Tahammül / 10
  • "tam pazar sabahı filmi... böyle kahvaltıdan sonra çoluk çocuk ailece hoş vakit geçirmek için yapılmış içinizi ısıtan sıcacık bir film. tavsiye ederim."
  • "an itibariyle kanal 7'de yayınlanmaktadır."
  • "altı üstü bi filmden korkan ergen turnusolu. suriye’de her gün sırpski filmin babası var."




Facebook Yorumları
  • comment image

    provokasyonun sinema dilindeki karşılığı olabilecek, 2010 yapımı sırp filmi. irreversible filmini falan rahatsız edici bulanlar uzak dursun, bunun yanında susam sokağı gibi kalıyor.

    imdb

    edit : izleyeli kaç gün oldu, hala bazı sahneler aklıma geliyor durup dururken, asabım bozuluyor. hayatımda izlediğim en sinir bozucu görsel ürün (gerçi dün tan popçusunun klibini izledim, kararsızım) fakat bu durum, oldukça iyi bir film olduğu gerçeğini değiştirmiyor. tek amacı provokasyon ve sansasyon üzerinden gişe yapmak olan bir film* değil. üzerine epey kafa yorulmuş ve emek harcanmış. önümüzdeki birkaç sene sinemada bu dozajda provokasyon kaldırabileceğimi zannetmiyorum ama yönetmeni kesinlikle takip edilecek, ara sıra dürtülecek "ne var, ne yok" gibisinden. sonuçta gaspar noe de carne (hatta sodomites) sonrası, çarşıya çıkmış erol taş muamelesi görmedi mi bu en "açık fikirli" çevrelerden.


    (liliyartz - 29 Temmuz 2010 11:18)

  • comment image

    aga bu nedirr?! insanlık suçu lan bu film. bu kadar mı manyaklaştı insanoğlu lan? böyle bir şeyi düşünüp çeken senaristin nasıl bir beyin yapısı var lan!? elim ayağım tutmaz oldu yemin ediyorum. böyle bir şey nasıl çekilir, neden çekilir, kimin hoşuna gider?.. snuff hadi malum bilinen bir şey var olduğu ama o malum sahne nedir abi? nasıl yaratıklarsınız siz?

    izlediğiniz en iğrenç şey bu filmin yanında pamuk şekeri yiyen çocuk kadar masum kalır diyeyim ben en iyisi. çok sağlam bir mideniz ama bak kolpadan söylemiyorum bunu hakikaten çok sağlam mideniz varsa seyredin.


    (greyback - 30 Temmuz 2010 20:38)

  • comment image

    rahatsız edicilik 10 üstünden 11.

    daha önce de söylenmiş; hostel, irreversible, oldboy, requiem for a dream falan ne kadar bilinen uç film var, hepsinin en rahatsız edici sahnelerini topla bunun yanında teletabiler gibi kalır.
    biri kemalist, biri dindar, biri liberal, biri milliyetçi 4 tane 50 yaş civarı teyzeyi topla izlettir bu filmi, bir daha ayrılmamak üzere sarılırlar birbirlerine.

    onun dışında film gayet sıradan, hatta tırt ve bazen absürd denebilir.

    hayretlere düşüren başarısız oyunculuk için de:
    (bkz: srdjan todorovic)

    müziği de fena değil, gene rahatsız edici:
    http://www.youtube.com/watch?v=dfol4z73y8a


    (kaptan cuma - 7 Ağustos 2010 17:21)

  • comment image

    insanın başına ne gelirse ya meraktan ya yaraktan diye boşuna dememişler. benim bu filmi izleme nedenimse hem merak, hem yarak. çok pişmanım ama geri dönüş yok artık. pornoya bakışım değişti lan. kaç gündür açıp da bi şeye bakamıyorum. kafama sıçayım kafama! ben hayatımda bu kadar gereksiz, bu kadar saçma, bu kadar anlamsız bir film daha izlemedim. o çektiğiniz filmin makaraları götünüze girsin diycem ama zevk alacaksınız biliyorum. kendi bokunuzda boğulun e mi? ama ondan da zevk alırsınız siz... lânet olsun...


    (yerli mal - 10 Ağustos 2010 22:57)

  • comment image

    cok pardon da, ne insanin ic dunyasinin aslinda nek-kadar kotu oldugunu kor parmagim kor gozune seklinde gostermek, ne pornonun graphic violence'a kaymasini anlatmak, ne de "gore icin gore" amaciyla cekilmis bir film degil bu. gayet politik, hatta tamamen politik bir alt metin uzerinden sirbistan'i gosteriyor. siddet ve pornografinin gercekci ve uc noktalarda kullanilmasi yuzunden shock value, mesaji geri plana atiyor olabilir, ama hem bir seyin rahatsiz edici mertebesine erisebilmesi icin bir oncekinden [ornegin salo'dan] daha ekstrem olmasi gerekiyor, hem de bu acayip derecedeki siddet ve pornografi anlatmak istedikleri seyin acayipligiyle paralel gidiyor. bu nedenle, bence filmin "ayaayayaynoluyo"ya kaymasi gerekiyordu zaten.

    kisacasi; bu film salo'nun sirpcasi.

    --- burdan sonrasi hep kan golu, hep spoiler ---

    filmin alt metni, spasojevicis'in de soyledigi gibi; sirp hukumetinin halk uzerindeki baskisi ve halka tecavuzu. isminin de sirp filmi olmasinin nedeni bu aslinda, ama tabii bu sirbistan'da yasamadigimiz icin hikayenin azicik ucundan bizim de hikayemiz olmadigi anlamina gelmiyor.

    olaylarin porno etrafinda sekilleniyor olmasi, hem erk tecavuzunun ne derece tiksindirici olabilecegini, hem de ana karakter milos'la beraber ayni zamanda butun sirplarin ayni pornolardaki gibi karaktersizlestirildigini/objelestirildigini gostermeye yariyor aslinda... her kadinin ve her erkegin yapmasi gereken mimikler, jestler ve hareketler, soylemesi gereken sozler, cikarmasi gereken sesler ve hatta orgazm olacagi zamanlar bile belli. tek boyutlu, yapmasi gerektigi veya yapmak zorunda oldugu seyi yapan insanlarin dehumanizasyonuna masturbasyon yapmak inanilmaz bir sey aslinda; ama bence daha inanilmazi pornonun ultimate job metaforu olmasi. milos'un universite mezunu ve pornolarda oynadigi gunleri dusunurken aklina gelen tek seyin sadece para olmasi onu her gun siradan ve onceden ne yapmasi gerektigi ona belirtilmis olan isine giden ve bu isi sadece para icin yapan herhangi bir insan haline getiriyor.

    ve her siradan insan gibi, milos'un durumu sozlesmeyi imzaladiyip otoritenin emrine girdikten sonra artik istese de kurtulamayacagi bir hale geliyor [burada ayni zamanda intihar etmenin amacsizligi da gosteriliyor, milos ve ailesinin olulerinin uzerinden bile para kazanilmaya devam ediliyor]. otorite sahibi, ister dialog [milos'la vukmir'in sozlesme oncesi dialogu], ister sanal bir gerceklik [filmde milos'a verilen ilac], isterse de alelade bir yolda karsina cikacak bir arzu nesnesiyle [doktor] olsun; asla yapmak istemeyecegin bir seyi sana yaptiriyor. ama ilginc olan, emir aldigin kisinin de emir aldigi bir buyuk baligin varligi... asil patronun cok daha genis ve bilmedigimiz amaciysa, bu filmde bile gosterilemeyecek derecede korkutucu/igrenc [bence filmin son sahnesinin kesilmesinin nedeni bu].

    bu politik mesaj tabaninda dusununce newborn porn'u, sirplarin dogduklari andan itibaren 'sikiliyor' olmalarina, misal milos'un polis olan agabeyinin dogum gunu videolarini masturbasyon malzemesi yapmasindan kardesinin karisina tecavuzune uzanan yolunu sirp ailesinin savas ve savas sonrasindaki etik cokusune, milos'un karisinin pornolarindaki kadinlar gibi 'sikilmek' istegini, uzun zamandir baskiyla yonetilen insanlarin farkinda olmadan almighty bir lider aradiklarina baglayabiliyoruz. ama burada tikaniyorum acikcasi. eger sirbistan hakkinda yeterince sey bilmedigim icin kacirdigim seyler veya obscure detaylar yoksa, filmi "sirp filmi" yapan bir seyler de eksik gibi geliyor.

    --- spoiler bitti ---

    savastan cikmis bir ulkede yasayanlarin, "biz bunlari hissettik ve hissediyoruz." diyebilmeleri icin iki saat boyunca grafik siddet eylemleri izlemeyi rahatlikla gozden cikararak izledim filmi. salo'nun aksine, filmin korku/gore janrindan kendini uzaklastirmamis olmamasindan da rahatsizlik duymadim. vukmir'in sanatla porno arasindaki cizgiden bahsetmesi de sirindi yani... ama dedigim gibi, bir sey eksik gibiydi; sinema bolumunden yeni mezun olmus ogrenci havasi mi desem, aslinda cok sey yasadigini dusunen orta sinif havasi mi desem, oyle kotu bir tat kaldi bende...

    bir de... "aynemanyaksenaristlernelerdusunuyolaryaaaasadiiist" diyen arkadaslar, hangi dunyada yasiyorsaniz cok merak ediyorum.


    (pseudo junkie - 13 Kasım 2010 11:36)

  • comment image

    inanılmaz özel bir film..

    bundan sonrasına spoiler ibaresiyle devam etmek ve sadece içimden gelenleri yazmak istiyorum..o yüzden önce tanım yazdım..

    --- spoiler ---

    filmle ilgili izleyen her yazar buraya kendi izlenimlerini aktarmış..evvala belirteyim ki, ben öyle saplantılı empatiler kurarak film izleyen birisi değilim..yani filmin içerisinde burada yazıldığı kadar şiddet ve sapkın cinsellik içeren hiç bir sahneden etkilenmedim..dahası beni en çok vuran sahne, sona doğru milos'un karısının sırtına dayadığı silahla oğullarını da ortaya alarak yatağa uzandıkları sahnedir..sebebini anlatacağım..
    sinema eğer sanat olarak kabul edeceksek diğer tüm sanat dalları gibi bir amaç için yapılır, ve bu dünyada paranın satın aldığı herşey gibi amacından sapan yada saptırılan her ülkü gibi o da kolaylıkla alt edilebilinir..sonrası, işte kolay tüketilebilinen popüler kültür denilen ne idüğü belirsiz ne alıcısının bir amaçla tüketerek varlığına iştirak ettiği, ne de üreticisinin üretirken amacının daha çok istenilebilinir bir hal almasını sağlamaktan öte gitmeyen şeylere dönüşür..

    filmi nasıl okuduğumu biraz daha açmak isterim..yönetmen öncelikle inanılmaz bir iş başarmış..savaşı, savaşı çıkaranları, kurbanlarını ve savaşın iştirakçilerinin başına gelenleri tamamıyla gerçekçi bir gözle anlatmış..
    sırbistan milos'tur efendim..kolay para kazanan, kolay kazandığı içinde hayatın gerçekliğinin acısını açlıkta değil, oğlunun müzik dersinden parasızlık yüzünden geri kalması olarak okuyan bir adam..karısı ha keza filmin ilk sahnelerinde açıkca dile getirildiği gibi rahat yaşamak için milos'u seçmiş bir kadın..evet o da çalışıyor ama bize anlatılıyor ki, istekleri için yeterince kazanabilecek bir işi yok..fakat yine de mutlular..işte savaştan önceki sırbistan demiş yönetmen..
    sonra bu emekli ve yorgun ülke, - okuyanlardan gerçekten yürekten af dileyerek, bundan sonra film kadar sert yazmam gerektiğini belirterek devam edeceğim - kendinden ufakları siktikten sonra ki, o bunun basit ve profesyonel olmayan işler olarak algılar, daha çok para daha çok zevk-i sefa için bilmediği algılayamadığı ama kameralar önünde rahatsız olsa da daha büyük sikişlere girmeye zorlanır..kendi içinde biraz da olsa özeleştiri yapar..örneğin milos karısına sorar, alacağı parayı karısının kulağına fısıldar..karısı ne yapacağını sormaz bile, reddetmedin değil mi diye kinayeler!yönetmen vukmir, senin gibi büyük bir sanatçı (!) parasızlıktan boynu bükük yaşamak zorunda olmaktan yılmadı mı der..!
    sonra önce kendi içine kendi yanına kendi komşusuna nefrete zorlanır bu sikişmekten yorgun düşmüş emekli ülke..savaşa gidip ardında bıraktığı için orospu damgası yiyen kadınlara, daha tüyü bitmemiş yetim genç kızlara dönderir yüzünü..bilmez artık niye orada olduğunu..
    yönetmen o kadar iyi işlemiş ki, pornografiyi kullanarak üstüne alkol ve afrodizyak gibi elementleri de katarak başı dönen ve ne yaptığının uzun süre farkında olmadan şiddet saçan, daha önemlisi boyunduruk altına giren köpekleşen milos'u öyle büyük resimde betimlemiş ki, gerçekçilik ve savaş sonrası uyanış inanılmaz derece de vurucu filmde..
    kısacası, para için vücudumuzu iyi niyetlerimizle verdik, sonra bizden öyle şeyler istediler ve bize öyle şeyler yaptırdılar ki, gözümüzü açtığımızda hayatımızdaki en değerli ne varsa onu mahvediyorduk, sağımıza döndük en sevdiklerimiz içlerindeki o yenilmemek için çırpındıkları hazlarına hemencecik yenik düşmüşler, onlar da bize ihanet ediyor..hem de bizi mahvetmek pasına..
    dayanamadık, ayakta kalmaya çalışsakta olmadı..yıkık ve virane bir halde, bizi getirdikleri halden kurtulmanın tek yolu artık biz olmamaktı..varlığımızı da teslim edince olayın asıl sahipleri geldiler, ve toplamaya önce en değerli olan çocuklarımızdan başladılar..

    milos'un tanımlayamadığı ve gördüğünde garipsediği o adamlar işte onlar kim ola ki? vukmir'in işte sanat diye bağırmasından bazılarımızın da satın alınabilmesi için paradan daha çok daha başka şeye ihtiyacı olduğudur..

    milos'un isyan sahnesinde, ayakta bağırıyordum: kahrolsun emperyalizm! kahrolsun emperyalizm! kahrolsun emperyalizm!
    ---
    spoiler ---

    bundan daha kötü sahneleri barından filmler vardır, olmuştur..ancak sinema eğer gerçekten amacına yönelik meramını anlatmak için yapılan bir sanat eseri ise o vakit yönetmen bazı şeyleri anlatmak için sanatını anlatabilmenin derdiyle herşeyi kullanabilir..insanın gördüğü her sahneyi pervasızca kendisinin yada başka bir insanın bunu yapabiliyor olarak düşlemesi zannımca salaklıktır..bundan zevk alıyor ise, zaten sapkınlıktır..
    örneğin bu film ne kadar iğrenç diye anlatmak için pasoli'nin salo o le 120 giornate di sodoma'sı sıkça telaffuz edilmiş..oysa ki orada da yapılan aktarılan her objeye faşizan yönetimlerin hayatta ne varsa nasıl baktığıyla nasıl sahip çıktığıyla bencil zevkleri için nasıl köleleştirdiğine yönelik kafanda kurgularsan, başka bir film seyretmiş olacaksın..
    irreversible örneği de verilmiş, o film gerçekten çok rahatsız ediciydi ve ben açıkcası görememişte olabilirim hiçbir politik kaygı görememiştim..insan yalnız yaşamıyorsa ve günümüzde para gibi bir değişim değeri kullanıyorsa o vakit yaptığı her işin politik -bir kesmin çıkarlarına hizmet eden- bir tarafı olduğunu da bilmelidir..

    bu film, srpski film, isminden kurgusuna kadar - ki filmin yarısından sonra, başrol oyuncusu ile birlikte bir önceki günü hatırlamak için çırpınıyor olmamız, o halde ayıkmaya yönelik davranış hali dahil- hayatımda seyrettiğim en inanılmaz özeleştiri filmidir..
    türkiye'nin tarihine yönelik özellikle yılmaz güney'in sürü'sü duvar'ı gibi bir özeleştiriyi hala daha yapamıyor olmamızsa utanç vericidir..


    (donquijote - 29 Aralık 2010 03:58)

  • comment image

    tam pazar sabahı filmi... böyle kahvaltıdan sonra çoluk çocuk ailece hoş vakit geçirmek için yapılmış içinizi ısıtan sıcacık bir film. tavsiye ederim.


    (gaip - 11 Şubat 2012 00:20)

Yorum Kaynak Link : srpski film