri hep aksiyon doluydu ama ne kadar çok yönetmen değiştirmiş olsa da tarz bu değildi.
    yine de aksiyon sahnelerinin hakkını yiyemem, gerçekten çok güzel kotarılmış diye düşünüyorum.
    zannedersem $200milyon küsürlük bütçenin çok büyük bir kısmı da bu aksiyon sahnelerinde harcanmış olmalı...

    özetle, casino royale serinin ne kadar zıttında bir imaj çizmiş olsa da casino royale'i beğendiğim kadar beğenemedim bu filmi.
    onun daha sönük bir devamı, ve bond trade mark'larının unutturulacağının bir ispatı gibi geldi bu film bana.
    tabii trade markların azalması şirketlerin pek umrunda olmamış.
    bu filmle beraber gelen "swatch bond villains collection", "smirnoff offical shaken not stirred bond vodka", "avon 007 bond girl collection", "ford special bond zart zurt" da son yıllarda çekilen bond filmlerinin artık safi marketing manyaklığına kaydığını gösterdi bir kez daha.

    kaliteli bir aksiyon filmi seyretmek isteyenlerin asla kaçırmaması gereken bir filmdir ama yine de.
    aynı şekilde bond serisi hayranları da zaten sırf serinin evrimini yaşayarak görmek için gideceklerdir bu filme zaten...
    çekildikleri yılın en çok gişe yapan james bond filmlerinden birisi olamayacağı kesin bu filmin, yine de başarılı bir gişe yapacağını tahmin ediyorum.

    james bond karakterinin yaratıcısı ian fleming'e de doğumunun 100.yıldönümünde buradan selam edip, serinin yeni filminde görüşmek üzere diyorum efendim.


    (kim bo kastekniv - 8 Kasım 2008 16:58)

  • comment image

    kara, deniz ve hava takip sahneleri sırasıyla ifa edilmiş, iki parça halinde adam adama dövüş ve kovalamaca da çekildikten sonra yönetmen koltuğunda gerinerek " baba bi de hikayeyi bağlayalım sonra herkes evlerine!" demiş gibi bir hisle izlediğim son bond filmi. lakin, daniel craig gerçekten "en iyi 100 bond" listemde ilk üçe girmiş hattı zatında yerini sağlamlaştırmıştır.


    (ranini - 9 Kasım 2008 20:16)

  • comment image

    filmden once bir televizyon reklami cikti, "bond, bilmemne marka hd televizyonla hic olmadigi kadar gercek, evinizde" falan gibi seyler soyleyen. oradan suphelenmeliymisiz. dogme'cilerin basimiza sardigi, son donem avrupa 'sanatsal' filmlerinin bastaci, bourne ile aksiyona da giren 'aktuel kamera, daimi yakin/orta plan cekim' tarzi, bir de cokcokcok hizli kurguyla birlestirilmis, bildigin bond olmus sana mide bulandirici (fiziksel anlamda, film tutuyor yakinda oturma hatasina dusenleri) bir aksiyon filmi. bond'un depresifligini, standart beklentilerin (bond, james bond) karsilanmamasini saymiyorum bile.
    kizdim resmen, oyle bir benimsemisiz ki bond'u, olmayinca ustumuze aliniyoruz. bugun bir arkadasim telefon etti, "ne olacak bu bond'un hali" diye sohbet ettik, o kadar.


    (tramell - 11 Kasım 2008 11:44)

  • comment image

    gerek aksiyon, gerek derinleşen bond karakteriyle izlenesi yeni nesil bond filmidir.

    neden başarılı ve izlenesidir:
    --- spoiler ---
    1) aksiyon sahneleri her ne kadar casino royale'e göre abartılı olsada abartı konusunda diğer hiç bir bond'da yaklaşamaz. özelliklede pierce brosnan nın bond'una.
    2) bond karakteri artiztik yapan ve saçındaki jöle kurumadan işini halleden tipleme değildir. dayak yiyen, ağzı yüzü yamulan has ajandır.
    3) normal olarak ajan olmak için aldığı acımasız eğitim ve öldürdüğü insanlar sonucu psikolojikman yıpranan bir bond var. diyaloglarda ve donuk tavrından içten içe travma geçirdiği sezilmekte. diğer bondlar ise 2 saatlik aksiyon sonunda borsa da para kazanıp günün keyfini çıkarmak için viskisini yudumlayan iş adamı modeli çizmektedirler.
    4) yeni nesil bond kadını kullanıp atan, sadece cinsel yönünü doyuran abaza bir karakter yerine casino royale'den bu filme kadar sevgi, aşk vs gibi temaları içinde barındıran "insan" çizgisi çizmektedir.
    5) abuk sabuk teknolojik zamazingolar kullanmıyor yeni nesil bond. işini yakın dövüşlerle hırpalana hırpalana bitiriyor. tabancayı bile çok az kullanıyorki bunu seven bourne serisinide sevdi. olması gereken de bu. ajan dediğin sinsi olur arkadaş. rakibinin yanına kadar gelir, erkek gibi dövüşür ki bu filmdeki bir çok kurgu ve sahneyi çok daha gerçekçi kılıyor.
    6) yeni bond olayları sorguluyor. yavşak tavırlarla aldığı her emiri yerine getirmiyor.

    eğer film bu detaylarla izlenirse gerçekten keyif alınacağına inanıyorum. fakat eğer filmi izleyen kişi süpermen edasıyla, kafasında tonlarca jöleyle, elinde kıçı kırık silahıyla, üzerinde smokiniyle karı peşinde koşup bir iki adam vuran bond'u seviyorsa filmden tiksinmesi doğal. ama gerçekte şu ki ajan dediğin daniel craig'in bond u gibi olur. diğerleri gibi olmaz.

    ---
    spoiler---


    (master of life - 15 Kasım 2008 01:14)

  • comment image

    filmden cikar cikmaz ucuncu film ne zaman geliyor diye dusundurten, dolayisiyla da tadi damagimda kalmis olan bir bond filmidir.

    --- spoiler ---

    ---
    spoiler ---

    --- spoiler ---

    bir kere ayagindaki ipe dogrulup cam gibi mavi gozlerle gozunu kirpmadan diger ajani oldurme sahnesini dusunen, planlayan, ceken kisilerin onunde saygi ile egiliyorum. duserken degisen kamera acilari, iki kisinin o mekandaki hareketleri, makaralarin mekanigi ve biraz once bahsettigim sahne ile benim filmlerden unutulmayacak sahneler arsivimi bir sahne daha kattilar.

    mathis'i olurken yanliz birakmayan, camille'a yanginin ortasinda yine sarilan ve koruyan ve m'i oldurmeye calisanlari da durdurmak icin elinden geleni yapan hatta filmin sonunda m'e vespa hakkinda gercekten hissettiklerini de soylemekten cekinmeyen bond bir kere daha insani, daha gercekci; belki de bu yuzden cok daha cekici bir karakter olarak karsimiza cikiyor bu filmde. belki kolyeyi geride birakabilisi gelecek filmlerde gorecegimiz karakter degisikliklerini de aciklayacaktir bekleyip gormek lazim. belki bundan sonraki filmlerde biraz daha soguk mesafeli bir bond izleriz. sonucta quantum of solace ile bazi defterleri kapamis bir bond var karsimizda.

    ayrica bu filmi sevenler goldfinger'i da sevdiler.

    ---
    spoiler ---

    --- spoiler ---

    ---
    spoiler ---

    bir de ben camlardan, balkonlardan, duvarlardan boyle guzel atlayan bir adam gormedim hayatimda.


    (contexere - 15 Kasım 2008 05:39)

  • comment image

    almanya'da ein quantum trost adıyla gösterime giren film.

    yine de bond'u almanca değil ingilizce izlemek isterdim, orijinal diyalogların yerini tutamaz en mükemmel senkronizasyon bile.

    --- spoiler ---

    sırasıyla önce karayolunda, sonra denizde ve en son da havada aksiyon estiren, arada bir inşaatta ve bir de çöl ortasında bir binada kovalamaca oynayarak bond'dan bklediğim tüm aksiyonu gani gani vermiş film.
    ayrıca açılış sekansı da çok güzel, olmuş; ve sanırım kumlar içinde gördüğümüz vücut olga kurylenko'ya ait.
    jack white ve alicia keysin seslendirdiği another way to die da bond ruhunu yansıtan bir sound olmuş, tek kelimeyle harika.
    casino royale ile bağlantı kurulması, bond'un peşinde olduğu organizasyonun vespera şantaj yapanlar olması; orada poker masasında bond'a destek olup le chiffrein kaybetmesi için çalışan cia ajanı felix'i bu filmde de üstelik sempatik tavırlar içinde görmek güzel bir ayrıntı olmuş.
    bond yine oradan oraya seyahat etmekte. haiti senin italya benim avusturya ve bolivya hepimizin diyip oradan oraya uçmakta.
    ayrıca kahire esprisi de afacanlıık kattı demeden edemiycem.
    tüm bunların yanında greene'in bolivya'daki rejimi devirip yönetimi general'e söz verip; karşılığında, başlarda nedeni pek açık olmayan o toprağı istemesi aslında gayet de gerçekçi ve manidar olmuş.
    bu arada bond yine ikide bir alakalı alakasız adam öldürüp duruyo, yalnız birebir dövüşte izlemek i-na-nıl-maz keyifli. otel odasında ve balkonunda hakladığı elemanı ikide bir oradan oraya fırlattı attı :)
    bir de m bunu dışişleri bakanının emriyle kapmaya geldiğinde kendi gizli servisinin adamlarını asansör'de indirişi ve asansörden hiç birşey olmamış gibi çıkıp gitmesi de enfesti.
    yalnız casino royale'de bond'u işkence sahnesi münasebetiyle ne güzel çıplak görmüştük, bu filme o zevki yaşayamadık. eksik olmuş diyorum.
    fields'ın petrol içinde boğularak öldürülmesi iğrenç olmakla birlikte, yatağın üzerine bırakılmış simsiyah ceset sanat eseriydi.
    hm, ve evet fields'ın saçları çok maldı.
    tosca'da cinayet işlenirken aynı zamanda bond da birilerini kovalayıp haklamakla meşguldü; tosca ile kovalamaca sahnelerinin harmanlanıp sunulması fikrini çok beğendim. bunu, filmde ayrıca atlar koşarken bond'un da adam kovalaması sahnesinde de yapmışlar.
    bir de film boyunca viski, vodka-martini,şampanya (yoksa şarap mıydı o?) içiyo bond...barmenin shaken vermuth'u anlatmasını çok tuttum.

    ---
    spoiler ---

    çok kral film olmuş.


    (constanza - 15 Kasım 2008 09:40)

  • comment image

    ''daniel craig bond olur mu'', ''film iyi bir bond filmi mi'' tartismalari surup giderken uzerinde durmak istedigim bunlardan cok daha onemli bir konu var.

    yahu koskoca james bond kayanin arkasinda böyle mi gizlenmeliydi? böyle mi çömelmeliydi? (bkz: çömelmek)
    oldu olacak biyik biraksin, kafaya kasket taksin, eline de bir sigara verelim. yanindaki hatuna ''memleket nere bacim? diye sorsun...

    olmamis bu sahne...

    http://img520.imageshack.us/…=bondyerecokmusra6.jpg


    (can - 29 Kasım 2008 11:20)

  • comment image

    --- spoiler ---

    hemen hemen izlediğim her filmi sadece vakit doldurmak için izlediğimden olsa gerek çok kötü bulmuyorum hiç birini. klasik bir bond filmi değildi hatta ms. fields dışında doğru düzgün ingiliz aksanıyla bile konuşan olmaması bana göre eksiklikti.

    filmi etkilemeyen ama saçma bulduğum şeyleri de eklemek istiyorum, adam bond mu yoksa kaptan falan mı bilmiyorum ama herhalde mi6'ya girerken ehliyetin her cinsinden bulunması gerekiyor. havada, karada, denizde adam ihtiyacı olan zamanda hem araç buldu hem kullandı hepsini, bir de dikkat çeken bir sahne vardı ki çölün ortasında otobüse bindiklerinde otobüsün gittiği yol daha yeni yapılmış cillop gibi asfalttı. içmeye su bulamayan adam yol mu yapıyorlar ? eğer yapıyorsa bu hükümeti niye düşürmeye çalışıyorsunuz bak ne güzel çalışıyor adamlar.

    film, casino royale ile çok kıyaslanmış. bencede casino royole'e göre iyi bir film değildi ama casino royale'den yaklaşık 40 dakika daha kısaydı. konular detaylı incelenemese de olaylar oldu ve bitti. bize de baştaki adamın nereye kaybolduğu, başbakanın danışmanına ne olduğu merak konusu kaldı.

    son olarak değinmek istediğin nokta ise bu olga kurylenko'da am biti mi var frijit mi arkadaş ? neden kimse sikmiyor bu karıyı ? hitman, max payne derken bond bile punduna getiremedi hatunu. senaristler kızın bu durumuna el atsın yoksa adı çıkacak hatunun.

    ---
    spoiler ---


    (jusenas - 23 Aralık 2008 14:22)

  • comment image

    33:45'teki name check kısmı beni benden almıştır.
    interface'in güzelliği bir yana, ses algılayıcı arabirimde bond telefondan green'i spellerken bilgisayarın "double e"'deki "double"'ı duyunca direk w harfini girmesiyle orgazm oldum.


    (cyberpunk - 7 Mayıs 2009 01:43)

Yorum Kaynak Link : quantum of solace