The U.S. vs. John Lennon (~ Akte USA vs. John Lennon) ' Filminin Konusu : The U.S. vs. John Lennon is a movie starring John Lennon, Yoko Ono, and Stew Albert. A documentary on the life of John Lennon, with a focus on the time in his life when he transformed from a musician into an antiwar activist.
The Beatles Anthology(1995)(9,4-4909)
George Harrison: Living in the Material World(2011)(8,2-9295)
Imagine: John Lennon(1988)(7,9-4169)
Let It Be(1970)(7,8-4850)
Gimme Some Truth: The Making of John Lennon's Imagine Album(2000)(7,6-305)
Two of Us(2000)(7,0-802)
Lennon Naked(2010)(6,0-975)
bir adam hem humanist hem de yetenekli bir sanatci olursa ne olur? tabii ki devlete tehdit olur. musician, humanitarian, national threat alt baslikli bu belgeselde, john lennon'la mucadelelerini devletin kendisine yonelecek tehditlere karsi her zaman dikkatli ve uyanik olmasi gerektigi mealinde aciklayan eski fbi ajani ne kadar evrensel olmus, nasil da her millet icinde benzerlerini turetmis. keske john lennon icin de aynisini diyebilsem. john lennon ile ilgili vietnam savasi karsiti oldugunu falan duyardik ama kendi adima bu kadar zeki, bu kadar kendi capinda mucadeleci bir aktivist oldugunu bilmiyordum. son zamanlarda izledigim en guzel sey olan bu belgesel maalesef sadece new york ve los angeles'ta gosterime girdi. koca new york'ta ise sadece 3 sinemada gosteriliyor. oysa ki belgeselin basrollerinde sadece john lennon ve yoko ono degil new york da var. lennon amerika'dan sinirdisi edilmeye karsi degil new york'tan sinirdisi edilmeye karsi mucadele ediyor ayni zamanda.vietnam savasina karsi mucadeleyi izleyince, new york'ta irak savasi surecinde yapilmaya calisilan savas karsiti mucadelenin aslinda ne kadar zayif ne kadar etkisiz oldugunu anliyorsunuz. donemin amerikan imparatoru nixon'in ve soytarilarinin gitarindan baska silahi olmayan bir adam karsisinda panige kapilmalarini, her hareketini izlemeye, telefonlarini dinlemeye, konusmalarini kaydetmeye, sinirdisi etmeye calismalarini hayretler icinde izlerken bir yandan da dunya capinda bir sohretin merkez medya tarafindan lanetli ilan edilen abbie hoffman'dan black panthers'a kadar bircok radikal muhalifle hicbir kompleks ve korkuya kapilmadan herkesin gozu onunde dostluklar kurmasini hayranlikla izledim. bir kismini unuttugumu hatirladigim bir kismini ilk defa duydugum nefis beatles ve john lennon sarkilarini dinledim. yoko ono'yu ilk defa sevmeye basladim. 70 yasina geldigi halde hala "bu ulkeyi sevmiyorsan ya ceneni kapatacaksin ya da defolup gideceksin" diyen fbi ajanina tukurdum basim belaya girmesin diye turkce bir kufur savurdum. lennon'i amerikan degerlerine sadakatsizlikle suclayan nixon ve surekasina karsi eski new york valisi'nin "tarih gosterdi ki kirli bir savasi baslatarak amerikan anayasasina ve degerlerine asil sadakatsizligi yapanlar nixon ve ekibiydi" demesinden ibret aldim. war is over, if you want(bkz: hair peace bed peace)
(ben - 16 Eylül 2006 15:45)
dun aksam tuylerim topuktan enseye kadar diken diken olmus halde izledigim belgesel. lennon'un "i want to hold your hand" dedim milyonlar dinledi, eh ben de niye "give peace a chance" demiyim diye dusundum ile baslayan yillar suren savas karsiti protestolarini anlatirken, katildigi talkshowlarda soyledigi ozlu sozlerinden, ayarlarindan ve esprilerinden alintarla gulduren ve duygusal yogunluklariyla goz yasartan bir yapim. hippi bir anne babanin cocugu oldugum icin cocuklugumun en guzide hatiralarini bezeyen beatles ve lennon sarkilari da cabasi.icerigi kadar vizyona giris tarihinin de cok onemli oldugunu soylemeye ise gerek bile yok herhalde.
(celephais - 30 Eylül 2006 21:06)
orijinal isminde "versus" yerine "vs." kısaltmasının kullanıldığı belgesel film. (tıpkı "the people vs larry flynt" örneğinde olduğu gibi. demek ki neymiş? aramaya inanmışız. ek: gerçi yediğim "aramaya inan" fırçası çoktan geçerliliğini yitirmiş ama olsun...)imdb linkinin de isim hakkındaki kafa karışıklığını gidereceğini düşünüyorum. ayrıca belgeselde yer alan kişilerle ilgili bilgi ve birbirinden güzel resimler de var: http://www.imdb.com/title/tt0478049/john ve yoko'nun iki yanında durduğu amerikan bayrağına yakından bakıldığında şu yazılar göze çarpıyor:"u.s.a. surpasses all the genocide records!kublai khan massacres 10% in the near eastspain massacres 10% of american indiansjoseph stalin massacres 5% of russiansnazis massacre 5% of occupied europeans and 75% european jewsu.s.a. massacres 6.5% of south vietnamese & 75% of american indiansfor calculations & references write to: p.o. box 180. new york, n.y. 10013"türkçesi"abd tüm tüm soykırım rekorlarını kırdı!kubilay han yakın doğuda %10'luk bir katliam yaptıispanya amerikan yerlilerinin %10'unu katlettijoseph stalin rusların %5'ini katlettinaziler işgal altındaki avrupa nüfusunun %5'ini ve avrupalı yahudilerin %75'ini katlettiabd ise güney vietnamlıların %6.5'ini ve amerikan yerlilerinin %75'ini katlettihesaplamalar & referanslar için buraya yazın: p.o. box 180. new york, n.y. 10013"
(max the waxer - 12 Şubat 2007 16:56)
yirmi altinci uluslararasi istanbul film festivalinde, 4* - 6* - 11 nisan* 2007 tarihlerinde gösterilecek olan belgesel.
(ent2tel - 9 Mart 2007 14:41)
all we are saying is give peace a chance...pasif-aktif eylemleriyle john lennon'ın bir zamanlar amerika'da on gandhi gücünde olduğunu gösteren belgeseldir. koftiden siyasi duyarlılığa sahibim diye ortada gezinen bütün müzisyenlerin izleyip, feyz alması gerekir. insanım diye ortada gezinen bütün primatların da izleyip, servetini "bir insanın hayatından daha değerli değil" diyerek savaş karşıtı çalışmalara harcayan bir adamı iyice tanımaları gerekir. hem de öyle çarpıcı eylemler ki, her biri ayrı birer deha ürünü, ayrı birer sarcasm harikası.bir sahne vardı ki, olduğum yere çivilendim. silah sesleriyle beraber perdenin giderek karardığı sahne. fena halde etkileyici ve iç karartıcıydı. ntv'nin en kısa zamanda bu belgeseli defalarca ekrana getirmesi gerekir.belgesel bittiğinde salonun yarısı alkışlamaya başladı ve bu bana güzel bir süpriz oldu. çünkü burnu büyük bir toplum olduğumuz için böyle alışkanlıklarımız pek yoktur. alkışı başlatan arkadaşlara teşekkür ediyorum.sinepop'tan çıkıp istiklal caddesinin kalabalığına karıştığımda, çakkıdı çalıyordu ve bir yerlerde amerika'nın savaşı sürüyordu.
(axellennox - 7 Nisan 2007 01:42)
- vatanseverlik ahlaksızlığın tutunduğu son daldır.gore vidal
(ludo - 7 Nisan 2007 16:54)
günümüzde bir john lennon ve o zamanlardaki kadar toplumsal bir protesto olsaydı bushun ırak'a biraz zor gireceğini cümle aleme hatırlatan belgeseldir.war is over, if you want it...
(event - 8 Nisan 2007 01:29)
festivaldeki gösterimini takip eden konserde* kar$ıla$tığım amerikalı hocam "john lennon'ın neden bizim ülkemizde ya$amakta ısrar ettiğini merak ediyorum" dedi. filmi izlemediğine göre bunu sormakta son derece haklıydı, zira amerika'nın john lennon'dan kurtulmak için ne kadar çaba sarfettiğini biliyordu. pe$ine adam takmı$lar [ki bunlar gözünü korkutmak için kendisini ayan beyan takip ediyorlardı], koftiden bir sebeple sınırdı$ı etmeye kalkmı$lardı [ki bu karar aleyhine kar$ı açtığı dava 4 yıl sürdü]. ama john, ada*ya dönmemekte ısrarlıydı. roma'nın zamanında roma'da olunması gerektiği gibi, ya$adığı dönemin de new york'un zamanı olduğuna inanıyordu. bu ülkeyi ve orada ya$ayan insanları sevdiğini, yaptığı müziğin de orada doğduğunu içeren beyanatlarda bulunuyordu. o dönem hakkında satıhsal olarak bilgi sahibi olan herhangi birinin anlayabileceği gibi john lennon orada bir görev için bulunuyordu. dünyaya hakim olan bir gücün halka geri verilmesi* yumruğunu sıkıp havaya kaldırıyor, barı$a bir $ans verilmesi* çağrısında bulununca kitleleri etkiliyordu. a$k üzerine $arkı sözleri yazan uzun kahküllü bir i$çi çocuğundan, kitleleri ayağa kaldıran bir ilaha dönü$mesi bir takım amcaları* rahatsız ediyordu tabii. filmde aktarıldığı gibi amerika uyu$turucu çekip a$k ve seks üzerine $arkılar söyleyen mick jagger gibi zibidileri önemsemiyor, ama john lennon'dan korkuyordu. okulun kabadayıları gibi, anladıkları dilden, silahlar ile saldırırsanız bu onların ho$una gidiyordu. ama entelektüel bir kıvılcımı gerçek bir tehdit olarak görüyordu amerika.belki misyonunu tamamlayamadan susturuldu john lennon, ama yoko ono'nun dediği gibi fikirleri hala ya$ıyor. fikirler kursun gecirmezdir tabii ki... ama hala gerçekten ya$asaydı neler olurdu, dü$ünmeden de edemiyor insan. belgeselin daha ilk dakikasında anlıyorsunuz ki, bir kelimesi* ile milyonları hayale daldırıyor bu insanoğlu. "isa'dan daha popüleriz"* derken te$bihte hata yapmamı$tı. --- spoiler ---siyah perdeye sıkılan be$ kur$un, be$ damla gözya$ı olup yanaktan süzülüyor...--- spoiler ---
(ent2tel - 19 Nisan 2007 00:36)
kendisi hakkinda yapabileceğim tek eleştiri, izleyen insanın biraz factual history bilmesi gerektiğidir. örneğin film, 1966'daki john'un "isa'dan daha popüleriz" roportajına göndermelerle başlıyor ancak bu röportajın varlığından haberi olmayan insanlar olan biteni anlamakta zorlanabilir. öte yandan, olayın the beatles tarafıyla ilgili pek bilgi verilmiyor. anlatılanların hangi kısmında the beatles vardı hangisinde yoktu anlamak için insanın önceden bilgi sahibi olması gerekiyor. sadece bu belgeseli izleyerek, john vurulduğunda the beatles üyesi olduğunu zannedebilir insanlar. ayrıca bir yandan john böyle şeyler yaşarken "yaw bu grupta 3 kişi daha vardı onlar ne yapar bu arada?" diye düşünebilir insanlar, the beatles tarihine yatkın değillerse.ve son olarak gözler, john hakkinda bir paul mccartney yorumu aradı; o günlere ve protestocu kimliğine dair.
(event - 22 Nisan 2007 14:06)
john lennon the beatles'ın bir basın toplantısında vietnam savasi hakkinda yorum yaparken paul mccartneyin gerginliğinin açıkça gözlendiği belgeseldir. (bkz: lennon/mccartney) (bkz: brian epstein)
(event - 28 Temmuz 2007 17:10)
nasıl 10 kasım'larda atatürk belgeseli gösteriliyorsa, bu da her 8 aralık'ta gösterilmeli.
(ent2tel - 8 Aralık 2007 19:48)
geçenlerde birisi john lennon ve imagine hakkında yaklaşık şu anlama gelen şeyler söylüyordu. milyon dolarlık köşkünde, binlerce dolarlık piyanosuyla çalıp, barıştan sevgiden ve kardeşlikten söz etmesinin samimiyetsiz ve inandırıcılıktan uzak oluyormuş. gerçekleri bilenler için manasız sözler bunlar evet. işte bu film gerçekleri, john lennon'ın ne kadar aktif bir pasifist olduğunu, böyle düşünen insanların gözüne sokuyor.woodstock'tan sadece bir göndermeyle bahsetse bile o ruhu hissedebiliyorsunuz, ne güzel insanlar yaşamış bu devirde diyorsunuz ve bir kez daha kahroluyorsunuz onun erkenden ayrılışına. geçmişe dönüp omuz omuza give peace a chance söylemek istiyorsunuz beyaz sarayın önünde hepbir ağızdan.
(murqx - 7 Haziran 2011 00:17)
filmle ve dolayısıyla bu hikayeyle ilgili enterasan bilgi: john lennon'ın sınırdışı edilmesine kadar varan olaylara yol açan genç, hırslı ve isim yapmak isteyen ingiliz polis memuru the bank job isimli filmde tim everett olarak yer alıyor olabilir. ya da ben yanılıyorum.
(murqx - 15 Haziran 2011 05:30)
john lennon'ın yatak eylemi sırasında kendilerini eleştiren bir hatunla şöyle bir konuşmasını ihtiva eden belgesel:+ hatun- lennon--- ---+ ben sizi çok beğenen biriydim.- eski dağınık saçlarımdan hoşlandığınız benim taşlama yapan esprili biri olduğumu düşündüğünüz ve "hard days night" şarkısını sevdiğiniz için üzgünüm. ama açıkçası, artık büyüdüm. belli ki siz büyümemişsiniz.+ büyüdünüz mü?- evet canım.+ büyüyüp ne oldunuz?- 29.--- ---
(atomicbomb - 28 Mart 2012 18:15)
bir efsanenin, bir başkaldırının hikayesi. john lennon'u daha iyi tanımak ve mobilize halkın gücünün nereye varabileceğini görmek için ideal bir belgesel. amerikan hükümetiyle amerikan halkını mütemadiyen bir tutma yanılgısına düşenlerin de kati suretle izlemesi gerekir. ve şartların kitleleri nasıl etkilediğinin görülmesi, zira yakın geçmişte çok benzer bir ırak ve afganistan örnekleri var. vietnam savaşının gereksiz görülmesi başarısız olunması mı sadece yoksa bir propagandanın, aleyhte bir mobilizasyonun da sonucu değil mi? john lennon hakkında birşey söylemiyorum. efsane olmayı haketmiş kaç kişi geldi ki şu yeryüzüne zaten. belki de o bunların birincisidir.
(direct my wrath - 14 Haziran 2012 18:17)
tesadüfen zap yaparken john lennon'u görmemle duraksadığım,başlarken yakalamış olmama ayrıca sevindiğim ve bitene kadar da soluksuz bir şekilde beni ekrana kitleyen şahane belgeseldir.amerika john lennon'a karşı ismide cuktur.**
(the bell jar - 22 Temmuz 2013 10:22)
richard nixon ya da bir başkası da olabilirdi, genelde iktidar sahiplerinin paranoyak eğilimlerinin arkaplanını siyasal karizmalarını korumak ve koşut düzeyde egemenliklerini istikrarlı biçimde sürdürmek fikri oluşturuyor, denebilir. belgeseldeki kurban ise sadece john lennon değil, ilişki kurduğu radikal aktivistler ve kara panterler adıyla anılan siyahi eylemciler. amerikan hapishaneleri için yeni kurban adayları bunlar. vietnam savaşını sürdürenleri değil, onu protesto edenleri hapse tıkan bir hükümet var ortada. mevcut reaksiyon ne kadar tanıdık değil mi? önce uyarı, ardından tehdit, en sonunda da hapishane; daha aşırısı ise siyasi suikast.jean genet gibi bir yeraltı mültecisinin bile dikkatini celbeden ve safında yer alarak destek verdiği kara panter harekatı'nın lennon ve eşi yoko ono'nun da ilgisini çekmesi gayet doğal. hükümet gibi onlara ivedilikle kılcını göstermemiş, dertlerini dinleyip anlamaya çalışarak neyi hedeflediklerini anlamaya çalışmışlar.belgeseldeki birkaç ketum federalin olaya yaklaşımı aşağı yukarı şöyle özetlenebilir: eğer john lennon, new york'ta yaşayıp amerika'nın cezbedici nimetlerinden yararlanmak istiyorsa amerika'yı ve siyasetini sorgulamaktan vazgeçmelidir. yok, devam edecekse ülkesi ingiltere'ye geri dönmelidir. nimetlerinden bir şekilde yararlandığı ve kendisine zenginlik bahşeden bir ükeyi yargılama hakkın kendisinde bulmamalıdır. yani şu: muhalif tavırlarını bırakmalıdır, siyasetten uzak durmalıdır, kara panterlerle ilişkisini kesmelidir. onlara para yardımında bulunmamalıdır. hülasa: vietnam savaşıyla ilgili söylemlerinden vazgeçmelidir.tabii lennon bildiğini okumaya devam eder ve vietnam savaşı'na karşı eylemlerini sürdürür. eşi yoko ile birlikte basın toplantıları düzenler, siyasal açıklamalarda bulunur; gelen olumsuz tepkileri püskürtmeye çalışırlar. hatta billboard'larda yayımlanması için barışa bir şans verin temalı yalın bir slogan bile bulurlar.amerikan hükümetinin olaylara yaklaşımı kesif ve ketumdur: lennon ve ono'nun vizelerinin dolmasını bahane bilerek kısa sürede ülkeyi terk etmeleri talimatında bulunurlar; evlerine bir mektup gönderirler. ama ikili avukatları aracılığyla mücadeleyi sürdürürler ve amerika'da, lennon'ın çok sevdiği new york'ta yaşamaya hak kazanırlar. ta ki 1980'de lennon öldürülene dek.iki müzik ve mücadele insanının yaşamından kısa bir kesit, 70'li yılların toplumsal-siyasal çalkantılarından bir bölüm, the u.s. vs. john lennon.
(hanging rock - 30 Temmuz 2014 19:20)
eylül 2006'da vizyona girecek olan john lennon anti-war belgeseli. ses getireceğe benziyor, günümüzde ırakta ve dünyanın biçok yerinde savaş hala devam ederken unutulan şeyleri tekrar hatırlatacak umarım war is over if you want itthe u.s. vs. john lennon is a compelling and provocative look at john lennon's transformation from beloved musical artist to anti-war activist to iconic inspiration for peace that also reveals the true story of why and how the u.s. government tried to silence him. the film will also show that this was not just an isolated episode in american history but that the issues and struggles of that era remain relevant today.trailer için;http://www.theusversusjohnlennon.com/site/
(nwnd - 2 Temmuz 2006 22:28)
(bkz: nutopia)
yönetmenliğini david leaf ve john scheinfeld'in yaptığı, 15 eylül 2006'da vizyona girecek olan belgesel.john lennon'ın hayatını, "duyarlı bir müzisyen"den "savaş karşıtı bir aktivist"e olan evrimini, statükoyu tehdit eden söylemini ve cinayeti ile gizli güç odakları arasındaki olası bağlantıyı ele alıyor.trailer'ında "fahrenheit 9 11'i sizlere ulaştıran stüdyo tarafından" diye de bir not düşmüşler. izlenesi.trailer: http://1.aamoviez.com/…rs/u.s._vs._john_lennon,_the
(max the waxer - 13 Ağustos 2006 00:20)
Yorum Kaynak Link : the u.s. vs. john lennon