Stanno tutti bene (~ Herkesin keyfi yerinde) ' Filminin Konusu : Stanno tutti bene is a movie starring Marcello Mastroianni, Michèle Morgan, and Valéria Cavalli. Matteo Scuro is a retired Sicilian bureaucrat (responsible mainly for the writing of birth certificates) and a father of five children,...
Ödüller :
La leggenda del pianista sull'oceano(1998)(8,1-51610)
Una pura formalità(1994)(7,8-8630)
Malèna(2000)(7,5-84366)
La famiglia(1987)(7,5-1765)
La sconosciuta(2008)(7,4-14688)
L'uomo delle stelle(1995)(7,4-4465)
Il camorrista(1986)(7,2-1122)
Baarìa(2009)(6,9-6310)
La domenica specialmente(1991)(6,4-233)
La corrispondenza(2016)(6,1-3368)
Cannes Film Festivali : "Prize of the Ecumenical Jury"
ya arkadaş ben de okumadan etmeden sırf filmin adına kanaraktan, herkes iyiymiş işte, rahat, iç açıcı bir filmdir de gider rahat rahat izleriz diye gittim bu filme, içim ezildi ya. ağladım resmen. bir kere filmin kendisinin ağlaklığını geçtim robert de niro'yu o hallerde görmek başlı başına bir yıkım sebebi. keşke her daim o efsane robert de niro olarak kalsaydı akıllarımızda, hiç bu işlere girmeseydi dedim çok kez. sonra da zaten filmi alabildiğine acıklı yapmışlar, üst üste bütün bunları kaldırmak zordu doğrusu. gideyim de biraz içim ezilsin, psikolojimi darmadağın edeyim diyorsan izleyebilirsin, ama adına kanma benim gibi. lay lay lom girdiğin salondan üstüne öküz oturmuş hissiyatıyla çıkarsın, söyliim.
(cenu - 7 Şubat 2010 00:00)
uzun zamandır seyirlik aile filmi olmayan vizyona keyif katan filmdir.--- spoiler ---frank oğlunun tablosunu almaya new york a gittiğinde, galerideki kızın onun başka bir çalışmasını gösterdiği anda kopacaksınız, kopmuyorsanız içinizde bir çok şey kopmuş demektir.--- spoiler ---
(pillibebek - 9 Şubat 2010 00:07)
(bkz: en son babalar duyar)*
(james hetfield - 9 Şubat 2010 22:12)
artık telefon tellerine bakarken bir kere daha düşündürecek olan film. aslında oldukça durağan ama kendine bağlıyor. robert de niro o kadar inanılmaz oynuyor ki sanki annenizi ya da babanızı görüyorsunuz frank'de. oynamıyor adeta yaşıyor adam.--- spoiler ---filmi özetleyen sahne çocuklar tabaklarını alıp yağmurdan kaçarken küçük rosie'nin en son babasına dönüp "ona (anneme) hepimizin iyi olduğunu söyle.." dediği andı.frank'in oğlu david'in telefon telleriyle ilgili yaptığı tablosunu gördüğü sahne de filmin en vurucu sahnelerinden biriydi sanırım. sonunda frank'i gururlandırmıştı.gerçekten filmin çoğu yerinde insan gözyaşlarına hakim olamıyor.--- spoiler ---
(asal sayi - 12 Şubat 2010 17:35)
öncelikle bugünlerde recep ivedikten geçilmeyen sinema salonlarında bir salon da olsa bu güzel filme yer ayırdıkları için sinema şirketlerine teşekkürler! ha bi de o filmlere giden insanlara ayrı bi teşekkür. sayelerinde salonda rahatça tek başıma filmimi izledim ve çok keyif aldım. keyif aldım derken aslında konusunu filme gitmeden önce bildiğimden içimin ezilmesine hazırlamıştım kendimi. aldığım keyifse filmin güzelliğinden.robert de niro sen ne büyük bir oyuncusun allah sen ya. ne söylesem az sana. filmin belki de vermek istediği duyguyu bu kadar basit yoldan aktarmasında en önemli isim olmuş. zaten oynadığı her filmi bir adım öteye taşıyan bir aktör olduğu için bu performansa çokta şaşırmadım diyebilirim. son zamanlarda klişelerden kurtulamayan hollywood için bile çok iyi bir yapım olmuştur. anlatımı sade, vermek istediği mesajı en temiz yoldan veren ve bunu yaparken insanın içini acıtan herşeyiyle kıvamında bir film olmuştur. son olarak şunu diyebilirim ki bol ivedikli şu sinema günlerinde güzel bir film izlemek istiyorsanız bu filmi tercih edin, pişman olmayacaksınız.--- spoiler ---frank oğlunun yaptığı o tabloyu galerideki kızdan aldığı sahnede içinizdeki tüm duyguların dışarıya çıkacağı andır, sakın tutmayın kendinizi doya doya yaşayın. çünkü hiç beklenmedik bir anda öyle acıtıyor ki içinizi sormayın gitsin.hemen arkasından gelen sahnede ise noel zamanı aynı masada bir eksikle de olsa bir araya gelen aileyi görmek buruk bir tebessüm ettiriyor insana. uzun lafın kısası iyisi mi izleyin ve görün.--- spoiler ---
(kori sosu - 13 Şubat 2010 20:57)
çok iyi filmdi ya çok iyi.insan izleyince gidip babasına kocaman bir sarılmak geçiyor içinden. annenin yokluğuna daha yeni alışmaya çalışıyorsanız ve o zamana dek babanıza ihtiyacınız olmamışsa bu film sizi de anlatıyordur.--- spoiler ---vurucu sahnelere değinecek olursak;frank'in ilk yüzüstü bırakıldığı an, onca alışveriş bunca hazırlık ve sonunda duyulan telesekreter mesajlarıfrank'in para verdiği çocuğun kalkıp yaptığı tartaklama eylemi ve frank'in ilaçlarının üstüne basıp kutusunu kırmasıbir bir fark edilen yalanlarfrank kalp krizi geçirdiğinde gördüğü rüya ve çocuklarının çocukluk hallerinin şimdiki hallerini anlatışlarıfrank'in tekrar new york'a dönüp david'in tablolarından birini satın almak istediği zaman galeri sahibinin ona anlattıklarıakabinde, david'in babasının mesleğiyle ilgili yapmış olduğu tabloyu bulmaları--- spoiler ---izlenmeli. gerçekten aile bağlarının önemini ve geç kalmamayı feci şekilde vurguluyor.
(fragile psykhe - 14 Şubat 2010 01:29)
sikmişim klişesini. harika bir film. en sikintirik filmleri yücelten sözlük ahalisi bu filmi nasıl pas geçti merak ediyorum. mutlaka izleyin. mümkünse de ailenizle.edit : uyarlama film olduğunun zaten farkındayım. uyarlandığı filmi de izledim. ancak bu versiyonunu daha başarılı buldum. robert de niro'nun oyunculuğu bu filmi bir adım daha önde tutuyor açıkcası.
(petrol kalemi - 15 Şubat 2010 01:02)
izledikten sonra anne ve/veya babaya yapılan bütün ipnelikler yüzünden vicdan azabı duyacağınızı garanti eden filmdir.--- spoiler ---frank: ne zaman telefon çalsa ve ben açsam hep annenizi istediniz. 'alo, baba! selam. annem yok mu? telefona çağırır mısın?'. bir kez olsun beni arayıp benimle konuşmadınız.*--- spoiler ---
(mavikedi - 17 Şubat 2010 22:01)
çok çok çok güzel bir film olmuş.. kesinikle izlenmeli, kesinlikle tavsiye edilmeli..--- spoiler ---"bu hale gelmeleri için yüzlerce metre tel gerekti.." çocukların bıraktıkları telesekreter mesajlarıyla başladı hüzünlendirmeye.. en koyan sahneleri de, yankesicinin hap kutusuna basıp gittiği sahne, "hiii..." diye çığlık attım resmen sinema salonunda.. o hap parçalarını yutmaya çalıştığı sahneler.. david'in ölüm haberini aldığı sahnede "benim oğlum olamaz" diye kabul etmemesi.. ve tabi ki galeride david'in resmini ilk gördüğümüz yer.. durdukça, aklıma geldikçe ağlamak geliyor içimden.. geç kalmakla muhteşem bir film olmuş..--- spoiler ---
(the pharmacist - 20 Şubat 2010 23:13)
click gibi insanı tepetaklak eden filmlerden. "bokum fine :(" diye izleniyor. robert de niro'nun yönetmenliği boşverip oyunculuğa devam etmesi gerektiğinin ispatlarından ayrıca. böyle ne kadar çok film bıraksa bizler için o kadar iyi.
(radioheadbanger - 21 Şubat 2010 02:20)
böyle "catch a falling star"la, yeşil çimenlerle, açık havayla falan başlayınca "ne güzel filmmiş" dedim, de niro da vardı sonuçta. sonra hadi çocuklar yamuk yaptılar ama olsun bak ne güzel yollara çıktı geziyo falan dedim. yaşlı adam sonuçta, gezip görmek iyidir. hava almak iyidir. hay yollara çıkmaz olaymış. binlerce metre kabloyu kaplamaz olaymış frank. zaten filmin kalan kısmı sulak alanda geçti resmen.--- spoiler ---yapılır mı bunlar adama, hele ki o istasyondaki hasta ayağına yatan şerefsizi bi bulayım. çok fena yapıcam. eşşoğlueşşek.--- spoiler ---arkadaşım da tavsiye ettiydi "güzel film güzel" diye. neresi güzel bunun. yamuldum izlerken. bi de alay eder gibi "everybody's fine" demiş eşekler. kızamıyorum da, güzel film yapmışlar aslında.
(estetica - 28 Şubat 2010 18:30)
"pazartesi günü nasıl daha berbat hale gelir? " sorusunun cevabı olan filmdir, hakkında hiçbir şey okumadan "ene, robert de niro'nun filmi " diye aldığım, uyduruk bir komedi beklerken, sabaha kadar beni ağlatan film olmuştur. --- spoiler ---galeride çalışan kızın, david'in tablosunu babasına verdiği sahne, yemek masasında robert de niro'nun çocuklarının küçüklük halleriyle tartıştığı sahne ve fotoğraf çektiği tüm sahneler, insanın boğazını düğüm düğüm ediyor.--- spoiler ---son zamanlarda izlediğim en güzel film.
(esaskiz - 1 Mart 2010 15:59)
ben 21 yaşında adamım beni ağlatmak noluyor ya, allah'tan bu saatte yalnız başıma izledim bu filmi, ya milletin içinde ağlasam nolacağıdı hiç mi düşünmezsiniz ey deyyuslar?adam madam dinlemeden ağlatabilen film.
(ipmlekusagmskmletssgm - 6 Mart 2010 04:17)
sıcak bir pazar günü klimadan faydalanmak için tıkıldığımız arkadaş evinde komiktir diye izlemeye başladığım ancak film ilerledikçe duygusallığıyla beni saran, babamı ne kadar özlediğimi anımsatan film olmuştur. --- spoiler ---çocukluğumuzdan beri her türlü konuda direkt babamızla konuşmak yerine annemizi aracı etsek de, annelerimiz kadar günlük hayatımızın içinde olmasalar da; babaların, çocuklarındaki her değişikliği nasıl anlayabildiklerini gözümüze sokmadan anlatabildiği için sevdim bu filmi. özellikle de; de niro'nun hayalinde evlatlarını çocukluk halleriyle gün ortasında yemeğe masa başında toparlayıp, her birinin yetişkinlik hayatlarındaki kendinden gizledikleri gerçekleri anladığını ve nasıl anladığını gördüğümüz sahne inanılmaz bir yüzleşmeydi benim için de. sanırım 'anlamaz beni nasılsa' demek bir insana yapılabilecek en büyük haksızlık.--- spoiler ---
(veryansin - 8 Ağustos 2010 18:34)
robert de niro varsa iyidir diye düşünen "düz" biri olarak hayal kırıklığına uğramadığım film.herkes filmdeki "asıl" sahnelerden bahsetmiş, bana da bunlara katılmakla beraber dikkatimi çeken son ayrıntı kalmış;bir karelik fotograf çekmek için gerekli olan üç beş saniyeye dünyanın nasıl da tahammül gösteremediği. halbuki en sonunda elimizde kalan fotograflara yansıyan an'lara bakıp hatırlamak değil mi insan oldugumuzu?hayatımızdan, üzerimize basa basa geçip giden ama yanyana bir tanecik bile fotografımızın olmadıgı zamanları düşündürtmesi oldu bir de yan etkisi..sonrasında hatırı sayılır bir baş ağrısı hediye etmesine rağmen "iyi ki seyrettim" dediğim film oldu..
(hoklavat - 3 Ocak 2011 00:39)
robert de niro nun resmen döktürdüğü film--- spoiler ---filmde gözyaşı döktürecek o kadar çok detay var ki. ta ilk sahneden çocukların gelmeyeceğini anlamış ve o noktada üzülmeye başlamıştım ama sonra her detay ayrı acıtır içinizi o saf görünen adamın aslında herşeyin farkında olduğunu bütün yalanları anladığını gördükçe daha da acır içiniz ve en son şu galerinin deposundan çıkan resimde kopar gidersiniz eğer yalnızsanız hüngür hüngür ağlamanız işten değildir. ama kulaklığı takmış diğerleri tv de komik birşeyler deyrederken pc den seyrediyorsanız kendinizi sıkarsınız ama damlalara engel olamazsınız.--- spoiler ---
(kengutr - 12 Şubat 2011 01:04)
robert de niro nun muhteşem ötesi oyunculuğu ile süslediği, insanı derinden etkileyen bir film. film içerisinde gözlerimin dolmasına sebep olan o kadar çok sahne vardı ki gözlerimin kuruması bir türlü mümkün olamadı. bazı filmler vardır belli başlı sahnelerde sizi ağlatır ama bu film, robert de niro'nun olağanüstü performansı ile içinizde oluşan burukluğun film boyunca kesintisiz olarak sürmesini sağlıyor.--- spoiler ---beni en çok etkileyen sahne galerici kızın bodrumda bulduğu frank'in ölen oğlu david'in tablolarından birinin temasıydı. kaybettiği oğluna iyi bir baba olamadığını düşünen bir insanın yaşayabileceği en güzel anlardan biriydi. robert de niro'nun tabloya gözleri nemli bir şekilde baktığı o an bitirdi beni.--- spoiler ---
(fantasyman - 20 Mart 2011 20:46)
babalar gününde hem izlenecek hem de izlenmeyecek kadar iyi bir film.--- spoiler ---- ressamı tanıyor muydunuz ?- istediğim kadar iyi değil; ama tanıyordum...--- spoiler ---
(konusmamahakkinasahipsin - 19 Haziran 2011 20:53)
mutlaka izlenmesi gereken robert de niro eseri.--- spoiler ---filmin bitişiyle beraber çekilen fotoğraflar ekrana geldiğinde son darbeyi yapmıştır.--- spoiler ---
(furio - 12 Mart 2011 23:03)
içim kıyıldı. lime lime oldum. babamı arayıp "naber?" dedimboğazımda kalakaldı birşeyler işte.
(pausee - 20 Mart 2011 22:23)
Yorum Kaynak Link : everybody's fine