Dial M for Murder (~ Bei Anruf Mord) ' Filminin Konusu : Cinayet Var, kendisini aldatan karısını öldürmeye çalışan bir adamın hikayesini anlatıyor. Eski bir profesyonel tenisçi olan Tony Wendice varlıklı karısı Margot'la birlikte Londra'da nezih bir dairede yaşamaktadır. Margot'un hoşnutsuzlukları sebebiyle kariyerini sonlandıran Tony, karısının Mark Halliday isimli bir yazarla gizli bi ilişkisi olduğunu öğrendiği an intikam içgüdüsüyle dolar. Margot'u öldürmeye karar veren Tony, bir cinayet planı tasarlayarak harekete geçmeye başlar. Kusursuz cinayet planını uygulamaya koyduğunda onlarca aksilikle karşılaşan Tony cinayet planını anlatmak için yanlış bir numarayı aradığında ise işler iyice içinden çıkılmaz bir hal alır. Sinema dehası Alfred Hitchock'un en önemli yapıtlarından biri olan film tek mekanlı klostrofobik bir atmosferde geçiyor.
Psycho(1960)(8,5-534650)
Rear Window(1954)(8,5-396652)
Vertigo(1958)(8,3-324697)
North by Northwest(1959)(8,3-265924)
Rebecca(1940)(8,1-125830)
Notorious(1946)(8,0-84878)
Strangers on a Train(1951)(8,0-112281)
Rope(1948)(8,0-114912)
Shadow of a Doubt(1943)(7,9-53112)
The Birds(1963)(7,7-152062)
To Catch a Thief(1955)(7,5-55011)
The Man Who Knew Too Much(1956)(7,5-55561)
--- spoiler ---mükemmel film; hiç şüphesiz. ancak tüm mükemmeliyetine rağmen, gerçek hayatta bir polis dedektifi soruşturmasını o şekilde gerçekleştirecek olsa, yani arama izni olmadan eve girmek, eve geldiğinde yine izni olmadan sağı solu karıştırmak, ertesi gün idam edilecek birisini hapisten çıkartıp eve getirmek gibi olaylara imza atsa, yüzde yüz suçlu olan insan bile beraat eder. --- spoiler ---
(aegeus - 27 Temmuz 2007 11:09)
kusursuz cinayet kağıt üstünde de gerçek hayatta da mümkündür (nerden bildiğimi sormayın:) bu filmde kusursuz işleyen cinayet planı, kusursuz işleyen bir senaryo ile birlikte ilerlerken, sonrasında ray milland harika bir manevra ile sarpa saran işleri tekrar lehine çevirmişken, 54 senesi itibariyle senaryolardaki hays code kısıtlaması nedeniyle filmin sonunda kötü adam kazanıp, iyi kadın ölemeyeceğinden, senaryo gerçeklikten ve mantık sınırlarından biraz uzaklaşarak beklentileri tam olarak karşılayamaz. izleyici olarak, karısını öldürmeye de kalksa bunu hakkıyla yerine getirmeye azmetmiş, kıvrak zekalı, harika insan tony'e (ray milland'ın performansı tek kelimeyle: killer!) sempati duymamak mümkün değil. bence güzel falan olmayan, kocasını aldatan kaltak margot*un, dingil sevgilisinin saçma sapan teorileri(!) ve dedektifin gerçek dışı, fantastik eylemleri sayesinde idamdan yırtmasına sevinemediğimi itiraf etmeliyim.gel gelelim zaten hitchcock'un da istediği bu değil midir? yaaa...
(axellennox - 14 Mart 2008 23:04)
1954 yapımı bir alfred hitchcock başyapıtı. ustanın aynı yıl çektiği rear window gibi tek mekanda kotardığı filmin senaryosu için söylenebilecek tek bir kelime var: zekice. ray milland'ın oyunculuğu, grace kelly'nin de güzelliğiyle büyüledikleri film satranç oyunu gibi ilerliyor. önce tony'nin karısı ve azmettiricisini ilgilendiren parçaları yavaş yavaş nasıl toplayıp, nasıl kusursuz cinayet işlerim planını dinliyoruz. olaylar plana uygun ilerlerken gerilim dozu üst düzeyde seyreden azmettirici kadın mücadelesiyle birlikte planların alaşağı olmasını, tomy'nin keskin zekasıyla olayları nasıl lehine çevirdiğini, margot'un sözüm ona cinayet romanları yazarı sevgilisinin göte bala bazı şeyleri nasıl keşfettiğini, polis müfettişinin bıyıklarını boşuna bırakmayıp, olayları bir anahtar sayesinde nasıl çözdüğünü izlerken aklımıza ister istemez bir tek soru takılıyor: anahtarlık diye bir şey o yıllarda kullanılsaydı hitchcock usta ne bok yerdi?
(crowley - 18 Haziran 2009 22:18)
--- spoiler ---hitchcock filmografisinde biraz arada kalmış bir görüntü çizen bu klasik, ilk izlediğimden beri, sinematografisinin gücünden (sınırlı mekanda kotarılan üst seviyedeki gerilim, mükemmel kamera açıları) bağımsız olarak şahsımı çok etkilemiştir. konu, onca kara roman/film göz önünde tutulursa 1954 için bile çok klişe; plot twistler desen hitchcock için çok da zor/yeni sayılmaz ama filmde öyle bir duygu var ki, tarif edebileceğimden bile şüpheliyim.bir kere, ray milland'ın duygusal olmayan (unutmayınız efendiler öfke de duygudur) tepkisi sıradan adam için alışılmadık olmasına rağmen tam da eşine ilgisiz, içten pazarlıklı ve kurnaz bir kocanın vereceği cinsten. ama bu tepkinin kadında yarattığı izlenim çok enteresan: filmin neredeyse başında, grace kelly sevgilisine şantaj olayından bahsederken ayrılmaları gerektiğini ima eder ve ilişkilerini kocasına anlatmayı düşünen adamı "anlamıyorsun, tony artık değişti. bana karşı çok daha iyi" diyerek durdurmaya çalışır. seyirci anlar ki grace kelly'nin kafası karışıktır ve kocasınının değerini anlayarak, onu aldatarak işlediği günahtan -bilinmeyen şantajcı sayesinde de olsa- dönmek niyetindedir. aldatılan insanın yapabileceklerini, ahlaki motivasyonlar ve duruma göre değişebilecek bazı zorunlu tepkileri sabit kabul ederek (ceteris paribus) görmeye çalışalım: ray milland başlangıçta duygusal bir tepki gösterip de dahiyane cinayet planını hazırlamasaydı muhtemel iki sonuçla karşılacaktı: ya karısı pişman olup onu affetmesi için adama yalvaracaktı (yani kadını kazanacaktı) ya da üzgün olduğunu belirtip sevgilisinin kollarına koşacaktı (yani kadını kaybedecekti). öte yandan, olayı görmezden gelseydi ama cinayet planını da hazırlamasaydı, hiç ağlama-sızlanma olmadan yine aynı sonuçlardan birisiyle karşılaşacaktı.sonucu şansa bırakmak yerine kadını kaybetmeyi seçmesi, yukarıda sabit kabul ettiğimiz güdülerden herhangi bir tanesinin işlemesiyle bile çok normal. cinayet motivasyonu olmadığı izlenimini bırakmak için durumu bilmezden gelmesi ve yaptığı mükemmel planla eşgüdümlü işleyecek adımları atması da gayet kabul edilebilir. gel gör ki, grace kelly'nin bu sahte adamı beğenmeye başlaması ve belki de baştan beri stilize soğukkanlılığının yol açtığı bir ötekileştirmenin kurbanı olan ray milland'ın -en azından dönem seyircisinin gözünde- "eşini seven tutkulu adam"dan "pişman karısını öldürtmeyi düşünen şerefsizin teki" haline gelmesi hiçbir aşk/suç hikayesinde olamayacak kadar ironiye bulanmış durumda. tam da bu yüzden, hitchcock sineması, muhtelif gerilim öğelerinin hemen hepsinden birer tutam barındıran ama parçaları toplayan çatıdan yoksun çağdaş muadillerinin çok ötesinde.--- spoiler ---
(martin edilen - 23 Aralık 2009 18:48)
çok harika bir film. her şey çok zekice kurgulanmış. itiraf etmeliyim ki filmin başından beri kötü adamı savundum. (aslında kötü adam demek yanlış olur, bence özünde çok da iyi bir insan)--- spoiler ---ilginç bir detay ise, filmin sonunda adama ne olduğu, kaç yıl yediği filan gösterilmemiştir ki beni çok sevindirmiştir bu durum. adamın kurduğu komplo ortaya çıktıktan sonra pişkince herkese içki ısmarlaması ve filmin orda bitmesi bence olağanüstü olmuş. yemin ederim o kaltak karı asıldıktan sonra bu foya ortaya çıksaydı daha çok sevinecektim..bir de tony o kurguları hele ki manevrayı nasıl o kadar kısıtlı süre içinde düşündü hayretler içindeyim. nasıl bir soğukkanlılık, nasıl bir zekadır..--- spoiler ---
(cryptist - 6 Mart 2011 23:22)
hitchcock; dikkat edilirse evi tek bir açıdan bizlere sunmuştur. izleyici kapının karşı tarafından yaşananlara tanıklık eder. bir eve, bir odaya her açıdan baktığınızda rahatlarsınız. hitchcock bunu istemez, bir kaç sahne harici evin sadece bir yüzünü görürsünüz ki kendinizi rahat hissetmeyin, amacı budur. filmin kamera açıları da dillere destandır. her sahne çekilebilecek en doğru açıdan çekilmiştir. bu konuda hitchcock farkını fazlasıyla hissettirmiştir.film; hitchcock'un hasta olduğu konu kusursuz cinayeti anlatmakla kalmaz, kusursuz bir de görsel şölen sunar bizlere...
(tahrik olmusken objektif olamam - 1 Eylül 2011 03:15)
alfred hitchcock'in bir filmi.filmde karisinin kendisini aldattigini anlayan adamimizin super bir planla karisini oldurtmeye calismasi fakat planin tutmayip kadinin katili oldurmesi ve akabinde gelisen olaylar.gayet guzel ve akici bir film.ayrica filmde ray milland'in duvardaki resmi katile gosterdiginde resimde hitchcock'in gorunmesi gibi ufacik bir atraksiyonu var.
(ahmet corleone - 21 Mayıs 2001 16:55)
1954 hitchcock için ilginç bir yıldı. kendini kapalı alanlara hapsederek aklını deniyordu. "yönetmenlik dediğin oscar ile taç değil, gönlünü hitchcock eyleyen oscara muhtaç değil" düsturuyla bir salon, bir pencereye talim ediyor, hemen oracıkta işini hallediveriyordu. zira bu filmde mekan tek bir salonken, aynı senenin mahsülü rear window, pencerenin sağladığı kadrajdan arka bahçelerde olan bitene tanık olmamızı sağlamıştır. dial m for murder'da seyirci önce enfes bir komplo ile selamlandıktan sonra sinema tarihinin en gerilimli cana kast sahnelerinden biriyle karşılaşırız. tek mekanı alabildiğine verimli kullanan hitchcock'un şu hilesine değinmek isterim: dedektife mutfağın gösterildiği sahnede parmaklık izlenimi, duvara yansıtılan parçalı güneş ışığıyla verilerek neredeyse beleşe getirilmiş, mutfak hiç görüntülenmeden mekanda genişlik vehmi yaşatılmıştır. finaldeki şapa oturtma sahnesi ise akıllara zarardır. her ne kadar rear window daha sevilse de benim 1954 favorim bu müstesna eserdir.
(grapes of butcher - 13 Haziran 2004 14:58)
kanimca ray milland in gorunus olarak james stewart a benzemeye calistigi film, sac tipinden bakislarina, kiyafetinden hareketlerine kadar jimmy stewart i andiriyor bence. aslinda sunuda dusundum icimden james stewart o yillarda alfred hitchock un gozde aktoru ama tahminim kotu adami oynamak istemedigi icin bu filmi reddetmistir die dusunuyorum tabi eger teklif edildiyse tony rolu. bunun disinda her zamanki gibi prenses kelly insani buyuluyor, ulan diyorum 1950 lerde yasasaydim herhalde odamin her yaninda bu kadinin resimleri olurdu
(partizan turks - 28 Temmuz 2005 23:57)
trt2'de siyah beyaz olarak yayinlanan film. yuh yani 2006 senesindeyiz, orijinali renkli olan filmi siyah beyaz yayinla, ne diyeyim ki.
(vinyl - 15 Mart 2006 23:34)
Yorum Kaynak Link : dial m for murder