bir kara film ama kara film klasiği olan femme fatale revize edilerek latin bir fettana dönüştürülmüş, iyi de olmuş.
sean penn'in hatırı için sonunu getirmekte fayda vardır.

(malloryknox - 4 Eylül 2006 15:32)

gunes altinda da kara film olabiliyormu$ demek ki..oliver stone guzelligi.

(broken - 18 Haziran 2002 01:47)

öncelikle filmdeki araba özellikle vurgulamak gerekir ki 64 1/2 mustang'dir. adam o arabaya özen gösterilmesini istemekte sonuna kadar haklı.. millet levyeyi kapmak ne kelime, canını bile verir.
kızılderili rolünde jon voight var. (ilgiyle takip edilmeli)
tnt'nin sevgilisini claire danes ve bilet gişesine gelip bilet alamayan bayanı liv tyler oynuyor.
film için "modern noir" tanımlaması yapılmış ve insanı delirten bir komikliği var. komik ama eğlenceli değil diye açıklanabilir belki.. bu da eğlenmekten ne anlaşıldığına göre değişir tabii. bilemiyorum tam işte. ama güzel ve gayet başarılı, sürükleyici bir film.
nick nolte çok enteresan bir adam. sean penn ise çok etkileyici.
97 yılında çekilmiş ve yine modern noir olarak tarif edilen la confidental ile aynı zamanda gösterime girmişti.

(veralynn - 26 Haziran 2002 02:50)

--- spoiler ---
filmin sonunda adamımızın kırık dişlerle kan içinde gülerek "arizona" deyişi beni benden alır.
--- spoiler --- ^*

ayrıca bunu izledikten sonra üstü açık kırmızı bir arabaya atlayıp konya ovasında turlama isteği oluştu bende.

(kollaps - 8 Haziran 2009 00:49)

weeds'te 1. sezonun sonlarında 2. sezonun başlarında bir karakter. gangsta bir zencidir ve kalp krizinden ölmüştür. davranış olarak eski türk filmlerindeki acemi mafyaları hatırlatıyordu oldukça da komik bir karakterdi.

(anteke - 21 Haziran 2010 12:06)

(bkz: lili)

(chichina - 19 Eylül 2010 17:05)

şahsen iyi bir film noir hakkında, "boşuna ve aynı zamanda iyi ki izlenilmiş film hissi yaratır" diyebilirim. bu iyi bir film noir ve başarısındaki büyük payı sean penn'in oyunculuğuna teslim etmek gerek. psikopat tamirci, mustang'ini "caart!" diye kazırken ya da cehennem sıcağında elindeki kolayı yudumlayamazken onun yerine benim çıldıracağımı zannedip, yerinde olmadığıma şükrettim. çaresizliğin böylesini ancak sapık işkenceler icra edilen filmlerde hissedersiniz ki, ben onlara katiyen bakamam. oysa bobby'nin maruz kaldığı tüm bu psikolojik işkencenin yanında, parmakları kırılarak gördüğü fiziksel işkence devede kulak kalır. kısaca; bobby, dostum, sen bahtsız bedevi'nin vücut bulmuş halisin.

(momol - 10 Mart 2011 12:42)

sean pennin film boyu tam olarak biseyler tuketemese de bikac yudum aldigi gozlenen, insana arizona ya gitmemeye yemin ettirecek kadar cenabetliklerle dolu super bi film.. simdi sean penn "hoca var ya gokten am yagsa basima yarak duser" dese kim ne diyebilir..arabasinin bagajinda silahinibirakan bi adam bunlari haketmiyo da diil ama neyse.. ayrica oliver stoneun diyaloglar esnasinda insanlarin ilginc taraflarini o titrek kamerasiyla aktarisi yanlis hatilamiyorsam insan gozunun hareketleriyle ortustugunu ima ediyordu. soyle ki: ilk karsiladimiz birinde kisa surede bastan asagi suzme denilen hadiseyi yapmak icin kesik ve hizli goz hareketleriyle bicok yerini inceleriz..

(melancholia1 - 9 Mart 2003 08:17)

ilk ve tek izleyişimde "yeter ulen yeteerrr..." nidaları attığım, koskoca, aslan gibi sean penn abimizin başına gelenleri kendi başıma gelmiş gibi hissederek izlediğim, sinirden güldüğüm, o oto tamircisi'nin te mına koyiim dediğim süper enfes film.

(simplextablosu - 8 Mayıs 2003 14:47)

oto sanayiye her gidişimde filmdeki tamirciye saygıyla andığım. nick nolte ve sean penn in oyunculuğun doruğunda dolaştıkları bir oliver stone filmi. jennifer lopez inde önüne gelenle sevişmesi ayrı bir güzelliktir.

(take care dream on - 10 Temmuz 2003 17:48)

bir çok filmi ve film ortamını tanımlamak için kullanılabilecek bir film. çölün ortasında bir kasaba, sürekli çıkmaz sokak. çok fazla seyretmek adamın ruh sağlığını bile bozabilir.seyredilmemesi hata olacak filmlerden.

(arnold schwarzeneger - 10 Temmuz 2003 17:51)

kerpetenlere daha mesafeli yaklaşma hissi uyandıran film.

(goddard - 14 Temmuz 2003 21:54)

turkceye kaybedenler olarak donsuturulmus olan ciddende hicbir karakterin kazanmadigi herkesin kaybettigi bir film olarak cok ilginc bir yapittir..."ohaa" lar esliginde seyredilen eglenceli ve izlenilmesi gereken bir filmdir...

(basic - 14 Temmuz 2003 22:09)

daha film baslarken otobandaki bocegin zoomlanmasi ve ardindan araba tarafindan ezilmesi "directed by oliver stone"la ayni anlama gelmektedir.bie de ormanda bir sahne vardir ki muthis komiktir.sean penn ve jennifer lopez cinsel iliski^*ye girmek uzereyken jennifer birden kacar.bunun uzerine zavallı sean kardesim bir agacin arkasinda masturbasyon yapar.

(fuckininthebushes - 14 Temmuz 2003 22:14)

kanimca bir acidan da depresyonu anlatan film. insan girdi mi bir daha cikamiyor. sean pean'in sonunda yilan, j-lo'nun ku$ oldugu, nick nolte'nin de godo$ oldugu film. (bkz: filmin sonunu yanli$ soylemek) (bkz: superior)

(hemingway - 21 Şubat 2004 03:52)

u turn’de de babanın ölümü söz konusu. intikam oyunu, kurban görünüşündeki femme fatale grace mckenna (jennifer lopez) eliyle gerçekleşmektedir. yolu çöle düşen loser bobby cooper (sean penn) femme fatale’in suç ortağıdır. jake (nick nolte) bobby’i kiralamak isterken kendi kazdığı kuyuya kendisi düşecektir.

u turn’de belirsiz olan, grace’in jake’in kızı olup olmadığı gerçeğidir. baştan sona parodik bir film olan u turn’ün bilinçli bir seçimle bunu bile isteye belirsizleştirdiği iddia edilebilir. belirsizlik ve bulanıklık öykünün ruhuna sinmiş olsa da bu, femme fatale’in belirsiz geçmişine atıfta bulunmak içindir. bu da önünde sonunda parodik söylemin potasında kaybolur gider; çünkü flashback’lerle gerçeğin düğümleri bir bir çözümlenir. film noir’da anımsamanın öznel perspektif içinde gerçekliğin buharlaşıp uçtuğu bir duruma karşılık geldiğini biliyoruz. u turn’de dış-ses bulunmasa da öyküyü aktaran (bobby’e anlatan) grace’den başkası değildir. geriye, femme fatale’in kanlı intikam öyküsü kalacaktır.

(hanging rock - 21 Ağustos 2014 20:17)

sean penn abimiz artık film sonunda bizimle birlikte isyan eder : "lanet kasabada yatmadığın kimse var mı?"

(suicyco13 - 19 Temmuz 2004 01:53)

"a simple plan"i seyrettikten sonra insan bu filmin degerini daha da iyi anliyor.. super film.. matrix ve fight club gibi "ay sonundaki $u $ey" diye ba$layan repliklere girmek de mumkun degil.. oliver stone'un titreyen kameralarina da ayrica hastayim..

(ssg - 7 Ocak 2000 10:35)

penn için kurgulanmış yapım.3 saniye sonrasını kestiremeyen bakışlar,ve bunun verdiği tedirginliği sean penn'den başkası da yansıtamazdı.
asıl diyeceğimse.liv tyler her filmde apansızın belirmelidir;yaymış izleyicinin toplanması,kendine çekidüzen vermesi bakımından.

(beta version - 19 Şubat 2006 20:56)

--- spoiler ---
filmi tekrar izlerken gözüme çarpan bir hoşluk. filmde ne zaman johnny cash çalsa joaquin phoenix çıkıyor sahneye. tnt ve sevgilisi kafeye girerken, sean penn nihayet birasına kavuşacakken tnt ona vurduğunda fonda hep ring of fire var. joaquin phoenix'in johnny cash'i canlandırdığı walk the line'ı izledikten sonra takıldım bu detaya. sinemanın hoşlukları işte..
--- spoiler ---

(rumblefish - 19 Şubat 2006 23:33)