Süre                : 2 Saat 33 dakika
Çıkış Tarihi     : 26 Haziran 2009 Cuma, Yapım Yılı : 2009
Türü                : Cinayet,Drama,Heyecanlı
Ülke                : Hint
Yapımcı          :  Yash Raj Films
Yönetmen       : Kabir Khan (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Aditya Chopra (IMDB)(ekşi),Sandeep Srivastava (IMDB),Sandeep Srivastava (IMDB)
Oyuncular      : John Abraham (IMDB), Katrina Kaif (IMDB)(ekşi), Neil Nitin Mukesh (IMDB)(ekşi), Irrfan Khan (IMDB)(ekşi), Nawazuddin Siddiqui (IMDB)(ekşi), Ali Quli Mirza (IMDB), Rizwan A. Alvi (IMDB), Steve Annan (IMDB)(ekşi), Brandi Antoinette Briggs (IMDB), Ernest E. Brown (IMDB), Samrat Chakrabarti (IMDB), T.J. Craig (IMDB), Brian Dawson (IMDB), Brian Egendorf (IMDB), Andrew Flihan (IMDB), Hope Galloway (IMDB), Ann-Marie Jordan (IMDB), Obaid Kadwani (IMDB), William James Kelly (IMDB), Dustin Kerns (IMDB), JaQuinley Kerr (IMDB), Ginger Kroll (IMDB), Michael Kuper (IMDB), Tony Mirrcandani (IMDB), John Mitchell (IMDB), Rodger Parsons (IMDB), Joe Pawlenko (IMDB), Cody Ross Pitts (IMDB), Sabrina Schaumburg (IMDB), Julie Slack (IMDB), Justin Stern (IMDB), Jon Stosal (IMDB), Ivan Vila (IMDB), Aidan Wagner (IMDB), Anthony M. Walker (IMDB), David Winning (IMDB), Joe Zarriello (IMDB), Mohammed J. Ali (IMDB), Robert Alton Barr (IMDB), Christopher Christian (IMDB) >>devamı>>

New York ' Filminin Konusu :
New York is a movie starring John Abraham, Katrina Kaif, and Neil Nitin Mukesh. A contemporary story of 3 friends discovering a new world set against the larger than life New York City. But one day the world around them changed.


  • ""today, america is the roman empire, and new york is rome itself". john lennon"
  • "aradığın şeyi new york'ta bulamıyorsan, daha üretilmemiştir..."
  • "bugün eşcinsel evliliğinin yasal olmasını kabul eden 6. eyalet olmuştur."
  • "her sabah çok acayip milletlerden insanlarla çok acayip işler yapılan über memleket. one night pompiş de hediye. ama tabi asla gebze'nin yerini tutamayacağından eminim."
  • "pizzaları, parmak yedirten türde lezzetlidir.hiç yemedim, new york'a da gitmedim. ninja kaplumbağalar'dan biliyorum."
  • "su an yanan, coken...yer.. bosaltiliyor su anda...(bkz: oha oha)"
  • "1:31000000000 ölçekli haritaya göre istanbuldan tam olarak bir karış uzakta"




Facebook Yorumları
  • comment image

    new york'a gelenlere, new york'tan gidenlere, new york'ta kalanlara, new york'u ardina bakmadan terkedenlere, yillar sonra yolda karsima cikardiklarina bakiyorum da, gercekten dunyanin merkeziymis. tumlec gibi gorundugu zaman bile yuklemi de ozneyi de alasagi ediyormus, new york'a savas acinca yenilmek kacinilmazmis.

    oyle kendisiyle vardir ki new york; burada yasamayanlarin insan ozune dair bilgisinin eksik gedik oldugunu dusunur. yeganedir; icindekilerle beraber havaya ucsa disaridakilerin bu eksiklikten asla haberi olmayacaktir. gercegin de yalanin da ta kendisidir. nevi sahsina munhasirdir; evet, sahistir elbette new york. ebedi asktir. ceyrek asirda asik oldugum herkese yataklik yapacak kadar da kendinden emindir. onunde saygiyla egiliyorum.

    edit: john updike demis ki, "the true new yorker secretly believes that people living anywhere else have to be, in some sense, kidding." new yorklu scoop etmek new yorkluya yarasir. 4:33.


    (cubique - 10 Nisan 2007 04:11)

  • comment image

    anlatacağım şu fıkra new york ve new yorklu olmayı çok iyi anlatıyor

    cehennemin kapısında bir grup insan neşe içinde gülüp oynuyorlarmış. kapıda bekleyen zebanilerden biri ötekine demiski:
    -bunlar galiba new yorklu. baksana kendilerini cennette sanıyorlar.


    (tabularasa - 4 Ekim 2002 14:50)

  • comment image

    hiç gitmedim, görmedim, sadece dizilerden bilirim (bkz: sex and the city) (bkz: how i met your mother), severim. istanbul'a çok benzer olduğunu düşünmekteyim. istanbul'da yaşayan birinin new york'ta en ufak sıkıntı çekmeden yaşayabileceği kanaatindeyim. o kişi ben olsam bir de, çok iyi de olur, çok güzel iyi olur tamam mı?


    (edie sedgwick - 26 Mayıs 2010 13:06)

  • comment image

    her sabah çok acayip milletlerden insanlarla çok acayip işler yapılan über memleket. one night pompiş de hediye.
    ama tabi asla gebze'nin yerini tutamayacağından eminim.


    (tavukbanalop - 26 Ocak 2012 08:17)

  • comment image

    türklerin türk olmaya devam ettikleri yer...

    dün akşam daha önce metroda keşfedip fotoğrafladığım, hayranı olduğum bir grup olan you bred raptors'un astoria'da küçük bir mekandaki canlı performansına bir grup arkadaşımı davet ettim. amacım hem olabildiğince kalabalık bir ekip toplayıp gruba destek olmak hem de farklı yerlerden arkadaşlarımı bir araya getirmek, tanıştırmak idi...

    hafta başında davet ettiğim 1 iskoç, 4 alman, 2 fransız ve 4 türk arkadaşın hepsi onaylayıp, katılacaklarını bildirdiler. programın detaylarını, adresi, ulaşım detaylarını bildirdim ve dün akşam geldi çattı.

    grup 11'de sahne alacaktı, ben 10.30'da oraya gidip sahne hazırlıklarını fotoğrafladım, elemanlarla sohbet ettim ve 12 kişi kendilerini dinleyeceğimizden bahsettim vs. vs.

    saat 11.15'te türklerden birisi mesaj atıp gelemediğini bildirdi, diğer 3'ünden ise ses seda çıkmadı...

    geceyi ve muhteşem konseri 7 kişi olarak tamamladık, diğerlerinin neden gelmediklerini soranlara ingilizcem yetmediği için "çünkü eşeğin zikinden dolayı" diyemedim, türkler için bunun çok doğal olduğunu söylemekle yetindim...

    grubu merak eden varsa diye metroda calarlarkenki fotograflarim, yazim:

    http://www.donuz.com/…uzisyenleri-you-bred-raptors/


    (misch - 28 Ocak 2012 19:28)

  • comment image

    newyorkun en makara zamani yilbashinda 10 dan geriye sayarken sarishinin yaninda durup saymak 10 9 8 7 6 5 4 3 2 1 misir hopp dudaklara dal bishi derse mutlu senelere hadi byes abaza muhabeti oldu uheuhe


    (puff - 9 Eylül 1999 00:00)

  • comment image

    suyu adirondacks'tan gelir. adirondacks'taki su kaynakları büyük oranda koruma altındadır, endüstri belli bir mesafeye kadar bu su kaynaklarının yanına yaklaşamaz. ancak son yıllardaki yapılaşma kaygı verici olduğundan bu konuda kampanyalar vardır: http://www.protectadks.org/…otecting-water-quality/

    yani özetle new york'un suyunu sağlayan su kaynakları terkos, sazlıdere, alibeyköy ve büyükçekmece gibi halen yapılaşmanın en endüstrileşmenin sonucu kirletilmediğinden suyun bizdeki gibi arıtılması gerekmez. zaten türkiye'deki arıtma da biyolojik arıtmadır. kimyasal arıtma tesisi bildiğim kadarı ile yok (kaynak: http://t24.com.tr/…-yerine-pil-emin-daha-iyi/240862). bu yüzden istanbul'un suyunu içmek bir yana kafanızdan dökmek bile bir cesaret ister. new york'un suyunu ise musluktan içebilirsiniz.

    işin özü şudur: temizlemeden önce hiç kirletmemek en doğrusudur. gelişmişlik budur.


    (bubi buzagi - 1 Ekim 2013 23:22)

  • comment image

    birçok kişi gibi benim de kuzey amerika kıtası'ndaki ilk durağım new york oldu.

    new york, belki de şehir plancısı olduğum için, bugüne kadar en çok merak ettiğim şehirlerden biriydi. bu nedenle, normalde yoğun programlar yapmayı sevmeme rağmen, new york'a ayrıcalık tanıyıp geziye ayırdığımız 8 günün tamamını bu şehirde geçirdik.

    new york grid iron planın bana göre en iyi uygulandığı örnektir ve bu sistemi gerçekten anlamak için new york'ta bulunmak gerekir diye düşünüyorum. bu sebeple bu şehri yaşamak yandan çok farklıyken, diğer bir yandan ise oldukça tanıdık. bunun sebebi ise popüler kültürün en önemli parçalarından olan birçok film ve diziye ev sahipliği yapmış ve yapıyor olmasıdır.

    new york'a ulaşım, thy'nin istanbul'dan kalkan doğrudan seferleriyle oldukça kolay. biletlerinizi önceden ayarlamanız durumunda 1000 ila 1500tl arasında değişen fiyatlara uçabilirsiniz. geçen kurban bayramı'nda gitmiş olmamıza rağmen kişi başı 1.500tl gibi oldukça uygun kabul edilebilecek bir fiyata biletlerimizi 3 ay öncesinden aldığımızı da belirteyim. new york-istanbul arası yolculuk, giderken yaklaşık 9,5 saat kadar sürerken bu süre dönüşte 8.5 saate düşüyor. tabi bu süreye yaşanması oldukça muhtemel rötarlar ve ülkeye giriş sırasındaki kontroller dahil değil. örnek vermek gerekirse new york john f. kennedy havalimanı'nda pasaport kontrolünden geçmemiz yaklaşık 1.5 saatlik bir sıra bekleme sonucunda gerçekleşmişti. planınızı yaparken bu süreleri de dikkate almanızda yarar var.

    seyehatinizi planlama aşamasında ikinci önemli nokta ise tabi ki konaklama. konaklama için benim tavsiyem, ev kiralamanız olacaktır. otel fiyatları ile kıyaslandığında ev kiralamak neredeyse size yarı yarıya tasarruf sağlayacaktır. evde kalmanın kendine has artıları olduğu gibi otele göre de bazı eksileri tabi ki var. ancak aradaki fiyat farkı düşünüldüğünde, niyetiniz de otelde keyif yapmak değil şehri gezmek ise kesinlikle ev kiralamanızı tavsiye ederim. kiralık ev bulmak için ise, dünya'da en çok kullanılan sitelerden biri olan airbnb.com'u kullanmanızda yarar var. kiralamayı düşündüğünüz ev ve sahibi hakkında yorumları dikkatlice okuduğunuz ve kendiniz hakkında bilgileri doğru bir şekilde verdiğiniz sürece herhangi bir problemle karşılaşacağınızı sanmıyorum. ayrıca bu site üzerinden yaptığımız rezervasyonla vize alırken de bir sorun yaşamadığımızı belirtmekte yarar var.

    eğer daha önceden aldığınız bir abd vizeniz yok ise (bkz: abd vizesi) sizin için en son aşama vize alma kısmı oluyor. bugüne kadar çeşitli ülkelerden 10'a yakın vize almış olmama rağmen aldığım en kolay vize olduğunu söyleyebilirim. hazırladığım evrakların hiçbirine ihtiyaç duymadan, sadece birkaç temel soru sonrasında "vizeniz onaylanmıştır" cevabı ile aldığımız bu vizeye başvuru için ihtiyaç duyacağınız bilgilerin neredeyse tamamı abd vizesi başlığı altında incelenmiş. abd'nin diğer schengen ülkeleri gibi kısıtlı değil, 10 yıllık turistik vize verdiğini de unutmayın.

    biletlerimizi aldık, kalacağımız yeri ayarladık ve son olarak vizemizi de cebimize attıktan sonra artık geriye yapacak tek şey gezinin keyfini çıkarmak kalıyor. böyle bir seyehat için aylarca sabah 9:00 akşam 18:00 çalıştığınız, para biriktirdiğiniz düşünülürse gezinizin her dakikasını verimli geçirmek için önceden bazı planlar yapmanızda yarar var. yazının devamında size yardımcı olacak bazı fikirler vermeye çalışacağım.

    gitmeden önce kesinlikle hava durumunu kontrol edin ve havanın kapalı veya yağmurlu olduğu zamanlarda müzeleri gezecek şekilde planınızı yapmaya çalışın. özellikle havanın en güzel olduğu günü central park'a ve -gitmeyi planlıyorsanız eğer- six flags'e ayırmaya çalışın. yine woodbury common'a gitmeyi planlıyorsunuz yağmursuz bir güne denk getirmekte yarar var.

    new york'ta yapmadan dönmemeniz gereken şeylerin başında broadway'in meşhur müzikallerinden birini izlemek geliyor. bu müzikaller için biletleri internetten almak yerine times square'de adı şimdi aklıma gelmeyen, o meşhur merdivenlerin altında bulunan şubeden almanız daha ekonomik olacaktır.

    onlarca müzenin bulunduğu bu şehirde metropolitan museum of art'a ayrı bir parantez açmak gerekir. müze gezmeyi sevmiyor olsanız bile bu müze için bir istisna yapıp en azından yarım gününüzü ayırmalısınız diye düşünüyorum. bunun haricinde frick collection, moma ve bunun gibi bir çok müze de görülmeyi hak ediyor.

    gelelim central park'a, bu park zihninizdeki yeşil alan konseptini yerle bir edecek seviyede. büyüklüğü, kullanımı, konumu her şeyiyle akıl almaz bir proje olduğunu söylemek lazım. eğer benim gibi alışveriş merakınız yoksa grubun kalanı outletlerde kendinden geçerken, siz de bu zamanı central park'ta koşuya veya yürüyüşe çıkarak geçirebilirsiniz. unutmadan, central park'ı gezmek için tam bir güne ihtiyacınız olduğunu da belirtmeliyim.

    daha anlatılacak o kadar çok şey var ki hepsini yazmak neredeyse mümkün değil. bu şehri tanımak için çin mahallesi, italyan mahallesi , brookyln, soho, wallstreet ve daha aklıma gelmeyen birçok bölgesi tek tek gezilmeli görülmeli diye düşünüyorum. bu nedenle değil 8 gün, 1 ay gezseniz bile hala aklınızda kalan şeyler olacaktır. defalarca gelmek isteyeceğiniz, tekrar tekrar aynı yerleri dolaşmaktan sıkılmayacağınız bir şehir new york. eğer bizim gibi kısıtlı zamanda maksimum verim almayı planlıyorsanız bu yazıdan çok daha fazlasını okumalı ve ciddi bir hazırlık yapmanızı tavsiye ederim.

    http://burakalsan.smugmug.com/usa-2013/new-york

    edit: aklıma gelmeyen yerin adı theatre development fund'muş, epistemofili'ye teşekkürler.


    (exburak - 15 Temmuz 2014 15:54)

  • comment image

    başlığında %90 insanın içinde yaşamadığı yerdir.
    zira gerçek new york nasıl bir yer diye sorarsanız:
    - her yerinde hamamböcekleri vardır.
    - fareleri kocamandır, ve insandan falan korkmazlar.
    - insanları güler yüzlüdür, her şeyde özür dilerler ancak hiç bir şey umurlarında olmaz (misal, parkın ortasında birisi bıçaklansa, akşama kadar kimse polisi bile aramaya tenezzül etmez.)
    - bizdeki gibi kimsenin yüzüne bakmaya cesaret edemezsiniz, zira ne bakıon bla bla diye üstünüce acaip bişi gelebilir, ya da bir bayansa bir polise gidip bana dik dik bakıyor derseniz çok acaip şeyler yine sizi bekliyor olabilir.
    - hiç bir ilişki gerçek değildir, %90 newyorker kişi kendini işine adamıştır, amacını bilmem ama öyledir. o yüzden kaç yaşında olursa olsun birine sorarsanız, ilişki için evlilik için vaktinin olmadığını söylerler. o yüzdendir ki, online dating çok popülerdir. ya da starbucksta tanışıp, evim de üst blocktaydı muhabbetiyle çok karşılaşırsınız.
    - metroları pislik içindedir, ve hatta şu anda 2 tane n treni, bedbugs yüzünden kapatılmıştır. (bedbugs, üstünüze sıçrayarak herhangi bir yere gidebilen, havasız susuz, besinsiz 6 ay hayatta kalabilen, genelde yatağın kıvrımlarına saklanarak gece kanınızı emen, ve kurtulmak için tek çözümün evdeki herşeyi yakmak olduğu bir böcektir.)
    - bir de filmlerde görürsünüz ya, insanlar evlerine ayakkabıyla girerler, ve dersiniz ki vaaay ne kadar temizler ya, sokakları da temiz ki eve girebiliyorlar, ama sonra görürsünüz ki, evleri o kadar pis ki, dışardan ayakkabıyla girip girmemeniz hiç bir şeyi değiştirmez.
    - batmandeki kokuşmuş gotham city, 70-80lerdeki new yorktur, karanlık pis kokan her yerde suçlu olan. ve bunlardan kırıntılar hala taşır.

    tabi bu kadar da olumsuz bir insan değilim özünde, ama gerçekleri de saklamak manasız.
    - her türden insan vardır! ve bu mükemmel bir şeydir.
    - yogi olmak isteyene milyon arkadaş, gay olmak isteyene milyon eş, aids olmak isteyene bir sürü gönüllü, iş hayatında bir yerlere gelmek isteyenlere, milyonlarca manyak, geceleri içip sıçmak için, yüzlerce kafa insan, mankenlik yapmak isteyen için binlerce ajans vardır. yani imkanların şehridir o kesin.
    - ancak ekonomik olarak kötüdür, zira her sene yüzlerce nyer kız, californiaya gidip ordan erkek tavlamaya uğraşıp, hüsran içinde geri döner. (bununla ilgili böyle istatistikli falan bi makale vardı, şimdi arayamıcam)

    özünde hayatın bir aşamasında kesinlikle tecrübe edilmesi gereken, enteresan bir şehirdir.


    (hayalden gercege - 7 Ağustos 2014 13:48)

  • comment image

    2 haftalik iliskinin ardindan sevgiliyle bulustugum sehirdir. evet, biliyorum sacmalikti yaptigim cunku ben kisa sureli iliski insani degilim. amerika'da degisim programina 2 hafta kala benimle iliski yasamak istedigini soyledi. once olmaz dedim, oyaladim vs. 2 hafta kala iliski mi baslarmis dedim. uzak mesafeli iliskiye zaten inanmiyorum. kesin "2 hafta takiliriz iste" diye dusunuyor bu adam dedim kendi kendime. bu arada deli gibi hoslaniyorum kendisinden de kabul etmiyorum. "kizim sen bu cocuktan hoslaniyorsun" diyen arkadasi "nalakasi var yaaa!!" diye az haslamadim. ama engel olamadim kendime ve o gun geldi bizim siteye. sabaha kadar arabada oturduk. ben boyle bir heyecan, boyle bir his bilmiyorum. sanki o sabah gunes dogarken yeniden dogdum.
    3-4 hafta sonra amerikadayken "tatlim iyisin hossun ama uzaktan olmuyor boyle, istanbula dondugunde ara beni" demesini beklerken "cok ozledim, izin aldim 1 ay, yanina geliyorum" dedi ve tam 1 sene 3 aydir hic ayrilmadik.
    bazen umdugunuz basiniza gelmiyor!!


    (taxim etre - 24 Ekim 2014 21:26)

  • comment image

    1:31000000000 ölçekli haritaya göre istanbuldan tam olarak bir karış uzakta


    (udq - 7 Ocak 2005 01:44)

Yorum Kaynak Link : new york