Borderline (~ Al borde de la locura) ' Filminin Konusu : Film başarılı “flashback” lerle giriştiği, geçmişin ve şimdinin karmaşasında, on yaşında başlayan, bir travma ile dağılmış anne ve anneanne karakterlerinin boğduğu bir çocuğun parçalanmış kişiliğini anlatıyor. Ruhu ve bedeni üzerine düşünen bir kadın… Cinselliği ile karakterinin, gerçek benliğinin gizli savaşında bir kaybeden…Akıl hastanesinde annesini ziyaret edip; “Anne, anne diyorum, ben senin gibi bir kaybeden olmayacağım.” diye çığlık atan gerçek bir kaybeden… Sorunlu bir aile hayatı olan Kiki'nin dramatik hayatını anlatıyor. Ruh hastası bir anne ve hasta bir büyükanne ile hayatını sürdüren Kiki, hayatını seks bağımlısı ama duygudan aşktan yoksun bir kız olarak sürdürmektedir.
Deliverance(1972)(7,7-89592)
Borderline(2019)(7,7-7)
U Turn(1997)(6,8-45968)
Borderline(2008)(6,6-1037)
öncelikle , hastalığın adındaki borderline, ilk tanındığı zamanlarda, bazı kaynaklarda da belirtildiği gibi, ne psikoz, ne nevroz olmayan doğası nedeniyle ikisinin sınırında kaldığından verilmiştir. yani kişiliğin ve tavırların bir sınırın ötesi berisinde seksek oynaması haline ilk başta tekabül etmeden konulan bu ad, sonra hastalığa eh biraz cuk oturarak fıkara sümüğü gibi yapışmıştır.gavurca adının ilk anda çağrıştırdığı gitgellerin ötesinde, öncelikle başta kendisi hakkında içten içe hissettiği değersizlik ve önemsizlik hissi, bunu bastırmak için kullandığı büyüklük ve aşırı değerlilik hezeyanları, çevresindeki kişileri değerlendirirken de çok etkili olur ve sanıldığı ya da belirtildiği gibi devamlı bir pessimism ve hayat bitti tavrından ziyade, çok iyi-çok kötü arasında yüksek salınımlı fikir kaymaları oluşur. alkol ve madde bağımlılığı ise, bu hastalıkta tipik olan self destructive aşamaya gelmiş ya da gelebilecek aşırılıklarda kriter alınan 5 şey arasında yer alır, diğerleri, para harcamak, seks, yemek yemek*, araba kullanmaktır. teşhiste bu 5 unsurdan en az ikisinde anlık ve tepkisel olma* aşırılık ve ölçüsüzlük, kendine zarar verici potansiyele sahip olup olmadığı önem kazanır. gereksiz ve konrtol edilemeyen öfke sıklıkla görülür, tekrlayan intihar girişimleri ise değersizlik fikri zirveye çıktığında yaşanan ruh halinden kaynaklanır.edit notu:yukarıda belirtildiği gibi diyerek kendinden önceki entryleri refere etmiş bu ahayta şey.tuttuk elinden düze çıkarttık.
(serendipity - 7 Haziran 2002 15:50)
borderline kisiler sectikleri insanlari veya kendilerini once gozlerinde asiri buyuturler sonrada inanilmaz degersiz bulurlar.ofkelerine hakim olamaz, boslukta hisseder,zaman zaman kendilerine zarar verilecegi duygusuna kapilirlar.duygular an ve an degisebilir.self destruction ve intihar girisimleri soz konusu olabilir.kimlik karmasasi yasanir.
(mascara - 2 Ocak 2003 17:52)
türkiyede yaşı 16 ile 40 arasında olan tüm kadınlar bu hastalığa sahip olduğunu iddia ediyor.bu değilse kesin obsesiftir kompülsiftir. o da değilse manik depresiftirbeni biliyorsunuz konuşuyorsam altını doldururum. hepinizi tek tek tanıyor yakından takip ediyorum. her biriniz ne yiyorsunuz nerede okuyorsunuz kimlerden hoşlanıyorsunuz haberim var. ve emin olun sizler hastalık hastası insanlarsınız sevgili türk kadınları. her biriniz tek tek mutsuzluğunuza sizin tercihleriniz dışında dışsal karizmatik kaynaklar aramak zorunda hissediyorsunuz kendinizi. iktisadın en temel amacı olan "sınırlı kaynaklarla sınırsız insan ihtiyaçlarını karşılama" ideali kesinlikle biyolojik açıdan da ele alınmaya muhtaçtır. kadının tatmin olmamaya programlı genetik kodu türkiyenin kendine has şartlarında inanılmaz bir mutsuzluk yaratıyor bunu çok dikkatli dinlemelisiniz. şimdi size hiç duymadığınız yepyeni bir teşhis koyacağım. ihtiyaç duyduğunuz aynayı burnunuzun ucuna dayayıp "buraya dikkatli bak kadın" diye kaykıracağım kulaklarınıza.sizler adı karizmatik bu hastalıklardan muzdarip olduğunuzu sanıyorsunuz çünkü türkiye batı medeniyetleriyle aynı ideallere sahip olabilecek kadar bilgiye erişim olanakları olan ancak aynı anda ortadoğunun kısıtlı özgürlük anlayışı ile ayaklarından pırangalanan inanılmaz bir ülke. gerçeği ve güzel olanı görebildiği halde ona uzanamauacak kadar kısa zincirleri var bu ülkenin. güzel estetik kaliteli olanı bilip ona ulaşamamak türümüzün evrim sürecinde izlediği elde ederek gelişme sürecine çok ters bir algı yaratıyor.yani basitleştirirsek normalde elde ettikçe tecrübe ettikçe öğrenen ve öğrendiğini halihazırda elde etmiş olan insan hayvanı. çağımızda elde etmediğini de görebilecek hale geldi. türkiye de dünyada bu açmazı en derinden yaşayan ülkelerden biri. güzel olanı görüyoruz ama yaşayamıyoruz. hemen kıçımızın dibinde insanlar özgürlüğün bilimşn sanatın estetiğin dibine ekmek banıyor biz buradan salyalar saçarak izliyoruz.peki bu açmaz neden kadınları hasta ediyor da erkekleri teğet geçiyor.çünkü benim sevgili kadınım, daha önce yüzlerce sayfa metin ile anlatmaya çalıştığım üzere türün gelişimi için gerekli motivasyonu yaratma görevi insan hayvanında kadına bahşedilmiş. dünyada hiç kadın olmasa erkekler belirli bir gelişim evresinde hayatından tatmin olur geleceği inşa etmeye devam etmezlerdi. bizim karakterimiz ihtiyaç ortaya çıktıkça çözüm üretmek üzerine kurulu. kolay tatmin olur kolay tamam oldu deriz. bu nedenle bizim için bir ev karnımızın doyduğu içinde üşümediğimiz güvenli bir sığınak iken, kadın için aynı evin pencere genişliğinden perde rengine kadar milyonlarca ufak detaya ihtiyacı vardır.kadının yaşam ülküsü erkeğe aşılması gereken yeni hedefler sunmak, yeni ihtiyaçlar yaratmak çizgisindedir. tatmin olmamak, kadının insan türünün adaptasyonunu sağlamak için ihtiyaç duyduğu bir enstrümandır. insanın gelişebilmesi için türün o an için sahip oldukları ile tatmin olmaması lazımdır. bu temel kavramı anladığımıza göre şuraya odaklanmaya başlayabiliriz. mutluluk beklentilerle ilgili bir kavramdır ve kadın erkek her insanın yapması gerekenleri yapması için motivasyon üretir. bir nevi köpek eğitim kurabiyesidir mutluluk anlayacağın. bir metayı, bir duyguyu, bir kavramı arzularsın sonra onu elde edersin ve evrenin sonsuz bilgisi seni mutlulukla ve hazla ödüllendirir. evrene göre doğru olanları yaptıkça mutlulukla buluşursun. beklentiler evrenin senden bekledikleriyle ne kadar paralelse o kadar mutlu olursun.peki türk kadını neden sürekli mutsuz. işte tüm bu yazıyı bu cümleyi daha iyi anla diye yazdım canım insan. türk kadını mutsuz çünkü ilkel, bul ve o bulduğunu basamak olarak kullanarak yüksel yöntemi artık kolonileşen dünyada işe yaramıyor. birileri atı alıp üsküdarı geçmişken birileri onların tezeklerinde boncuk arıyor sürekli. tatmin olmamakla güdümlenmiş kadın bilinci, bir sahip olduğumuz en yüksek değerlere bakıyor, bir ayağının altındaki güdük basamaklara bakıyor o yüksekliğe asla ulaşamayacağını anlıyor bir anda. kaldı ki o en yüksek doruk bile onun için doyurucu tatmin edici değil. oraya varsa da daha iyisi için erkeği yönlendirmeye çalışacak ister istemez ama bu şu an için hayal bile değil.elindeki imkanlarla sahip olması gereken imkanlar arasındaki uçurumu gören kadının genlerindeki kodlar tarih boyunca ilk kez karşılaştığı bu yeni sorunla baş edemeyince sistem hata veriyor ve inanılmaz bir biçimde egoyu yani benliğini korumak için sorunun kaynağını kendinden uzaklaştırıyor. ben mutsuzum çünkü güçlü br hastalığa sahibim diyerek konuyu güvenli bir sahaya çekiyor. bir anlamda psikolojik bir baypass ile, içinden çıkılmaz hale gelebilecek bu problemi evcilleştiriyor. ben mutsuzum çünkü kaynaklara erişemeyen, yenilmiş bir toplumuz demek yerine, kısadevre yaparak ben mutsuzum çünkü hastayım, hasta olmasam kesin mutlu ve başarılı harika bir hayat yaşardım diyor. bu yaptığı ile bir anlamda sorunu toplumsal olmaktan kurtarıp ebedi bir yenilgiyi kanıksamayı engelliyor. bu mutsuzluk bireysel bir konu, toplumun bir problemi yok diyor alttan alttan. ne kadar inanılmaz, ne kadar ihtişamlı bir sistem değil mi?işte ben bu yeni sorunlara yepyeni çözümler üreten hayvan doğasına hayranım.sizlere baktıkça doğanın o muhteşem düzenine yeniden aşık oluyorum.sen psikolojik olarak hasta değilsin canım türk kadını.sen yenilmiş bir toplumun kaynakları kısıtlı ancak bilgiye erişimi yüksek dişi hayvanısın.içindeki kodlar bu sorunla ilk kez karşılaştığı için mutluluğu yeterli dozda almana engel oluyor. yani yaşadığın maalesef en korkunç yoksunluk sendromu aslında. iyileşmen için de görebildiğim bir çözüm veya önerebileceğim bir ilaç da yok ne yazık ki.bunu aşacaksak sorunu doğu tespit edip bilinçlenerek aşacağız. bu yaptığım detaylı tespit bugün için sahip olabileceğin en etkili tedavidir.ben ölmeden önce yeteri kadar takdir edilmezsem alayınızın amına koyayım.(bkz: antidepresan/@limon kimyon zorro)
(limon kimyon zorro - 29 Ağustos 2013 02:54)
bunları yazarken dahi zorlanıyorum..aslında bu konuda konuşmaktan, okumaktan, yazmaktan kaçıyorum ya da kaçıyordum.tam 5 senedir borderline'ım. daha öncede tanı koyulmuştu ciddiye almadım.bir süredir psikotik ataklarım öyle sıkıntılı bir hal aldı ki görmezden gelemez oldum. bu zor, bunu anlatmak zor yaşamaksa imkansız.biri var, o siz değilsiniz bazen de tamamen sizsiniz.öyle öfkeli ki hayata.. her şeyi yakıp yıkabilir, herkesi silebilir, zaman tanımaz insan ayırmaz..her daim gırtlağınızda eli, ne zaman boğacak beni tekrar diye tetikte olmaktan yorgun düşmüşsünüz.boğuyor da sık sık, ama öldürmüyor kelimenin tam anlamıyla süründürüyor.bir kelime, bir bakış, bir fotoğraf bile yetiyor karşınızdaki insandan nefret etmenize.temelinde kaybetme korkusu var..öyle korkuyorsunuz ki sevdiğiniz birini kaybetmekten, kaybetmemek için varınızı yoğunuzu ortaya koyuyorsunuz. oysa bazen kimsenin gittiği falan olmuyor. paranoyalarınız sizi avucunun içine almış adeta esir ediyor.. zihniniz bildiği tüm işkenceleri uyguluyor üzerinizde..kafanızda hep aynı şey ''uyursam geçecek, içersem geçecek''..kaçmaktan başka hiçbir yolunuz yok gibi, tüm evren bomboş gibi..çığlık çığlığasınız ama kimse duymuyor gibi.ne kadar para, başarı, kalabalık olursa olsun bu yetmiyor..öyle çok duyulmak istiyorsunuz ki dinlemeyi unutuyorsunuz.o kırgınlıklar, üzüntüler öfkeye dönüşüyor.benim ağzımdan mı çıktı bunlar - bunu ben mi yaptım diyeceğiniz şeyler söylüyor ve yapıyorsunuz.pişmanlık duyuyorsunuz, gerçek sizi buluyorsunuz derken fısıldıyor kulağınıza o elin sahibi..''ama seni sevse şöyle yapmazdı, hak etti - canı cehenneme''az önce özür dilemişken birden kin kusar hale geliyorsunuz..karşınızdaki şaşkın, üzgün, yorgun..ne olur anlayın, ne olur dinleyin bizleri..evet zor, evet yorucu ama sadece şunu kendinize hatırlatın ''bizler sevilmek isteyen çocuklarız..''bizler siz bizi sevin diye her şeyi yapabilecek olanlarız..tedavisi zor ve uzun bir süreci kapsıyor..yakınlarım bendeki dengesizliğin farkındalar ve ellerinden geldiğince yardımcı olmak istiyorlar..her gün iki kişi uyanmak ve kimin ne zaman neye nasıl tepki vereceğini bilmemek öyle zor ki.tek istediğim sizler gibi uyanmak.geçmişi arkada bırakmak,insanlara kızmamak,kendimden daha fazla ödün vermemek,kaçmak için değil de dinlenmek için uyumak..başklarından bağımsız biri olmak, sizler gibi biri olmak.şöyle bir yazarların bulunduğu destek grubumuz var
(asparadoxxxx - 12 Ağustos 2014 05:16)
düsünceleri; - insanlari ya kusursuz veya seytan olarak mi goruyor sadece? cok kotu,seytan olarak gordukleri insanin iyiliklerini hatirlamakta gucluk mu cekiyorlar? - gozlerinde kisi adeta bir kahraman oldugunda, bu kisi hakkinda negatif olan hicbir seyi hatirlamiyorlar mi? - baska insanlari tamamen ya kendinden yana veya kendisine dusman olanlar olarak mi goruyor? - durumu,olaylari ya tamamen felaket ya da tamamen ideal/cok iyi olarak mi gorur sadece? - kendisini ya cok kusursuz ya da degersiz olarak mi gorur? - eger bir kisi yaninda, etrafinda degilse, onun kendisine olan sevgisini hatirlamakta gucluk mu cekiyor? - baskalarinin ya tamamen dogru ya da tamamen yanlis olduklarini mi dusunuyor? - dusunceleri, ne dusundugu o anda yaninda kim/kimler olduguna gore degisiyor mu? - insanlari ya cok idealize eder ya da tamamen degersizlestirir mi? - olaylari baska insanlardan cok farkli sekilde hatirlar veya bunlari hic hatirlayamaz bile mi? - kendi hareketlerinden baskalarini sorumlu tutar,davranislarina onlarin sebep olduklarina inanir veya - - baskalarinin davranislarindan dolayi kendisini gereginden fazla mi sorumlu hisseder ? - bir hatasini itiraf etmege istekli degildir veya yaptigi herseyin hata oldugunu mu dusunur? - inanclarini gerceklere dayandirmak yerine,hislerine mi dayandirir? - kendi davranislarinin baskalarinin ustundeki etkilerini farketmez mi? duygulari;- en kucuk bir provokasyonda kendisini terk edilmis mi hissediyor? - duygulari dakikalar,saatler icinde cabucak asiri uclarda ve degisken mi? - duygularini yonetmek,kontrol altina almakta problemli mi? - duygulari o kadar yogun ki, mesela baskalarinin, hatta kendi cocuklarinin ihtiyaclarini bile kendi ihtiyaclarinin onunde tutamaz;kendi cocuklarini bile on plana alamaz - cogu zaman guvensiz ve supheci midir? - cogu zaman endiseli veya sinirli,rahatsizlik icinde midir? - cogunlukla kendisinde bosluk hisseder veya kendielrini yokmus gibi mi hisseder? - eger dikkatlerin merkezi kendisi degilse, kendisini reddedilmis mi hissediyor? - ofkesini, kizginligini uygunsuz sekilde mi ifade ediyor veya ofkesini ifade etmekte tamamen zorlaniyor mu? - hicbir zaman yeteri kadar sevgi, sefkat veya dikkat elde edemedigini mi dusunuyor? - sik sik,cogunlukla uzayda gibi, gercek degilmis gibi veya sanki bedeninde degilmis gibi mi hissediyor? ve davranıslar:- baskalarinin kisisel sinirlarina saygili olmakta zorlaniyor mu? - kendisinin sahsi /kisisel sinirlarini tanimlamakta zorlaniyor mu? - cok fazla para harcamak, tehlikeli=riskli seks iliskilerinde bulunmak, fiziksel vs kavga etmek, kumar oynamak,ilac ve alkoller dahil bagimlilik, curetkar yani tehlikeli araba kullanmak, magazalardan vs birseyler calmak veya yemek bozukluklari gibi durumlara girip, bu ve bunun gibi davranislarla ,ani-ve impalsif hareketlerle kendilerine zarar veren davranislar icine girer mi? - kasitli olarak kendisini mesela keser veya sigara vs ile yakar mi? - kendisini oldurmekle tehdit eder mi veya gercekten intahara tesebbus eder mi? - oteki kisinin kendi hayallerine gore olmasini istedigi kisi veya olmasini istedikleri iliskiler uzerine kurulmus fantazilere dayali iliskilere girmekte acele eder mi? - beklentilerini aniden degistirdigi icin karsinindaki kisinin ne yaparsa yapsin, yanlislik yaptigi ve hic dogru birsey yapamadigi duygusunu yasamasina mi sebep oluyor? - korkutucu,beklenmedik, onceden belli olmayan ve mantiga aykiri olan ofke nobetleri mi geciriyor veya ofkesini ifade etmekte hepten zorlaniyor mu? - baskalarini tirmalayarak, tekmeleyerek,vurarak vs baskalarini fiziksel olarak taciz mi ediyor? - gerek olmadigi halde krizler /icinden cikilmaz problemler mi yaratiyor veya kaotik, karmakarisik bir yasam mi suruyor? - tutarli olmayan veya onceden neden, niye ,nasil davranacagi belli olmayan sekilde, beklenmedik tarzda mi hareket ediyor? - baskalarina bir cok yakin olmak sonra da ayni kisiden vs aniden uzaklasmak mi ister?(mesela hersey yolunda giderken kavga etmek, sonra iliskiye son verip, daha sonra da bir araya gelmek icin caba sarfeder) - onemsiz veya abartilmis nedenlerle ,olaylar yuzunden insanlari hayatlarindan cikartip atarlar mi? - bazi durumlarda yeterli ve kontrollu ama bazi durumlarda baskalarina karsi tamamen kontrol disi mi davraniyor? - baskalarina karsi acimasiz ve hatta haince suclayici, tenkit edici veya tacizkar mi? -bazilarina cok guzel yuzlerini gosterirlerken, cok iyi tanidiklari kisilere kelime- sozlerle asiri tacizkar mi? saniyeler icinde bir moddan oteki duruma gecebilir mi? - kendi ihtiyaclarinin karsilanmasi, istediklerinin yapilmasi icin asiri sekillerde veya kontrol eder sekilde mi hareket etmekte? - kendisini ihmal edilmis hissettiginde, dikkatleri kendi ustune toplamak icin cok uygunsuz birsey mi soyler ya da uygunsuz birsey mi yapar? - baska insanlari yapmadiklari seylerle mi suclar-olmayan duygulari olmakla mi suclar-inanmadiklari seylere inandiklarini soyleyerek suclar?(http://www.bpdcentral.com/…/basics/additional.shtml)
(wrath - 12 Temmuz 2004 15:13)
sınırda kişilik problemi yaşayan insanlar o kadar kontrolsüzdürler ki her şeyi uçlarda yaşarlar. aşırı yemek yeme, kendilerine zarar verme, alkol ve uyuşturucu kullanımında da aynı kontrolsüzlükleri geçerlidir. düşük ve yüksek fonksiyonlu bpd ler olmak üzere ikiye ayrılırlar.bu insanlar için gri renkler yoktur ya akdır ya da kara. kendileri dışındaki kişileri bir anda yüceltip bir anda ayaklar altına alırlar. başkalarına onların hiç anlayamadıkları kaoslar yaratarak veya başkalarını kendilerini kontrol etmekle suçlayarak, herşeyi kendi kontrolleri altına alabilirler. başkalarını kontrol etme ihtiyacındadırlar çünkü böylece kendi yaşamlarını da önceden bilinebilir ve yönetilebilir yapmaya çalışırlar.bu kişiler obje sürekliliği nedir bilmezler ve eğer sevdikleri kişi gerçekten fiziksel olarak yanlarında değilse bu kişi onlar için duygusal seviyelerde de yoktur. ayrıca çok zeki, çok yetenekli ve dışardan bakıldığında ilgi çekici kişilerdir. terk edilme korkuları vardır.
(drops - 29 Temmuz 2004 14:48)
sevildiğine bi türlü ikna olamayan, dünyanın kendi etrafında dönmesini isteyen, seansı bitip de psikoloğun başka hastayla görüşmesini kabullenemeyen ve bu durumda bile kendini aldatılmış hisseden kişilik.
(elma dersem cik - 23 Ağustos 2004 19:28)
her$eyi sinirda ya$ama rahatsizligibir bilgenin sabrini ta$irabilecek kadar saldirgan, bir kediyi sakinle$tirebilecek kadar uysal, bir toplulugu gulmekten kirip gecirebilecek kadar pozitif, yanindakileri intihara surukleyebilecek kadar negatif, butun gece dansedebilecek kadar enerjik, butun gun uyuyabilecek kadar yorgun, bir haftalik i$i yarim gunde bitirecek kadar hizli, yarim gunluk i$i bir haftaya yayabilecek kadar yava$, bir gelincik kadar narin, bir cam agaci kadar guclu...
(cadi - 29 Temmuz 2001 00:33)
bu psikolojik rahatsizliga sahip olan kişiler, siddetli ve denetlenmesi oldukca zor heyecanlar ve baskalarina ya da kendilerine yonelen yogun ofkelenme nobetleriyle yipranirlar. ofke cogu kez yerini, bir bosluk ve sikinti hissiyle birlikte depresif bir mizaca birakir. kisilik problemleri olanlar arasinda intihar orani en yuksek gruptur.
(marie antoinette - 23 Ağustos 2001 18:21)
dsm 4e göre tanı kriterleri şu şekilde olan bozukluk:beginning by early adult life, the patient has unstable impulse control, interpersonal relationships, moods and self-image. these persistent or recurrent qualities are present in a variety of situations and shown by at least 5 of:-frantic attempts to prevent abandonment, whether real or imagined (don't include self-injurious or suicidal behaviors, covered below)-unstable relationships that alternate between idealization and devaluation-identity disturbance (severely distorted or unstable self-image or sense of self)-potentially self-damaging impulsiveness in at least 2 areas such as binge eating, reckless driving, sex, spending, substance abuse (don't include suicidal or self-mutilating behaviors)-self-mutilation or suicide thoughts, threats or other behavior-severe reactivity of mood creates marked instability (mood swings of intense anxiety, depression, irritability last a few hours to a few days)-chronic feelings of boredom or emptiness-anger that is out of control or inappropriate and intense (demonstrated by frequent temper displays, repeated physical fights or feeling constantly angry)-brief paranoid ideas or severe dissociative symptoms related to stressedit: bana ait herhangi bir görüşü içermeyip, yalnızca konuyla ilgili uluslararası tanı kriterleri hakkında bilgi vermeyi amaçlayan bu entry defalarca "kötülenen entry" durumuna düşmüştür. metni türkçeye çevirmeyip ingilizce yazmam britanyanın köpeği olduğumdan değil uluslararası bilimsel kriterleri içeren böyle metinlerin çevirisinde her kelimeye dikkat edilmesi gerektiğinden ve ben bu yeterliliğe sahip olmadığımdandır.bunun dışında bir gerekçeyle bir dahaki kötülemeyi yapacak arkadaştan ricam bir mesaj yoluyla entryde rahatsız edici bulduğu şeyi bana da açıklaması ve böylece entryde gerekli ve uygun değişiklikleri yapmak konusunda bana ışık tutmasıdır.
(svr - 1 Kasım 2004 12:50)
Yorum Kaynak Link : borderline kişilik bozukluğu