Haven (~ Misterije Hejvena) ' Dizisinin Konusu : Stephen King'in Colorado Kid kitabından esinlenen bir dizi. Sıradan bir dava için Haven isimli kasabaya gelen FBI ajanı Audrey Parker kısa zamanda, dışa kapalı bu ilginç kasaba halkının doğaüstü güçlerden muzdarip insanlardan oluştuğunu farkeder.
Eureka(2006)(7,9-44043)
Lost Girl(2010)(7,7-26376)
Warehouse 13(2009)(7,6-42586)
Continuum(2012)(7,6-56003)
Being Human(2011)(7,5-23338)
Sanctuary(2008)(7,4-17468)
Sleepy Hollow(2013)(7,4-54897)
Alphas(2011)(7,3-26186)
Falling Skies(2011)(7,2-81607)
Bitten(2014)(7,1-14187)
Defiance(2013)(7,0-37926)
Revolution(2012)(6,7-77621)
müthiş bir sezon finaliyle izleyenleri dumur eden dizidir. 2011 yazında 2. sezonuyla geri dönecek olması sevindiricidir, bu finalden sonra öylece bırakmaları çok yazık olurdu.
(starbuck - 9 Ekim 2010 11:28)
devam edecek olmasına şaşırmadığım severek izlediğim dizi ayrıca kasabadaki gazeteci kardeşlerden acaip şekilde stephen king karakteri tadı aldığımı da belirtmeden geçemeyeceğim..syfy ne varsa sende var
(scarlet witch - 27 Ekim 2010 01:42)
bu dizinin "shapeshifter"lı bölümü cidden iyi kotarılmıştı.edit: bölümün adı "as you were" imiş. sezon1bölüm9. sociologist'e teşekkürler.
(yerli mal - 23 Mart 2011 13:20)
ikinci sezonu 16 temmuz değil 15 temmmuz 2011'de başlayacak dizi.
(sociologist - 13 Haziran 2011 22:33)
2. sezonu bugün sağlam bir bölümle başlayan dizi.
(starbuck - 16 Temmuz 2011 12:18)
02x01 - a tale of two audreys'in altyazısı çıkmıştır. http://bit.ly/nv4vcg
(starbuck - 17 Temmuz 2011 13:32)
geçen, şuan yayınlanan diziler arasında en sevdiğim 10 karakteri düşündüm de, duke crocker'ın bu listede yer aldığını farkettim... eğer hala haven'a başlamadıysanız, diğer herşey biryana, o bile haven'a başlama sebebi olabilir...
(liamangelus2001 - 27 Kasım 2012 21:20)
bana ilginç duygular yaşatan biricik dizim. diğer diziler gibi yeni bölümünü öyle iple çekmiyorum hatta bir kaç hafta unutuyorum yayınlandığını ama nedense bölümü izlemeye başlar başlamaz bir anda sarıyor insanı ana konu dışındaki hikayeler çok basit daha önce bahsedildiği gibi amatör bir hava da olsa bu dizide izlemekten vazgeçemiyosunuz. ana konunun gizemini çözme işini dizinin geneline çok güzel yediriyorlar yalnız es geçmemek lazım
(themisss - 2 Aralık 2012 11:03)
herzamanki gibi yaran ve aşmış bir sezon finali ile noktay koymuş dizi. (3.sezon finali.)ve bu diziyi sevmemin nedeni başlarda ağır ve genel olarak ana konudan biraz uzak hareket ederken finale doğru yaran bir ivme ile ilerleyip, her bölümde çıtayı yükseltmesi.dizi yavan, yavaş diyenler bence aşmış ve insanı dumurlardan dumur beğendiren aşmış sezon finalleri için bile izlemeli.--- spoiler ---audrey ahıra girmek üzere iken "ee ne olacak şimdi 4.sezonda aq. bitti herşey" modunda idim.ama finalde yaşananlardan sonra acayip merak etmeye başladım.duke ahıra girdi. acana onu neler bekliyor. o da mı dönünce birşey hatırlamayacak vs. vs.audrey normal olarak m dönecek vs. vs.güzel bir 4.sezon bekliyor bizi. ve bence son sezon olur gibime geliyor.ve sanırsam ahır üstüne ve gizemler üstüne olur 4.sezon.ayrıca vince'nin muhafızların başı olduğunu görünce dumurun kralını yaşadım.sahneyi geri alıp bir daha izledim.o sahnede resmen bsg'de ki saul gibi "ehat the frak" moduna girdim.seviyorum lan bu diziyi sırf bu yüzden.--- spoiler ---
(stargate solucani - 15 Ocak 2013 14:07)
üçüncü sezonun ardından sıçmamış, ana öyküyü iyice işlemiş olan güzel dizi. ben bu diziyi seviyorum, benim açımdan önemli olan iki konu var dizilerde. en önemlisi karakterler, enteresan öyküleri olan, obsesyonları, sorunları olan adamlar, kadınlar seviyorum. ikincisi ana öykünün heyecanı, gizemi. haven orta bütçeli diziler içinde bu açıdan en tatmin edici olanı mentalistten sonra. --- spoiler ---audrey/lucy/sarah ve öncekilerin ne olduğuna dair fikriniz hiç bir zaman sabit kalmıyor. iyicil bir varlık olduğunu seziyorsunuz sadece. nathan belki de dizinin en standart, sıkıcı karakteri audreyle aşk olayları bence dizinin ana omurgaasını oluşturuyor gibi gözükse de sıkıcı. duke crocker varken ne nathanı anasını satıyım. ne nathanı arkadaşım? duke apayrı bir olay, adamın sorunu bile enteresan. 27 senede bir ortaya çıkıp, o döndüğünde sorunların başlamasının açıklamasının howard tarafından sevgiyle açıklanması biraz yavan kaldı ancak arkasından başka şeyler de çıkacaktır.--- spoiler ---heyecanla bekliyoruz efendim. eylüle kadar napacaksak?
(jassinpera - 20 Ocak 2013 10:44)
projector'den sonra klavye bazında bir devrim diyebilirim bu albüm için. projector'deki klavye kullanımıyla bu albümdeki klavye kullanımında "oha" şeklinde açıklanabilecek bir fark var. projector'deki klasik klavye soundundan bu albümde öyle uzaklaşılmış ki, haven'daki klavye partisyonlarından her tadı almak mümkün. the same'deki gothic metal'i andıran bölümler, a loss for words'daki moonspell'in ilk zamanlarından kalma melodiler (ben o tadı aldım), başına çok kolay "özgün" sıfatı alabilecek klavye tonlamaları. klavye seven birileri için bu albüm tam bir hazine niteliğinde. kasıldığında mükemmel klavye melodileri yakalanabiliyor. (özellikle rundown, the same, a loss of words, the wonders at your feet'te).yani bu albüme damgasını vuran ne çift gitarlı melodiler, ne basslar, ne davullar. bu albüme damgasını vuran enstrüman kanımca klavyedir. ben, ki klavyeden zerre rahatsız olmayan bi insanım (işin boku çıkarılmadıkça), bu albümden delicesine hoşlandım diyebilirim. özellikle klavye / gitar atışmalarını dinlemek insanı zevkten zevke sürükleyebiliyor. the wonders at your feet'teki klavye gitar atışması özellikle deli çoşku verici. bi de dark tranquillity'de uzun zamandır alamadığım "mükemmel solo" zevkini bu albümdeki şarkılardan aldım. ego drama'nın bir gitar solosu var ki, insan başka bir işle uğraşırken bile duruyor, işi yarım bırakıp bu soloyu dinliyor, özellikle bu solo'nun arkasındaki klavye melodileri insanı bunalıma sokabilecek derecede güçlü. rundown'ın da insana neşe veren bir solosu var. mikael stanne'in vokaline değinmeye hiç gerek yok. tek sıfat yeter; allahsal. clean vokalin projector'e oranla neredeyse sıfıra düştüğünü de belirtmeden edemeyeceğim. tek clean vokalli parça emptier still. dark tranquillity'nin eski albümleriyle kıyaslandığında biraz geride kalabilir, ama klavyle sevenler ve yeniliğe açık olan kulaklar bu albümü yadırgamaz bence. dark tranquillity zaten kendine the gallery ile öyle bi sınır çizdiki, bu sınırı sonraki albümlerin hiç biriyle geçemedi (bence). tabi bunun anlamı "the gallery'yi dinle, gerisine salla siki" değil, diğer albümler de müzikalite açısından yarmış bitirmiş albümler ancak the gallery'nin bence kalitesi farklıdır.sonuçta dark tranquillity söz konusu olunca kalitesiz bir albümden söz etmek haksızlık olur. ondan dolayı haven'da dark tranquillity'nin diskografisinde parlayan bir altın diyelim, ve edebi bi nokta koyalım yazımıza.
(bbsfatih - 13 Eylül 2003 11:04)
dördüncü sezonu bugün başlayan, hakettiği ilgiyi görememiş olan über-dizi (yakında sevenleri olarak tekrar buraları doldurur, teorilerimizi paylaşmaya başlarız)
(liamangelus2001 - 13 Eylül 2013 16:08)
dördüncü sezonu da diğer üç sezonu gibi durağan başlamış olan, sezonun ikinci yarısından itibaren kayışın kopacağı dizidir... tüm tuhaflıklarına rağmen, insana, ömrünün bir bölümünde haven kasabasında yaşamayı isteten dizidir...kadrosundaki tüm karakterleri ile (özellikle duke crocker), kendisine hayran bırakan dizidir...sezonun ilk 3 bölümünü bir oturuşta seyretmesi ayrı bir keyifli olan dizidir...tüm bu güzelliğine rağmen, gerek sözlük camiasında, gerek diğer ortamlarda (ımdb hariç), hakettiği ilgiyi görememiş dizidir...
(liamangelus2001 - 11 Ekim 2013 21:26)
4 sezonda ancak 5 sayfa yorum yapılmış olan dizi... bittiği zaman kesinlikle "most underrated" listesinde olacak... favori dizilerim arasında olmasına rağmen, bu sezon önceki sezonlardan vasat geçti... william ile gelen hikayeyi pek tutmadım ve sezon finali de, yine önceki sezonlara kıyasla, bayağa "çakma" idi... tek teselli eden yönü, adamım duke crocker'ın, bu sezon iyiden iyiye başrole soyunması idi...
(liamangelus2001 - 27 Aralık 2013 11:51)
bana göre 4.sezon itibari ile dizi iyicene çıtasını yükseltti. zira diğer 3 sezona göre daha zevkli, daha sürükleyici ve daha gizem dolu idi.ek olarak 4.sezonu izlerken aşırı derecede lost tadı aldım. pek tabii en parlak dönemlerinin tadını. * *bu dizi hakkında bu kadar az yorum yapılması, az bilinmesi cidden üzücü. tamam hikayede vs. bazen çarpıklıklar yok değil ama bu tarz hangi dizide yok ki böyle olaylar.bana göre piyassaki en eli yüzü düzdün dizilerden biri.
(stargate solucani - 10 Ocak 2014 18:10)
26 bölümlük 5. sezon onayını alan dizi. http://tvline.com/…enewed-season-5-for-26-episodes/
(zeddicus zu l zorander - 28 Ocak 2014 21:39)
--- spoiler ---siz koskoca üç sezon boyu yana döne colorado kid deyip durun, tam sezon biterken bu kid olmayan herife kavuşun, takip eden sezon boyunca, üstelik nathan'dan olma, sarah'dan doğma bu delüğanlının lafını bile etmeyin. mantıksız mısınız nesiniz olm?--- spoiler ---her mantıksızlığına rağmen yine de izleyeceğiz, öyle manyak bir cezbi var çünkü.
(neredesin firuze - 4 Haziran 2014 17:02)
severek izlenecek, beklenti çok yüksek tutulmazsa gayet de keyiflendiren dizidir. önüne gelen her mistik ya da bilim-kurgu içerikli diziyi izleyen biri olarak * 7/10 veriyorum.
(kivilcimin kirkta biri - 7 Ağustos 2014 20:06)
------ spoiler ---5.sezonun 5. bölümü en iyi bölümlerinden biri olan dizidir. karakterlerin birbirinin yerine geçmesiyle oldukça da güldüren bir bölüm olmuştur. dwight'ın gloria mimikleri epey güldürürken; lucas bryant eric balfour'un her an değişen binbir yüz ifadesini, abartılı jestlerini başarıyla canlandırarak aslında bir odun olmadığını, rolün bu şekilde yazıldığını kanıtlamıştır. diğer yandan eric de lucas'ın donukluğunu başarıyla yansıtmıştır. ilaveten eric bu bölümde yeni saç kesiminden dolayı kullanmak zorunda kaldığı peruktan kurtulduktan sonra geçen bölüm boyunca taktığı şapkadan da kurtulmuş, saç kesiminin güzelliğini sonunda göstermiştir. diziyi sürekli takip etmese de arada izleyenler varsa, bu bölümü kaçırmamaları tavsiye edilir.--- spoiler ---
(acelem var cekilin - 12 Ekim 2014 15:36)
bu dizide şöyle bir şey var abi, sezon saçma sapan, abuk-subuk başlıyor, ya da seyreden bölümler delirtecek kadar absürt devam ediyor. ortalarda bir yerde beklentiye uyum sağlamaya başlıyor. sonlara doğru ekranın başına bağlıyor. son bölümle nokta atışı yapıyor. şimdiye dek biten sezonlarda bunu gördük. tecrübemize istinaden sebatla bekliyoruz ekrana yapıştıracağı bölümleri. bir de söylemezsem içimde patlar, mara karakteriyle kötü imajı vereceğim diye emily rose'un deli gibi bakması sadece deli gibi görünmesine sebep oluyor. delilikle kötülüğün birbirinden kalınca bir çizgiyle ayrıldığını birinin bu hanımceğize söylemesi lazım.
(neredesin firuze - 1 Kasım 2014 00:32)
Yorum Kaynak Link : haven