Alfie (~ Alfie: El seductor irresistible) ' Filminin Konusu : Manhattan caddelerinde genç Britanyalı limuzin şoförü Alfie Elkins kadınların başını döndürmektedir. Zengin bayan müşterilerini gidecekleri yere kadar bırakmanın yanında bazılarının kırılmış kalplerini onarmak şoförlüğünün yanında ekstra hizmeti olmaya başlar.Londra’dan kalkıp, New York’a gelen Alfie’nin amacı kısa zamanda çok para kazanmaktır. Yakışıklılığının ve cazibesinin farkında olan genç adam bunu sonuna kadar kullanmaya karar verir. Kendini bir ilişkinin kalıbına sokmadan kadınları baştan çıkarmak ve onlarla beraber olmak çok cazip bir fikirdir. Sayısını aklında tutamadığı gönül maceralarıyla günü birlik ilişkilerin baş kahramanı oluverir. Para kazanma amacını, hızlı bir çapkın olma yolunda unutur. Yeniden çevrimde 2004 model Alfie’yi, 60’lardaki Michael Caine’den sonra bu karaktere yakışır bir isim olan Jude Law canlandırdı. Adına şarkılar yazılan Alfie’nin neden kendisini kimsenin sevmesine izin vermediğine bu filmle beraber cevap bulunabilecek mi merak konusu... Belki de çapkınlığın sırrını Alfie artık kadınlarla paylaşmaya kararlıdır!
Ödüller :
The Talented Mr. Ripley(1999)(7,4-160885)
Closer(2004)(7,3-187957)
Alfie(1966)(7,1-12116)
My Blueberry Nights(2007)(6,7-48864)
Sleuth(2007)(6,5-28690)
Golden Globes : "Golden Globe-Best Original Song - Motion Picture"
bir film. hatta pek eglenceli bir film. lewis gilbert yonetmis, michael caine basrol oyuncusu olarak isi kapip goturmus. sene 66, arka planda londra, hem de swinging london tadindan yenmez kiliginda.
(stella - 8 Mayıs 2003 19:00)
lily allen'ın bu şarkıda bahsettiği alfie, kardeşi alfie allen'dan, yani game of thrones'un theon greyjoy'undan başkası değildir.
(obi wan minut - 9 Mayıs 2012 18:18)
jude law'a doyuran, lan keşke şu kadınlardan biri olsaydım diye iç geçirten film. öte yandan film konusu standart. günlük hayatımızda çokça denk geldiğimiz erkek tipini, bakış açısını, hayal kırıklıklarını, duvara çarpmasını konu alıyor. bir nevi ıssız adam teması.
(atrofi - 25 Temmuz 2012 14:57)
bir çok erkeğin gıpta edeceği, kadınların hayır diyemediği, istemediği sürece yalnız uyumayan bir karakterin hikayesinin anlatıldığı film. her ne kadar alfie mutlu görünse de bir süre sonra davranışlarının onu yalnız, dostsuz bıraktığını fark eder. biz türk erkekleri alfie gibileri, orospu çocuğu olarak niteleriz genelde.
(terstrigonometrikfonksiyonlarinintegrali - 15 Eylül 2012 03:37)
jude law ve marisa tomei gibi oyuncuların ba$rolü kaptığı bir yeniden çevriminin gerçekle$tirileceği filmdir ayrıca...
(lem - 6 Ağustos 2003 19:40)
bu filmi izlerken ve izledikten sonra içimde kazınan bir sahnesi var ki unutamıyorum.filmin kurgusunu anlayıp anlatabilecekler için:jude law'ın sonlara doğru karşılaştığı manzara üzerine peki bana bir neden söyler misin? diye sorduğu sahnede ''daha genç'' demesi beni çok etkiledi. aslında kadın ya da erkek olsun hep çabuk eskitip hep daha yenisini istiyoruz ya, işte onu en güzel biçimde izleyiciye yansıtabilmişlerdi.
(up in the air - 27 Mayıs 2013 21:38)
nerede michael caine nerede jude law dedirten bir film, yani müziklerini de mick jagger yapmasaymis, hic yeniden cekmeye ugrasmasalar da olurmus. ama cok guzel de bir kiz var, sienna miller.
(elf - 13 Kasım 2004 15:28)
avrupa felsefesini benimsiyorum. önceliklerim şarap, kadınlar ve... aslına bakarsanız hepsi bu kadar. yani şarap ve kadınlar... doğrusunu söylemek gerekirse, ‘kadınlar ve kadınlar’ seçeneğini tercih ederim.- alfie elkins
(loveandpoison - 17 Kasım 2004 23:08)
son derece $ık bir yeniden çevrim en kısa ve öz haliyle... moda, moda fotoğrafçılığı ve "hikaye anlatımı nedir, ne değildir?" hususlarında kafa patlatanlara ilaç, kar$ı cins, orta ya$ bunalımı ve en öz haliyle $ehir ya$amı ile ilgili kafası karı$mı$lara ders niyetine tavsiye edilir. ho$aftan anlamayan e$eklere kulak asılmaz, son zamanların en iki dirhem bir çekirdek ve en stilize filmi olarak afiyetle izlenir...bu arada jude law'daki yalı çapkını imajını sadece benim fark etmemi$ olmam da sevindirici. #3945188 yalnız gözlerim michael caine'i aramadı değil. filmdeki prostatlı ya$lı amca joe rolünde emektar dick latessa yerine caine olaymı$, i$te o zaman film tam $ahika olurmu$. ancak bu haliyle de, muhafazakar cenaha göz kırpmadan, kimseye ahlak dersi vermeden, 100 dakika gibi son derece makul bir sürede hikayesini anlatıyor. üstelik olağanüstü fotoğraflardan olu$an bir jenerik var filmin sonunda. ba$ta da dediğim gibi, "modanın hastasıyım, $ehir ya$amının erbabıyım" diyenin hastası oleceği bir filmdir alfie. benden söylemesi....
(lem - 18 Kasım 2004 19:34)
hayatini evrendeki her külahi bir kez yalamaya adamis alfie elkins, günün birinde külahin dibinde çikolata oldugunu fark eder ve kendi kendine sormaya baslar; "what's it all about"... michael caine ne kadar janti soruyorsa bu soruyu, jude law'in da kimselerden asagi kalir yani yok sükür...
(neen - 26 Aralık 2004 15:57)
teoman"dan bir sarki dizesini akla getiren film:cok kadin hic kadindir,yalnizliktir sonu.manhattan da gecen eglenceli film.
(zelyot - 13 Mart 2005 16:09)
--- spoiler ---başından itibaren "heheyt en akıllı benim, hatunları yalar atarım" nidalarıyla ortalıkta dolaşan alfie'nin mevzu bahis kadınların kendisinden kat kat daha akıllı olduklarını idrak edememesiyle film son bulur. sadece kendisinden beklenmeyecek şekilde bir gıdım pişmanlık, geriye şöyle bir bakıp -yine kibirle- üzülmek, gözyaşı, ama hepsi o kadar. gayet tutarlıdır aslında ve "ben böyle bir adamım işte" duruşuyla da finalin gelmesi çok isabetli olmuş kanımca.--- spoiler ---mick jagger müzikleri ile bezenmiş kaliteli bir eğlencelik alfie; ama şöyle bir durup düşündürten, bununla da çıtasını yükseltmeyi bir hayli başarabilen... jude law cuk oturmuş karaktere, susan sarandon ise filmin en lezzetli sosu.
(antrakt - 15 Mart 2005 23:10)
michael caineli ilk versiyonundan farkli olarak manhattani sadece bir arka plan, hos mizansen katkisi olmaktan ote hikayeye dahil etmis filmdir. jude law nerdeyse sex and the city carrie sinin gostermelik erkek versiyonu gibi, gucci takimlarindan, italyan ayakkabilarindan vazgecemeyen manhattan partikulu gibi elegant barlardan, kuytu-seker cafelere girer cikar, manzaranin tadini cikarir, kopru dibinde sevisir. unlu new york trafiginde ilerlerken filmi bolumlere ayiran koca koca "desire", "zero", "wish", "search" gibi billboardlarin onunden gecer. sampanya, iyi sarap, havyarli kanepelerle beslenen fake metroseksuelligin sonu yine new york un yagmurlu gri bir gununde gercekleri ucuz kazagi ve atkisiyla biraz olsun farketmesiyle son bulur.
(prettymortal - 2 Nisan 2005 19:47)
belgesel gibi bir film. biraz konu katılsaymış araya fena olmazmış hani. womanizer adamın aşağılık hayatı üzerine bir documentary.
(standard - 31 Temmuz 2005 03:34)
2004 yılı mahsulu, yönetmenliğini charles shyerın yaptığı, tür olarak daldan dala diyeceğim bir türde çekilmiş ingiliz amerikan ortak yapımı film. daldan dala bir filmden ne beklenirse zannımca bu filmden de o beklenmelidir. ki film bence bu beklentileri fazlasıyla karşılıyor. hoşça vakit geçirdim. başrol oyuncuları jude law, marisa tomei, susan sarandon ve sienna miller gayet başarılı. * jude law bir sahnede limosunun içinde sinirinden öncamı yumruklar, öncam gerçekten çatlar. bu sahne öncesi yönetmen shyer, law'dan paparazzileri düşünmesini istemiş. sonuç ortada; öncam çatlar. * filmde alfie'nin kullandığı vespa mavi ve beyaz renklere boyanır. bunun sebebi jude law'un tuttuğu takımdan kaynaklanmaktadır. mavi-beyaz renklere sahip tottenham hotspur. * alfie'nin evindeki eşyaların birçoğunu jude law kendi evinden getirmiştir.
(uzuntu - 19 Ekim 2005 12:30)
bu filmde jude law'u kim giydirdiyse beni de giydirsin.
(matthew mccourt - 20 Ekim 2005 00:33)
karizma sahibi bir "womanizer"in aslinda kaybedenler klubunun onde gideni oldugu goruyoruz alfie de. ve bizimle beraber alfiede goruyor. jude law oynamasa, bu kadar sevimli bulur muyduk keratayi, o ayri bir soru tabi...
(arundati - 1 Kasım 2005 02:26)
filmin özeti için (bkz: sik sik nereye kadar)
(crzytrk - 27 Aralık 2005 15:51)
"whenever you meet a beautiful woman, just remember somewhere there's a man who's sick of shagging her." (ne zaman guzel bir kadinla tanisirsan unutma ki bir yerde onu sikmekten baymis bir herif vardir.)
(wpi - 27 Mayıs 2006 00:39)
filmin insana "ulan evet!" dedirttigi paragraflardan birini aklimda toparlayabildigimce aksettirmek isterim :kucukken okul ile beraber bir muze gezisine gitmi$tik, orada uzaktan gordugum bayan heykel modeli tam anlamiyla mukemmel gorunuyordu. yuzu, vucut hatlari, duru$u.. fakat yakla$tigimda catlaklarini gormeye ba$ladim, yanina gittigimde aslinda o kadar da guzel olmadigini hatta cekiciligini yitirdigini gordum. kadinlarda ba$ima gelen $ey de bu, ne kadar yakinina girersem o kadar cirkin gozukmeye ba$liyorlar zamanla.(yinelemek isterim ki bu paragraf birebir degil; uzun zaman once izledigim ve aklimda kalan bir paragraf, anatemasi aynidir lakin.)
(lqual - 11 Temmuz 2006 01:54)
Yorum Kaynak Link : alfie