Sabrina ' Filminin Konusu : Evin iki oğlu ile şoförlerinin kızı Sabrina, çocukluktan itibaren beraber büyüyorlar. Gün gelip de bu zarif kız Paris'e giderek baştan aşağı değişip geri dönünce, aşk kıvılcımları çakmaya başlıyor. İki yakışıklı kardeş, Sabrina'nın etrafında pervane oluyorlar.
Sabrina(1954)(7,7-57131)
Working Girl(1988)(6,8-47026)
Regarding Henry(1991)(6,7-26827)
Six Days Seven Nights(1998)(5,8-68286)
Random Hearts(1999)(5,1-18624)
it's not the red of the dying sunthe morning sheet's surprising stainit's not the red of which we bleedthe red of cabinet sauvignona world of ruby all in vainit's not that red, it's not that redit's not that red, it's not that redit's not as golden as zeus' famous showerit doesn't not at all come from aboveit's in the open but it doesn't get stolenit's not that goldit's not as golden as memoryor the age of the same nameit's not that gold, it's not that goldit's not that gold, it's not gold at alli wish that would be your colouri wish this would be your colouri wish this would be your colouryour colour i wishi wish this would be your colouri wish this would be your colouri wish this would be your colouryour colour i wishit is as black as malevich's squarethe cold furnace in which we starea high pitch on a future scaleit is a starless winter night's taleit suits you knowit is a dead black, it is that blackit is that black, it is that blacki wish this would be your colouri wish this would be your colouri wish this would be your colouri wish this would be your colour ....your colour i wish(bkz: einstürzende neubauten)
(nemo - 8 Mart 2002 01:51)
potansiyel bir kasırga ismi.
(sosyal munzevi - 30 Temmuz 2008 11:01)
80'lerin ruhuna sahip boys boys boys şarkısının mugannisi italyan bağyan.. lan ne videolar çekilmiş 80'lerde.. şimdilerde ergenleri hip-hop şarkılarda iki kıç sallamayla kandırıyorlar.. buyrun bizim ergenliğimize: http://www.youtube.com/…0&feature=player_detailpage*bonus: (bkz: 80'lerin çocuklarının yaşlanma belirtileri)
(sardine - 31 Mayıs 2009 13:24)
ünlü yönetmen billy wilder tarafından 1954'te çevrilen muhteşem komedi-dram filmi. başrol oyuncuları sayesinde yıldız yağmuruna tutulmuş bir filmdir; zira humphrey bogart, audrey hepburn ve william holden tekmilen birarada karşımıza çıkar. fakat filmin en ilgi çekici yanı, bu üçlü arasında çekimler esnasında yaşanan gerilimdir.film çekimleri başladığında, hepburn ve holden kısa, tutkulu ve magazin dünyasına fena halde reklam olan bir aşk ilişkisi yaşar. bu esnada bogart hepburn'ün diyaloglarını doğru şekilde gerçekleştirebilmesi için çok fazla tekrar yapmak zorunda kaldıklarından ve onun deneyimsizliğinden şikayetçi olur. yine de bogart'ın hepburn'e olan bu davranışı kast ve film ekibinin diğer üyelerine olan davranışlarından daha iyidir. çünkü bogart film çekimleri boyunca oldukça mutsuzdur. bu tür bir filmde oynamak için kesinlikle yanlış bir seçim olduğunu düşünmekte ve wilder'in başrol oyuncusu olarak ilk seçimi olmadığına kızmaktadır. aslında prodüksiyon aşamasında linus rolü için bir başka dev isim, cary grant düşünülmüş; ancak grant rolü reddetmiş ve linus rolü ikinci seçenek olan bogart'a verilmiştir. işin fena tarafı bogart ne wilder'dan ne holden'den hazzetmektedir. herşeye rağmen bu olağandışı kastla en iyi ve en ünlü performanslarından birini sergilemeyi başarır. ve daha sonra wilder'dan setteki davranışlarından ötürü özür diler.filmin çekimlerinin ardından yaşanan bir başka çekişmenin nesnesi de kostümler olur. hepburn'ün kıyafetlerinden çoğu hubert de givenchy tarafından tasarlanmış, ancak kendi giyeceği kıyafetlerin seçimini bizzat hepburn yapmıştır. film edith head'e en iyi kostüm oscar'ını kazandırır. fakat head jenerikte adının givenchy'le yanyana gösterilmesini reddeder. bununla birlikte akademi'nin oyları açıkça hepburn'ün seçtiği elbiselere gider ve edith head de oscar'ı reddetmez. bu film sayesinde givenchy ve hepburn arasında bir ömür boyu sürecek bir ortaklık kurulur.hepburn ve dean martin'in sabrina'nın setinde çekilmiş ünlü kareleri için buradan buyurabilirsiniz:http://i1239.photobucket.com/…/ff501/earinna/a1.pnghttp://i1239.photobucket.com/…/ff501/earinna/a2.png
(earinna - 6 Şubat 2011 20:26)
audrey hepburn'un zerafetini, güzelliğini, kıyafetlerini hayranlıkla izlediğim; bir dönem onu taklit etme çabalarıma neden olan film..tesadüf değil tabi david'in onu paris dönüşü davet ettiği partide giydiği elbiseyi mezuniyet elbisesi diye diktirmeye çalışmam; filmi çocukluğumdan beri yüz kere izlemişim neden tesadüf olsun
(filedem - 14 Şubat 2011 11:30)
şimdilerde planet çocuk'ta çizgi filmi yayınlanıyor. ne hilda ne zelda ne sabrina, benim adamım salem.böyle geniş, böyle rahat, böyle gamsız kedi görmedim. garfield da var ama o şapşal.şimdi bu sabrina, malum ergen, herşeyi kendine sorun yapıyor ya, bir de bunun zengin sürekli pislik yapan bir kız arkadaşı var okulda, adı gamze olsun. odasına giriyor yine saleme dert yanmaya.sabrina: gamze beni arkadaşlarımın içinde aşağıladııııııı, böhüüüüüüüü..salem: hmm, nerede aşağılanmak isterdin peki?adamımsın salem, tavrını ve tarzını seviyorum.
(lusas - 21 Mart 2011 11:25)
"mutlu bir aşık sufle’yi yakarmutsuz bir aşık fırını yakmayı unutur."
(bandodakimajorkiz - 10 Haziran 2012 16:43)
yeniden çevrimi olduğunu yeni öğrendiğim filmdir. rezil bir giriş oldu, idare edilsin. romantik filmlerin unutulmaz yönetmeni billy wilder'in ellerinden çıkmış bir film. yıllar yıllar sonra, 1995'te sydney pollack tarafından tekrar çekilir. audrey hepburn-humphrey bogart-william holden üçlüsünün yerini julia ormond (bir hepburn değil)-harrison ford-greg kinnear (bir holden değil) alır. yeniden çevrimi izlemedim. o yüzden wilder'in eseriyle devam edeceğim. bu üç muhteşem oyuncu sayesinde film kendisini izlettiriyor. william holden'ın rolü kısa imiş. kendisini bogart'tan daha fazla görmek isterdim. zira bogart'lı sahnelerde sıkılırken holden'lı sahnelerde eğlendim. sabrina artık ezberlediğimiz hikayelerden birisini anlatıyor. iş hayatı ile alakası olmayan, kendisinin tek işi kadınlardan etkilenip onları tavlamak olan zengin david'e aşık olan sabrina'nın değişimi üzerinde durulur film. binlerce kez izlediğimiz bir hikaye. zengin adam-fakir kız aşkı. gerçi film bu klişeye yer veriyor diye eleştirilemez. neticede 1954 yapımı. fakat sıkıcı idi. yönetmenin diğer romantik filmleri kadar iyi değildi. ama izlettiriyor kendisini dediğim gibi. bazı yerlerde de sağlam güldürdü. eklemeden geçmeyeyim. bir istanbul masalı sanıyorum bu filmden uyarlanmıştı. daha doğrusu bu filmi (ç)alıp yerlileştirmişti. zira bir istanbul masalı'nda da aynı hikaye işlenmişti. sabrina'nın yerli versiyonunu ahu türkpençe, david'in yerli versiyonunu ozan güven, linus'ın yerli versiyonunu ise mehmet aslantuğ oynamıştı. filmdeki babayı dizide çetin tekindor oynamıştı. karakterler, hikaye aynen kopyalanmıştı. 2 sezonluk bir dizi olduğundan daha fazla karakter ve daha fazla entrika içeriyordu. neyse son kertede bu gereksiz bilgiyi de vermiş olduk.
(sherlock holmes 90 - 21 Temmuz 2012 00:58)
atv'de haftaici saat 16-17 arasi bi zamanda baslayan, seyredilebilir nadir eglence dizilerinden. konusan kedi "salem" ve iki halasiyla yasayan genc bir cadinin maceralarini anlatir.
(fatalica - 4 Ocak 2001 16:16)
favori audrey hepburn filmim. ve kesinlikle audrey hepburn - humphrey bogart çiftinin özendiren uyumu bundaki en büyük etken. bir de üstüne cila niyetine audrey'in dilinden la vie en rose şarkısı; filmin etkisinden uzun süre çıkaramıyor biz duygusalları.
(portakal kabugu rendesi - 31 Ağustos 2012 21:24)
audrey hepburn'lü olan versiyonu gerçekten çok güzel. soğuk bir kış gününde dışarı çıkmaya üşenirseniz eğer, oturup izlemenizi tavsiye ediyorum.
(sanane be - 25 Kasım 2012 22:06)
audrey hepburn'lü versiyonunun varlığını henüz öğrenmemle oldukça şaşırdığım film. humprey bogart'ı bir türlü sevemediğim için gönüllerin linus'ı harrison ford'dur benim için fakat 1995 versiyonunda keşke harrison ford'a papyon yerine kravat taktırsalarmış. o papyon bütün film boyunca gözümü tırmaladı. linus karakteri dev bir şirketin işkolik ve karizmatik patronu değil mucit macit gibi gezdi film boyunca.
(elephant - 11 Nisan 2013 16:06)
1954 tarihli filmde sanki humphrey bogart olmamış gibidir. bogart'ın karizmasını kimse tartışamaz orası bir gerçek ama bu filmdeki soğuk, işkolik adam ifadesini sabrina ile olan sahnelerinde de kıramaması ikili arasındaki aşkı hissedememenize neden oluyor.zira william holden ile audrey hepburn arasındaki aşk daha gerçekçi geliyor. aralarındaki enerji daha hissedilir.bana kalırsa asıl sorun bogart'ın rol için fazla yaşlı olması zira 55 yaşındaymış film çekilrken audrey hepburn ise 25. yani karşısında oyunculuğa aç, daha enerjik bir oyuncu var, ama bogart ise oyunculukta artık doyum noktasına ulaşmış, biraz da sıkılmış. tempo ikili arasındaki sahnelerde bu yüzden çok ağır. bu sahnelerde hepburn oldukça enerjik ama bogart tam tersi fazla ağır ve çok fazla ciddi.bu yüzden harrison ford'lu yeniden çevrim filmi daha güzel geldi bana. ford da ciddi bir rol çıkarmış ama yeri geldiğinde yumusadığını da hissettiriyor özellikle sabrina'yla olan sahnelerinde. bu yüzden harrison ford'un linus'u daha başarılı. bir de harrison ford komediye de yatkın bir aktör.ama hangi sabrina diyecek olursanız işte orada tabi ki audrey hepburn derim. özellikle sabrina'nın fransada pastacılık okulundaki o komik halleri, hele sufle yaparken ki o şirin yüz ifadesiyle hepburn unutulmaz bir rol çıkarmıştır.
(forever cranberries - 4 Aralık 2013 21:14)
(bkz: bunu bilen liseli değildir)
(kerevizyon - 16 Haziran 2014 12:34)
bir istanbul masalı adlı dizinin senaristinin esinlendiği(!) film.trt de son zamanlarda sıkça gösterilen film.
(lapadya - 24 Mayıs 2004 17:29)
eskiden italyan asilli iri goguslu bir sarkicida vardi sabrina die.
(brit - 6 Kasım 1999 22:32)
(bkz: audrey hepburn) un bi filmi
(kalliste - 7 Kasım 1999 16:38)
türkiyede çekilen sihirdir büyüdür faldır boktur püsürdür her türlü metafizik atraksiyonun dumanla halledildiği türk dizilerinin esin kaynağı. yok sihirli annem yok büyücü abim yok dumanlı amcam, neymiş lan bu böyle ? ne bitmek bilmez sihir büyü merakıymış bu ?kuzum* kim seyrediyor bunları ayrıca ? kim sokakta arkadaşına "dün akşam sihirli dürrüğü izledin mi " diye soruyor ? kim lan kim ? kimse şöyle beri gelsin, anlatsın nedir ne değildir. desin ki ben süper keyif alıyorum, hastasıyım desin. biz de rahatlayalım onlar da toplum baskısı altında kalmadan rahatça izleyebilsinler... gelin lan bişey yapmıycam söz..
(parantez - 1 Eylül 2004 17:28)
atv'de yayınlanıyo iftar saatleri, iki de teyzesi var, süfer bi dizi bence...
(portakal - 26 Aralık 1999 22:02)
1954 yilinda cekilen unlu film. 1995 yilinda sydney pollack tarafindan tekrar filme alinmistir. ilk filmde basrollerde humphrey bogart ve audrey hepburn ikinci filmde harrison ford ve julia ormond oynamistir. iki film arasinda cekildikleri doneme dair ilginc farklar vardir. ikinci filmde kadin karakter parise fotografcilik uzerine bir okula gider ilk filmde ise yine parise ama bu sefer a$cilik uzerine bir okula gider. ilk film biraz komedi agirlikli ikinci film daha oturaklidir. iki filmde guzeldir izlenmelidir.
(limelight - 15 Ocak 2002 01:12)
Yorum Kaynak Link : sabrina