Wadjda (~ Vecide) ' Filminin Konusu : Vecide Sudi Arabistan’ın başkenti olan Riyad kenti yakınlarında yaşayan 10 yaşında bir kız çocuğudur. Muhafazakar bir çevrede büyümesine rağmen, küçük Vecide eğlenceyi ve eğlenmeyi seven bir kız çocuğudur. Üstelik kendisine sunulan sınırları da hep zorlar. Arkadaşlarından Abdullah, onu kız olduğu için aşağılayıcı sözler söyler. Vecide bu duruma çok sinirlenir. Bir gün satılık bir yeşil bisiklet görür ve çok beğenir. Ve onunla hor gören Abdullah'ı bisiklet yarışında yenmeyi kafasına koyar. Ama annesi yaşadıkları toplumda bir kızın bisiklete binmesinin uygunsuz olacağına inanarak bisikleti almasına izin vermez. Vecide ise her şeye rağmen kendi parasını biriktirerek bisikleti almaya kararlıdır. Bir gün okulda ödülü olan Kur'an okuma yarışması düzenlenir ve Vecide yarışmayı kazanmak için kendisini adar. Birincilik ödülü 1000 riyaldir ve Vecide'nin hayaline bir adım daha yaklaşması için bu para yeterli bir miktardır. Tabii yarışmayı kazanmak için de zorlu bir mücadele vermesi gerekecektir
Ödüller :
Et maintenant on va où?(2011)(7,5-9947)
Ana Wa Alakhar(2001)(7,2-5)
The Wedding Singer's Daughter(2018)(2,9-27)
Venedik Film Festivali : "C.I.C.A.E. Award"
Venedik Film Festivali : "Interfilm Award"
suudi arabistan'ın ilk kadın yönetmeni haifaa al-mansour tarafından çekilen, 2012 yapımı film.bu akşam festivalde izleme şansı buldum, ayıptır söylemesi ağzıma sıçtı.salonda hönkürerek ağlamayalı yıllar olmuştur..azıcık ucundan spoiler filmin elbette sonuyla birlikte, en güzel sahnelerinden biri de benim içinsiyah ayakkabı giyeceksin dediklerinde kızın eve gelip, converse'lerinin burnunu siyaha boyamasıydı.yine ağliicim galiba..
(opvea - 31 Mart 2013 00:24)
suudi arabistan'daki sosyal sıkıntıları göz önüne seren, oldukça samimi ve hoş bir film. çok iyi göndermeler mevcut. arada klişeye girse ve oyunculuk bakımından ufak tefek hatalar göze batsa da genel olarak gayet başarılı buldum. bisikletli film iyi filmdir.
(suspended animation - 20 Ağustos 2013 22:53)
oscar almasını dilediğim filmdir.
(muhyiddin ibn sartre - 15 Eylül 2013 22:42)
film çekmenin ve gösteriminin yasak olduğu suudi arabistan'da çekilen ilk film olması sebebiyle aday olduğu her ödülü almasını dilediğim film.http://www.imdb.com/title/tt2258858/film ne kadar ses getirirse suud aşireti belki o kadar utanır. ama nerde onlarda utanacak o yüz. adamlar idam cezasına çarptırılan tecavüzcü, sapık, hırsız, katil 1000'den fazla mahkumu suriye'de esad'a karşı savaşsın diye serbest bırakacak kadar şerefsizken böyle bir utanç beklemek yersiz olur. kadına seçme seçilme hakkı vermek bir yana araba bile kullandırtmayan bu sapık zihniyetin islamiyet'in merkezi olması pek şaşırtıcı değil.
(ya birak ya - 15 Eylül 2013 23:28)
en iyi yabancı film dalında oscar aday adayı.film çekmenin yasak olduğu suudi arabistan'da, üstelik bir kadın yönetmen tarafından çekilmiş.ne yüce bir cesaret örneğidir? helal olsun!izlemedim, ilk fırsatta izleyeceğim.oscar yolunda da basarılar diliyorum.
(whatyougetiswhatyoudid - 16 Eylül 2013 13:40)
suudi arabistan da hem kadınsın, hem de gizlice çekmişsin filmi. hem de küçük bir kızın gözünden bir kadın olmak,yasaklar, mücadele anlatıyorsun. başına bir iş gelmeyecekse alsın oscar ı, tüm dünya duysun adını, her yere gitsin bu film gezici sinemalarla köylere, kasabalara izlemeyen kız çocuğu, anne kalmasın..
(limonlufiruze - 16 Eylül 2013 14:23)
(bkz: haifaa al-mansour)
(dolaysiztumlec - 21 Eylül 2013 08:55)
bazen kadın olmanın bir ceza olduğunu düşündüren film. hele de bu filmdeki gibi olayları görünce.olanları çocukların gözünden anlatan filmleri hep sevmişimdir. bu filmde suudi arabistanda kadın olmayı bir kız çocuğunun gözünden anlatıyor. bırakın çocuk aklını, büyük akılla bile anlaşılamayacak şeyleri sorguluyor: kızlar neden bisiklete binemez, binerse onuruna ne olur? şişş sessiz ol sesini bir erkek duymasın. 15ine geliyorsun evlendirilebilirsin.persopolis filmine benziyor ama animasyon bir film değil.istediğini elde etmeyi kafasına koymuş küçük bir kadının yaşadığı toplumla olan ilişkisini anlatıyor. tek isteği özgürce bisiklete binmek iken, kendisine, cinsiyetine yüklenen anlamlarla mücadele ediyor.cesur olmak bazen kurallara uymamaktır, özgür olmak bazen sadece pedallara basmaktır.
(evsizkedi - 28 Ocak 2014 15:57)
derdini çok da güzel anlatmış bir haifaa al-mansour filmi. --- spoiler ---ülke gerçeklerinin bir kız çocuğunun rutin hayatı üzerinden, olduğu gibi aktarılması, ülke gerçeklerinden bihaber seyircinin, zihni ve ruhu pırıl pırıl vecide ile bir anda özdeşleşmesini sağlıyor ve ağzımız açık bir biçimde, beraberce tanık oluyoruz o zalım gerçeklere. anlam veremiyoruz, reddediyoruz, maruz kalıyoruz ve kısmen de olsa boyun eğmek durumunda kalıyoruz. seyirci olarak perdede görmeye alıştığımız olağanüstü olaylar yerine, hayatın küçük ayrıntılarına, boyutuna bakmaksızın kadını hayatın o her bir ayrıntısında boğan zalım kültüre yoğunlaşması filmin bir başka dikkat çeken yanı oluyor. ilk etapta alelade bir çocukluk hevesi gibi perdeye yansıtılan bisiklet mevzusunun, filmin sonunda yaka silkilen akla zarar kültürün neredeyse biricik aynasına dönüştürülmesi ve filmin baş köşesine oturması bunun en büyük kanıtı oluyor. yarışma olayı, vecide'nin gayreti, etrafındakilerin değişmeyen tutumu, akıbetinin annesinde meydana getirdiği değişim bisiklet olayının altını dolduran temel taşları oluyor. sonuç olarak yönetmen bacı filmi çekmekteki amacını senaryosunun işlevselliğinin de katkısıyla ziyadesiyle yerine getirmiş oluyor.ana karakterinin çabalayan, esaret kurbanı bir kız çocuğu olması filmi persepolis ile aynı paralele taşırken, abdullah isimli yiğido karakteri akla the book thief'teki rudy'yi getiriyor. bayan hussa rolündeki ahd isimli hanım abla ise zarafeti ile gönüllerde yer ediyor.özetle annenin finali bağlayan yapaylıklarına rağmen basit, akılda kalıcı ve son derece başarılı bir film.--- spoiler ---8/10
(kahmut - 19 Mart 2014 16:38)
teknoloji, bilim çağı isimlerini geride bırakan küresel dünyada güya islâm adına şeriat ile yönetilen mübarek suud krallığındaki kadınların, dolayısıyla kız çocuklarının yaşadığı köleliği, zulmü anlatan 2012 filmi. ne kurân ile ne de peygamber ile bir alakası olmayan islâm karşıtı bir din anlayışının kadını insan yerine koymamasından bahsediliyor, müslüman toplumların asırlardır yer yer, zaman zaman farklı şekillerde içine düştükleri trajedi, kadını alakasız bir konuma oturtma bozukluğu. ali şeriati'nin taibir ile dine karşı din. kadınların, kızların bisiklet sürmesi ayıpmış da, ahlaki değilmiş de. peygamberin eşi hz. ayşe deveye binip hz. ali'ye karşı savaşa gidiyor, hz.ali'yi hedef alması yanlış olabilir fakat bir kadının -ki o kadın peygamberin eşi-, asırlar önce, karışık bir zamanda öfkeli bir kalabalığa önderlik ederek haklı bir adama karşı savaşa gitmesi hadisesi bir yana, asırlar sonra yaşananlar bir yana...
(filosofo - 29 Haziran 2014 00:48)
ödülle dönmüş olduğu festivaller; alliance of women film journalists, boston society of film critics awards, dubai international film festival 2012, durban international film festival, fribourg international film festival, guild of german art house cinemas, göteborg film festival, los angeles film festival, national board of review, palm springs international film festival, rotterdam international film festival, tallinn black nights film festival, tromsø international film festival, vancouver international film festival, venice film festival.
(ruhanisey - 25 Temmuz 2014 15:21)
insanın içine oturan film..ağlatmadı ama ağlamaktan beter etti..sürse gitse wadjda'nın hayatını sonuna kadar hiç sıkılmadan izlerdim herhalde..kendisi gibi inatçı, mücadeleci insanların var olduğunu umut ediyorum ki filmin hikayesini de okuyunca aynen böyle bir yönetmene sahip olduğunu söyleyebiliriz*..
(mutekebbir - 26 Temmuz 2014 23:23)
her zaman söylediğim gibi kadın olmak bu dünyada 5 yaşındayken bile zor. filmi biraz önce sinema salonunda 1 erkek, 5 kadın olmak üzere toplam 6 kişiyle beraber izledim. bu 5 kadının 2'si ben ve arkadaşım, diğer 3 kadın ise tanımadığımız 3 tesettürlü kadındı. film bu üç tesettürlü ablayı sarmamış olacak ki ilk 15 dakikadan sonra üçüde telefonlarına gömüldü. o facebook senin bu twitter benim. film arası verilmediği için de filmden çıkamadılar. sıkıntıdan patladılar. çok ironik !
(mademoiselle jeilempti - 4 Ağustos 2014 22:00)
bağcıyı dövmeden de üzüm yenebileceğini gösteren güzel bir filmdi; din adına yapılan pek çok şeyin aslında "örf"ten kaynaklandığına işaret etmesiyle. toplumun kadına karşı klişe yargıları, birçok şeyden bağımsız verilebilmiş. vecide'nin "kız bisikleti" için verdiği savaşı, suudi arabistan'da kadınların araba kullanmalarının* yasak oluşuyla anlamlandırıyorsunuz. yargılamadan anlama, empati yapma mevzuunda bir temrin olabilir bu film.
(kirkinin da kulpu kirik kup - 27 Ağustos 2014 23:57)
büyük bir film, özellikle bana sorgulattıklarını düşündüğümde. bir 5 riyal var ki, sorgulamayan zihne o kadar tatlı gelir, zira en ağırıdır, en acısıdır belki de.
(stalemate - 13 Eylül 2014 09:55)
isyan oluşturan film insanın içinde, arkadaş bir coğrafya hep mi savaş, geri kafalılık, dini kendi istediği gibi alıp, duşunmekten, mantıktan uzak yaşayarak sorun yaratır surekli...tanım:bir bisiklete sahip olmak isteyip, bunun için mucadele etmek zorunda kalan bir suudi kızın hikayesidir.
(zelyot - 20 Ekim 2014 19:32)
birkaç yıl önce izlemiş olsaydım kendimden, yaşadığım ülkeden, toplumdan daha uzak bir yerde ve zamanda geçen, daha yabancı haller, acılar diye okuyacağım film. ancak fanus kırıldığında fark ediyorsunuz ki ülkelerin sınırlarıyla ayrılmış sınırlar değil, topluluklar, ekonomi, politikalar ve yeni toplumsal geleneklerin sınırları aslolan. burada çok daha farklı koşullarda yaşayan azınlıktaki kadınlardan biri olarak artık biliyorum ki vecide ve öyküsü bana 3000 km uzakta değil. youtube'de ehli sünnet tv açıp izleyin, siz de göreceksiniz ki suudi arabistan yazılır, yeni türkiye okunur.
(miocaro - 26 Ekim 2014 20:59)
haifaa al-mansour o kadar yalın, net ve samimi bir dil kullanmış ki filmin konusunu okuduğunuzda belki de klasik gelebilecek bir konu gibiyken izlediğinizde hiç de öyle olmadığını farkediyorsunuz. filmde ne bir zorlama detay ne de bir abartı söz konusu. her şey o kadar doğalında devam ediyor ki film sizi içine alıyor ve o gördüklerinize/duyduklarınıza cıldıracak gibi olurken tüm bunlara karşın wadjda'nın cesareti, zekası, aklına koyduğunu yapma azmi, gülümseyişleri siz kendinize getiriyor. umut hep var. olmalı.
(bizibiz - 28 Ekim 2014 22:37)
kadınların izlemesini istediğim film, özellikle kadının gülmesine, giyinmesine, konuşmasına karışan şahıslara oy veren kadınların. bu filmi beğeneceğinize eminim, arzu ettiğiniz hayat var burada.
(oyn - 18 Kasım 2014 19:15)
lan benim filmimi de yapmışlar. resmen 10-12 yaşımda medine sokaklarında ortaboy mavi bisikletimle fırına "temiz" almaya gittiğim günleri tekrar yaşadım. millet aval aval bakıyordu. bizim evin yanındaki boş arazide sürerdik kardeşimle. aynı sokaklar aynı evler aynı kapılar aynı hayat. baştan aşağı yeniden yaşadım. yeniden hissettim oranın havasını. bu filmi izlerken benim kadar kendini içinde hisseden bi kişi daha bulamazsınız. yoktur. o yönetmen, o senarist her kimse 10 sene önce beni orda bisiklet sürerken görmüş olmalı. vay be.
(kendimikendimdencikarsam0kalmaz - 29 Kasım 2014 03:50)
Yorum Kaynak Link : wadjda