Yazgi (~ Fate) ' Filminin Konusu : Fransız yazar ve düşünür Albert Camus’nun hayatın anlamını sorguladığı Yabancı adlı romanından esinle yazılan ve Efes Pilsen’in desteği ile çekilen film, iradesiz, ya da iradesini kullanmayı reddeden bir gümrük muhasebecisinin öyküsünü anlatıyor.Yaşamın boş ve saçma olduğunu, herşeyin aynı kapıya çıktığını düşünen Musa, kendini olayların akışına bırakmış gitmektedir.Annesinin ölümüne dahi fazla aldırmaz. Hatta, onu sevdiği halde bir tür sevinç bile duyar bu ölümden. Hoşlanmadığı bir kızla sırf o istiyor diye evlenir. Ancak yine iradesizce verdiği bu karar,kaderin bile güç ve iradeler tarafından yazıldığı bir dünyanın eşiğine getirip bırakır onu.İki çocuğun ve bir annenin katledilmesinden sorumlu tutulmaktadır.Peki gerçekten suçlu mudur?
Ödüller :
Masumiyet(1997)(8,3-12114)
Kader(2006)(7,9-9880)
Tabutta Rövasata(1996)(7,8-8014)
Vavien(2009)(7,5-9436)
Üçüncü Sayfa(1999)(7,4-2636)
Itiraf(2002)(7,2-2329)
Yeralti(2012)(7,2-8405)
Kiskanmak(2009)(6,7-2369)
Kor(2016)(6,5-1118)
Bekleme Odasi(2004)(6,5-1996)
Bulanti(2015)(6,3-1334)
C Blok(2010)(6,2-1943)
!f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali : "FIPRESCI Prize-International Competition"
--- spoiler ---ilk sorgu;savci = s1musa = ms1: avukat tuttun mu?m: hayirs1: neden?m: tutmadım iştes1: bu da bi fikir. ... ama yasa geregi bir avukatin olmak zorunda.sentutmazsan devlet sana bir avukat tayin eder.m: etsin o zamans1: seni bu zahmetten kurtardigimiza sevindim..senin icin sessiz ve icine kapanikbiri diyorlar.. ne dersin?m: konuscak fazla seyim yoktur,o yuzden susarims1: bundan iyi neden mi olur....s1: sinem demircan..kizlik soyadiyla sinem arca..eşin oluyo diğ mi?m: evet..s1: yeni evliymişsiniz.m: öyle sayılırs1: ne zamandır tanışıyorsunuz?m: uzun zamandır..s1: ne kadar uzun?m: bilmiyorum bikaç yıl olmuşturs1: iş arkadaşı olarak mı,sevgili olarak mı?m: sevgilim değildi kendisini pek tanımams1: tanımaz mısın,tanımaz mıydın?m: ikisi des1: insan tanımadığı biriyle evlenir mi?m: evlenirs1: belki de haklısın.. o zaman nasıl evlendiniz diye sorayım.m: o istedis1: kimdir nedir hiç merak etmedin mi?m: etmedims1: bu nası iş anlamadım,insan biraz olsun merak etmez mi?m: eder belki ama ben etmedims1: eşine pek düşkün değilsin galiba..yani duygusal olarak.. diğğ misin?m: öyle sayılırs1: neden?m: nedeni yok,öyle işte.s1: kendisinden şüphe ediyo muydun?m: hangi konuda?s1: başkasıyla ilişkisi konusunda.m: naim beyle olduğunu sanıyorums1: sanıyosun??!m: evets1: peki noldu da böyle sanıyodun?m: o kadarını hatırlamıyorums1: hiç konuştun mu kendisiyle?m: kiminle?s1: eşinle tabi ki.m: hayır.s1: neden?m: aklıma gelmedis1: aklına gelmedi.m: gelmedis1: şu konuşmalar sana inandırıcı geliyo mu hiçm: anlamadım?s1: ya nerde büyüdün sen? paris'te filan?m: anlamadım?!s1: gençliğimde bir fransız romanı okumuştum.onun kahramanı gibisin... şu komşun necati..necati pınarcık..iyi arkadaşın mıdır?m: benim arkadaşım yoktur,ama kendisini severim.s1: neden seversin?m: nedeni yok,severim işte.s1: pezevenk olduğunu biliyosun heralde?m: ambarcı olduğunu biliyorum.s1: ne ambarcısı?m: bunu bilemem.s1: sormadın mı hiç?m: sormadıms1: annenin öldüğü sabah...hep yaptığı gibi seni uyandırmamış,kahvaltı da hazırlamamış..yaa nooldubu kadına diye merak etmedin mi?m: uyuduğunu düşündüms1: biri şimdi karın olan işarkadaşlarınla yemekte konuşmuşsunuz ama.m: konuştuks1: gidip bi bak demişler?m: dedilers1: ee?m: gidip bakmadıms1: neden?m: bilmiyorum üşendim heraldes1: gece de eve geç gitmişsinm: çalıştıms1: belki bişey olmuştur diye hiç aklına gelmedi mi?m: gelmedis1: peki öldüğünü anlayınca naptın?m: bişey yapmadıms1: hiç bişi mi?m: böyle bir durumda napılır bilmem,patrona söylemek için sabahı bekledims1: patronun naim tuğlacı'yam: evets1: peki sabaha kadar naptın,uyudun mu?m: geceyarısına kadar oturdum.sonra koltukta sızmışıms1: yani uyudunm: evet uyudums1: ağladın mı?m: ben ağlamams1: neden?m: bilmiyorum,ağlamam iştes1: ne düşündün,naptın,yani uyumadan önce?m: bişi düşünmedim..televizyon seyrettim,sonra 2 defa da sütlü kahve yapıp içtims1: sütlü kave içtin?m: evets1: anneni sever miydin?m: evet,herkes gibis1: ölümüne üzüldün mü?m: üzüldüms1: ama eşine sevindiğini söylemişsinm: evet,buna benzer birşey söyledim ama bu başka bişeys1: nasıl?m: anlatması zor,yani nasıl anlatacağımı bilmiyorums1: anlıyorum,ama sen yine de anlatmayi bir denem: dediğim gibi,anlatması zors1: bi dene bakalım.. biz de anlarız belkim: insan sevmesine sever annesini ama sıkılır bazen,ya da yalnız olmayı ister,yani ölmesini istemez ama,böyle,böyle de olsun ister,yani,bunun gibi bişis1: ölünce de sevindinm: bunun gibi bişi,ya da rahatlamas1: anladım..yani gerçekten anladım..hukuk fakültesini son sınıftan terk etmişsinm: evets1: niye bitirmedin?m: hatırlamıyorum sıkıldım heraldes1: doğru,sıkıcıdır gerçekten.. tanrı'ya inanır mısın?m: hayırs1: başka şeylere?m: ne gibi?s1: ne bileyim başka inançların olabilir,satanislik filan gibi..m: ben hiçbişeye inanmams1: niye sorulara hep soruyla cevap veriyosun?m: bilerek yapmıyorum,anlamadığım icin heraldes1: bu olayda anlayamadığım bazı taraflar var.bunları anlamam için bana yardım edersinheralde.m: elimden geleni yaparıms1: patronuna öfke duyuyo muydun?m: hayır,neden duyiim?s1: ne bileyim,karınla ilişkisi olması yüzünden meselam: bunu kesinkez bilmiyorum,sandığımı daha önceden söylemiştims1: öyle diyelim,karınla ilişkisi olduğunu sanman yüzünden öfke duyuyo muydun?m: bunu o zaman kendi kendime de sordum ama bişey hissetmedims1: yani duymuyodun?m: hayırs1: kıskanıyo muydun?m: karımı mı,patronumu mu?s1: her ikisini dem: hayırs1: peki ilişki konusundaki şüpheni patronuna hissettirdin mi hiçm: nasıl?s1: suçlayıcı davranarak ya da başka ne,ne bileyimm: hayırs1: peki patronun sana hissetiriyor muydu?m: bunu düşündürücek bişey olmadı,ya da olduysa da ben farketmedims1: şüphe ediyodun ama bunu hissettirmeden güzel güzel çalışıyodunuz,öyle mi?m: güzel miydi bilmiyorum ama problemsiz diyorsanız doğrudur..şüphe etmeye gelinceben şüphe ediyordum demedim,sadece sanıyordum dedims1: doğru,öyle dedinmaktülleri,yani patronun ailesini tanır mıydın?m: tanırdıms1: yakından mı?m: sayılmazs1: sever miydin?m: ortada sevip sevmememi gerektircek bi durum yoktu,sadece tanırdıms1: doğru söze ne denir! .. bu arada patronun uzun süredir karınla ilişkileri olduğunu itiraf etti.karın da kabul etti. ne diyosun?m: ne diyim,olabilirs1: o günü nası geçirdin bi anlatsanam: bunu daha önce defalarca anlattım,zaten anlatacak bişey de yoks1: olsun,sen bi daha anlat.-sahne degisir---- spoiler ---
(kutu bira - 18 Ocak 2007 04:46)
içli, hüzünlü, komik, hepsinden ötesi düşündüren, sorgulatan bir film. --- spoiler ---karakteri (musa) filmin sonunda cezaevi savcısıyla uzun uzun konuştuğu bölüme kadar tam olarak anlayamıyoruz. (ki filmin hem en güzel hem en kasıntı sahnesidir. savcıyı oynayan kişi farklı olsaydı, vurgusu, tonlaması farklı olsaydı daha sürükleyici olabilirdi zannımca bu bölüm. cezaevi savcısı gerçek hayattan baktığımızda gerçekçi bir tipleme olsa da o konuşmaya yakışmamış. özellikle vurguları.) ha filmin sonuna kadar musa karakterini tam olarak anlamıyor oluşumuz filmi olumsuz etkiliyor mu? hiç değil. sadece ara ara "ahahah sosyapat lan bu" deyip duruyosunuz. gayet ilgi çekici, komik ve şaşırtıcı bir karakter olarak takipte tutuyor sizi film sonuna kadar. filmin en önemli tartışması bence davranış biçimlerimiz içimizden mi geliyor yoksa öğrenilmiş tavırlarımızı yaşıyor ve herkesten de aynı şeyi mi bekliyoruz. ölüm, ihanet, aşk tüm bunlar ve bunlara karşılık verdiğimiz tepkiler hep ezber mi?--- spoiler ---son söz; zeki demirkubuz'u seviyorum ben.
(saryade - 19 Temmuz 2007 14:11)
filmle ilgili en beğendiğim sahne necati ve musa belalı kardeşlerin peşlerinde olduğunu anlarlar ve kaldırıma çöküp adamlara bakarlar, olaylar gelişir:necati: vurayım mı şunlarımusa: bişe yapmadılar ki dahanecati: ozaman ana avrat söviim laf ederlerse vurayımmusa:olurnecati: sizin ananızı bacınızı sikiim orospu çocukları!buna benzer daha birçok dialog içeren ilginç bir film. musanın kayıtsızlığına kayıtsız kalmak çok zor. bir süre sonra tutup silkmek istiyorsunuz "oğlum kendinme gel la" diyerek.
(asden - 5 Aralık 2007 12:15)
--- spoiler ---cezaevi cikisi oncesi,savci ile konusma;savci = s2musa = m[musa odaya girer]s2: buyrun oturun....s2: kusura bakmayin sizin dosyalarinizi okuyordum.nasilsiniz? m: iyiyim.s2: olayi ogrendiniz heralde..m: evet.s2: butun ulke gunlerdir yine sizden bahsediyor.patronunuz gecen hafta istanbul cumhuriyet savciligi'na gidip gonullu olarak ifade vermis.sonra tuvalete gitmek icinizin isteyip orda tabancayla vurmus kendini.[savci masanin uzerinden kagidi alir]bu yazi dun geldi.istanbul 5.agir ceza hakimligi'nden gonderilmis.[kagittakileri okur]amasya cezaevi tutukevi infaz savciligina,istanbul 5.agir ceza hakimligi'nin 11.09.1997 tarih 13863 sayili karari uyarinca ceza ve tutukevinizde idam hükümlüsü olarak kalmakta olan mehmet oğlumusa demircan hakkindaki ölüm cezasi karari,20.05.2001 tarihinde olayin magdurlarindan haci oğlunaim tuğlaci'nin istanbul cumhuriyet savciligi'na kendirizasi ile basvurusu, burada gonullu olarak yaptigi samimi itiraflari neticesinde yeniden incelenmisa) davanin yeniden gorulmesineb) sanik musa demircan'in yeniden ve tutuksuz olarakyargilanmasina karar verilmistir.bilgilerinize arzedilir...s2: sevinmediniz galiba?cikmak istemiyomuş gibi bi haliniz var...s2: itiraf mektubunu okudunuz heralde..m: hayirs2: neden??m: okumadim iste.s2: sizinle ilgili ama.m: benimle bi'ilgisi yok.s2: nasi yok? bu itiraflar yuzunden idamdan döndünüzve artik özgür bi insansiniz (..) duymak ister misiniz?m: benim icin farketmez.s2: önce o günün nasi gectigini,senden sora eve kendisiningittigini filan anlatmis. [gazeteden itiraf mektubunu okur]:esim cocuklari hazirlamis evi terketmek uzereydiengellemeye calistim.bunun uzerine sinir krizi gecirmeyeherseyi kirip dokmeye basladi.ben de sinirlenip bikac kerevurdum.sora yere savurdum.kafasi kirise carpip,yigildi kaldi.yanina gidip yardim etmek istedim,ancak öldüğünü farkettim.bu sirada oglum cenk gelip "annem öldü,annemi sen öldürdün"diye bagirmaya basladi.hemen sakinlestirmeye calistim amabagirmaya devam etti.komsularin duymasindan korkup agzini kapattim,direndi. agladim yalvardim ama susmadi.bu sirada gozlerim ter ve gozyasindan aciyip gormez oldu.ellerimle agzinikapattigim icin silemiyodum da. önce panik gibi bişi başladı içimdesora buyuk bir ofke. az sonra direnmekten vazgecip sakinlestiginihissettim.ve ellerimi gevsetip biraktim.bu anda kucagima yigildi.o vaziyette ne kadar kaldigimi,kizima n'aptigimi,ne o anda ne sonrakibes yil boyunca hatirlayabildim ne de simdi bu mektubu yazarken.[odanin kapisini tamir etmek üzere gardiyan ve kapi tamircisi girermusa'nin ilgisi kapiya yonelir]s2: dinliyo musunuz?m: evet dinliyorum.s2: [mektubu okumaya devam eder] sonra polisi aradim.onlarabi tek eve geldigimde bu durumla karsilastigimi soyledim.karakoldave sonrasinda hersey akil almaz bir sekilde olup bitti.ailesi katledilmisbi baba olmak, bicok hatamin ustunu kapatiyodu. mahvolmuş,artikhicbiseyin onemi kalmamis insan rolünü başarıyla oynadım.bu acı olayyüzünden kendimi sucladigima inandirmak icin musa'nin esiyle olan ilişkimi hemen itiraf ettim. yavuz'u doldurup musa'nin aleyhinde ifade vermesini sagladim.annesinin ölümüne sevinme meselesi cok iyi bi ortam sagladi.ve olay birden bu yöne dogru cekilmeye başlandı.musa'nin şüpheli vetuhaf kişiliği ve yakalandığında anlıyamadığım bir şekilde cinayeti üstlenmesi sayesinde kolayca kurtuldum. ancak asıl şaşırtan şey,işlediğim bu büyük ve ağır günahın beni arzu ettiğim, hayalini kurduğum herşeye kavuşturmuş olmasıydı.bunu o zaman bile adaletli bulmadığımı,beni bu durumlara sürükleyen rahatsızlıklarımınbelki bu yüzden başladığını ayrıca itiraf etmem lazım.olay unutulduktansonra sinem'le beraber yaşamaya başladık.ancak içine düştüğüm acı vevicdan azapları giderek bütün hayatımı sarmaya,hiçbişeyin önemi kalmamaya başladı.önce işlerim bozuldu.arkasından evimi,arabamıherşeyimi kaybettim.sinem terketti.içimden ne düzelmek ne de bu kötügidişata karşı gelmek geliyordu.hiç uyumuyor,yemek yemiyordum.tuhaf olan şuydu ki bu olaylardan rahatsızlık da duymuyodum.ne hastaneye gittim ne de bi doktora başvurdum.şimdi bu mektubuyazarken herşeyi biraz anlar gibi oluyorum.ama bu artık bişeyi değiştirmeyecek.söyleyebileceğim en son ve en acı şey şudur.bu mektubu kime yazdığımı bile bilmiyorum.çünkü karım ve çocuklarımıkendi ellerimle öldürdüm.bu dünyada başka kimsem de yok.bu yüzdengitmeye karar verdim.tek istediğim yüce allah'in huzuruna cikarken,musa'nin ve sinem'in beni affetmeleridir...[savci kapı tamircisi(kt)'ne döner]s2: ikide bi niye bozuluyo bu kapı?kt: dil yatağı yalama olmuş efendim....s2: [musa'ya döner] neden yaptınız bunu?m: bi nedeni yok.s2: ne soruşturma sırasında ne mahkemedekendinizi hiç savunmamışsınız.savunmadığınız gibisuçlamalara da itiraz etmemişsiniz.bugüne kadarbikez olsun "ben suçsuzum" dememişsiniz.ve 4 yilboşu boşuna hapis yatip,akil hastanelerinde surundukten sonra şimdi gerçek ortaya çıkıyor.ya cezanız infaz edilseydi,ya da bu yanlışlık hiç ortaya çıkmasaydı?m: ne farkederdi?s2: ne demek ne farkederdi? kendinize yaptığınız kötülükbi tarafa adalete cinayet işletmek gibi bişi bu.m: bu beni ilgilendirmez ama olan zaten bu.s2: en azından engel olabilirdiniz.m: ben sadece suçlanmış olmaktan dolayı şikayetçi olmadım. bu da benim hakkım.s2: tuhaf değil mi bu.m: benim için diğil.s2: kendinizi suçlu mu hissediyosunuz?m: hayır. (..) ama sucsuz da hissetmiyorum.s2: neden?m: öyle işte,insan ben suçluyum diyebilir ama suçsuzum diyemez.s2: neden diyemesin? ortalıktaki bütün katiller "ben suçsuzum" diye bağrıyo.m: bu da onların hakkıdır.s2: haksız yere suçlanmış olmayı da suçluluğuninkar edilmesini de birer hak olarak görüyorsunuz.sizi anlamıyorum. [...] bu arada sizi boşu boşuna tutmuyorum.bi taraftantahliye işlemleriniz yapılıyo.bitince haber vericekler.m: farketmez.s2: sormayı unuttum,bişey içer misiniz? m: hayır.s2: yemek yediniz mi?m: aç değilim.s2: şimdi n'apmayı düşünüyosunuz?m: bilmiyorum.s2: heralde istanbul'a dönüceksiniz.m: evet.s2: eşinizden haber alıyo muydunuz?m: hayır.s2: hiç ziyaretinize gelmedi mi?m: en başta bi defa geldi sora bi daha görmedim.s2: peki boşandınız mı?m: hayır.s2: dönünce aramayı düşünüyo musunuz?m: hayır.s2: beni yanlış anlamayın,bu bi sorgulama filan değil.zaten bırakılma emrinizi az önce bildirdim.artık özgürbi insansınız ve sizi hiçbir şeye zorlayamam.ancakdosyanızda okuduklarım ve yaşadıklarınız gerçektenilgimi çekti.ayrıca o günlerde davanızı basından sürekliizlemiş,günlerce takip etmiştim.tanrı'ya inanmadığınızı,annenizin ölümünden sevinç duymanızı biz de epeytartışmıştık.bu yüzden sizinle tanışmak,biraz sohbetetmek istedim.çok merak ettiğim bişey var.gerçekten tanrı'ya inanmıyo musunuz?m: hayır.s2: nerden biliyosunuz,oturup üstüne düşündünüz mü hiç?m: benim için düşünmeye değer bişey değil bu.s2: neden?m: nedeni yok.s2: insan genellikle böyle olduğunu sanır.ama gerçekteböyle olmayabilir.m: bunu ispatlayabilecek durumda değilim.s2: peki idam edilecek olsaydınız,son anda yine böyle midüşünürdünüz?m: [tebessüm ederek] evet.s2: neye inanırsınız peki?m: hiçbişeye.s2: bu kadar mı umutsuzsunuz?m: umutsuz değilim.bazı konularda hep umutlu olmuşumdur.s2: hangi konularda mesela?m: beni doğrudan ilgilendiren şeyler konusunda.s2: arzularınız ve istekleriniz gibi mi?m: öyle de denilebilir.s2: bu başkaları için de geçerli ama..m: ben kendiminkileri bilirim,başkaları beni ilgilendirmez...[kapının tamirati bitmiştir,kapı tamircisi kapıyı kontrol ettikten sonra]kt: kapı tamam efendim.başka bi emriniz var mı?s2: sağol,çıkarken çekiver...s2: kusura bakmayın ama daha açık olabilir miyim?m: siz bilirsiniz.s2: böyle söylüyorsunuz.tamam kabul ediyorum.ama yaşadığınız bunca kötü şeye, 3 hatta 4 insanin ölümünebunların sebep olduğunun farkında değil misiniz?m: bunlar neden sebep olsun ki?s2: neden? patronunuz bu yüzden gencecik bi kızı kandırıpgünahına girmedi mi? karısını,çocuklarını bu uğurda katletmedi mi?şikayetçi olmadığınız için size yapılanları saymıyorum.m: insanın istediği gibi davranmasında anlaşılmayacak bişey yokbenim için.s2: arzularına göre davrandı diye bütün bunları kabul edip,yaptığı kötülükleri anlamamız mı gerekiyor şimdi?m: bu sizin biliceğiniz iş. s2: siz anlıyo musunuz?m: kendim için anladığımı başkası için de anlıyabilirim.s2: keşke bunlar olmasaydı bu kötülükler hiç yaşanmasaydıdemiyosunuz yani?m: benim için farkeden bişey yok,şikayetçi olmadığımıdaha önce söylemiştim.s2: çocuk öldürmenin iyi bişey olduğunu mu söylüyosunuz?m: çocuklar için iyi değildir tabi. ama öldüren için iyidir.s2: o zaman siz de yapabilirsiniz.m: bikaç gün öncesine kadar bu suçtan idam edilmeyi beklediğimi unutuyosunuz..s2: bunun bi önemi yok.çocukların öldürüldüğügerçeğini de gözardı etmeye çalışmıyorum.açlıktan,savaşlardanya da başka nedenlerle hergün yüzlercesi zaten öldürülüyor.ama bi insanın,bunun iyi olduğunu nasıl savunabildiğinianlıyamadım.m: o zaman siz söyleyin. dediğiniz gibi hergün yüzlerceçocuk öldürülüyor. s2: sahiden inanarak mı söylüyosunuz bunları?m: inanmasam neden böyle söyliyim.ayrıca size bi itirafta bulunayım.belki inanmanıza yardımcı olur.s2: buyrun?..m: o gün eve gittiğimde o kadını ve çocukları öldürmek istedim.s2: neden? n'aptılar size?m: hiçbişiy. şu diyebileceğim bi nedenim yok. ama öyle istedim.s2: belki vardır. mesela patronunuzun karınızla olan ilişkisininintikamını bu şekilde alabileceğinizi düşünmüş olabilirsiniz.mahkeme de böyle düşünmüştü zaten.m: intikam almayı düşündüğümü hatırlamıyorum.böyle olsaydı hatırlardım ama öldürmeyi düşündüğümüiyi hatırlıyorum.s2: peki sağlıklı ve normal bi insanın böyle bi istek duymasına ne sebep olabilir?m: hapisaneler akılalmaz suçlar işlemiş sağlıklı insanlarla dolu.s2: durup dururken çocukları öldürme isteği duyuluyorsa bunun sebebini merak etmeyelim mi?m: edebilirsiniz tabi ama bu şekilde bişiy bulmanız çok zor.s2: doğru ama siz yardımcı olabilirsiniz belki. madem bunuistediniz..m: kadın ağlayıp zırlıyodu,çocukların da hiçbişiy umrunda değildi.bi an öldürmekle onlara iyilik yapıcakmışım gibi geldi.s2: neden öldürmediniz peki?m: nasısa farkeden bişey olmucak diye düşündüm.s2: farkeden bişiy olmucak diye düşündünüz?m: yani, kendi açımdan demek istiyorum.s2: sırf bunu düşündüğünüz için öldürmediniz?m: tam böyle değil ama böyle de diyebiliriz.s2: size doğru yolu göstermek ya da canınızı sıkmak içinçalışmıyorum. gördüğüm kadarıyla n'aptığını bilen bi insansınız.ancak kim olursak olalım insanız sonuçta.ve hepimizinönünde eğilip büküldüğü bişey vardır. ben sadece sizinkinimerak ettim.m: o zaman şöyle söyliyim. siz ne derseniz deyin,bütün bu olanlar,idamdan dönmüş olmam filan hepsi vız gelir.hiçbişiy umrumda değil.s2: doğrudur belki. ama az da olsa insanın kayıtsız kalamadığıbişeyler olmalı.m: elbette var. ama bunların zengin olmak,iyi bilgisayar kullanmak,ya da hiçbi kadının hayır diyemeyeceği kadaryakışıklı olmayı istemek kadar önemi yok.s2: insan olmak gerçekten bu kadar basit mi?m: başka ne olma ihtimali var ki?s2: kusura bakmayın ama sanki size bunları büyük biröfkenin söylettiği hissine kapılıyorum.m: olabilir ama bu gereksiz konuşmayı kendinizin başlattığını unutmayın.s2: özür dilerim.ben sadece insanın söylediğinizkadar basit olabileceğini kabul edemiyorum.her n'olursa olsun,insan yaptığının anlamını savunmakister.bunu yapamazsa kendini yokeder.patronunuzundüştüğü durum da bu değil mi? intihar etmesinekendine yediremediği davranışları sebep olmadı mı?m: belki öyledir ama bunu ispat edebilecek durumdadeğiliz.s2: itirafları var.m: mahkemeyi de karımla birlikte olduğunu itiraf ederekikna etti.s2: ama arkasından intihar etmedi.m: bu neyi ifade eder?s2: birini kötülük diğerini vicdan uğruna yaptığını.bu fark önemli değil mi?m: bana soruyorsanız elbette önemli. ama vicdan adına olanı değil kötülük adına olanı.s2: vicdanla kötülüğü aynı kefeye mi koyuyosunuz?m: vicdan dediğiniz şey bu kötülükten doğmuyor mu?s2: hayır. bu haksızlık olur. tanrımızın bize bağışladığıgerçek adalet demek lazım ona. sizin ve patronunuzunmuhakemesinde olduğu gibi.m: kendi adıma sizin adaletinizi tercih ederim.s2: bu kadar zorlamayın. yok yere kendinizi ipe göndermeye kalkmanın nedeni bu olamaz mı? annenizin ölümüne sevinecek kadar sevgisiz,karınızınsizi aldatmasına ilgisiz kalacak kadar inançsız olmanınaltından kalkamadığınız için yapmış olamaz mısınız?m: sahiden bu kadar karışık mı olduğunu düşünüyorsunuz?s2: en azından söylediğiniz kadar basit olmadığınıbiliyorum.m: söylediğimden daha da basit.ama sizkarıştırmayı seviyorsunuz.boynunu koparacağınızinsana "borcunu ödüyceksin" demek işinize geliyor.bana da yaptığınız gibi.s2: n'aptık size? m: 3 insanı öldürmekle suçladınız ama anneminölümüne üzülmediğim,karımın aldatmasına kayıtsız kaldığım için cezalandırdınız. bu da yetmezmiş gibişimdi de tanrının mahkemesine havale etmeyeçalışıyorsunuz.s2: bu kötülerin bile bişeye inanmak istediğinibi anlama ihtiyaç duyduğunu göstermiyor mu?m: benim için ikiyüzlülüktür bu.böyle olmasaydı başkalarındanönce kendinizi cezalandırırdınız.s2: peki bütün insanlık ikiyüzlülük mü yapıyor?m: daha da beterini. insan olmanın bütün yükünübenim gibilerin omuzlarına yıkıp kaçıyorlar.s2: ya onların çektikleri? bi bakın çevrenize..dünya inananların çektiği çilelerle dolu.m: siz çileyi değil,kötülüğü gösteriyorsunuz.s2: ağır konuşuyorsunuz. eğer gerçek bu bile olsakarımızın bizi aldatmasına seyirci kalıp,annemizin ölümünden sevinç duymayı kabul edersek,geriyepek bişey kalmaz.insan ruhu bu kadar da boş olamaz.m: ya bu kadar boşsa?s2: o zaman o ruh için dua etmekten başka çarekalmamış demektir.-sahne değişir---- spoiler ---ps: imla yanlislari kasitlidir.edit : http://www.youtube.com/watch?v=1xjaif-jtqs
(kutu bira - 6 Mart 2008 11:16)
- benimle evlenir misin?- farketmez.seklinde enfes bir diyalogu ve daha nicelerini barindiran zeki demirkubuz filmi.
(pumpkin king - 28 Mayıs 2002 08:33)
sabahın dördünde izlenince bünyede hasar bırakması olası, mükemmel film.--- spoiler ---musa'nın soruşturma savcısı ve cezaevindeki savcıyla yaptığı, kurgusallığı da kusursuz olan sahnelerdeki felsefi tartışmalar filmin can damarlarıydı.--- spoiler ---
(fezader - 12 Temmuz 2008 10:18)
izledikten sonra senarist-yönetmen-esinlenen kitap, kitabın yazarı ve oyuncular hakkında daha çok şeyler araştırıp bulmama neden olmuş, belki de hayata olan tavrınızı değiştirebilecek bir filmdir.
(zere - 1 Eylül 2008 17:03)
--- spoiler ---musanın söylediği en pervasız, en süper ve benim en çok tuttuğum laf şuydu:-bunu ispatlayabilecek durumda değilim.müthiş bence--- spoiler ---
(sutlucen ayse - 6 Şubat 2009 00:54)
--- spoiler ---sonra yatıp seviştik. sabaha karşı uyanıp kalktım. pencereyi açıp sokağı seyrettim. bi an her şey artık sona eriyormuş gibi geldi. ve uzun zamandan beri ilk defa annemi anımsadım. o uzun ve saçma yılların sonunda, o gece ölüme o kadar yakınken neler hissetmişti acaba? aklından neler geçmişti diye düşündüm. o an içimde bir şey kımıldar gibi oldu. heyecanlanıp dinledim. ama ruhum hala bomboştu.--- spoiler ---
(just my luck - 11 Ağustos 2009 03:16)
zeki demirkubuz'un her filmi gibi içten, samimi..dünya yıkılsa, kıyamet kopsa sikimde olmaz diyen bi adamın yaşadıkları. engin günaydın'da oynadığı pezevenk necati karakteriyle güldürmüştür.--- spoiler ---necati: polis bana tokat atınca, karşılık vermemi bekledin mi?musa: yoo hiç bişey beklemedim, ben polisleri sevmem.necati: onada vuracaktım bi tane de mevzu büyüsün istemedim, zaten tanıyorum o ibneyi.--- spoiler ---
(riconquistiamola - 18 Aralık 2009 11:30)
bahsediken diyalogun tam hali soyledir:kiz-benimle evlenir misin?erkek-(hic istifini bozmadan, tvye bakarak) olurkiz-beni seviyor musun?erkek- bilmiyorum, sevmiyorum galibakiz-o zaman niye evlenmek istiyorsun?erkek-farketmez...
(lecagot - 11 Aralık 2002 22:27)
albert camus'nun hayatın anlamını sorguladığı yabancı adlı romanından esinlenilerek yazılan film. filmin anlatımı her ne kadar durağan olsa da oldukça merak içinde izlediğim bir film yazgı. demirkubuz'un yarattığı nihilist karakter (musa) gerçekten takdire şayan. hayattan uzun boylu beklentileri yok musa'nın. bizler gibi her şeyi büyütmüyor. evlilikmiş vesaireymiş. geldiği gibi yaşıyor hayatı. kendini akıntıya bırakmış zihni kalabalık değil.. bomboş... resmen tepkisizlik abidesi. benzersiz bir karakter. sadece yaşıyor. iyi ki izlemişim.
(mademoiselle jeilempti - 1 Ekim 2010 14:44)
musa'nın sadece dürtüleriyle yaşayışının, neden ve sonuçlarla çok fazla ilgilenmeyişinin çok lezzelti bir şekilde verildiği filmdir. necati'nin kavgalı olduğu adamlara silah çekerkende, cezaevine gelen ve ağlayan karısını dinlemekten ziyade göğsünü açmasını istemeside şükela ayrıntılardır bu anlamda.
(postisli rapunzel - 23 Şubat 2011 16:43)
--- spoiler ---filmin sonlarina dogru musa'nin avukatla ve savcilarla gecen diyaloglarinda hayati hakkinda detayli bilgiler verildiginden dolayi ''musa icin hayat neden ve ne zaman bu kadar anlamsizlasti?'' sorusu aklima takilmistir. zeki demirkubuz musa karakterini yaratirken nasil dusundu bilmiyorum ama bence musa karakterinin yasadigi hayal kirikliklari ve ''normal insanlar gibi'' hayati anlamlandirmaya calismasinin ardindan bu cabasinin o ne yaparsa yapsin yetersiz kalacak olup bir yalani yasayacagi gercegi onun hayata ve olan bitene karsi bu kadar duyarsizlasmasina sebep olmus olabilir. musa'nin bu noktaya nasil geldigine dair yazgi'nin oncesini anlatan; musa'nin annesiyle olan iliskisini, hukuk fakultesini son sinifta birakmasini irdeleyen bir film cekilirse o filmin de en az yazgi kadar guzel olacagini dusunmekteyim.--- spoiler ---
(theduffman - 12 Mayıs 2011 03:56)
insanlar, ya ölürler ya terkederler biziyalnızlık,yalnızca yalnızlık çizer kaderimizi... diyen murathan mungan dörtlüğü..
(pirit - 18 Şubat 2003 13:19)
uyarlaması gayet başarılı olmuş zeki demirkubuz şaheseri..sorgu esnasında polis musa'ya "gençliğimde okuduğum fransız bir yazarın romanındaki karaktere benziyorsun' demektedir. filmin çözüldüğü son kısımdaki savcı ile musanın uzun diyaloğu da gayet enfestir. orjinali "yabancı" olan romanın filmde adı "yazgı" diye değiştirilmesi bence yanlış bir karar olmuştur. filmdeki ve romandaki karakter dünyaya "yabancı"dır.olan biteni "kaderim bu benim" diye kabul eden bir karakter değildir musa.albert camus kaderci değildir, ve insan yazgısını da anlatmaz haliyle..insanın salt kendi doğal yönelişleriyle haraket ettiğinde "oyun"a sürüklenmediği dinleri,toplumu ciddiye almadığı kendini savunmaya bile gerek duymadığı anlatılır. ve bu ussal yabancılıktır, insanın yazgısı değildir.
(ebucan - 16 Kasım 2004 04:41)
zeki demirkubuz' un artik pi$ip oldugunun kaniti, yonetmenin 2001 yapimi 4.filmi. hicbir $eye inanmayan, kendisi icin hicbir $ey farketmeyen, bilme geregi duymayan, ruhu alinmi$, vurdumduymaz, gamsiz, tepkisiz bir adamin oykusu. filmin sonunda ceza evi muduru ile musa arasinda ahlaki ve toplumsal deger yargilarinin, inanclarin ve inancsizliklarin munazarasi musa hakkinda bize biraz daha bilgi veriyor.film aslinda bir sure sonra kara mizaha daha sonra da mizaha donuyor.filmde cinayet, aldatma ve bunlara kar$i kayitsizlik var.film boyunca musa kendisine sorulan onlarca soru arasindan sadece hapishane mudurunun, istanbul' a mi doneceksiniz, sorusuna kesin bir yanit verebilmi$tir, diger tum cevaplari muglaktir ya da cevaplamak gereksizdir, farketmezdir. savcinin, cinayet uzerine degil de, annesinin olumune uzulup uzulmemesi uzerine sordugu sorularda, musa' nin ilk defa tepesi atmi$tir, siz, der, beni, cinayet yuzunden mi yoksa annemin olumune uzulup uzulmedigim icin mi yargilayacaksiniz. vurucu bir isyandir.bir yerde bu cevaplara sinem' de sinir olmu$tur, eee, der, o farketmez, bu farketmez, ne farkeder senin icin. musa, bilmem, diye cevaplar.masumiyet' teki bekir' in kir tiradi performansinin benzerini bu filmde daha kucuk capli olarak necati denemi$tir ama bekir kadar ba$arili degildir.bu filmde de masumiyet' teki bozuk kapilar kar$imizdadir hatta yine cezaevi mudurunun kapanmayan kapisiyla. ama artik cezaevi muduru de buna isyan eder ki, tamir edin $u kapiyi, der.zeki abi film yapar da bir karede gorunmez olur mu? musa' nin sinem' le gittigi sinemada bu ikilinin arkasina yine konu$lanmi$tir zeki abi.filmde gozden kacmayan bir ba$ka detay da turkiye' de her tip ailenin evinde bulunan e$siz ansiklopedi ar$ivinin pezevenk necati' nin bile evindeki televizyonlugun alt rafinda yerini almasidir.zeki demirkubuz' un oyuncular uzerindeki etkisi de yadsinamaz. zeynep toku$ bile filmde siritmamaktadir. film, zeki demirkubuz' a antalya film festivalinde en iyi yonetmen odulu getirmi$tir.
(coffeenicotine - 21 Aralık 2004 23:05)
kanımca cok da basarılı olmayan bir zeki demirkubuz filmi.tam yabancı uyarlaması olmasa da yabancıdan esinlenilen bu filmde,l'etranger yi okurken meursault'ya duyulan yakınlık kesinlikle duyulmuyor kanımca.kitapta meursault'nun "yabancılığı" sakil durmazken,bu filmde musa'nın yabancılığı göze batıyor ve cok da inandırıcı gelmiyor.--- spoiler ---belki kitabı okumamıs olanlarda degisik bir izlenim yarattıgı söylenebilir ama kitabım buyuk bir hayranı olarak kitapta oldukca önemli yer tutan günesin meursaultnun gözüne girisi ve akan terin görüşünü kapattıgını söyledigi bölüm birebir alınıp patronun pişmanlık ifadesine yerleştirilmiş ve kanımca orda oldukça havada kalmış,--- spoiler ---bir de ayrıca engin günaydın'ın ümit besen'e olan inanılmaz benzerligi de film boyunca dikkatimi cekip beni güldürmüştür.
(purplebee - 23 Mart 2005 23:33)
zeki demirkubuzun 4. filmi. camus'un yabancısından uyarlama nefis bir film. filmde musa hayata karşı kayıtsız kalarak müthiş bir kişisel tepki mekanizmasını sunuyor önümüze. bir demirkubuz filmi daha ne diyelim..
(naranimo - 28 Ekim 2001 16:26)
bir çeşit pasif intiharı anlatmış zeki demirkubuz, yaşamın anlamsızlığını, yaşamda kalmak için hiçbir şey yapmayarak daha bir göze görünür kılan bir musa var ortada. (musa-mersault arasındaki ses benzerliğine ve demirkubuz'un üçüncü sayfa'sındaki karakterin adının isa oluşuna dikkat.) kendisini hiç ilgilendirmeyen bşr kavgada silah kullanmaktan, bir kadının hesaplarının ürünü olan evlilik teklifini kabul etmeye, annesinin ölümü karşısında kılını kıpırdatmamaktan, suçsuz yere ceza evine girişini yadırgamamasına kadar filmin anlatımında reductio ad absurdum yöntemi kullanılmış. kahramanın tepki(sizlik)leri bu bağlamda ele alınabilir.
(ben ruhi bey nasilim - 15 Mayıs 2006 00:48)
Yorum Kaynak Link : yazgı