batilinin, antik (bkz: 300) olaninin da primitif (bkz: 10000 bc) olaninin da, hiper modern (bkz: abd) olaninin da mutemadiyen oraya buraya ozgurluk getirdigini gercegini(!) pekistirecegiz gibi gorunuyor bu filimle birlikte. (bkz: filmine bir kulturune iki)

diger yandan fragmandan okunabildigi kadariyla, yine kavruk tenliler, renkli gozlu beyaz adam tarafindan hizaya sokulacak, beyinsiz mistik kulturleri bir avuc ozgur(!) adam tarafindan tarumar edilecek gibi gorunuyor. hayirlisi.

(blind - 3 Ocak 2008 14:07)

4 adet jeolog kişisi gidip, jeolog gözüyle izleyip yarıldığımız film.
- ya 4. zamanda o hayvanın işi ne orada?!
- nesli tükenmişti bi kere onun!
- holosen'de ne arıyor bu?

yani uzun lafın kısası dev bütçe mev bütçe ama yine de baştan savma olmuş gibi geldi bana. hayır, tarihi bir film çekiyorsun, adam danışmaz mı bir bilene, bak ben şu şu öğeleri kullanacağım, komik olmasın, uyar mı diye? cık, sevmedim!

(uyumsuz tabaka - 7 Mart 2008 21:42)

senaristlerin kör cehaletini gözler önüne seren film. günümüzden 12.000 yıl öncesi için fazlasıyla yanlış bir dünya portresi çizilmiş. fragmandan gördüğüm kadarıyla holosen'de çoktan nesli tükenmiş hayvanlar koşuşturuyo. ancak mö. 3. bin yılda teknolojik olarak mümkün olabilecek binalar filmde boy boy. ayrıca bir savaş ortamı var ki fazlasıyla gülünç. ne savaşı, daha yeni yeni yerleşik hayata geçiyor insan, henüz erken ortadoğuyu kana bulamak için.

(bkz: atma recep hepimiz din kardeşiyiz)

(act naturally - 8 Mart 2008 20:04)

baştan aşağı yanlışlarla bezeli filmdir. hayvanlar, hatta mekanlar yanlış, insanlar 2-3 günde buzuldan tropik ormana oradan çöle iner mi ya manyak mısınız? bazı sahneler 300'ü gerçekten andırıyor, ama burada üstü kapalı bir şekilde değinilen atlantis durumu dışında pek bir fantastiklik yok, bu yüzden mantıksız şeyleri "fantastik işte ya" deyip kolayca görmezden gelemiyorsunuz. karakterler basbayağı salak^*, yetmezmiş gibi evolet ve d'lehin değişik yaşlarını oynayan oyuncular birbiriyle benzeşmiyor bile^*. bu filmden tek öğrendiğimiz insanlık uğruna yapılmayan devrimin am uğruna yapılabildiği^**, ama deus ex machina olmadan yine de göt olmaya mahkum olduğu oldu. kısaca gayet kolpa, çok zamanınız yoksa veya arkadaşlarla babalamayacaksanız^* gitmemeniz gereken bir film.

(isocum - 9 Mart 2008 01:01)

tic tic karakterinin aşırı derecede tarık mengüç'e benzediği, görselliği güzel olan ama bekleneni vermeyen film.

(mellifica - 10 Mart 2008 02:05)

kanaatimce filmin en büyük hatası, olayların dünya gezegeninde^* ve m.ö. 10000 yılında geçtiğinin iddia edilmesi. filme "avcının yolculuğu" gibi bir isim koyup hikayenin bilinmeyen bir zamanda bambaşka bir boyutta geçtiğini uydur, mamutları üç kulaklı yap köle tacirlerini iki kafalı yap, olsun sana nadide bir epik bilimkurgu-fantazya örneği. bu şekilde bir star wars daha çıkmaz elbette ama, herhalde film de bu kadar ağır eleştiri almazdı. ben tarihi gerçeklere takılmadan, fantastik bir filmmiş gibi seyrettim; hiç de sıkılmadım, güldüm geçtim eğlendim açıkçası. yoksa ne bilimkurgu romanlar hatırlıyorum zamansızlık-mekansızlık olayının kaymağını yiyen, öyküsü-karakterleri bundan da saçma ama nebula almış, hugo almış.

özetle fragmanları izleyip gidenlerin beklediğinin altında, eleştirileri okuyup gidenlerin beklediğinin üstünde çıkması muhtemel bir film.

(mortello - 29 Mart 2008 01:05)

herşeyi anladım da yahu koskoca avcı bildiğin mamut avlıyor ama gel gör ki adın ne deyince karizmayı sıfırlıyor. tic tic ne lan.

(livtyler - 30 Mart 2008 01:11)

adı "milattan once bes, bilemedin on bin" olarak degistirilmesi gereken film.

(itinerant - 31 Mart 2008 22:18)

tarihsel hiçbir değere sahip olmayan, kronoloji faciası, kuzey buz denizinde mi, amazonlarda mı, mısır'da mı, yoksa orta asya'da mı geçtiği belli olmayan bir film yapmaya karar vermişsin, tamam eyvallah.

iyi de, neden burada duruyorsun ki? vursaydın dibine saçmalığın bari... hiç değilse kült film olurdu.

mesela firavun'un ordusuna bizim rastafariler t-rex sırtında saldırsalardı? ya da ne bileyim, hazır başlamışken nepoleon'un ordularına da girselerdi? bir iki uzaylı da koyarsın ortalığa, onları da mamutları galeyana getirip ezerler... foton torpidolarını çalıp birini adolf hitler'e, diğerini mussollini'ye, üçüncüsünü de king kong'a filan yollarsın?

yeterince saçma olamamış...

(mortifera - 5 Ağustos 2008 23:40)

izledikten sonra bende roland emmerich'in kafasına kalın bir tarih kitabi fırlatma isteği uyandırmış film.

filmin adına bakacak olursaniz olaylar milattan önce 10.000 yılında geçiyor. ama nedense zamanda bir kayma olmuş ve m.o. 4000 yılında keşfedilen atçılık ve denizcilik de 6.000 yılı gibi ufak (!) bir hata payı ile filmde yerini almış.

ama esas filmin sonu oturduğum yerden ayağa fırlamama neden oldu.

--- spoiler ---

filmin sonunda afrikalı kabile elemanlarından biri esas oğlana bir kese veriyor. diyor ki: bunu al, kabileni bununla besle. esas oğlan keseyi avucuna boşaltıyor, ve ne görüyoruz: kesenin içi mısır taneleriyle dolu!!!! evet yanlış okumadınız ....bildiğiniz mısır!!!

ey roland emmerich! hadi hepsini geçtim de.... eski dunyaya ancak amerika'nin keşfinden sonra ( yani m.s. 16. yuzyilda) avrupali denizciler tarafından getirilen mısırı alıp milattan önce 10.000 yılındaki afrika'ya götürmüşsün. insaf diyorum, 6.000 yıllık hata payı yetmemiş, film sonunda tarihi 12.0000 yıl kadar deforme etmeye karar vermişsin!

(bkz: bunu yapan insan olamaz)

yetmez!..... dahası da var:

rastali abiler temiz keçi sakallar ile gezinirken azı dişlerinde pırıl pırıl dolgular olan mütercim tercüman yerlilerle arkadaşlık ediyorlar. taş çağından sonra bronz çağı filan geldi diye biliyorum ama arada bir yerde galiba bir amalgam çağı da geçmiş olmalı.

esas oğlan yürümeye başlıyor... yanındakilerle birlikte 4 gün filan yürüyorlar. bu yürüyüş beyazların/ berberilerin yasadığı bir yerlerde (mezopotamya gibi sanki?) kış mevsiminde (mezopotamya'da kar!? hmm...) başlıyor, sonra bu abiler 4 gün içinde önce karlı yüksek dağlardan (himalayalar? ....hmm ) sonraki gün yagmur ormanlarina (...hmm??) hemen ardındaki gün de kurak sahara colune (ee...hmm?!?!?) ve oradan da nil nehrini takip ederek mısır’a (....e yuh artik!?!?) geliyorlar! ilaveten yolculuk sadece dört gün sürdüğü için bu iklim ve ortam değişimine rağmen ayni kıyafetlerle yürüyorlar yol boyunca.

--- spoiler ---

roland.... coğrafya kitabi da geliyor en kalınından.....kolla kendini !

not: dünyayı kurtaran adama bundan sonra bişey demiyorum ben....

(brunhilde - 30 Aralık 2008 21:10)