Süre                : 2 Saat 37 dakika
Çıkış Tarihi     : 05 Kasım 1999 Cuma, Yapım Yılı : 1999
Türü                : Biyografi,Drama,Heyecanlı
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Touchstone Pictures , Forward Pass , Blue Lion Entertainment
Yönetmen       : Michael Mann (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Marie Brenner (IMDB)(ekşi),Eric Roth (IMDB)(ekşi),Michael Mann (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Al Pacino (IMDB)(ekşi), Russell Crowe (IMDB)(ekşi), Christopher Plummer (IMDB)(ekşi), Diane Venora (IMDB)(ekşi), Philip Baker Hall (IMDB)(ekşi), Lindsay Crouse (IMDB), Debi Mazar (IMDB)(ekşi), Stephen Tobolowsky (IMDB), Colm Feore (IMDB), Bruce McGill (IMDB), Gina Gershon (IMDB), Michael Gambon (IMDB), Rip Torn (IMDB), Lynne Thigpen (IMDB), Hallie Kate Eisenberg (IMDB), Michael Paul Chan (IMDB), Linda Hart (IMDB), Robert Harper (IMDB), Nestor Serrano (IMDB), Wings Hauser (IMDB), Cliff Curtis (IMDB), Renee Olstead (IMDB), Michael Moore (IMDB), Gary Sandy (IMDB), Willie C. Carpenter (IMDB), Roger Bart (IMDB), Sayed Badreya (IMDB), Chris Ufland (IMDB), Douglas McGrath (IMDB), Bill Sage (IMDB), Wanda De Jesus (IMDB), Robert Patrick Brink (IMDB), V.J. Foster (IMDB), James Harper (IMDB), Eyal Podell (IMDB), Breckin Meyer (IMDB), David Roberson (IMDB), Vyto Ruginis (IMDB), Alvin L. Welch (IMDB), David C. Fisher (IMDB) >>devamı>>

The Insider (~ Köstebek) ' Filminin Konusu :
Çok güçlü bir sigara şirketinin yönetim kurulu üyeleri, şirketin araştırma bölümünün başkanı Jeffrey Wigand'ın şirket uygulamaları konusunda kendileriyle aynı fikirde olmadığını fark edince onu görevinden alırlar ve şirketten kovarlar. İşten çıkarılmasına rağmen şirketin, insanların sağlığı ile oynayan politikalarını eleştirmekten çekinmeyen Jeffrey'nin önüne çıkan engeller, beklediğinden de ağır olacaktır. Sessiz kalmaması halinde ailesinin başına gelecekler konusunda uyarılan Jeffrey, tüm bu tehditlere rağmen olanları açıklamaktan vazgeçmez. Amerikan CBS televizyonunda yayınlanan '60 Dakika' adlı programının yapımcısı olan araştırmacı gazeteci Lowell Bergman, durumla yakından ilgilenir ve Jeffrey'yi programında konuk etmek ister. Fakat kapitalist düzenin sivri çarkları ve medya dünyasının menfaatleri el ele verecek ve hiç hesapta olmayan olaylar yaşanacaktır.


  • "gözlük reklamı gibi bir film..."
  • "turkiye cumhuriyeti sinirlarina "kostebek" ismiyle duhul eden uc me$hur yabanci filmden biri. diger ikisi icin,(bkz: the departed)(bkz: donnie brasco)"
  • "sanırım al pacino'nun oynadığı son iyi filmdir."
  • "kursun sikilmadan tamamlanan ender gerilim filmlerinden biri. mesela bir digeri de eastern promises'tir, onu da analim. gerci onda bir sekilde surekli kan golune donuyordu ortalik."
  • "al pacino'nun denizin icinde durdugu sahne ne kadar huzur vericiydi .."
  • "al pacino'nun döktürdüğü bir film bu. al pacino'nun birçok filmini izlemiş biri olarak bu performansı ayrı bir yere koyuyorum."
  • "al pacino ve russell crowe'un filmde canlandırdıkları lowell bergman ve jeffrey wigand'la birlikte fotoğrafı: ->"
  • "türkçe'ye içinde gezdiren şeklinde çevrilen film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    al pacinonun, ofiste, gazetecilik etigi hakkindaki konusmasi disinda filmin en carpici sahnelerinden biri de 60 minuteste gercekten yayinlanmis olan roportajin su kismi, film buna birebir sadik kalmis:

    wigand: [in office interview with wallace]
    part of the reason i'm here is i felt that their representation clearly, at least within brown & williamson's representation, clearly misstated what they commonly knew as language within the company. that we're a nicotine delivery business.

    wallace: and that's what cigarettes are for?

    wigand: most certainly. it's a delivery device for nicotine.

    wallace: a delivery device for nicotine? put it in your mouth, light it up, and you're gonna get your fix?

    wigand: you'll get your fix.

    wallace: [in cbs office]
    dr. wigand says that brown & williamson manipulates and adjusts that nicotine fix, not by artificially adding nicotine, but by enhancing the effect of the nicotine through reuse of chemical additives like ammonia, whose process is known in the tobacco industry as "impact boosting."

    hala sunu ozgur iradesiyle ictigini savunup, bir yandan da bagimlilikla ozdeslestirdikleri uyusuturucu kullanicilarini kucumseyerek ikiyuzluluk yapanlara tekrar tekrar izletilmesi lazim...

    lawyer: the unlimited checkbook. that's how big tobacco wins every time on everything, they spend you to death. six hundred million a year in outside legal - chadbourne-park, uh, ken starr's firm, kirkland & ellis? listen: gm and ford, they get nailed after eleven or twelve pickups blow up, right? these clowns have never, i mean ever...
    john harris: not even once.
    lawyer: - not even with hundreds of thousands dying each year from an illness related to their product, have ever lost a personal injury lawsuit! on this case, they'll issue gag orders, sue for breach, anticipatory breach, enjoin him, you, us, his pet dog, the dog's veterinarian, tie 'em up in litigation for 10 or 15 years, i'm telling you, they bat a thousand every time! he knows that, that's why he's not gonna talk to you.


    (immanuel tolstoyevski - 9 Ocak 2007 08:56)

  • comment image

    russel crowe un ne kadar basarili bir oyuncu oldugunu sapina kadar kanitladigi yegane filmdir benim gozumde. ne gladiator ne de the beautiful mind, olay the insider da biter.
    bir donem filminde oyunculuk onemli olsa da baska seylerin ihtisami ikinci plana atiyor aktoru bence.
    akli dengesinde sorunlar olan insanlarin da ortaya koyduklari ortak ozellikler var. bir sekilde bunlar gozlemleniyor ve ortalama basarilara sahip bir oyuncu da o tarz bir rolun altindan rahatca kalkabiliyor diye dusunuyorum.
    jeff wigand ise senin benim gibi bir insan, ama zorlugu da orada yatiyor rolun. ve russel crowe un oyunculuguyla yasadigi dusundugu her seyi gorup anlayabiliyor seyirci. durusu, telefonu tutusu, gozlugunu duzeltisi, yuruyusu... her seyiyle kendine has, kimseye benzemeyen ama yine de siradan...


    (zipzip - 10 Ocak 2007 00:13)

  • comment image

    gazetecilik bölümünde okuyan öğrenciler için ders niteliğinde olan bir film.. medyanın ekonomi politiği yüzünden özgür basın diye birşey olamayacağını, bir gazetecinin seçim yapmak zorunda kaldığı, kaynağını korumaya çalışırken düştüğü durumları, haberini yayınlatmak için ne gibi yollara başvurabileceğini, eger ileride bir haber programı yaparsa nasıl bir ekip kurması, haber kaynağıyla nasıl bir ilişki içinde olması gerektiğini, yaklaşık bir buçuk saat içinde anlattığı için on ders kitabı gücünde olan keyifli film..


    (tupitupite - 11 Ocak 2007 00:21)

  • comment image

    adam gibi filmdir herşeyden önce... doğru adamların, eğri bir dünyada , doğru bildiklerini yapmak için çabalamalarını abartıya kaçmadan, bütün samimiyetiyle anlatan bir filmdir. al pacino ayrı, russell crowe ayrı döktürür; oyunculuklar içinize işler... her damar sahnede, lisa gerrard ve pieter bourke ikilisi devreye girer, müzikleriyle hazzı maksimuma çıkarır.

    bir de şimdiye kadar gördüğüm en başarılı sahne/müzik kombinasyonlarından birini bu filmde gördüm ben.. lowell bergman (al pacino) tv şirketinin kapısından çıkarken yavaş çekime geçilir, sahneyi tamamlayan şarkı ise massive attack - safe from harm'dır. (perfecto mix). hasta bir sahnedir, hasta bir şarkıdır. göz, kulak, kafa mest olur, öyle böyle değil...


    (auroriel - 11 Ocak 2007 13:14)

  • comment image

    michael mann abimizim amerika için yaktığı ağıtın belgesi gibidir bu değerli film. mann, jeffrey wigand ve lowell bergman karakterleriyle hem büyük şirketlerin ağında cebelleşen amerika'yı hem de bu şirketlerle göbek bağı olan amerikan medyasının durumunu gözler önüne serer. ilginç bir nokta da, filmde gördüğümüz takım elbiselerden arabalara kadar envai çeşit eşyanın/aracın/kıyafetin vb. amerikan malı olmaması, yabancı marka olmalarıdır. son olarak da sevgili yönetmenimizin, russel crowe un döktürdüğü jeffrey wigand karakterini sık sık rahatsız edici yakın planlarla göstererek/boğarak, izleyiciyi de aslında gerçek dünyada yaşadığı ama o kadar da farkında olmadığı baskıya ortak ettiğini de gözlemlerim arasına ekleyeyim.


    (nefla - 11 Ocak 2007 13:33)

  • comment image

    ağır ağır işleyen konusu ve sahnelere uyumlu müziği ile mest eden bir film.

    insanoğlunun içinde bulunduğu her niyetin bir süre sonra nasılda u dönüşü yapabildiğini gösterir bize.
    başlangıçta iyi niyetler, yardım etme, insanlığa faydalı olma gibi amaçlarla birleşen bi grubun bile zamanla paraya tapan insanların kendilerine paraları doğrultusunda verdikleri değeri görmeleri ile, insani yönlerini her gün azar azar kaybetmeleri ve kaybettikleri manevi yönlerini maddiyatla doldurma tecrübesini kazanmalarıyla her gün daha ruhsuz ve vicdansız mahluklara dönüşmesini anlatır. kırk yılda bir biri çıkar ulan burda bir hata var, yıllardır zehirlediğimiz, kanser ettiğimiz, öldürdüğümüz insanlara bir vicdan borcumuz var der lakin haklılığı bu kadar açık ve net olmasına rağmen kendisine destek olabilecek bir tek insan evladı bulamaz (taa ki al pacino sonunda gözünü karartna kadar) yani çirkinleşen dünyamızdan tipik bir sahne.

    --- spoiler ---

    +burası özgür basına sahip büyük bir ülke.

    -"özgür basın"? basın özgür !?!
    evet; gazetesi olanlar için

    ---
    spoiler ---


    (kurcalamabozarsin - 3 Ekim 2008 01:36)

  • comment image

    dün gece güçlü iki oyuncunun arasındaki tenis maçını izler gibi seyrettim filmi, kafamı her döndürüşümde bakışlarımı sabitleme ihtiyacıma rağmen bir diğerini kaçırmamak için oyunun aktığı tarafa döndüm. film boyunca top hiç yere düşmedi desem yeridir.

    ezcümle güzeldi.

    --- spoiler ---

    bir kaç sahne:

    * çocuğun astım krizi sırasında babanın konuşması ile annenin babaya olan güveni.

    * filmde al pacino'nun ikinci evliliğinin yapısı.

    * karısının russell crowe'u terk etmesi ve biçimi. *.

    * russell crowe'un ilk kimya dersine girmeden önce sınıf ile tanışma sahnesi.

    * sigara tekellerinin avukatının mississippideki duruşmada azarlanma sahnesi.

    * al pacino'nun karısının "yaptıklarını yapmadan önce bil" uyarısının yapıldığı sahne.

    ---
    spoiler ---


    (nevtek - 14 Aralık 2008 15:08)

  • comment image

    kursun sikilmadan tamamlanan ender gerilim filmlerinden biri. mesela bir digeri de eastern promises'tir, onu da analim. gerci onda bir sekilde surekli kan golune donuyordu ortalik.


    (nicomedian - 17 Ocak 2010 22:31)

  • comment image

    cok başarılı bir film. ağır ilerlemesi konunun gereği ve çok vurucu işlenmiş sahnelerin sindirilmesine yardımcı olarak yorumlanabilir. filmin sigara konusu ile alakası fazla didiklenmeyerek, wigand ve bergman ın yaşadıkları iç ahlaki çatışma ve mücadelelere konsantre olunması tavsiye olunur.

    zihinlere kazınan sahneleri:

    bruce mcgill' in sigara sirketi avukatini azarladigi sahne.
    al pacino' nun sabaha karsi denizin icindeki sahnesi.
    al pacino' nun cbs' deki arkadaşları ile munakaşası sonunda etik anlayış açısından ayrı düştüğünü anladığı ve bundan dolayı hafif bir şok yaşadığı sahne.
    russell crowe' un bilgisayarının görevliler tarafından alınıp gotürülmesine rağmen hiçbirşey yapamaması.
    russell crowe' un sahil bölgesinde gorevlileri bekletip, karar verme sürecinde tereddütlerle boğuştuğu sahne.
    colm feore' nin içinde bulunduğu sahneler.
    russell crowe' un bir çok bunalım sahnesi.

    gerçekten enfestir.


    (secici - 25 Mayıs 2003 18:54)

  • comment image

    sisteme getirdiği cesurca eleştiriler izlenmeye değerdir. ayrıca sigarayı bırakmaya çalışanların da mutlaka izlemesi gereken bir film. ufak da olsa bir yararı olacaktır.

    yalnız, hani diyoruz ya her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır, fakat her sıkıntıya girmiş erkeği de terk eden bir kadın var dostlar.


    (spitzer - 7 Eylül 2012 13:49)

  • comment image

    al pacino'nun döktürdüğü bir film bu. al pacino'nun birçok filmini izlemiş biri olarak bu performansı ayrı bir yere koyuyorum.


    (spitzer - 15 Eylül 2012 13:05)

  • comment image

    michael mann'in wigand rolü için 'ben senin kalbindekilerle ilgileniyorum görünüşünle değil' demesine rağmen russell crowe'un uğruna hamburger ve burbon diyeti yaparak tonlarca kilo aldığı, bununla yetinmeyip kafasını da kazıttığı ve gri peruk taktığı filmdir. riske girmiştir sonuçta ama tabi ki akademi bunu görmezden gelmemiş, ilk oscar adaylığını alarak muradına ermiştir. aslında gerçek muradına tam bir sene sonra ermiştir ya neyse.

    benim için en etkileyici sahnesi otel odasında tek başına oturan wigand'in kafayı yemek üzere olduğu sahnedir. arka planda meltdown çalar. defalarca izlenilebilir, etkisinden kolay kolay kurtulunamaz.


    (dubstar - 19 Temmuz 2003 00:52)

  • comment image

    atmosferiyle olduğu kadar senaryosuyla da hatırlanacak bir film. özellikle al pacino nun canlandırdığı lowell bergman karakterinin deniz kenarında telefonla konuştuğu, soğuk mavi tonların hakim olduğu o huzur veren sahne ve o unutulmaz cümle ;

    ...özgür basın mı ? evet basın özgür. ama sadece sahipleri için...


    (biligak - 17 Ekim 2005 22:43)

Yorum Kaynak Link : the insider