• "yumurtalar kırıldığında hüngür hüngür ağlatan film"
  • "an itibariyle cnbc-e de yayınlanmaktadır."
  • ""bir adam ağacın gölgesinde uyuyormuş, kafasına ceviz düşmüş. cevizi gören adam "iyi ki bal kabağı değildi, yoksa ölmüştüm." demiş.""
  • "hakkında çok fazla söylenecek bir şey olduğunu düşünmediğim film.zira sadece muhteşem."




Facebook Yorumları
  • comment image

    iranlı yönetmen mohsen makhmalbaf'ın 1988 doğumlu, 5 yaşındayken babasının okulunda sinema eğitimi almaya başlayan, ilk kısa filmiyle 8 yaşındayken locarno film festivalinde ödül alan kızı hana makhmalbaf'ın ilk uzun metrajlı filmidir. 27. uluslararası film festivali bünyesinde gösterime girmiştir. buralara gelmeden evvel san sebastian jüri özel ödülü, roma unicef özel mansiyon, montréal yenilik ödülü ve berlin'de* kristal ayı almıştır. genç ustalar kategorisinde gösterime giren filmde tamamen amatör oyuncular kullanılmış.

    bi de ablası var o da yöhetmen: samira makhmalbaf
    bi de küçük kardeşi var o da fotoğraf sanatçısı: maysam makhmabaf

    sinema gönüllüsü her genç insanın izlemesi şiddetle tavsiye edilir.


    (ranini - 11 Nisan 2008 13:33)

  • comment image

    20 haziranda utanç ismiyle gösterime girecek olan hana makhmalbaf filmi.
    çekik gözlü, al yanaklı, yumuk elli baktay'ın saniyesinde değişen ruh hali, izleyenlere karşıt duyguları bir anda yaşatıyor.
    kahkahalar içinde izlediğim ama aynı zamanda da beni bu kadar derin bir hüzne boğan, yüreğime bu denli dokunan ender filmlerden biri oldu utanç. bileklerine kadar uzanan entarisi, başında yemenisi, kolunda çantası, burnundan akan sümüğüyle baktay'ın her hareketi, her mimiği istisnasız ya gözlerimin dolmasına neden oldu ya da beni kahkahalara boğdu. keza diğer çocuklar için de geçerli bu. çünkü biliyordum ki o çocukların tamamı gerçek, acıları da sevinçleri de gerçek. hiçbirinin rol yaptığını düşünmüyorum.
    sinemayla hiçbir alakası olmayan, tamamı amatör bu kadar çocuğu kontrol altında tutmak, sonra da böylesi derin imgeler kullanıp filmi zenginleştirmek, üstüne bir de bunları yaparken sadece 18 yaşında olmak, yönetmenin aileden gelen yeteneğinin bir göstergesi olsa gerek.

    --- spoiler ---

    filmin sonunda baktay'ı esir alan çocuklardan birinin "you are a terrorist. we won’t let you go back to your cave unless we kill you. go ahead die." deyişi; abbas'ın, "baktay, die so they will free you." diye seslenişi; baktay'ın sayıklar gibi "i don’t like war play" lafını tekrarlaması ve filmin sonunda tüm çabalarına rağmen amacına ulaşamayıp ölümü çaresizce kabul edişi "aman yarabbi!" dedirtiyor.

    ---
    spoiler ---


    (antsinmymind - 13 Mayıs 2008 02:12)

  • comment image

    film ucansüpürge film festivalinde fipresci ödüllü film kapsamında gösterildi bu sayede bende bu filmi izleyebildim. basit gibi gözüken bu filmde inanılmaz bir sembolizm var buna bir de küçük oyuncuların mükkemmele yakın performansı eklenince başarılı bir film ortaya çıkıyor. son sahnesiyle de insanı derinden etkilemeyi başarıyor hatta salonda alkışlamalara neden oluyor.


    (quanta - 16 Mayıs 2008 00:53)

  • comment image

    guzel bir film. filmin bazi sahnelerinde bir taraftan gulumserken ayni anda gozlerinizin doldugunu farkedip tuhaf bir ic sikintisi yasayabilirsiniz. iran sinemasi hakkinda fazla bir bilgiye sahip degilim, ancak bu genc hanim kizin, (bkz: hana makhmalbaf) yeni islerini simdiden sabirsizlikla bekliyorum.

    --- `spoiler ---

    abbas'in surekli tekrarladigi alfabe ve sinifinda gecen bolumden henuz harf ogrenme asamasinda oldugunu anliyoruz. ancak ilk sahnelerde birdenbire bir hikayeyi sakir sakir okuyor. bu cocuk okumayi biliyorsa halen neden alfabe asamasinda?

    ---
    spoiler ---


    (masmis - 16 Temmuz 2008 08:55)

  • comment image

    tüyleri diken diken eden bir başyapıt. başroldeki küçük kızın oyunculuğunun yanında konusunun sarsıcılığı ve son sahnenin beyne kurşun gibi girişi bu filmi unutulmaz kılar. filmin ingilizce adı buddha collapsed out of shame, türkçeye utanç olarak çevrilmiş..


    (maca jilet - 11 Şubat 2009 23:44)

  • comment image

    cnbc e de tesadüfen denk geldiğim inanılmaz etkileyici film. ilk izlediğimde belgesel olduğunu düşünmüştüm. afganistanda geçen the kite runnerı okurken duyduğum hisleri hatırlattı bana. konu yine çocuk. içinde yine taliban etkileri var.

    --- spoiler ---

    her şey abbas'ın baktay ile okuyamadığı için dalga geçmesiyle başlıyor. baktay okuması için ihtiyacı olan defter ve kalem almak için bakkala gidiyor. parası olmadığından bakkal istediklerini vermiyor. ve baktay'ın zorlu mücadelesi başlıyor.

    ufacık bir kızın korkusuzca ve hırsla amacına ulaşmaya çalışırken yaşadıkları, verdiği mücadeleler insanın yüreğini acıtıyor.

    ---
    spoiler ---

    bulun bi şekilde izleyin derim ben.


    (cilekli sut - 12 Şubat 2009 09:08)

  • comment image

    dün izlerken önce belgesel sanıp sonra ne olur belgesel olmasın film olsun diye içimden sayıkladığım çarpıcı film.. gördükleri karşısında insan ne olur gerçek olmasın demekten kendini alamıyor..baktay'ı izlerken insan onu evlat edinmek istiyor, yanına almak, o elma yanaklarını ısırmak istiyor, satmaya çalıştığı yumurtaları almayanlara lanet ediyor..baktay ağlayınca artık ağlamak farz oluyor.


    (ririn - 12 Şubat 2009 10:24)

  • comment image

    afganistan da , taliban'ın 5. yüzyıldan kalma buda heykellerini yok ettiği yerde geçmektedir. mohsen makhmalbaf 'ın " bir heykel bile bütün bu şiddetten , insafsızlıktan ve bunların getirdiği çöküşten utanırdı" sözleri üzerine yola çıktığı etkileyici filmi.


    (mavi yesil alg - 12 Şubat 2009 21:17)

  • comment image

    o gerilim, o sade kurguyla, sade bir oyungibiyle, küçücük çocuklarla nasıl böyle verilebilmiş?
    derin-uzun-dar bir mağara patikasında -sonunu bilmenin azbiraz rahatlığından da yoksun- her an soluksuz kalacakmış gibi, ölümle yaşam sınırındalığını duyumsatan bir gerilim.
    biraz tarkovski'nin gerçek zamanlılığının, sembolizminin izleri var.
    izlemeli.


    (ceng - 18 Şubat 2009 15:00)

  • comment image

    cnbce'de 11 şubat günü saat 22.00 seansını kaçırdığım için, kolay kolay hiç bir film uğruna yapmayacağım bir şekilde, uykudan vazgeçerek aynı gece saat 02.00 seansını izlediğim film. kesinlikle pişman etmedi.

    gerçek bir sanat filmi. üstelik uzun ve anlamsız sessizlikleri "ama sanat!!" mazereti altında izleyene sanat filmi diye sunan, gerçek bir sanat eserinin ayırt edici özelliği olan başarılı bir şekilde yansıtılmış, içe işleyecek bir mesajı bulunmayan bazı sanat filmleri (!) gibi de değil.

    sembolizmle ortaya konulan mesajı o kadar güçlü ki, izleyici finalden sonra bir süre olduğu yerde kalakalıyor;

    "ancak ölürsen özgür kalabilirsin."


    (claude - 19 Şubat 2009 21:33)

  • comment image

    hakkında
    insanın içini acıtan, içimizde bir yerlere dokunan, hüngür hüngür ağlatan çok güzel bir film
    diye yorumlar yapılan
    bu yorumlarla daha çok kendimize ya da yorum yaptıklarımıza "insan olanda bu hisleri uyandırır" dediğimiz film ile ne kadar insan olduğumuzu kanıtlamaktan başka bir şey yapmıyoruz kanımca. acımasız belki ama kaçımız bakhtay gibi sadece komik hikayeler öğrenmek için okula gitmek istedik ki?
    bir çoğumuz abbas olmaktan öteye gidemedik.
    filmde de savaş oyununu sevmeyen bakhtay'ı bir türlü anlayamazken abbas'la birlikte ona "öl yoksa kurtulamazsın" diye seslendim
    aman ne realizm
    ağlamadım izlerken,anlayamadım çünkü,gerçek olmasın istedim hep
    şaşkındım
    film karelerine gömmek istedim hepsini
    "bir öykü-cük" olsun istedim
    olamadı
    o "utanc"ı taşıyorum..
    insan olmaktan başka birşeyler de gelmeli elimden diyerekten..

    "insan" a dair önemli bir film.


    (marthagraham - 20 Şubat 2009 01:07)

  • comment image

    "bir adam ağacın gölgesinde uyuyormuş, kafasına ceviz düşmüş. cevizi gören adam "iyi ki bal kabağı değildi, yoksa ölmüştüm." demiş."


    (protea - 16 Temmuz 2009 23:41)

  • comment image

    hüngür hüngür ağlatan film ve işin ilginç tarafı en ufak bir acındırma barındırmıyor içerisinde. tesadüfen izlediğim bu film yüzünden hala toparlayamadım. sonuç olarak başroldeki o güzel küçüğün baktay, hüzünlü gözleri için bile izlenebilir. zaten o bakışlar, yaşadıklarını hiçbir kelimenin anlatamayacağı kadar güzel anlatıyor..


    (klm - 17 Temmuz 2009 00:08)

  • comment image

    filmin ardından üzerine düşünülebilecek bazı simgeler

    --- spoiler ---

    1. defterden koparılan yapraklar (kimin tarafından: taliban olduklarını söyleyen çocuklar, nehir kenarında baktay'a yol tarif eden yaşlı adam, yerini ancak bir yaprakla paylaşacağını söyleyen sıra arkadaşı)

    2. baktay'ın ancak köpeğin işemesini fırsat bilerek yoluna devam edebilmesi

    3. düvendeki başları kesekağıtlı çiftçiler

    4. eşek ve inek sürüsünden başka birşey olmayan biryerde görevini şevkle yerine getiren bir trafik polisi

    5. buda heykelleriyle aynı karede yer alan benzin pompası

    ---
    spoiler ---


    (katatonik degirmen - 17 Temmuz 2009 04:58)

  • comment image

    1 saat 16 dakikalık sürede ne anlatılabilir şeklinde düşündüğüm, fakat filmin sonunda herhalde daha iyi bir şekilde anlatılamazdı şeklinde düşüncemi değiştirdiğim eserdir. belirli belirsiz bir sürü sembolle hikaye süslenmiştir, küçük çocukların önce taliban askeri sonra da amerikan askeri olmaları düşündürücüdür.

    öte yandan iranlı bir yönetmenden bu tip bir film çıkması şaşırtıcı değildir, ne taliban iran'ı*, ne iran taliban'ı* sevmez.


    (vita es morte - 2 Ağustos 2009 21:46)

  • comment image

    gercekleri abartmadan aynen yansitmayi basaran nadir flimlerden. bazi bolumlerde, izleme gucumu yitirdigim icin kapadim ekrani. dayanamayip tekrar actim. ilk soku atlattiktan sora yeniden, yeniden, yeniden izledim .. it takes village to raise a child atasozune damgasini vuran ve gordugu, algiladigi, ogrendigi her olguyu depolamaya hazir taze beyinlerin bir daha duzelmemek ve gelecek nesillere aktarilmak uzere ne denli doldurusa getirilip mecburi kilinip sosyal anlayisin sekillendirildigini gozler onune seren icler acisi gercek ..

    (bkz: bamyan heykelleri)


    (anshar - 23 Ağustos 2009 03:58)

Yorum Kaynak Link : buda as sharm foru rikht