Merhaba.Bu site, film seçiminizi kolaylaştırmak amacıyla kurulmuştur.
Filmler 'Çıkış Tarihi Azalan' göre sıralanmaktadır. Yandaki Büyüteç simgesine tıklayarak değiştirebilirsiniz.

  • ""grace kelly'nin kocasi" diye anılacak biriyle evlenmem diyen aktris. mezar taşında şöyle yazmaktadır: monaco prensi' nin karısı"
  • "yeryüzünün gördüğü en asil, zarif ve doğal güzellik.. kuğu diye filminin olması pek bi isabetli olmuş."
  • "gelmiş geçmiş en güzel sarışınlardan birihigh society filmi pek bi çok gösterilmiştir yurdum kanallarındagerçek adı "gratia patricia" dır"
  • "galadriel'i kim oynardı diyince ilk akla gelen isim. zaten bir ona yakışırdı, başka kimseye değil."

Grace Kelly

Grace Kelly (7,50) Filmleri / Hepsi (28)

Sayfa 1 / 1 (28 )FirstPrev1NextLast v
x
AraTemizle
Tip grid:Not filtered
Puan grid:Not filtered
Puanlayan grid:Not filtered
Yapım Yılı grid:Not filtered
Tür grid:Not filtered
Süre grid:Not filtered
Tarih grid:Not filtered
Yönetmen grid:Not filtered
Senarist grid:Not filtered
Başrol grid:Not filtered
Maria by Callas
Puan:
7,2
Puanlayan:
630
Tür:
Yerel Ad:Maria by Callas: In Her Own Words
Tarih:18 Aralık, 2017
Yönetmen: Tom Volf
Senarist:
Başrol: Fanny Ardant
78/52
Puan:
7,3
Puanlayan:
Tür:
Yerel Ad:78/52: Hitchcock'un Düş Perdesi
Tarih:13 Ekim, 2017
Yönetmen: Alexandre O. Philippe
Senarist: Alexandre O. Philippe
Başrol: Marli Renfro
The Oscars
Puan:
6,8
Puanlayan:
Tür:
Yerel Ad:89-? ????????? ???????? ?????? '?????'
Tarih:26 Şubat, 2017
Yönetmen: Glenn Weiss
Senarist: Billy Kimball
Başrol: Jimmy Kimmel
Smash His Camera
Puan:
7,0
Puanlayan:
748
Tür:
Yerel Ad:Destrua essa Câmera
Tarih:30 Temmuz, 2010
Yönetmen: Leon Gast
Senarist:
Başrol: Floyd Abrams
Life with Judy Garland: Me and My Shadows (Dizi)
Puan:
7,9
Puanlayan:
Tür:
Yerel Ad:A Vida com Judy Garland: Eu e Minhas Sombras
Tarih:25 Şubat, 2001
Yönetmen: Robert Allan Ackerman
Senarist: Lorna Luft
Başrol: Judy Davis
That's Entertainment! III
Puan:
7,6
Puanlayan:
Tür:
Yerel Ad:Era Uma Vez Em Hollywood, Parte III
Tarih:16 Haziran, 1994
Yönetmen: Bud Friedgen
Senarist: Bud Friedgen
Başrol: June Allyson
That's Entertainment, Part II
Puan:
7,4
Puanlayan:
Tür:
Yerel Ad:Hollywood, Hollywood!
Tarih:17 Mayıs, 1976
Yönetmen: Gene Kelly
Senarist: Leonard Gershe
Başrol: Fred Astaire
Arena (Dizi)
Puan:
8,6
Puanlayan:
146
Tür:
Yerel Ad: 
Tarih:01 Ekim, 1975
Yönetmen: Anthony Wall
Senarist: John Read
Başrol: Paul McCartney
The Courtship of Eddie's Father
Puan:
6,8
Puanlayan:
Tür:
Yerel Ad:Annem kim olacak?
Tarih:27 Mart, 1963
Yönetmen: Vincente Minnelli
Senarist: John Gay
Başrol: Glenn Ford
The Mike Douglas Show (Dizi)
Puan:
7,2
Puanlayan:
330
Tür:
Yerel Ad: 
Tarih:11 Aralık, 1961
Yönetmen: Ernest Sherry
Senarist: Barry W. Blaustein
Başrol: Mike Douglas
High Society
Puan:
7,0
Puanlayan:
Tür:
Yerel Ad:Yüksek Sosyete
Tarih:17 Temmuz, 1956
Yönetmen: Charles Walters
Senarist: John Patrick
Başrol: Bing Crosby
The Swan
Puan:
6,5
Puanlayan:
Tür:
Yerel Ad:Prensesin aski
Tarih:26 Nisan, 1956
Yönetmen: Charles Vidor
Senarist: Ferenc Molnár
Başrol: Grace Kelly
To Catch a Thief
Puan:
7,5
Puanlayan:
Tür:
Yerel Ad:Kelepçeli âsik
Tarih:05 Ağustos, 1955
Yönetmen: Alfred Hitchcock
Senarist: John Michael Hayes
Başrol: Cary Grant
The Country Girl
Puan:
7,3
Puanlayan:
Tür:
Yerel Ad:Tasra kizi
Tarih:11 Nisan, 1955
Yönetmen: George Seaton
Senarist: Clifford Odets
Başrol: Bing Crosby
The Bridges at Toko-Ri
Puan:
6,8
Puanlayan:
Tür:
Yerel Ad:Toko-Ri Köprüsü
Tarih:18 Şubat, 1955
Yönetmen: Mark Robson
Senarist: Valentine Davies
Başrol: William Holden
Green Fire
Puan:
6,0
Puanlayan:
Tür:
Yerel Ad:Yesil alev
Tarih:29 Aralık, 1954
Yönetmen: Andrew Marton
Senarist: Ivan Goff
Başrol: Stewart Granger
Rear Window
Puan:
8,5
Puanlayan:
Tür:
Yerel Ad:Arka Pencere
Tarih:15 Kasım, 1954
Yönetmen: Alfred Hitchcock
Senarist: John Michael Hayes
Başrol: James Stewart
Dial M for Murder
Puan:
8,2
Puanlayan:
Tür:
Yerel Ad:Bei Anruf Mord
Tarih:29 Mayıs, 1954
Yönetmen: Alfred Hitchcock
Senarist: Frederick Knott
Başrol: Ray Milland
Mogambo
Puan:
6,7
Puanlayan:
Tür:
Yerel Ad: 
Tarih:09 Ekim, 1953
Yönetmen: John Ford
Senarist: John Lee Mahin
Başrol: Clark Gable
High Noon
Puan:
8,0
Puanlayan:
Tür:
Yerel Ad:Kahraman serif
Tarih:09 Haziran, 1952
Yönetmen: Fred Zinnemann
Senarist: Carl Foreman
Başrol: Gary Cooper
Fourteen Hours
Puan:
7,1
Puanlayan:
Tür:
Yerel Ad:Horas de espanto
Tarih:20 Mayıs, 1951
Yönetmen: Henry Hathaway
Senarist: John Paxton
Başrol: Paul Douglas
The Colgate Comedy Hour (Dizi)
Puan:
7,6
Puanlayan:
407
Tür:
Yerel Ad:Colgate Summer Comedy Hour
Tarih:10 Eylül, 1950
Yönetmen: Fred Hamilton
Senarist: Norman Lear
Başrol: Jerry Lewis
Robert Montgomery Presents (Dizi)
Puan:
8,2
Puanlayan:
75
Tür:
Yerel Ad:Lucky Strike Theater
Tarih:30 Ocak, 1950
Yönetmen: Norman Felton
Senarist: Mathilde Ferro
Başrol: Robert Montgomery
Studio One (Dizi)
Puan:
7,9
Puanlayan:
185
Tür:
Yerel Ad:Studio One Summer Theatre
Tarih:07 Kasım, 1948
Yönetmen: Paul Nickell
Senarist: Worthington Miner
Başrol: Betty Furness
The Philco Television Playhouse (Dizi)
Puan:
8,1
Puanlayan:
70
Tür:
Yerel Ad:Arena Theatre
Tarih:03 Ekim, 1948
Yönetmen: Delbert Mann
Senarist: David Shaw
Başrol: Bert Lytell
Toast of the Town (Dizi)
Puan:
7,8
Puanlayan:
Tür:
Yerel Ad:The Ed Sullivan Show
Tarih:20 Haziran, 1948
Yönetmen: Robert Bleyer
Senarist: Norman Corwin
Başrol: Ed Sullivan
Kraft Television Theatre (Dizi)
Puan:
8,5
Puanlayan:
114
Tür:
Yerel Ad:Kraft Mystery Theatre
Tarih:07 Mayıs, 1947
Yönetmen: William A. Graham
Senarist: A.A. Milne
Başrol: Ed Herlihy
The Undersea World of Jacques Cousteau (Dizi)
Puan:
8,6
Puanlayan:
339
Tür:
Yerel Ad:El mundo submarino de Jacques Cousteau
Tarih:01 Ocak, 1800
Yönetmen: Philippe Cousteau
Senarist: Warren Bush
Başrol: Jacques-Yves Cousteau
Kayıt Sayısı 28
Sayfa 1 / 1 (28 )FirstPrev1NextLast v
Show filter builder dialogFiltre Yarat 


  • comment image

    dün akşam trt'de, hatice aslan'ın sunduğu bir programda hayatı anlatılıyordu.

    arkasına monte carlo limanını alan aslan, "grace kelly, philadelphia'da doğdu, gönül isterdi ki oraya gidip çekim yapalım ama şu anda monaco'dayız." diyerek açtı programı.
    doğduğu yere gidip grace kelly'nin ebesiyle mi görüşecekti bilemiyorum.

    neyse, kadın güzel, üstüne diyecek sözüm yok, fakat sinemada siyah beyaz dönemin grace kelly ve onun gibi 1950'li yılların diğer kadın yıldızlarına haksızlık ettiğini düşünmeden yapamadım. aynı şeyi vesikalı yarim filmindeki türkan şoray için de düşünmüşümdür hep, gerçi o filmde ilk kez sarı saç kullanarak seyirci karşısına geçen türkan şoray'ı sarışın gör(e)mediğimiz için kısmen mutluyum.

    bilindiği gibi, grace kelly, monaco prensi rainier ile evlenip sinemayı bıraktı. sanırım daha doğrusu "bıraktırıldı". evinin prensesi, çocuklarının anası olmasını isteyen prens, grace kelly'yle evlendikten sonra filmlerinin monaco'da yayınlanmasını bile yasaklamış. alfred hitchcock, evlendikten sonra kadına bazı teklifler götürmüş, fakat bir kleptomanı oynayacağı öğrenildiğinde bütün monaco halkı (yaklaşık 50 kişi) buna tepki göstermiş, prenseslerinin bir hırsızı canlandırmasını haliyle istememişler, o da rolü reddetmek zorunda kalmış.

    prens rainier çok yakışıklı bir adam değil, görür görmez yıldırım aşkıyla vurulunacak bir adam hiç değil. grace kelly neden hollywood kariyerini, ülkesini bir tarafa bıraktı da bir imzayla 180 resmi unvana sahip olmayı, sıkıcı protokol kurallarının altına girmeyi, sinemaya veda etmeyi seçti diye her zaman düşünmüşümdür. elbette her kadın gibi onun da prenseslik hayalleri olabilir, fakat sırf bu unvan için insan aşık olmadığı biriyle evlenebilir mi, grace kelly, prens rainier'e gerçekten aşık mıydı? sanırım hayır, fakat programda gösterilen görüntülerden gördüğüm kadarıyla birbirlerini çok sevmişlerdi. eşinin yanağını okşayan bir kadın, onu çok sevmektedir bence. grace, kendisine ömür boyu süren bir peri masalını yaşatan bu adamın yanağını, yüzünde asılı kalmış yarım gülümsemesiyle okşuyordu.

    işte o görüntüyü gördüğüm zaman, bir insanın sinemada sadece 90 dakikalığına prenses olabileceğini, fakat karşısına hayat boyu gerçek bir prenses olma fırsatı çıktığında bunu reddedemeyeceğini anladım. o aslında evlendikten sonra da sinemayı bırakmadı, aksine sinemanın içine girdi ve ömrünün sonuna kadar masalsı bir filmde oynadı, nefis bir finalle de filmi sonlandırdı.

    grace kelly, kızı prenses stephanie ile kendi kullandığı aracıyla giderken, bir virajı alamayarak 52 yaşında öldü. kimileri onun bu kazayı, kızına bir filmindeki araba sürme sahnesini anlatırken bazı hareketleri göstermek için hamle yaptığı sırada gerçekleştirdiğini düşünüyormuş. sebep ne olursa olsun, kostümü, müziği, sahnesi, dekoru ve asil oyuncularıyla tamamen özenilmiş bir filmde yaşayan grace kelly için gerçekten müthiş bir son.

    "grace de monaco", akıllarda daima, düğününde giydiği muhteşem gelinliği -ki destansı güzellikte nefis bir gelinliktir- ve öldükten sonra uzandığı tabutun içinde, insanların ziyaretine açılan naaşında bile hayranlıkla seçilebilen zarafetiyle kalacak.


    (kirlikedi - 18 Ocak 2012 10:09)

  • comment image

    fotoğrafın icadından evvelki kadınları ancak resimlerinden o da "leonardocum o senin güzel bakan gözlerin" ayarında bildiğimizden, öncesindeki kadınları bilmiyorum ama, fotoğrafın icadından sonra meydana gelen en güzel kadındır "grace kelly"..

    1929'un yağmurlu bir 18 kasım gününde amerika'nın filedelfiya kentinde dünyaya geliyor. bu amerikalıların adeti olduğu üzere kendisinin "avrupa birliği" gibi bir aslı var. sanki ataları avrupa kupası yarı finalinde karşılaşmış gibi, anasının da babasının da geçmişinde hollandalı, alman, fransiz, italyan ebeveynler var.. avrupa birliğinin oluşumu tamamlandığında "grace kelly" gibi bir güzellik olacaksa, ben reyimi her türlü anayasaya veririm arkadaş..

    her neyse.. kendisinden büyük 2 tane ablasının gölgesinde yetişiyor. çok zengin bir aile değil ama öyle fukara da değiller.. o yüzden grace kazandibi olarak kendisini sanata veriyor. hoş matematik notları iyi olsa koleje gidecekken, matematikten çok çakmayan bir sarışın olarak kendini new york güzel sanatlar fakültesinde buluveriyor. bir yandan okurken, bir yandan da dönemin "lost" gibi "csi" gibi "süperbaba" gibi dizilerinde figuranlık yaparken kendini önce kıytırık bir filmde, sonrasında ise "ava gardner" ve "clark gable"lı "magambo" adlı filmde buluveriyor..

    henuz 24 yaşındaki grace, artık saçları ağarmış ve sean connery'nin bile sahip olduğu yaşlılık karizmasını sonuna kadar yaşayan clark gable'a aşık oluyor.. yannız clark tırt bir adam olduğundan, çekimler bitip afrikadan amerikaya döndüklerinde bunu şutluyor. o sırada arada bir kaç film daha çeken grace kelly'i "alfred hitchcock" keşfediyor.. "inanılmaz bir seksapalitesi vardı. masum, narin bir kız gibi görünüyor ama dudaklarından şehvet akıyordu" diyecekti yıllar sonra alfred onun için.. "dial m for murder","rear window" gibi hoş filmlerde oynuyor 1954 senesinde.. ama bu iki filmde salon hanfendisi karakterler canlandıran şık kızımız, aynı yıl "country girl" adında bir filmde hiç olmadığı köylü, saçını süpürge yapıp ailesine bakan bir kadını mükemmel canlandırınca henüz 25 yaşında oscarı evine götürüyor.. babası şaşırıyor tabi "ulen en son bu başarılı olur diyorduk, diğer kızlar evde kaldı bu oskar aldı" gibi garip demeçler veriyor dönemin tercüman gazetesine..

    sonra bir hadise oluyor bu monacoya gidiyor.. vay orada monako prensini görmesin mi? yıldırım aşk hemen.. hop nikah düğün derken, tarihin ilk global ünlüsü oluveriyor. tüm gözler artık "prenses kelly"nin üzerinde oluyor. canlı tv yayınları, ilk paparazziler falan hep grace kelly yüzünden icat olurken, kadirşinas güzel kızımız saray hayatından sıkılıyor. zira sabık kocası film çekmesini istemiyor, evinin prensesi olmasını istiyor.. çektiği son film de "high society" olarak kalıyor.. prenses grace, sıkıldıkça çoçuk yapiyor. sırasıyla, caroline, albert ve stephanie doğuyor..

    yıllar su gibi geçerken grace de alenen yarı zamanlı prenses ve aile kadını oluyor. güzelliğinden ve ihtişamından hiç bir şey kaybetmeden yaşlanıyor.. 1982 yılında lanetli bir eylül gününde, kızıyla birlikte giderlerken arabada felç geçiriyor, tabi araba felçten anlayan bir araba olmadığından yola devam etmek istiyor, o gazla uçurumdan aşağıya çakılıyor..

    prenses oracıkta vefat ederken, hayırsız kızı (ki korumasına falan aşık olup ondan çocuk yapacaktır sonrasında) burnu kanamadan atlatıyor kazayı.

    kocasi rainier ölene kadar evlenmiyor bir daha. kimle evlensin ki? dünyanın en güzel kadını 25 seneden fazla karınken, üstüne kimi alabilirsin ki?

    hülasa bir grace kelly gelip geçiyor bu dünyadan, onun ölümünden sonra doğan çocukları bile büyüleyerek..


    (azuth - 9 Temmuz 2010 00:31)

  • comment image

    yeryüzünün gördüğü en asil, zarif ve doğal güzellik.. kuğu diye filminin olması pek bi isabetli olmuş.


    (catharsis - 20 Haziran 2000 22:00)

  • comment image

    hakkında yapılmış bir şarkı için:

    by mika
    pek bi eğlenceli dinlemesi, söylemesi..

    do i attract you?
    do i repulse you with my queasy smile?
    am i too dirty?
    am i too flirty?
    do i like what you like?

    i could be wholesome
    i could be loathsome
    i guess im a little bit shy
    why dont you like me?
    why dont you like me without making me try?

    i try to be like grace kelly
    but all her looks were too sad
    so i try a little freddie
    ive gone identity mad!

    i could be brown
    i could be blue
    i could be violet sky
    i could be hurtful
    i could be purple
    i could be anything you like
    gotta be green
    gotta be mean
    gotta be everything more
    why dont you like me?
    why dont you like me?
    why dont you walk out the door!

    how can i help it
    how can i help it
    how can i help what you think?
    hello my baby
    hello my baby
    putting my life on the brink
    why dont yo like me
    why dont you like me
    why dont you like yourself?
    should i bend over?
    should i look older just to be put on the shelf?

    i try to be like grace kelly
    but all her looks were too sad
    so i try a little freddie
    ive gone identity mad!

    i could be brown
    i could be blue
    i could be violet sky
    i could be hurtful
    i could be purple
    i could be anything you like
    gotta be green
    gotta be mean
    gotta be everything more
    why dont you like me?
    why dont you like me?
    why dont you walk out the door!

    say what you want to satisfy yourself
    but you only want what everybody else says you should want

    i could be brown
    i could be blue
    i could be violet sky
    i could be hurtful
    i could be purple
    i could be anything you like
    gotta be green
    gotta be mean
    gotta be everything more
    why dont you like me?
    why dont you like me?
    why dont you walk out the door!


    (bacardi mojito - 7 Ocak 2007 15:55)

  • comment image

    gelmiş geçmiş en güzel sarışınlardan biri
    high society filmi pek bi çok gösterilmiştir yurdum kanallarında
    gerçek adı "gratia patricia" dır


    (kalliste - 7 Mayıs 2000 19:10)

  • comment image

    evet çevresinde ki insanlar ona buzun altındaki ateş diye hitap ediyorlardı belki de gerçekten onu anlatabilecek en iyi kelime bu .
    ona ilk baktığınızda bir asalet ve soğukluk görürsün ama sonra aslında içinde hiç sönmeyen bir ateşin yandığının farkına varırsınız sadece onu biraz tanımanız yeterli zaten bütün erkekleri kendine aşık edebilmesinin bir diğer nedeni de bu değil mi ¿
    asil bir insan olmak bunu başarmak hiç kolay değil hele bide jack ve margaret kelly gibi bunu başarmak için çok çırpınırsanız ...
    wall street in battığı dönemde jack kelly parasını borsa ya yatırmayıp kendine büyük bir malikane satın almıştı sonra kendine en uygun eş olarak aslı alman olan margaret ı seçti o tam ona göreydi disiplinli ,kuralları katı ve güzel .
    3 çocukları olmuştu üçü de bakımlı ve atletik çocuklardı 12 kasım 1929
    da 4. çocukları olan grace patricia dünyaya geldi fakat ailesi anlamıyordu yani bu kız diğerleri gibi değil di bakımsız ,cılız bir kızdı jack kelly onun aile ye uygun olmadığını bile düşünmüştü .
    yıllar geçicek bu çelimsiz kız asaletin simgesi olucaktı.
    ailesi onu iyi yetişmesi için stevens kızlar okuluna gönder di aslında grace ailesiyle pek iyi anlaşamıyordu o çok katı kuralları olan annesi ve babası yerine kendine pulitzer ödüllü amcası george kelly i örnek aldı 1942 yılında bu okuldan mezun olduğunda bir sinema yılıdızı olmak istediğine karar vermişti ve artık kendi özgürlüğünün peşinden gitmesi gerektiğinin bu yol onu ilk deneyimlerini yaşıyacağı new york a götürecekti ..doğal güzelliği ve masumluğu onun new york da çabuk keşfedilmesini sağladı .
    new york da sahne sanatları eğitimi alırken fotomodellik yapmaya başladı
    acemiliğini ilk ele veren özelliği aksanıydı sonra bu konuda eğitim alıcak ve hollywood un en düzgün konuşan kadınlarından biri olucaktı .
    o özgürlüğünün peşinden gitmişti ama bu durum ailesinin pek hoşuna gitmemişti yani kızları new york da tek başına olan bir aile için insanlar ne derdi sonra? ailesi bu durumu da düşünmüş ve onu new york da bekar kızların kaldığı barbizan oteline göndermişti fakat grace burdaki katı kuralları da çiğnemişti
    1952 yılının yazında hollywood a gitti hayalerinin şehirine ilk rolünü "fourteen hours" filminde gary cooperla oynadı bu küçük bir roldü ama onu hiçkimsenin ummadığı iyi bir yere getircekti birçok filmde küçükte olsa yer alan grace kelly hayatını değiştirecek teklifi alfred hitchcock dan aldı dial m for murder(cinayet var) filminde oynuyacaktı hemde bütün kurallarını çiğneyerek grace bu filmde içi görünen bir gecelik giymeyi kabul etmişti .aslında grace kelly nin en büyük özelliklerinden biri başrolü paylaştığı orta yaşlı bütün oyunculara aşık olmasıydı tabii onun gibi çekici ve etkileyici bir kadına hangi erkek hayır diyebilirdiki zaten diyemediler de !

    grace in artık önüne geçilemiyecek bir yükselişi vardı ve aslında buna ençok şaşıran da ailesi ve tanıdıklarıydı o tuhaf giyim li çelimsiz kız nasıl olurda bu kadar güzel ve ünlü bir yıldız haline gelebilirdi .
    daha sonrasında alfred hitchcockla 2 film daha yaptı to catch a thief ve rearwindow.
    country girl filminde hayatının rolunü oynadığını söyleyen grace kelly bu filmle oscar kazanmıştı .
    belki de geçekten hayatını değiştiren fim "high society " di bu filmle cannes festivaline katıldıkları sırada monaco prensi ranier ile tanışacak bu da onu tahmin edemiyeceği bir sona götürecekti ilk tanışdıkları gün birbirlerinden çok elektrik aldıklarını söylüyorlardı çıktıkları ilk gece de evlenme kararı aldılar bu basın da şok etkisi yaratmıştı ama ortada bir sorun yoktu ne monaco da ne de grace in ailesi tarafında kızları asil bir adamla evleniyordu prenses olucaktı ve üstelik katolikti de .
    o artık prenses di ve monoco da yaşıyor du grace in monaco ya gitmesi şüphesiz monocoyı daha bilinen bir yer haline getirecekti o artık hollywood yıldızı grace kelly değil monaco prensesi grace kelly di .
    bu birliktelikde 3 çocukları oldu prenses caroline, prens albert, and prenses stephanie. ama o sıkılmıştı tekrar film çekmek işine geri dönmek istiyordu çocukları büyüyünce bunu yapabileceğine ve geri dönebilceğine inanıyordu alfred hitchcock mogambo filmi için teklif götürdü grace kelly bu konuda çok heyecenlanmış fakat kabul edememişti bu hem saray içerisinde hem de monoco halkı tarafından büyük tepki görmüştü .
    zaten çocuklarıyla ilgili sorunlarıda bitmemişti en büyük sorunu da küçük kızı stephanie ile yaşıyordu sorunlarından biraz olsun kurtulmak için 2 çocuğu albert ve stephanie ile şehir dışına çıkmışlardı fakat stephanie geri dönmek istedi ve
    13 eylül 1982 de kızı stephanie ile birlikte saraya geri dönerken kendi kullandığı arabada kontrolünü kaybetti hemen yoğun bakıma kaldırılan grace kelly sonraki gün hayatını kaybetti .herkese veda etmişti ailesine monoco halkına ve hayranlarına...
    herkes onun herşeye sahip olduğunu düşünüyordu sahi gerçekten bir insan neye sahip olmalıydı güzellik mi?, para mı ? bir taç ya da büyük bir ünvan ? şan şöhret ?
    peki ya mutluluk?
    mutlu olmadan ya da karar verebilecek kadar bile özgür olamadan herşeye sahip olsanız bile ne fark ederki
    insanlar grace kellye baktıklarında belkide kendilerinde görmek istedikleri şeyleri onda buldular ve belkide pek çok insan onun yerinde olmak istedi ama o çok mu mutluydu?hayır değil di .
    onun hayatı için modern zamanın gerçek masalı diyolar ya belkide onu gerçek yapan bize çok yakın insancıl acılar çekmesiydi...


    (mszebra - 10 Kasım 2004 13:39)

  • comment image

    nedendir bilmem ancak bu kadının filmlerini izlerken kameranın omuz veya baş çekim yaptığı sahnelerde güzelliği beni ağlatıyor. gözlerimden istem dışı yaş geliyor. prenses değil tanrıça resmen. insan güzelliğine bakmaya doyamıyor.

    grace kelly kadar olmasa da büyük bir aşk duyduğum diğer aktris ise ingrid bergman'dır. bu ikisinden biriyle evlenmek isterdim...


    (efreet sultan - 28 Şubat 2013 13:32)

  • comment image

    to catch a thief i izledikten sonra, bir arkadaşımla konuşurken laf arasında "yahu bu kadın prenses gibi.." demiş, ve daha sonra kadını araştırdığımda gerçekten prenses olarak öldüğünü öğrenince tanrısal adaletin işlediğine bir kez daha inanmıştım. bu yaşıma kadar karşılaştığım evlenip, köpeği olunabilecek tek kadın olarak da görüyorum kendisini.


    (jimi the kewl - 30 Eylül 2004 16:05)

Yorum Kaynak Link : grace kelly




ARAMA
Film Adı/Konu

Puan/Oy/Yıl

Kişi

Tür

Ülke

Taglar

Sıralama Şekli

Seçimler