humphrey bogart'ın eddie willis karakterini canlandırdığı son filmidir.

(yazar kasa - 16 Aralık 2009 04:45)

budd schulberg'in romanından sinemaya uyarlanmış filmdir. roman formu gayet başarılı ve kaliteliyken hollywood kuralları için eserin özü fazlasıyla yamultulmuş ortaya yeni birşey çıkmıştır. romanı çok çok iyidir üzerine bir de anthony quinn'in requiem for a heavyweightfilmi izlenirse güzel bir üçleme olur hele ki sonny liston'ın felaketi akla getirirlirse al sana bir umman.

what makes sammy run, on the waterfront gibi romanlar yazan budd schulberg keşke roman yazmaya devam etseydi dedirtir.

(johnwayne - 16 Aralık 2009 04:54)

bu filmin kısa bir özeti rocky 3'ün hemen başında görülebilir. boks ve şikeye dair çekilmiş en iyi filmdir. bir de neredeyse yarısı ringde geçen the set-up vardır ki, film noir'in sporla flörtüne şapka çıkartır. bogart'a gelirsek, finale doğru bir havaalanı ^* ve daktilo başı ^* sahnesi mevcuttur, hafiften gülümsetir.

(kolombre - 30 Temmuz 2013 20:41)

süper korku çizgi romanlarındaki öyküleri anımsatır hikayesi. yine bu kategoride 49 yapımı champion'u da unutmamalı. ellilerde popüler bir türdü spor dram-noir'leri. hatta sweet smell of success'de bu tarz filmlerden birisi olarak düşünülebilir.

amerika dışındaki örnekleri ise daha geniş bir toplum eleştirisi sunar.

(bkz: the loneliness of the long distance runner)
(bkz: this sporting life)

(alaskardan - 30 Temmuz 2013 20:49)

humphrey bogart/#45553981’ın son filmi the harder they fall, boks dünyasından trajik kesitler aktararak kapitalist sistemdeki açgözlü figürleri betimler. gazetedeki köşesini kaybeden eddie willis (humphrey bogart) şişirme bir şöhret yaratarak basın araçlarını kullanır. "para, paradır. nerden geldiği önemsiz. parasız beş para etmez birisindir!" der karısı beth willis’e (jan sterling).

nick benko’nun (rod steiger) hizmetinde basına, dolayısıyla amerikan kamuoyuna yalanlar söyleyen, bağlantılarını kullanan eddie, çığrından çıkmış bir sistem içinde kişiliğini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. para kavramından, daha fazla kazanma düşüncesinden başka hiçbir şeyin konuşulmadığı; gösterişli fahişelerin, satın alınan boksör ve menajerlerin ortamına yoğun bir dejenerasyon; masöründen çalıştırıcısına, gazetecisinden patronuna, gangsterinden korumasına, muhasebecisinden avukatına değin bulaşmıştır.

ispanyol asıllı şişirme boksör toro moreno’nun kontratını kendisine sormadan niçin sattığını soran eddie’yi, bu pisliğin içinde en tepeyi işgal eden figür konumundaki nick, "toro ahırımın bir parçası. sahibi ata sormaz." şeklinde yanıtlar. "o bir insan." diye düzeltmek ister eddie willis; ama söze pişkin bir menajer karışır: "boksörler insan değildir."

the harder they fall’da kapitalist görüngülerden biri olan kitle ruhu üzerine de ince notlar düşülür. şişirme boksör toro moreno’ya şöyle der eddie willis: "o kana susamışların düşüncesinden sanane! yüzlerini gördün mü? birkaç dolara cinayet izlemek isterler!" boks ringlerinin müdavimlerinedir söz konusu mesaj. mağlup olan bir dünya şampiyonuna "köpek!" diye haykırır kadın müdavimlerden biri.

sözün özü harika bir kara film/#36965810'dir. bogart'a hayran olmak için bir başka nedendir. belgeselci üslubu, özenli çekimleri, ışık-gölge sembolizmiyle halis bir amerikan klasiğidir.

(hanging rock - 13 Kasım 2014 21:40)