The Young Victoria (~ Genç Victoria) ' Filminin Konusu : Üç dalda aday gösterildiği Oscar ’ı en iyi kostüm dalında kazanan Young Victoria – Genç Victoria , Britanya tarihinin en uzun tahtta kalan kraliçesi Kraliçe Victoria’nın genç yaşında iktidara yürüyüşünün öyküsü anlatılıyor… Genç Victoria’da, Kraliçe Victoria’nın kraliyet ailesi içindeki iktidar kavgalarının nesnesi olmaktan, Prens Albert (Rupert Friend) ile yaşadığı romantik yakınlaşmaya ve dillere destan evliliğine kadar değiniliyor. Genç Victoria’nın (Emily Blunt) drama, romans, siyasi entrikalar ve nefes kesici bir sinematografiyle örülü öyküsü, İngiliz oyunculardan oluşan kadrosuyla daha da güçleniyor.
Ödüller :
Pride & Prejudice(2005)(7,8-226583)
Sense and Sensibility(1995)(7,7-90400)
Elizabeth(1998)(7,5-84614)
Jane Eyre(2011)(7,4-74535)
Becoming Jane(2007)(7,1-53579)
Girl with a Pearl Earring(2004)(6,9-75812)
The Duchess(2008)(6,9-79242)
Elizabeth: The Golden Age(2007)(6,9-61128)
Emma(1996)(6,7-32191)
The Other Boleyn Girl(2008)(6,7-108049)
Academy Awards - Oscar : "En İyi Kostüm"
BAFTA : "BAFTA Film Award-Best Costume Design"
bu sene tamamlanan ingiltere - abd ortak yapımı, kraliçe victoria'nın gençliğini anlatacak film. hiç hazetmem böyle filmlerden lakin jean-marc vallée, c.r.a.z.y.'den sonra kötü film çekmez, çekmemeli gibi bir his oluştu içimde. victoria'yı emily blunt canlandırıyor. jim broadbent de kral william'ı.
(nihilanth - 17 Şubat 2008 16:33)
ilk bakışta #15967084 numaralı entry'mde belirttiğim özelliklere sahip bir filmmiş gibi geldi.isterse dünyanın en güzel filmi olsun ingiliz kraliyet ailesinden gına geldiği için seyretmek için çaba harcamayacağım bir filmdir.gene de meraklıları için: http://www.imdb.com/title/tt0962736/
(aagrid - 22 Mayıs 2009 14:11)
(bkz: http://www.imdb.com/title/tt0962736/)güzel bir dönem filmi. öncelikle çok özel bir örneği olmadığını söyleyebilirim. emily blunt gayet başarılı. mizacı ve yüz yapısı zaten genç kraliçe rolüne çok uygun. ortalamanın üzerinde bir romantik film olarak kayıtlara geçebilir. bu tip filmleri ben siyaset-iktidar muhabbetlerinin ne kadar pislik olduğunu hatırlatıcı olduğu için genelde katlanılabilir, asıl hikaye olarak kullanılan aşk-ihanet gibi insanların duygularını okşayan temaları ile ise eğlenceli olabilme eğiliminde buluyorum..tabi insan bu ingilizlerin jane austen, shakespeare, charles dickens eserleri ve kraliyet entrikaları dışında birçok soykırım, zulüm, provakosyon, bölme, sömürü hikayeleri de olduğunu düşünüyor. onların da birgün film olmasını istiyoruz elbette.. bu arada great expectations gayet amerikalı çekilmişti di mi?verdict:emily blunt için izleyebilirsiniz. unutmayın o dünyanın en güzel kadınlarından biri değil ama en alımlılarından. ve iyi bir oyuncu..--- spoiler -----some people are born more fortunate than others. such was the case with me!--but as a child i was convinced of quite the opposite! --what little girl does not dream of growing up as a princess?--- spoiler ---
(cryosync - 9 Kasım 2009 23:01)
beriki boleyn kizi, otedeki duses gibi filmlerle tam olarak ayni kategoride degerlendirilemeyecek bir film oldugunu dusunuyorum. bunlar bildigim kadariyla coksatan tarihi romans turundeki romanlardan uyarlanmis; bayat ask, ihtiras ve entrika zittirilarini donem atmosferinin satafatiyla (ki o gorkeme sokayim, dedirttiler artik) izleyiciye kaktiran yapimlar. seveni var sevmeyeni var o ayri. bu film bi kere tudorlarla ilgili olmamasi (nihayet) nedeniyle ilgimi cekti, ikinci olarak da kralice victoria'yla ilgili olmasiyla. turkiye'de bu periyod hâlâ "viktoryen donem cok kotuydu, kati ahlâkcilik vardi, insanlarin ruhlari hapsediliyordu"dan oteye gitmeyen bir derinlikte isleniyor olabilir ama genel olarak dunyada pek kalmamis bir yaklasim bu; insanlar samimi olarak ve anlamak isteyerek yaklasiyorlar viktorya donemine. bu film de bu cabanin bir ornegi olarak gorulebilir sanirim; hafizalarda yer edinmis kaslarini catan, kocasinin yasini tutan somurtuk kralice victoria'dan farkli bir portreye yonelinmis, her seyden once gencligini gostermisler. ufak detaylar haricinde (mesela suikast girisimi gercekten de var, deli bir adam tarafindan gerceklestirilmis ama prens albert yaralanmamis aslinda) tarihi gercekliklere de sadik kalinmis; ogrenmek isteyen, meraki olanlar da bu sebeple izleyebilir. kisacasi boyle atesli matesli biseylerden, tutku firtinalarindan fenalik geldiyse, jane austen'a soguk ve hesapci diyenlerin onu anlamadigini dusunenlerdenseniz izleyin bence.
(langsuyar - 28 Aralık 2009 21:02)
82. oscar ödüllerinde en iyi kostümü alan film.
(szg - 8 Mart 2010 05:12)
oyunculuk ve kostümler açısından gerçekten de oldukça başarılı bir film tamam ama gene de gerçeği pek yansıttığını düşünmüyorum. film victoria'nın gençlik yıllarını ve albert'le evlenmesini konu ediyor ama bu filmde çizilen victoria karakteri son derece sevecen, halkının özellikle de fakirlerini çıkarlarını gözeten bir karakter olarak çizilmiş. ii güzel de insan gençliğinde böyle olup sonrada nası 180 derece değişir orasını anlayamadım? kocası ölünce mi bu kadar katılaşmış acaba? zira victoria devri hakkında biraz bilgi sahibiyseniz, özellikle ağır işlerde çalışan ingiliz halkının ne kadar zor şartlar altında yaşadığını, kadın yemek karşılığı fuhuş yaptığını*, seksin "s"sinin ağızlara alınmadığı bir devir olduğunu hatırlayacaksınızdır. o yüzden filmdeki victoria'yla tarihteki victoria'yı bağdaştırmakta biraz zorlanım açıkcası. tama insan gençken farklıdır, yaşlandıkça tecrübeler edinir olgunlaşır falan da, insanın dünyaya bakış açısı, ahlaki yargıları bu kadar da değişmez ki? bilemedim valla. onun dışında film victoria'yla albert'in aşkına yoğunlaştığından o dönem ingilteresi ve politika üstüne çok fazla birşey bulamıyo insan ama yine de o dönemleri seviyosanız izleyin derim özellikle emily blunt çok iyi bir iş çıkarmış, rolüne cuk oturmuş diyebilirim.
(venus - 9 Mart 2010 10:05)
siradan bir saray filminden uzak bana kalirsa. daha çok bir ask filmi gibi. bunu kotu anlamda da söylemiyorum, çünkü bana kalirsa o tarzda basarili bir örnek. fakat çok kisa suresi nedeniyle, ne tarihi ne de romantizmi güzel verebilmis. albert'in ölümüne dogru biraz daha uzasaydi belki daha seyredilebilir olurdu, zira victoria doneminde bahsedilebilecek bir sürü olay bulunabilir. fakat film victoria'nin gençligini anlatiyor, yakisik almaz diye dusunuyorsaniz, o zaman gençliginden biraz daha bahsetmeliydi film diye düsünuyorum.sonuç olarak, her ne kadar prens albert ile victoria'yi -yakisikli/güzel aktorler nedeniyle- begenerek izlemis olsam da; bir aile içi problem ile bir politik hatanin victoria'nin gençligini özetledigini reddediyorum. ama kraliyet ve ask severim derseniz, bir bir buçuk saatinizi ayirin, çok pisman olmazsiniz.
(amandur - 1 Nisan 2010 01:28)
dönem filmi izleyeceğim diye başladım, ama izlediğim en güzel aşk filmlerinden biri çıktı. kraliçe victoria'nın prens albert'a kraliyet ailesi evliliklerine görülmedik şekilde deliler gibi aşık olduğunu okumuştum, afişlere bakınca da anlaşılıyor tabi, young victoria denince bir insan gençken ne yapar, aşık olur o da tamam ama aşka dair gerçekten bu kadar güzel olmasını beklemiyordum.kraliçe victoria, artık seni anlıyorum, sert mizacını, ben de öyle bir eşi 42 yaşında kaybetsem dünyanın en ketum, en yaslı ve en tesellisiz insanlarından biri olurdum."in the memory of her husband, victoria had his clothes laid out every day until her death, at the age of 81". (yalnız prens albert da aşık olunmayacak gibi değilmiş, filmdeki şahane bir yana, adamın orijinali de aşırı yakışıklıymış, beyaz ten, renkli göz, açık kumral, güzel suratlı, zayıf, asil, daha ne olsun?)--- spoiler ---daha uzun bir film olabilirdi bence. victoria'nın gençliğinin siyasi olaylarını çok geçiştirmişler, albert kısmına ağırlık vermişler, gidişatı da klasik; victoria ve albert "birbirlerini tanısınlar da evlensinler, güç bizde olsun" diye bir araya getirilirler, fakat ikisi de yaşıtları olan moronlardan farklıdır, önce çok yakın arkadaş sonra aşık olurlar, evlenirler, öpüşüp koklaşırlar, prens kendini sığıntı gibi hisseder, biraz kavga ederler filan, sonra kötü bir olay olur ve "seni kaybediyorum sandım böhü böhü", öpüşüp barışırlar, bebekleri olur(bu ikisinin tam 9 tane olmuş, e hakikaten sevmişler birbirlerini çok), mutlu mutlu yaşar giderler. tamam gidişat klasik ama işleniş çok güzel, emily blunt öyle güzel bir victoria, rupert friend öyle tatlı bir albert olmuşlar ki her sahneleri çok aşk dolu, çok içten olmuş. böyle "ay canıım" diyerek izliyorsun. victoria adına diyorum ki, kraliçe olana kadar merdivenlerin bile dadıyla çıkıldığı, peşinde kuyruk gibi nedimelerin gezdiği bir hayat olmaz olsun, eğer albert yoksa. bak nasıl da tatlılar- good morning wife--- spoiler ---victoria ve albert, size puanım 10.
(isolde - 18 Ocak 2011 02:09)
emily blunt'un kraliçe rolünde yıldızlaştığı bir film.. bu filmle dikkat çekmiştir artık kendileri...aşk öyküsü dışında, dönemi anlatmayan bir film..elizabeth 1-2, the other boleyn girl gibi filmlerin devamı niteliğinde..aradaki kral ve kraliçeler de çekilirse, ingiliz tarihi tamamdır...
(journalist - 12 Şubat 2011 17:53)
bu gece saat 23.00' te cnbc-e de yayınlanacak olan 2009 yapımı film.
(minaredenatbeniinasagiyatutbeni - 11 Nisan 2011 18:16)
--- spoiler ---harika bir film.victoria harika, albert harika... sonra eldivenler, şapkalar, elbiseler, mücevherler harika.albert ile victoria'nın birbirlerine sarılmaları harika.albert'ın yağmur yağarken merada dans edişi harika. çok sevimli.filmi, elim çenemde ve de ağzım kulaklarımda, gülümseyerek izlediğimi itiraf ediyorum. sürekli, canım victoria & albert; long live e mi dedim durdum. ekrana dokunarak, çok sevimlisiniz diye, sevdim şu son sahnelerini . bu kadar övmeden sonra şunu söyleyebilirim ki; film sadece bir aşk filmi, o kadar. dönemin sancılı, ekşınlı olaylarının derinlemesine incelenmesini beklemeden, bu iki sevimlinin aşkını izleyin. albert'ın alıngan içgüveysi halleri ile anlayın ki prensler de böyle triplere girebiliyormuş. victoria'nın, "ben kraliçeyim! heyt be kendine gel adam." diye çıkışları, taçmış- şanmış ve de her royal highness' mış tanımıyormuş. kadın, buckingham sarayı'nda da kadınmış; anlayın.neyseki etraftaki çakalları tek tek temizleyip de 9 çocukla mutlu mesut yaşamışlar.bu arada, victoria'nın çocuklugu insana; ya prenses olmak da zormuş dedirtir. küçük victoria'nın kitaplardan ev yapıp, oynadıgını görünce insan; vah vah demeden edemez. ama eminim, ondan olan o 9 çocuk kitaplardan ev yaparak büyümemişlerdir, fırsat bulamamışlardır; çünkü anneleri, neredeyse yıl aşırı bebek yapmış*.özetle, dönemi tam anlamıyla değil de köşesinden bucagından yansıtmışlar. victoria ve sonsuz aşkı albert'ın el ele, etraftaki mal insanların baskılarını nasıl aştıkları, daha çok aşk eksenli bir kaygı güdülerek anlatılmış filmde.kısa ama güzel, mutlu bir 20 yıl. ve tüm krallıga sittin sene yetecek 9 çocuk; harika.--- spoiler ---
(scarlettleia - 28 Haziran 2011 00:37)
dönem filmlerini sevenlere hitap eden film. görkemli bir kurgusu yok belki ama, mekânlar ve kostümler göz alıcı. tabii emily blunt'ın güzel oyunculuğu da seyrettiriyor kendini. ayrıca filmde genç victoria'nın ruh hâli oldukça iyi yansıtılmış. --- spoiler ---- kendini bir satranç taşı gibi hissettiğin oluyor mu? kendi iraden dışında oynanan bir oyundaymışsın gibi? (...) tahtanın üzerine eğilip beni oradan oraya sürüklediklerini görebiliyorum...- o zaman bu oyunun kurallarını o kadar iyi öğren ki onlardan daha iyi oynayabilesin.--- spoiler ---tecrübesiz ama etrafında dönenlerin de farkında olan genç bir veliaht için bundan iyi tavsiye/nasihat olamaz sanırım.filmin müziklerini ilan eshkeri yapmış, özellikle de taç giyme töreni esnasında fonda çalan müzik etkileyici. filmin yapımcıları arasında martin scorsese ve sarah ferguson da yer alıyor.
(martin jacques mystere - 29 Ekim 2011 01:35)
dönem filmi olarak yaklaşmamak lazım. dönemi ve o zamanın koşulları arka planda ve hatta yan hikayecikler olarak kalmış.fakat dönemin değişkenlerini, etkin rolleri rahatça görebiliyoruz.oyuncuların performansları müthiş. çok sağlam hazırlandıkları belli. --- spoiler ---başta kraliçenin tecrübesizliği diyelim artık insana has olan güçle birlikte egonun zirve yapması. doğal bir sonuç.filmde geçen ''aileler, onlar olmadan ne yapardık'' cümlesi de gülümsetti. duyguların kaynaklarıdır onlar. filmde de bütün çatışmaların çoğu aile arasında ya da tabanlı oldu.--- spoiler ---
(ramagic - 13 Ağustos 2012 14:45)
çok dar bir izletyici kitlesine hitap eden filmdir bence. ben o kitlede değilim malesef. emily blunt izlemek keyifli mi? kesinlikle evet. prens de yakışıklıydı allah var
(sakinkarnak - 15 Ocak 2013 10:53)
emily blunt ve kostümler dışında pek bir numarası olmayan film. halbuki sarayda geçen bu tip hikayeleri çok severim, bu pek olmamış gibi.
(brooklyn carter - 21 Haziran 2014 03:06)
Yorum Kaynak Link : the young victoria