• "afişine göre yarın seçilmiş sinema salonlarında, ocak ayında ise tüm dünyada vizyona girecek olan film. türkiye hariç. (bkz: anan hariç de)"
  • "altyazısı beklenendir."
  • "if istanbul açılış galası'nda izlediğim ve çok beğendiğim charlie kaufman filmi. izleyenler arasında yaptığım gözlemler sonucu çoğu kişinin filmi beğenmediğini anladım. olsun, siz izleyin."
  • "charlie kaufman'ın en vasat senaryosu."
  • "izlediğime pişman olduğum bir film oldu.vakit kaybıydı.hiçbir şekilde etkileyiciliği yakalayamamış bir proje. bişeyler anlatıyor ama bunu sıkıcı bir şekilde yapıyor film. olmamış. 5/10"
  • "insanı basitce irdeleyen bir film.kim olursak olalım bir şekilde hep o farkliyi arıyoruz. ama öyle biri yok ve sonunda hep başladığımız yere geri dönüyoruz, yeniden "o" nu aramak üzere."




Facebook Yorumları
  • comment image

    charlie kaufman'ın ilk stop-motion animasyon filmi. yönetmenliğini yaptığı 2014 tarihli tv filmini saymazsak synecdoche, new york'un ardından ikinci sinema filmi yönetmenliğine imza atıyor olacak bu filmle.

    hikayenin sıradan yaşamının monotonluğu altında boğulan bir karakterle ilgili olduğu göz önünde bulundurulduğunda yine kaufman'dan bulantı dolu bir eser beklemekte sakınca görmüyorum.


    (marley - 12 Nisan 2015 19:46)

  • comment image

    spike jonze ve michel gondry gibi yönetmenlere senaryosunu emanet etmiş çok kıymetli bir senarist charlie kaufman. 2005 yılında yazıp sahneye koyduğu anomalisa isimli oyunu bir animasyona çevirme fikrine uzunca bir süre karşı dursa da, bir şekilde ikna edilerek, bir kickstarter kampanyası başlatarak filmi için ödenek bulmaya çalışmış. gereken para biriktirildikten sonra da stop motion bir animasyona dönüştürülmek üzere bir kenarda bekleyen anomalisa adındaki text için kollar sıvanmış. hikaye hayattan bıkmış, insanlarla iletişim kurmakta sıkıntı çekmekten ziyade kimseye tahammülü kalmamış, orta yaşlı, evli ve başarılı bir adamın etrafında dönüyor. yazdığı pazarlama kitaplarıyla tanınan michael stone adındaki bu karakterimiz, yine bir konuşma yapmak üzere çıktığı seyahatte yolu, dünyasını alt üst etmeye hazırlanan lisa’yla kesişiyor. film de adını bu cetvelle çizilmiş evrende bir sapaklık, yani anomali, yaratan bu kadından alıyor.


    (easybreezy - 23 Aralık 2015 11:45)

  • comment image

    ingilterede bir festivalde izleme fırsatı bulduğum ve belkide son 10 yıla izlediğimm açık ara en iyi film olma potansiyaline sahip kaufman filmi. biri bana çıkıp dese adamlar kuklalara film yamış ama köküne kadar insanı anlatan bir film, dalga geçer giderdim. ama filmde özellikle michael stone karakterinde resmen kendimi buldum. sanki oturmuşum aynanın karşısında kendimi izliyorum. herkes sevebilirmi bilmiyorum orası ayrı, çünkü filmin başlarında neler döndüğünün açıkça belirtilmemesisinden dolayı ve kukla adamları izlediğimizden baya garipsemiştim ama bir şekilde beni inanılmaz içine çekti film. zaten bağladıldığı anda kopulamayan film. ayrıca o sex sahnesi için iki kelam etmek istiyorum; ulan allahsızlar o nasıl bir sahedir, hayatımda bu kadar gerçekçi bir sevişme sahnesi ne porno izlerken yada bir filmde gördüm. zaten çekimi 6 ay sürmüş belli yani. kısaca herkesin izlemeyi denemesi gereken bir yapım, sizi yakalamasa bile asla izlediğinze pişman olmayacağınız sıradanlıktan sonuna kadar uzak farkı bir deneyim olacaktır. tüm dünyada vizyona girip türkiyede vizyona girmemesiyse ayrı bir entry konusu olur uzatmayım. ayrıca hayatımda ilk kez bir filme para verip blurayini almayı düşünyorum sırf destek olsun diye. sanat için sanat teorimine katılmayan biri olan bana bile sanatın insan için ne kadar önemli olduğunu gösteren bir filmdi. gidin izleyin daha ne deyim. 10/9.8


    (easybreezy - 3 Ocak 2016 01:36)

  • comment image

    if istanbul 2016 galasında bir grup aşırı sanatsever, marjinal, sanata karşı saygılı insanla izlediğim film. sanırım dresscode olarak renkli saç ve garip saç kesimi ilan edilmişti. bir de ay ben takmıyorum dercesine yataktan kalkıp gelenler. ama bu güruh filmi nasıl mı izledi dersiniz? konuşarak, defalarca salondan çıkıp geri gelerek. kısacası normal animasyonlarda filmi çocuklar daha saygılı izliyor. bizde sanatseverlik anca marjinal görünümde kalmış anlaşılan.
    film ise berbatti. konusu aslında yok. bekledik bekledik ama yok. olsa olsa 50 yaşındaki bir adamın bitmeyen ergenlik krizi olabilir konu. bu kadar kimlik karmaşasını başka türlü adlandırmak mümkün değil çünkü. fakat biz o arada konuşmadık, salonu terk edip siluetimizi perdeye yansıtmadık. bir grup iş çıkışı gelen genç gibi normal tipimizle film izledik. muhtemelen aksi gibi davranan marjinal çocuklar filme bayılıp, bir başyapıt diyecek.


    (the affect effect - 18 Şubat 2016 18:45)

  • comment image

    charlie kaufman'ın hikaye anlatış tarzını sevenler için gayet hoş bir film. çok sade ve kısa bir hikaye, pat diye bitiyor. diyaloglar hep günlük konuşmalardan. baya karikatürize edilmiş boş konuşan karakterler var.
    bir daha siksen gitmem dediğim cinemaximuma gitmeme sebep oldu ama pişmanlık yok, keyifle izledim. tekrar anca wiener-dog geldiği zaman giderim herhalde bir de.

    ek olarak ingilizcem pek iyi sayılmaz ama film boyunca altyazılara bakmam gerekmedi hiç.


    (tektasakaldimyine - 19 Şubat 2016 10:59)

  • comment image

    if istanbul açılış galası'nda izlediğim ve çok beğendiğim charlie kaufman filmi. izleyenler arasında yaptığım gözlemler sonucu çoğu kişinin filmi beğenmediğini anladım. olsun, siz izleyin.


    (juliadream - 19 Şubat 2016 11:55)

  • comment image

    ''onlara yardım etmenize nasıl yardım edebilirim?'' in tabiri caizse kitabını yazmış bir adam .ve bu adamın tüm iletişim kanallarını kullanım amacı ise kendi varoluş acısını dindirmek için. peki dinebiliyor mu acısı ? ..camus 'un yabancısı, sartre'nin bulantısı ve birazda mad men aklıma geldi film boyunca. eşi ve oğlu dahil karşılaştığı herkes ile iletişim kurarken frontal lobuna ağrılar giren, yardım istediği kadınların (!) yanında yüzünde gülümseme oluşan ve sabaha gülümseyişten eser kalmayan, ''hepimiz seni seviyoruz,hepimiz senin içiniz'' gibi büyüklenmeci sözleri bilinç dışında taşıyan ve her kadına '' you are extra ordinary '' diyen kendine yabancılaşmış günümüz insanı. postmodern dönemde insanın varoluşunu sorgulayamadan ve kendini bilemeden kayboluşunun ve kaybolan her parçasını dev aynasında gördükten sonra gerçeği kabullenemeyişinin hikayesi.


    (3 oldu ama - 27 Şubat 2016 17:11)

  • comment image

    insana dair başarılı bir filmdir.

    --- spoiler ---

    başında neden herkes aynı seste konuşuyor diye düşünmüştüm, filmin devamında adamın kadının sesini ayırt etmesi fakat hemen sonrasında onun da sesinin aynılaşması detayı çok güzel bir ayrıntı. keza iletişimde hizmet uzmanı bir adamın kendi dünyasındaki iletişimsizliği ve herkes farklıdır tiradının ardından kendi dünyasında herkesin aynılaşması görülür. rüyası da bunun delilidir. özetle film ve karakter çatışmasını tek bir bünyede taşımaktadır. adamın bedeninde...

    lisanın adama yazdığı mektup manidardır, ilk gördüğümüz sahnelerden biri adamın 10 yıl önce terk ettiği kadınla görüşmesiydi ve o görüşmede neden terk ettiğini anlatamamıştı. filmin sonunda yine bir ayrılık var, sorsak karakter yine anlatamaz, ancak bu kez her iki ayrılığı da anlayabilen bir seyirci hafızası oluşmuş durumda.

    dikkat ederseniz adam herkes aynılaştıkça yine risksiz dünyasına, ailesine dönmeyi tercih eder. ağlayamamayı boşalamamaya benzetirken filmin sonundaki isyanıyla eşzamanlı olarak oğluna aldığı erotik oyuncaktan meni geldiği görülür. üstelik şarkı söyleyen oyuncaktan kadın sesi duyulur, yani adam herkesin aynılaştığı dünyasında isyanıyla beraber bir farklılaşma yaratmıştır. zaten anomalisa da japonca bir anlam taşımaktadır, oyuncağa atfedilen kadın dünyası dikkat çeker. karakter nasıl 10 yıl önce terk ettiği kadını aslında hiç unutamadığını filmin başında ilan ediyorsa, sonunda da daha ağır bir yükle eve döndüğünü müjdeler. film attığı her düğümü art arda çözmüştür...

    kadın üzerinden bir okumaya gidersek, 8 yıldır kimseyle seks yapmamış bir kadının kabuğunun nasıl kırıldığını çok gerçekçi anlatmış senaryo. filmin son sahnesinde kadın yarasını kapamaz, saçları rüzgarda savrulur. film iki karakterinin de değişimini somutlaştırarak yansıtmıştır. ilk ayrılık sahnesinde "benden sonra değiştin mi" diye soran ve cevap alamayan adam, anomalisa ile ilişkisinde böylece misyonunu tamamlamıştır. ilk terkedilişinde küfürler varken, kadın 10 yıl sonra da onu küfürlerle uğurlamıştır ama anomalisanın mektubu çok farklıdır. bir erkeğin de 10 yıl içinde seçimlerinin ve sonuçlarının nasıl değiştiğini ilan eder aslında iki sahne.

    ayrıca sahneler arası duygu devamlılığı da ders niteliğindedir. özetle vasat diyenlere inanamayarak belirtmek isterim ki detaylı okumada başarılı bir metindir.

    ---
    spoiler ---


    (her seyden biraz - 2 Mart 2016 23:15)

  • comment image

    birilerinin allah rizasi icin ya ankara'da gosterime sokmasini ya da 1080p torrent linkini ve kauffman'in iban'ini atmasini istedigim film. gecen senenin son of saul ile delicesine merak ettigim iki filminden biri.


    (hgeg - 5 Mart 2016 23:20)

  • comment image

    --- spoiler ---

    aşkın umutsuzlukla mayalanmış platonik bir his olduğu sanrısını çok iyi anlatmış. olgunlaşmayan, sevgiye dönmeyen sözde aşık olma hallerinde görülen durumlar; ideali ararken kurulan hayaller, yakınlaşmayla gelen sıradanlaşmanın o idealin gerçekliğini altüst edişi, aşkı herkesin ve her şeyin aynılığına karşıt bir can simidi olarak görme, aşk fikri sıradan olamayacak kadar idealize edildiği için bunun (gerçek) aşka engel oluşu. ikincisi de karakterlerdeki mekanik yapı ve bunun platonik aşk fikriyle bütünleşmesi. makinanın doğası mükemmeliyettir, biz de hem birey hem toplum olarak git gide makinalaşıyoruz: gördüğümüz, işittiğimiz, inandırıldığımız aşk tanımları hepimizi aynılaştırıyor. herkes toplumsal kodlamalarla aşkı arıyor ve bir nev-i aşkı bulamamaya mahkum ediliyor.

    özet olarak ideali ararken yaratılan tuhaf gerçekliğe hapsolma halini anlatan film

    ---
    spoiler ---


    (mesotes - 18 Mart 2016 01:31)

  • comment image

    bunalıma girmiş ve ıssız adam modlarındaki heriflere genelde şu söylenir:'bir gün karşına öyle biri çıkacak ve sen de tüm bu sözlerini gülerek hatırlayacaksın'
    filmin dediği de şu :
    -çıkmıyor arkadaş.o kişi geliyor ,gelmiyor değil.o adam bunalımdan çıkmıyor.öyle kalıyor çünkü özünde yalnız kalmak istiyor.


    (jolan - 19 Mart 2016 15:39)

  • comment image

    bekleneni verememis filmdir.

    ozellikle animasyon ve stop-mo animasyonlari illa ki izlerim, takip ederim severim vs..
    teknik anlamda ve produksiyon anlaminda bunun gibi bi stop motion animasyonda, mimikler vs icin kullanilan cozum, ilgi cekici ve kayda deger olsa da, anlatilan hikayenin derinligini dusununce, kafadaki parcalarin birlesme yerlerinin bu derece barizligi, karakterlerin kafalarinda, birbirinin devami olan parcalardaki renk uyumsuzlugu uzucu olmus.. bu detaylar filmi - animasyonu izlerken konuya dahil olma durumunuzu baltaliyor biraz..

    tabi gene de teknik acidan rahatsiz eden hatalari olsa da guzel bi is ckmis, en azindan stop motion animasyon olarak..

    animasyonun konusu, kaufman in diger islerine kiyasla zayif.. evet bir damar yakalanmis, ancak takdir edilip anlanmasi icin, cidden konsantre olup, uzun zamandir 2 cift laf etmek istediginiz birisinden gelen mektubu ya da emaili okurkenki dikkate ve ozene sahip olmaniz gerekiyor.. aksi takdirde sıkılmaniz isten bile degil..

    hele bir de, sirf lisa yi vurgulamak adina butun filmdeki butun kadin karakterlerin disinda, sadece lisa'nin bir kadin tarafindan seslendirilmis olmasi, bu calismada gordgum en bariz ve en denyosal hata olmus.. yani diyelim lisayi farkli gostermek istiorsun, o zaman kalan butun kadinlari tek bi kadin seslendirsin, lisayi da cok acaip sesli bi kadin?? cunku bu sekilde,bir degil, birkac defa, filmdeki bazi kadin karakterlerin transeksuel oldugunu dusundum resmen..

    ozetle konunun meraklillari icin izlenebilir.. ama animasyon stop-mo vs merakiniz yoksa, killi yunku duygu durumlarinin irdelenmesi sizi dariyorsa, izlemeyin sevmezsiniz direk..

    sahsi notum 5/10.. o da harcanan emegin hatrina..


    (amabisidiycem - 17 Nisan 2016 13:18)

  • comment image

    hani yaz sonlarına doğru karpuzlar ufak ufak piyasadan çekilir ya. siz de bi gün yol üstünde bi seyyar satıcıda görüp sevinerek karpuz alır ve iştahle eve gelirsiniz. ama karpuzu kestiğiniz an görürsünüz ki karpuzun içi geçmiştir. o an içinizden gün görmemiş küfürler sayarsınız. işte öyle bir film.


    (iki ara bi dere - 27 Mayıs 2016 23:39)

  • comment image

    geçen 8 yılda hemen hemen her yıl en az bir kere synecdoche new york gibi bir şaheseri izlerken, beklenen bir sonraki yapım bu olmamalıydı. kötü değil ama bir daha da izleyeceğimi sanmıyorum. beyin yakan, defalarca ve yıllar boyu izleyip de hala anlam bulabileceğim bir eser bekliyordum. neyse, ben yine synecdoche new york açayım en iyisi...


    (nophiem - 4 Haziran 2016 23:31)

  • comment image

    izlediğime pişman olduğum bir film oldu.
    vakit kaybıydı.
    hiçbir şekilde etkileyiciliği yakalayamamış bir proje. bişeyler anlatıyor ama bunu sıkıcı bir şekilde yapıyor film. olmamış.

    5/10


    (mhcr - 18 Ağustos 2016 10:36)

  • comment image

    insanı basitce irdeleyen bir film.

    kim olursak olalım bir şekilde hep o farkliyi arıyoruz. ama öyle biri yok ve sonunda hep başladığımız yere geri dönüyoruz, yeniden "o" nu aramak üzere.


    (kola basili - 22 Eylül 2016 22:59)

Yorum Kaynak Link : anomalisa