Pink Floyd: The Wall (~ Duvar) ' Filminin Konusu : Pink Floyd’un 1979 yılında yayınladığı albümle aynı adı taşıyan film, görüntüleri ve elbette müzikleriyle ön plana çıkıyor. Grubun efsanevi albümünün hakkını fazlasıyla veren film, şüphesiz bütün zamanların en iyi müzikallerden. Filmin baş kahramanı Pink üzerinde, özellikle Pink Floyd grubunun ilk zamanlarında kısa bir süre davulcusu olan, ancak grubun müziği ve üyeleri üzerinde büyük bir etkisi bulunan Syd Barrett ile grubun basçısı ve söz yazarı Roger Waters'ın hayatlarından izler görebiliyoruz. 1985'te gruptan ayrılan Roger Waters, 2010-2013 yılları arasında The Wall albümünün tüm parçalarını çaldığı The Wall Live turuna çıktı. Türkiye'ye de gelen Waters, 4 Ağustos 2013'te İstanbul'da bir konser verdi ve hazırladığı görsel şolenle hayranlarına Alan Parker'ın filmini adeta canlı olarak yaşattı.
Ödüller :
Pink Floyd: Live at Pompeii(1972)(8,7-8207)
Roger Waters: The Wall(2015)(8,6-3968)
Pink Floyd: The Final Cut(1983)(8,0-420)
La montaña sagrada(1974)(7,9-30596)
La pianiste(2001)(7,5-48319)
BAFTA : "BAFTA Film Award-Best Original Song"
the wall'da albümünde bu isimde iki şarkı vardır. sözleri sırasıyla şu şekildedir:...we came in?so ya thought ya might like to go to the show to feel the warm thrill of confusion andthat space cadet glow tell me is something eluding you sunshine? is this not what you expected to see? if you wanna find out what's behind these cold eyes? you'll just have to claw your way through the disguiselights!roll the sound effects!action!!! --- ikinci in the flesh---so yathought yamight like togo to the showto feel the warm thrill of confusionthat space cadet glowi've got some bad news for you sunshinepink isn't well he stayed back at the hoteland they sent us along as a surrogate bandwe're gonna find out where you fans really stand!are there any queers in the theatre tonight?get 'em up against the wall(against-the-wall)now there's one in the spotlight!he don't look right to me!get him up against the wall(against-the-wall)and that one looks jewishand that ones a coon!who let all this riff-raff into the room?there's one smoking a joint!and another with spots!if i had my way...i'd have all of them shot!
(chemical dependency - 31 Aralık 2006 18:52)
roger waters ın 1999-2000 yıllaları arasında abd de çıktığı tunenin adı dır. pink floyd üyelerinden ayrı yeni bir kadroyla çıkılan bu turnenin dvd si olanüstü niteliktedir in the flesh concert (live) adı altında piyasa malı olan dvd başucu yapıtı olarak saklanmaya değer.
(boyle buyurdu zerdust - 9 Temmuz 2002 11:33)
olabilecek en güzel albüm açılış parçalarından biridir. daha gitarın o ilk gürültüsüyle irkilir ve her şeyden sıyrılırsınız. parça ilerler, sarsılır, albümün geri kalanındaysa allah'a emanet falan olursunuz zaar. böyle bir albümün açılışıdır.bir de tabi aynı adla çıkılan konser dizisi var ki kaç şarkının orijinalinden daha iyi yorumlandığını, kaç şarkının aslında albümdeki haliyle daha güzel olduğunu tartışmamak büyük kayıptır. roger waters'ın dehasına hayran olmamak elde değildir bu konserleri izleyip de...
(lylaa - 24 Aralık 2008 19:13)
daha iyisi bestelenene kadar en iyisi olanından.güftesinin yorumu için ise, söyleyebilirim ki, bir daha asla aynı güzellikte dile gelemeyecek.çünkü roger waters. tümceyi tamamlamaya gerek yok, böyle yeterli.
(maccafreak - 9 Şubat 2009 16:32)
aynı isimli bir de unutulmaz şarkı vardır. pink floyda ait olan bu şarkı the wall albümünün açılışı ve kapanışa doğru ikinci plakta (ya da ikinci cd'de) 8 numaralı şarkıdır. 1979 yılında protest rock'ın artık tarihe altın harflerle geçen bu örneğinde bu şarkının konsept olarak iki defa geçmesi de çok normaldir. the wall ilk defa sözü, müziği ve kocaman video clipiyle bir bütün olarak alınmış ve birbirinden ayrılamaz olduğu kanısında da olsanız, sözü, müziği ve görüntüleri ile ayrı ayrı da belleklerde aynı şeyi yansıtacak nadir çalışmalardan biridir. öyle ki burada alan parker & roger waters işbirliği inanılmaz bir noktadadır. bu yüzden zaman içinde pink floyd = the wall olarak belleklerde (hatta bazı dar beyınlerde senelerce roger baba'nın bob geldof olduğu kanısı da ikamet etmiştir) yer almıştır. halbuki bu sadece bilinçaltının yanılsamasıdır (bkz: kendinde sey). tam bu noktada "in the flesh?""so yathought yamight like to go to the show.to feel the warm thrill of confusionthat space cadet glow.tell me is something eluding you, sunshine?is this not what you expected to see?if you wanna find out what's behind these cold eyesyou'll just have to claw your way through this disguise."sözleri ile açılan the wall albümü kapanışa doğru "in the flesh" halini alır*"so yathought yamight like togo to the show.to feel that warm thrill of confusion,that space cadet glow.i've got some bad news for you sunshine,pink isn't well, he stayed back at the hoteland they sent us along as a surrogate bandwe're gonna find out where you folks really stand.are there any queers in the theater tonight?get them up against the wall!there's one in the spotlight, he don't look right to me,get him up against the wall!that one looks jewish!and that one's a coon!who let all of this riff-raff into the room?there's one smoking a joint,and another with spots!if i had my way,i'd have all of you shot!"albüm ve bu şarkı özellikle roger watersı pink floyd bütünlüğünden ayırıp roger watersı tek adam imajına yönlendirmiştir. bir başyapıt olan bu albüm ve bu önemli şarkı seneler sonra final cut üzerine atılan bokla pink floydun roger watersla yolunu ayırmasına da sebebiyet vermiştir. (imho, roger baba da olayın doruğuna bununla çıkmıştır. ayrıca kıskananlar çatlasındır. her doruktan bir şekilde iniş olacaktır. ama gönül isterdi ki ayrılmasınlar. şimdi bir düşünün pink floyd bir konser verse ve david baba tek başına empty spaces'ten young lust'a geçsin. viceversa da olmaz. zira run like hell de olmuyor.)
(melyche - 25 Ağustos 2002 16:00)
bu konser dvd sini yılda en az iki kez çevirmek rahatlatır insanı. müziktir, candır, her şeydir...
(bruegel - 28 Temmuz 2010 11:46)
in the flesh? turkce cevirisidemek senho$lanabilecegimi du$undungosteriye katilmaktanhissetmek icin karma$anin ilik heyecaninio uzay cocugunun i$idigisoyle bana senden kacan bi$ey mi var gune$ i$igibu degilmiydi gormeyi umdugun?eger ogrenmek istersen bu soguk gozlerin ardindatek yapman gereken pencelerinle acmaktir kendi yolunubu gizlenmenin icinden
(systemfailure - 21 Temmuz 2003 04:09)
in the flesh turkce cevirisi:demek senho$lanabilecegimi du$undungosteriye katilmaktanhissetmek icin karma$anin ilik heyecaninio uzay cocugunun i$idigibazi kotu haberlerim var sana gune$ i$igi.pink iyi degil, otelde kaldive bizleri gonderdiler kendilerini temsilenve bizler ortaya cikaracagiz siz hayranlaringercek yuzunuhic ibne var mi bu gece bu salonda?dizin onlari duvaraorada biri var spot i$igi altindabana pek saglikli gibi gelmiyordayayin onu duvara$uradaki yahudi'ye benzyorve orada bir zenci varkim izin verdi tum bu ayak takiminin iceri girmesineorada biri var esrar icen.ve bir ba$kasi sivilceli olan!eger elimde olsaydi kur$una dizdirirdim hepinizi.
(systemfailure - 21 Temmuz 2003 04:10)
17 martta ilk bölümü yayınlanmış dizi.--- spoiler ---bi sarılmadılar ya çocuğa dert oldu içime. hayır sanki "dur ben bi zombi oluyum yeaa" dedi de zombi oldu. elinde olsa yapmazdı bence. al işte öldü, mahvoldu diye ardından ağladığınız çocuk çıktı karşınızda, normal gözüküyo, al bi sar, bi sev.--- spoiler ---
(basladimkesinbitirmem - 20 Mart 2013 23:43)
ingiliz olsun da çamurdan olsun sözünü ispatlayan bir başka dizi. "because we died year before the rising" diye bi cümle normal bi dizide olmaz zaten. ama zombilerin iyileştirilebileceği fikrine katılmıyorum. bi kere kıtlattın mı dönüşü olmamalı bence.
(dasdafavcx - 3 Nisan 2013 18:45)
klasik bbc dizisi renklerinde (bkz: sherlock) (bkz: luther), güzel bir konusu olan fakat şimdilik çok ağır aksak ilerleyen dizi. aksiyondan ziyade işin toplumsal ve bireysel boyutlarına inmiş olması artı tarafıyken bu kısımları çok başarılı işleyememesi ve derin olmayan neredeyse tiplemeye varacak karakterler yaratmış olması ise eksi tarafı. şimdilik ilişkiler ve gelişen olaylar bir ingiliz dizisinden çok amerikan dizisi tadı vermekte. yeni dönem koşan zombiler yerine, eski usul dolunaylı bir gecede mezarlarından kalkan zombiler olması zombi severleri mutlu edecektir. ben yürüyen ölü değil de 28 gün sonra filmindeki gibi öfke virüsüne yakalanmış insanları tercih ederdim (çok daha iyi bir toplumsal analiz yapmayı sağlıyor). lost'un zombili versiyonu olan pembe dizi the walking dead'den ise kat be kat iyi.bir kaç bölüm daha şans vereceğim fakat aynı seyirde devam ederse çok fazla takip edebileceğimi sanmıyorum. not: sayesinde sözlükteki homofobikleri tespit ediyoruzönemli not: az önce dasdafavcx bilgilendirdi, dizinin reytingleri düşük seyrettiği için üçüncü bölümde sonlandırılmış.
(atatat - 7 Nisan 2013 00:56)
lisedeyken ne zaman kavga olsa hep bu şarkıyı düşünürdüm. beni koruyacağını sanardım bu şarkının nedense. kafa göz dağılır, pink gibi kötü olurdum. hayat işte.
(low rock - 1 Mayıs 2013 16:33)
bir gün "rock müzik sözlüğü" gibi bir şey yapacak olsam kendisinin tanımı olarak gaz yazardım. off, bekle beni pazar günü! bekle beni racır!
(malganis - 2 Ağustos 2013 23:22)
the wall live in berlin konserinde scorpions tarafından icra edilmiştir.
(crowley - 9 Ağustos 2013 18:40)
pink floyd'un özü. başlangıçların şarkısı. gelmiş geçmiş en güzel şeylerden biri.
(sagopa kajmer mahlas kafkef - 6 Mart 2014 19:37)
ikinci sezonu şaşırtıcı bir şekilde bitmiş dizi.--- spoiler ---şimdi gerçekten bir tedavi var mı? amy yaşayacak mı? gibi bir çok konuyu açık bırakarak tadını damağımızda bıraktı, altı bölüm su gibi geçip gitti.--- spoiler ---
(gez goz arpacik - 1 Temmuz 2014 16:31)
daha birinci sezonun ikinci bölümünde olduğum ve iki dakika kahkaha atarken üçüncü dakika içim çıkana kadar ağladığım dizi. devamı gelsin mümkünse.edit: bütün bölümleri izledim ve bbc eğer devamını getirmezsen umarım bütün flagship dizilerin rating sorunu çeker, batarsın.
(draculina - 3 Temmuz 2014 14:30)
pain of salvation'in en basarili sarkilarindan biri. grup 4 dakika boyunca monoton bir ifadeyle caninizi sikar, icinizi kasvetle doldurur, rahatsizlik yaratir ve boylece yukler, yukler, yukler... siz icinizde biriken bu negatif enerjiyle sarkiyi dinliyor oldugunuz koltuktan kalkma ya da bu rahatsiz muzigi sonlandirma kararsizligindayken, 4:06'da daniel gildenlow basar cigligi, 4:10'da muzik patlar ve nerede oldugunuzu sasirirsiniz. sozlerin - biraz da vurgulari oldurmek pahasina - mukemmel dizilisiyle bu bolum oyle bir esip gecer ki sersemlikle daniel gildenlow'un 4:40 ile 4:50 arasinda dokundugu notalari kacirmaniz oldukca olasidir. hemen pesisira muzik yeni orgusune kavusur ve tekrar yuklemeye baslar sizi ve 5:39'da daniel gildenlow bu kez kukrediginde artik yerinizde durabilmek pek mumkun olmayacaktir; hikayenin kahramanina eslik edebilirsiniz:now she bites the words "never" she kicks the ground "never" swallows her tears "never will i go back" she hits the walls "leave me!" scratches herself "leave me!" begs to all gods "rip me from this sick flesh!" muzik tekrar negatif yuklemeye basladiginda "nereye kadar?" sorusu olusmaya baslar kafanizda; sarki sizi zaten tuketmistir! 6:50 ve olan olur... muzik duser, gitar asili kalir: feedback! omuzlariniz duser, oldugunuz yerde asili kalirsiniz... 28 saniye boyunca... askidaki bir ceket gibi... gitar duser, siz de dusersiniz (7:18) ve piyano girer... ne haliniz varsa gorun!
(eliada - 29 Mayıs 2004 03:19)
soktuğumun bbc three zamazingosu yüzünden helak olmuş güzelim dizi. zombi kavramına mükemmel bir bakış açıcı kazandırmış z nation gibi dizilerde 2. sezon onayı falan alır.
(bacaklarini kokunden yoldum - 7 Şubat 2015 19:46)
roger waters'ın kendi ifadesi ile yetmişli yılların ortasında bir stadyum konserinde kendisine daha yakın olabilmek için sahneye tırmanmaya çalışan bir seyircinin yüzüne tükürmesinin ardından (yaşı ilerledikçe gelen olgunluk ile) duyduğu utanç ve yabancılaşma duygusunun rahatsızlığını stadyum ve arenaları dolduran müzikseverler ile barışma ve yeniden buluşarak telafi etmek amacı ile başlattığı konserler dizisi.
(godless commie - 8 Mayıs 2006 23:47)
Yorum Kaynak Link : in the flesh