The Big Sick (~ Un amor inseparable) ' Filminin Konusu : Chicago'da bir mekanda komedyen olarak çıkan, bir yandan da gündüzleri taksicilik yapan Kumail (Kumail Nanjiani), ailesinin kendisi gibi Pakistan kökenli hayırlı bir kısmetle evlenmesi için yaptığı tüm girişimleri reddetmektedir. Bir gösterisinden sonra tanıştığı Emily (Zoe Kazan) ile ilişkisi ailelerinin uyumsuzluğu nedeniyle uzun sürmeyecek gibidir. Ancak Emily'nin beklenmedik ve çok ciddi rahatsızlığı, Kumail'i hayatta değer verdiği her şeyi tekrar düşünmeye ve bunlar arasında bir denge kurmaya itecektir.
Ödüller :
Call Me by Your Name(2017)(7,9-158781)
Wind River(2017)(7,7-192964)
Baby Driver(2017)(7,6-358296)
The Florida Project(2017)(7,6-71387)
I, Tonya(2017)(7,5-129552)
The Disaster Artist(2017)(7,4-105142)
Moonlight(2016)(7,4-216259)
Mudbound(2017)(7,4-33527)
Lady Bird(2017)(7,4-164605)
The Post(2018)(7,2-110438)
Logan Lucky(2017)(7,0-101041)
The F Word(2014)(6,8-64395)
Best First Screenplay
bu akşam sinemada seyrettiğim şık film.imdb'de 8,1 ortalama puan ve 86 metascore'a sahip olması hoşuma gitti açıkçası. zira kumail nanjiani'yi zaten silicon valley'den tanıyıp sevmiştik. bir de üstüne new yorker'daki profilini okumuştum. baya gelecek vaat eden bir komedyen, akıllı bir çocuk ve pakistanlı müslüman bir aileden olması hasebiyle, aziz ansari'nin master of none'daki meselelerine paralel meseleleri var. yeni dönemin 'göçmen çocukları' bunlar neticede.filme gelirsek. romantik komedi filmlerinin seviyesi son dönemlerde iyice düştü malum. o sebeple türe karşı önyargılarınız oluşmuş olabilir. ama yine de bu türden filmler seyretmeyi seviyorsanız, beklentilerinizi fazlasıyla karşılıyor. zaten kumail bey'in gerçekten başından geçen eşiyle tanışma ve evlenme hikâyesidir bu. senaryoyu birlikte yazmışlar ama emily karakterini başkası canlandırmış hâliyle.seinfield ve louie tarzı 'kendi hikâyesini anlatan komedyen' özetle. onlar kadar 'iyi' diyemem ama senaryo ve oyunculuklar ortalamanın baya üstünde. ajitasyon ya da sündürme yapılabilecek meseleler dozunda toparlanmış. amerika'da pakistanlı bir aile teması milyon kere işlendiği için daha sade tutulmuş o kısım. daha çok kumail'in kişisel hayatına, uber şoförlüğü ile birlikte yürüttüğü komedi kariyerine odaklanmış. keşke diğer karakterlere az daha tatlı dokunuşlar ekleseymiş diye düşünmeden edemedim. ama neticede bu iki sevgilinin hikâyesi öncelikle.fazla spoiler vermeden kapatayım. emily'nin ailesi tek başına hikâyeleri yazılabilecek kadar derinlikli iken kumail'in ailesinin biraz yüzeysel kalması, hoş olmamış diyeyim son olarak. abisi mesela çok şahane bir karakter...
(cam irmagi tas gemi - 13 Ağustos 2017 02:18)
klişe olmayışı, orjinal esprileri ve oyuncular arasındaki harika uyum, filmi hipnoz halde izlememe sebep oldu.zaten kumail nanjiani'yi silicon valley'de çok beğeniyordum. filmin senaristlerine bakarsanız kendisini ve eşini göreceksiniz. hayatlarını anlattıkları filmin senaryosunu yazan evli çift olmaları zaten harika bir durumken üstüne birde ortaya konan filmin kalbur üstü olması durumu daha da güzel yapıyor.
(kemalbam - 10 Eylül 2017 18:40)
ya, hakkında hiçbir şey bilmeden, hatta oyuncunun gerçekten ünlü bir komedyen olduğunun bile farkında olmadan, kendisinin gerçek hayat hikayesini senaryolaştırdığından habersiz bir şekilde izleyip genel olarak harika bir romantik komedi, hatta romantik kara-komedi filmi olduğunu düşünüyordum. gerçekten senaryoyu kendi hayat hikayesinden yola çıkarak üstelik eşiyle birlikte yazdığını öğrendiğimde ağzım açık kalarak filme iki kat hayran oldum. filmin gördüğüm kısa özeti "amerikan bir kadın ve pakistanlı bir erkeğin ilişkisinde kültür çatışmaları" diye geçiyordu, oysa bu film resmen muhteşem bir "bir şeyin sizin için gerçek önemini o şeyi kaybetme sınırına gelene kadar bilemezsiniz" öğüdü, hatta kültür çatışması falan da o kadar önemli değildi filmde, ilişkide söylenen ve söylenmeyen şeylerin yarattığı çatışmalar vardı; çatışmalar, yalanlar ve gizlenen şeyler yüzünden doğuyordu.her neyse, filmin senaryosunun çift tarafından birlikte yazılmasının beni filme iki kat hayran bırakmasının esas sebebi de şuydu; fazla dürüst davranıp özel hayatlarıyla ilgili çok kritik bir - iki şeyi de filme koymuşlar, kendi geçmişlerine böyle içten yaklaşan insanları çok seviyorum:--- spoiler ---emily ile kumail ayrıldıklarında, kumail bu ayrılıktan o kadar da etkilenmiyor. şovundan sonra başka kadınlara da emily'e yaklaştığı gibi yaklaşıyor, hatta emily'nin hastanede olduğunu öğrendiği telefon görüşmesini yatakta başka bir kadının yanında yapıyor. ve buna rağmen emily'nin ölüme çok yaklaştığı hastane deneyimi boyunca, daha önce hiç tanışmadığı ailesiyle birlikte başında durmayı tercih ediyor. emily'i gerçekten hala sevdiğini ise bir şovundan önce aldığı "ölme ihtimali yükseldi" haberiyle sahnede fark ediyor, önceden yazılmış olan şovunu oynamak yerine emily'den bahsetmeye ve ağlamaya başladığında. o ana dek emily'e hala yalnızca bir vefa borcu duyarak ailesiyle ilgilenir, hastanede bulunurken, o an emily'nin kendisi için ne kadar önemli olduğunu anlıyor ve bunu hakikaten eşiyle birlikte yazmışlarsa, vallahi müthiş bir dürüstlük. ve ne kadar da doğru; aştığınızı sandığınız birini aslında aşamadığınızı, onu gerçekten kaybetmek üzereyken anlıyorsunuz. aynı ana fikre, emily'nin babası ve annesi hakkında da bir ayrıntıyı yakalarsanız ulaşılıyor. terry, kumail'le baş başa geçirdikleri gece, emily'nin annesini geçmişte aldattığını, kadının kendisini affettiğini ve bu deneyimin hayatta gerçekten sevdiği tek kadının o olduğunu fark ettirdiğini anlatıyor. "onu aldattığım anda, hemen arayıp ona bunu itiraf ettim, çünkü birini ne kadar sevdiğini, onu aldattığında ne kadar büyük bir hata yaptığını fark ettiğinde anlayabiliyorsun." oha, ne kadar dürüstçe ve gerçek bir replikti. aldatma ve aldatılma üzerine çok sivri yargılarım zaten yoktu, bu replik o yüzden bana çok sıcak geldi. aldatmak zaten bir ilişki için fazlasıyla uç bir nokta ama o nokta aşıldıktan sonra ilişkiye eskisi gibi devam etmek, bunu gündelik bir hale getirmek ile o konudan duyulan pişmanlığı hayatınızdaki kişiyle paylaşıp üzerine konuşmak arasında çok büyük bir fark var ve ne güzel özetlenmiş. birini aldatmaya kadar gelmek zaten büyük bir hata ama o hataya düştükten sonra pişman olup olmayışınız ilişkinizin hayatınızdaki esas yerini özetleyen en büyük gerçek.--- spoiler --- uzun lafın kısası, bir senaryo için bile ölümcül bir rahatsızlık gibi zor bir konuyu komedi unsurunu atlamadan yazarak ağlak bir aşk filmi yerine romantik - komedi haline getirmek yetenek işiyken kendi aşklarını, hayatlarını tüm ağır ve insani yönleriyle böyle güzel anlattıkları için çok beğendim.ayrıca filmin sonunda yazılar akmaya başladığında "the real emily" ile olan fotoğraflar da ekrana geliyor ki gerçek emily'nin zoe kazan'dan daha sevimli, daha sempatik, daha güzel olduğunu iki - üç fotoğraftan bile anlıyoruz ki zoe kazan dünyanın en sevimli kadınlarından, kumail bey çok şanslıymış.
(sweet leaf - 2 Ekim 2017 00:48)
namaz sahnesi çok komikti. filmin sonunda hikayenin gerçek olmasına aşırı şaşırdım. amerikalılar normalde iyi komedi filmi çekmeyi beceremez ama bu iyi olmuş 8/10
(post acid - 6 Ekim 2017 22:22)
keyifli film. zaten zoey kazan baştan aşağı sempatik. gösteri sahneleri biraz iyi olsa daha da komik olabilirmiş, son sahnesi gibi. sillicon valley'de komedi oyunculuğu daha başarılı olan kumail nanjiani ise biraz tutuk kalmış, ama gerçek hayat hikayesiymiş bui orası şaşırttı. bunları yaşayıp filmini yapması cesaretli bir tutum. din konusunda tutucu olan ailelere çaktırmadan izletilmesi gereken film.
(planoryum - 8 Ekim 2017 18:37)
karakterler ve derinlikleri, oyunculuklar, yaratılan atmosfer falan güzeldi. insan ilişkilerini ve duygusal yaklaşımları bu şekilde gerçekçi ve hoş bir şekilde anlatmaları çok başarılı. tüm filmi dikkatim dağılmadan izledim ki bu filmi benim gözümde çok iyi yapıyor. bu tarzda film tavsiyesi olanlara açığım.
(psikopatizm - 26 Ekim 2017 19:19)
olum çok güzel film lan. hani böyle vaav falan değil de ne bileyim işte naif komik güzel film. mutlu ediyor adamı resmen.filmle ilgili bir de şöyle bişi var sanırım. amerikanlar ya da işte pakistanlılar filmden mevzudan biraz uzak kalabilir sanırım. hani hikayenin yarısını anlayıp diğer yarısında "napıyor bunlar?" diye sorup durabilirler. ama bizde öyle olmuyor sanırım. karakterleri bu toprakların insanı öyle iyi anlar ki ama. neyse saçmalıyorum belki de.--- spoiler ---filmde en çok sevdiğim sahne namaz sahnesiydi sanırım. * abi komikti çünkü gerçekti lan. doğrusunu isterseniz ben o sahneyi kaç defa yaşadım bilmiyorum.--- spoiler ---güzel film izleyin. zoe kazan bile sırıtmamış ya la.
(kljgslsdkjsd - 27 Ekim 2017 23:59)
amazon prime'a dusmus bu gece izledim. komedi filmi, kahkahalarla yerlere yatacagim diyorsaniz hayal kirikligina ugrayabilirsiniz. ama keyfili vakit gecirmek, hos bir tebessumle film izlemek, hatta yer yer dusunmek istiyorsaniz ideal bir film. sana puanim 8.5/10 kanka. ben cok begendim. bir de bu filmi abd'nin icinde bulundugu gocmen dusmani iktidar-trump atmosferinde degerlendirmek gerek. kumi'ye "isis'e geri don" diye cemkiren eleman mesela tipik trump tabani. kizin annesi de "north carolina'da asker temelli bir aile"den, yani klasik cumhuriyetci tabandan geliyor, ama ailesinin begenmeyecegi biriyle, "lastik bile degistiremeyecek" biriyle evlenmis falan...kumi'nin ailesine "benim amerikali gibi yasamami degil de pakistanli gibi yasamami istediyseniz neden benim icin abd'ye geldiniz?" sorusu, uzerinde dusunulmesi gereken cok kilit bir soru. "aman kulturumuzu kaybetmeyelim, soyle boyle..." diye cabalayan abd'deki turk komunitesine bu soruyu sorup error vermelerini izlemek gerek (avrupa'daki ak-comarlara da sorulabilir tabi ama gereksiz.. )
(yan yatarak visne yiyen roma imparatoru - 23 Kasım 2017 06:43)
eğlenceli filmdir. beklentiyi çok yükseltip izlerseniz pek zevk almayabilirsiniz. ancak moral depolamak için güzel filmdir. ayrıca gerçek bir hikaye olması sizi daha içine çekebilir. en azından beni öyle yaptı. --- spoiler içerebilir ---daha önce de kültürel farklılıkların çatıştığı filmler izledim ama bu biraz daha farklıydı. çünkü eminim izleyen birçok kişi pakistanlı aileden kendinde birşey buldu. tamamen olmasa da bizim kültürümüze biraz yakın. --- spoiler içerebilir ---neyse sözün özü güzel vakit geçirmek istiyorsanız gönül rahatlığıyla izleyebilirsiniz.
(laomedon - 25 Mart 2018 17:32)
uzun zamandır böyle "sevimli" bir film izlememiştim. evet daha uygun bir kelime bulamadım yerine. standart hatta basit bir film. 2 saatlik kafa dağıtma seansı olarak düşünebilirsiniz.film ilişkilerin hem en güzel yanını hem de en zor yanlarını alıp önünüze koyuyor. bunu yaparken bazen farklı kültürlerin bir araya gelmesinin ne kadar zor olduğundan bahsediyor. bazen de iki insanın birbirini ne kadar sevebileceğinden.öyle ya da böyle. filmi izlerken yüzünüzde oluşan tebessüm kadar içinizde de bir burukluk kalıyor bitince.
(kablelvuku - 16 Mayıs 2018 23:58)
Yorum Kaynak Link : the big sick