Oyuncular
  • "hotbird uydusu üzerinden yayın yapan , ingilizce geliştirmek ve sermaye işbirlikçisi kanalların eline vermek için bire bir olan kanal."
  • "teledünya'da yayına başlamış kanal."
  • "kim ki duk'un yeni filmi. henüz imdb'de yer verilmemiş olması bir şeyi değiştirmez. severiz."
  • "muadili kbs world' e nazaran, bir tuhaf kore dizilerini daha az yayınlayan tv kanalı."
  • "fragmanını izledikten sonra bir süre etkisinden çıkamadım. bir de dile dolanıyor: aariiiraaang."
  • "bir kore türküsünün de adı olan, "kendini gerçekleştirmek" anlamına gelen deyiş."
  • "31. uluslararası istanbul film festivali kapsamında gösterilecek olan kim ki-duk filmi."
  • "deneysel film..şükürler olsun ki sinemasına gitme gibi bir tufaya düşmedim de netten indirip sildim. netten indirip izlemedim dikkat çekerim.."
  • "bir kim ki duk başyapıtı."
  • "kendisi aynı zamanda bir kore halk şarkısıdır."
  • "sayesinde tüm kore'nin sarışın olduğunu öğrendiğimiz televizyon kanalı."




Facebook Yorumları
  • comment image

    hotbird uydusu üzerinden yayın yapan , ingilizce geliştirmek ve sermaye işbirlikçisi kanalların eline vermek için bire bir olan kanal.


    (drdr - 28 Ocak 2008 15:57)

  • comment image

    http://www.arirang.co.kr/

    internet uzerinden de izlenebilen tv kanali. ayrica radyosu da vardir ki calisirken kafayi toplamak gerektiginde acilmasi farzdir.

    televizyonu kore'yi o kadar guzel tanitir ki, gidis donus ucak biletinin en ucuzu 2.500 ytl olmasa (kaldi ki oyle kafadan almaya kalksaniz 4.500 ytl filan) yarin kore'ye gidesiniz gelir.


    (satine - 10 Nisan 2008 18:22)

  • comment image

    güney koreli ünlü yönetmen kim ki duk'un bu yılın başında çektiği son filmi.
    film belgesel-drama olarak nitelendirilecek türde.
    aslında tam anlamıyla meraklısının sonuna kadar izleyebileceği oldukça alternatif bir yarı-gerçek film.

    filmde dağ başında bir kulübede tek başına yaşayan kim ki duk'u ve kendisi ile yaptığı hesaplaşmayı izliyoruz.

    ----- spoiler olsa da, olmasa da çok farketmez aslında ------------------

    üç yıl boyunca kendini kulübeye kapatan yönetmen, dream adlı filminin setinde başroldeki kadın oyuncunun, bir kaza sonucu, az daha ölmek üzere olduğunu görüp hayatını kurtarmasının ardından içine düştüğü bunalımı anlatıyor bizlere. olay sonrasında hayatının ve yaptıklarının muhasebesini yansıtmış perdeye. "bu durumda film çekemeyeceğim için ben de kendimi filme aldım" diye açıklıyor durumu.

    kulübede bir gününü oldukça iptidai koşullarda geçiren ki duk, evin içine kurduğu kamp çadırına machintosh bilgisayarını ve ikili ekranını yerleştirmiş. geceleri kulübenin içindeki bu çadırda uyuyor.

    yönetmenin sürekli bir şeyleri hazırlayıp yediğini yakın planda izliyoruz. kavun vb bir çok meyveyi sobanın üstünde kurutup bir sonraki öğünde yemek üzere saklıyor mesela. su ihtiyacını karı eriterek karşılıyor. topukları patlamış nasırlarla dolu, saçı başı dağılmış bu adam uzun bir süredir yıkanmadığını ifade ediyor ama her gün yüzünü yıkıyor saçlarını düzeltiyor ve dişlerini mutlaka fırçalıyor. kulübenin dışında kendisi gibi sürekli bir şeyler yiyen bir kediyi besliyor zaman zaman.
    bu süre içinde hayat hikayesini, yaptığı filmleri, uğradığı ihanetleri, insanların iki yüzlülüğünü anlatıyor. bunları önce "kendisi ile yaptığı soru cevap", sonra da "gölgesinin yaptığı kim ki duk röportajı" sayesinde yansıtıyor perdeye...
    "bir çok oyuncu filmlerde patlayıcı rollerde yer almak ister, kötüyü oynamak daha çekicidir. oysa kötüyü oynamak kolaydır çünkü kötülük içimizde yaşar" minvalinden çıkarımlarda bulunurken sağa sola ve kendine kallavi küfürler savuruyor.

    en ilginç tesbiti ise yaptığı filmlerin kendi ülkesinde bıraktığı etki üzerine...
    "yaptığım bir çok filmde ülkemi utandıracak bir çok şey anlattım. filmlerim kore'de çok fazla gişe yapmadı. fakat uluslararası platformda geniş yankı uyandırdı ve ilgi gördü. festivaller sayesinde uluslararası ödüller aldıkça ülkem de beni madalyalara ve ödüllere boğdu. kore'nin tanıtımına büyük katkı sağladığımı düşünüyorlar. bunu düşünen yetkililer büyük ihtimalle filmlerimi hiç izlemeden bu sonuçlara varmış olabilirler."

    film teknik olarak, kim ki duk'un kendisi tarafından çekilip montajlanıp yayına hazır hale getirildiği düşünülürse oldukça başarılı. yönetmen sonuçta "reality" çekiyorum diye kamerayı bir yere sabitleyip durağan görüntü alma kolaycılığı yapmamış. hareketlerinin devamlılığını değişik planlarla sağlamış, akıcılığı artırmış.

    filmin müziklerini de ağlayarak yine kendi yapmış yönetmen. arirang adlı türküyü kötü sesi ile defalarca söylüyor.

    filmin finalinde ise gerçekler giderek yerini soru işaretlerine bırakıyor.***

    filmin bir yerinde -altyazının yalancısı olarak tesbit ettiğim- bir repliği vardı ki, sıkıcı atmosferi kendi adıma dağıtmamı sağladı bir süre. yönetmen kendine sinirle soruyor:
    -beni nasıl sorgularsın...sen de kim ki duk?

    ayrıca bir sahnede yönetmenin aldığı ödülleri hızlıca görüyoruz, yanılmıyorsam bizim altın portakal heykelciği de giriyor kadraja.(menderes türel'in 40 yıllık kadın figürünü açık bulup değiştirdiği versiyonu)

    ----- spoiler olsa da, olmasa da çok farketmez aslında ------------------

    sonuçta kim ki duk filmlerini seviyor olsanız da ciddi anlamda sıkılabileceğiniz deneysel türde bir film. yine yönetmenin sıkı bir takipçisiyseniz izlemenizde fayda var.
    adamdan ya tiksineceksiniz ya da yazık amcama diyip daha bir seveceksiniz.
    benden söylemesi...


    (draos - 9 Ekim 2011 10:28)

  • comment image

    kim ki duk'un son filmine adını veren ve yönetmenin filmde defalarca söylediği hüzünlü kore türküsü. kim ki duk, bu türküyü yüksek perdeden bazen ağlayarak söylerken, kendi iç hesaplaşmasını yansıtıyor izleyiciye. yönetmen adeta kendisine verdiği film yapmama cezasını, kendi filmini çekerek kırmaya çalışıyor. zira bir yanı artık film çekmek istemezken, diğer yanı film çekmek için adeta deliriyor. çünkü yaşamanına anlam katan tek şey film yapmak. filmin sonunda kim ki duk son kurşunu kendisine saklayıp tetiklerken, adeta bu acıya son veriyor ve filmde gösterdiği kim ki duk'u öldürerek, yeni bir yaşam ve yeni filmler için yeniden doğacağının mesajını veriyor.


    (sarpito - 9 Ekim 2011 10:59)

  • comment image

    deneysel film..şükürler olsun ki sinemasına gitme gibi bir tufaya düşmedim de netten indirip sildim. netten indirip izlemedim dikkat çekerim..


    (labit - 26 Mart 2012 15:41)

  • comment image

    cannes film festivali'nde 'belirli bir bakis odulu' de alan belgesel- drama. yonetmen inzivada oldugu donemi ozetlerken, sisteme gecirip yine de sistemin icinde aslanlar gibi durdugunu ilan etmis. sikilip salondan cikarsaniz uzulmez aksine bunca durust seyirciyi bulabildigi icin deliler gibi aglayabilir.

    ayrica bu yari belgesel vesilesiyle diger filmlerini çiğ, kaba ve teknikten yoksun bulan kimi elestirmenlere de orta parmagini gosterdiginden neredeyse eminim.

    ayrica sozlukte kim ki duk adina satirlarca methiye duzenlerin bu basliga ugramamis olmasi da oldukca metaforiktir.


    (ranini - 4 Nisan 2012 23:55)

  • comment image

    filmin daha ortalarında "şimdi eve gidip bu filmi forumlarda, sözlüklerde araştıracağım ve herkesin ne kadar kötü bulduğuna dair yazılar bulacağım" diye düşündüm; öyle de yaptım; öyle de çıktı.

    sorun yok, zaten kim ki duk ortaya birileri beğensin diye bir şeyler çıkarmamış. ama filmin sonlarında anladım ki aslında kimse beğenmesin, eleştirsin diye de bir şey çıkarmamış. bu film gerçekten kendiyle hesaplaşma filmi. eleştiri de içinde, övgü de. bize buna tanık olmak düştü. hepsi bu.

    ilk 10 dakikası "eyvah eyvah galiba adamın beslenme alışkanlıklarını izleyeceğimiz saçma ötesi bir belgesel olacak bu" dedim. neyse ki hemen toparladı. kim ki duk'un monologlarını fazlasıyla samimi bulduğumu ama bunun da ötesinde gerçekçi bulduğumu ekleyeyim. bir yönetmenin yılların birikimiyle düşündüklerini aktarması bir yana, bir "insan"ın kendine ve diğer insanlara dair tespitlerini duymuş olduk. birkaç yerde bu tespitler ağırdı ve o kadar sahiciydi ki dağıldım. finale doğru olanlar biraz enteresandı ama onu da kara mizah ögelerinin varlığına yordum. çok mu iyimser yaklaştım bilmiyorum.

    sıkılacaksınız biliyorum ama yine de izlemedim diyeceğiniz bir film olmasın bence. adam sıkılmış kendini çekmiş yorumunu da yapmayın gözünüzü seveyim. o bunu kendisi söylemiş zaten. üstüne bir şeyler eklemek için izlemeyin bu filmi. zaten bu filmde "bir şeyler" anlatılıyor; onları anlamak için izleyin.


    (eh iste bilemiyorum - 10 Nisan 2012 22:04)

  • comment image

    artık ingilizce altyazıları türkçe gibi okumamı borçlu olduğum, hotbird'den yayın yapan güney kore kanalı. kore kültürü ile alakalı birçok programı var.
    insanın içinden ister istemez "trt int niye bu şekilde yayın yapmıyor?" sorusu geçiyor.


    (sturmgewehr - 17 Kasım 2004 13:30)

  • comment image

    birinin hayalleri ya da hikayeleri yüzünden ölmesinden endişelenen bir adamın kendiyle yüzleşmesine dair bir film.

    kendini gerçekleştirmek, belki de kendini gerçekleştirme arayışı ve çatışmasından başka birşey değildir.

    bu çatışmanın ortasında ağlamak susmaktan iyidir.

    "sana yardım edemem ama senin için ağlarım"


    (louisemichel1871 - 6 Temmuz 2012 16:19)

  • comment image

    tum filmlerini izledigim sayili yonetmenlerden. ama en cok etkilendigim arirang olmustur. elimde firindan yeni cikmis yarim karakabagi, kabugundan kasiklarken basladim izlemeye adam 5 dk sonra aynisini yapiyordu, bu etkilenme ondan da kaynaklanmis olabilir belki. neyse herkes sevmeyebilir ama bence herkes saygi duyacaktir bakis acisina, anlatim methoduna ve zihnine.


    (artio - 2 Şubat 2015 21:59)

Yorum Kaynak Link : arirang