su aksan meselesini biraz acalim gencler:

murray: he may be dead.
dave: he maybe did what?
murray: he may be dead.
dave: i know, but what did he maybe do?
murray: he may be dead.
dave: yeah, maybe he did, maybe he didn't. what did he maybe do?
bret: no, he may be dead.
dave: are you guys fucking with me?

(sample - 1 Temmuz 2008 13:57)

myspace sitelerinde kendilerinden "yeni zellanda'da o kadar popüleriz ki, yeni zellandalıların çoğu sırf alternatif görünmek için bizi tanımadıklarını iddia eder" şeklinde bahseden grup, komikler mi ne?

(hayt huyt - 7 Ağustos 2008 19:27)

murray'in ofisinde asılı duran (ve bölüm bölüm değişen) yeni zelanda posterlerinin altlarında yazan sloganlar sırasıyla şöyledir:

* new zealand it’s not part of australia
* new zealand - don’t expect too much and you will love it!
* new zealand, bring your mum
* new zealand, better than old zealand
* new zealand…rocks!!!
* new zealand why not?
* new zealand, only 18 hours from new york
* woolcome to new zealand
* new zealand: ewe should come
* new zealand like scotland but further
* new zealand like lord of the rings
* new zealand cool!
* new zealand worth a go
* new zealand down underer

(mortifera - 30 Haziran 2009 23:56)

parçalarından bir demet, şu sevimli kasetçalardan dinlenebilir:

http://flightoftheconchords.co.nz/audio-player.php

(uzumlerin gazabi - 14 Ocak 2010 15:37)

hayatımda hiçbir erkeği bu üç adamı sevdiğim kadar sevmedim. jemaine, bret ve murray.

foc öyle bir dizi ki, bir televizyon yapımında rastladığım en harika üç insana sahip. bu kadar şahane karakterler yaratmak senaryoyla, konservatuvarla olacak iş değil.. başka bir şey var. sanki bu üçlü normal hayatlarını yaşıyor ve kamera da onları çekiyor. fakat, işin garibi bu üç adam öylesine absürtler ve absürt şeyler yaşıyorlar ki böyle bir yaşantıya normal hayat demek mümkün değil. her şey o kadar gerçek ve gerçek dışı ki insan arada kalıyor. fakat izlemeye devam ettikçe, absürtlükler de üçlünün hayatlarının bir parçası olarak kabul görmeye başlıyor. ve yine başa dönüyorsunuz, jemaine, bret ve murray yaşıyor bir kameraman da onları çekiyor. sizi bu gerçeklikten çıkaran tek şey ise jemaine ve bret'in şarkı söylemeye başladığı an oluyor. yüzünüzde bi karış gülümseme ile bu dizide emeği geçen herkese teşekkür ederken buluyorsunuz kendinizi. yani ben öyle buluyorum.

çok tuhaf bir şey daha var: dizideki absürtlüğün insanda oluşturduğu hayranlık duygusu. son zamanlarda birkaç dizide daha gördüğüm bu "tarz", insanların hayranlık duygularını resmen ters yüz ediyor. normalde, bu kapitalist düzende yaşayan bizim gibi insanların, etrafında devamlı güzel bakımlı kızlar/karizmatik erkekler olan , bok gibi parası son derece başarılı hayran olunası insanlara, ultra lüks hayatlara özenmesi gerekiyor. onlarca yıldır, amerikan medyası bunun için çabaladı. dizilerinde hep zenginliği, mutlu hayatları konu aldı. bir amerikan rüyası oluşturdu. milyonlarca mutlu insan ve hiç fakir yok. bunu yaparken muhtemelen şunu düşünmüşlerdi, kimse, "fakir" (göreceli olarak tabii) veya daha doğrusu etrafına bakınca görebileceği insanları izlemek istemez. bu varsayımlarında da haklılardı. zira, günümüz insanı, bir çeşit kafeste yaşadığından, ona "dışarıda" neler olduğunu gösterecek yapımlara ihtiyaç duyuyordu. bu fikrin uygulaması ise, dışarıya bakanların "aşağıya" değil, her zaman "yukarıya" bakacağı "istatistiksel" verisine dayanıyordu. aşağıda olanlar, moral bozuyordu, görülmesine gerek yoktu, unutmak en iyisiydi; kimse bakmak da istemiyordu işin açıkçası, zira iyi şeyler hissettirmiyorlardı ve sanki bizim hayatımız mükemmel miydi de aşağılara bakıp bi daha kendimizi üzelim? sonuç olarak, yukarılar tüm "sektörü" ele geçirdi.

bu bağlamda foc'a bakarsak, tam aşağısını gösteriyor. iki tane son derece fakir ve başarısız müzisyen. insanlar bunu neden izlesin peki? daha ötesi ve işin asıl ilginç yanı, izlerken bu adamların hayatına özeniyorsunuz; o kadar basit, absürt, eğlenceli, yaşanası duruyor ki izlerken diyorum şu adamların evine üçüncü çıksam ne süper olurdu.

bu bir illüzyon olabilir, kimileri amerika'nın yeni oyunu bu, fakirliği normalleştiyor kanma diyebilir.

benim için ise bu dizi salt başarıdır. insanların yıllarca izlemezler, ilgilenmezler diye ekrana yansıtmaktan korktuğu ne varsa onlarla ilgili tokat gibi bir cevaptır. orjinalliği, absürtlüğü, ağırlığı, komikliği ve etkileyiciliği ile; bu malzeme ile ne yapılmaz denilmişse yapmıştır. külttür bu dizi kült olmasına ama yeni bir türün de başlangıcıdır. kameraların, yukarılardan aşağılara indiği bir çağ. zira, yukarıları çok sömürdüler, gerçek olamayan hayalleri bize yeterince sattılar, pazarlayacakları yeni fikirleri kalmadı yukarılara dair; kendilerini mütemadiyen tekrar ediyorlar.

kısacası, flight of conchords hiç bitmesin istemediğim şovdan öte bir deneyimdi benim için. bravo.

(mechul muhayyil - 25 Eylül 2010 00:02)

3. sezon'un olmamasının nedeni jemaine clement ve bret mckenzie'nin iki sezon yeter demesidir. yani bu sefer, yeter diyen hbo değil, dizinin ta kendisi olmuştur. hbo'ya kapak olsundur (hbo gibisi yok o da ayrı tabii).

hatta, hbo 3. sezonu yapalım nolur diye bastırmış; fakat, aileleri yeni zelanda'da olan jemaine ve bret şu açıklama ile kibarca reddetmişlerdir;

"we've noticed the less we say about the future of the show, the more people want to talk about it, so in an effort to reverse this trend we are today announcing that we won't be returning for a third season," the statement reads. "we're very proud of the two seasons we made and we like the way the show ended."

üzdüler bizi. hem de nasıl.

(mechul muhayyil - 28 Eylül 2010 14:06)

bir 3. sezon çekseler de ayıla bayıla izlesek, bizleri ihya etseler dediğim yapımdır. harikuladedir ve insanı hakikaten güldürür...

(armonik minor - 28 Ekim 2011 22:41)

bu adamlari yolda dinlememek gerekir. cunku sozlere takilip gulme tutar ve deli gibi kendi kendinize gule gule yurur durursunuz...

(la grande - 20 Aralık 2011 09:02)

çok tatlı dizi. basit konular, güzel renkler, sevimli insanlar...hepsi bu dizide. bret ve jemaine'nin net ve abartısız davranışları, sinir bozucu olmayan aptallıkları, tuhaf ve uyumlu şarkı sözleri, jemaine'nin gömlekleri, murray'ın yoklamaları çok hoşuma gidiyor. her canım sıkıldığında izleyip, adeta daha sempatik bir paralel bir evrene gidiyorum. ama keşke daha uzun sürseydi. (diziye ilk başladığınızda sıkıcı bulabilirsiniz, sonra geçiyor.)

(miss gollum - 3 Mayıs 2012 23:07)

cure kids derneğinin hasta çocuklar için düzenlediği red nose day şerefine 14 dakikalık bir kısayla dönmüş, günümün güzel geçmesini sağlamış sevimli yeni zelandalılar.

feel inside (and stuff like that), çocuklarla tek tek röpörtaj yaparak, onların cevaplarının düzenlenmesi sonucu oluşmuş bir parça. stüdyo klibi de tipik "345678 kişi toplanıp şarkı söyleyelim, charity etkinliği bu, haydi çok ciddi olalım" tribi yüzünden ayrı komik. adamları o kadar özlemişim ki 14 dakikayı gözlerim çipil çipil izledim.

videoya şuradan ulaşabilirsiniz.

(miaglesian - 30 Ağustos 2012 18:36)

bu dizi espri anlayışımı tepetaklak etti resmen. ilk başlarında tuhaf geliyor, 'bu ne yahu, nasıl da saçma' deniliyor, fakat birden o kadar sevimli oluveriyor ki, jenerikten itibaren gülmeye başlıyorsunuz. bazen keşke etrafımdakiler izlemiş olsa da, diyalogları hatırlamaya çalışıp gülebilsek diyorum. çok güzel dizi, çoook.

(genelde acikmam - 27 Eylül 2012 00:46)

-we no longer say yes, instead we say affirmative
+yes, affirmative!

soundtacki indirilesi, bol bol dinlenip, sarkilarin gectigi sahneler hatirlanip gulunesi, filmi bi an önce çıkması gereken dizidir.

bunu seven bunu da sevdi : the boat that rocked

(cbt - 3 Kasım 2012 18:01)

eğer bill ve ted'in fevkelade macerasındaki gibi bir müzik grubu dünyaya mutlak barış ve refahı getirecekse, o müzik grubu hiç şüphesiz flight of the conchords olacak bence.

(sysyphus - 1 Ocak 2013 14:50)

bret, jemaine ve dünyanın en güzel menajeri murray'i hayatımıza sokmuş, 2 sezon devam etmiş ve bitmiş muazzam hbo dizisi.

bir yudum daha verin, hayat onlarla daha güzel derken, internette 2012 yapımı bir video ile karşılaştım. böylece 14 dakikalığına da olsa o güzel dizi beni nasıl mutlu ederdi hatırladım. evet, yanlış görmüyorsunuz... birileri murray'i bir "gig" için arıyor; bret ve jemaine şarkı yazıyor ^* .

(captainhaddock - 14 Ocak 2013 17:22)

10 kere aday olup da hiç emmy alamayarak, emmy'nin ne kadar dandik bi ödül olduğunun gösteren şahane komikli dizi.

there ain't no party like my nana's tea party!

(cbt - 8 Mart 2013 21:18)

hayran kalınası iki adamın muhteşem grubu.
dizileri ise kesinlikle en sevdiğim dizi.
nice kaliteli iş var ama onlarınki kadar bağlayan ve özleten yok. kaç kere baştan başladım ve bitirdim sayısını bilmiyorum. büyük bir özlemle belki film çekerler diye bekliyorum, hele diziye tekrar başlasalar sevinçten ağlarım herhalde bikaç gün boyunca.
sanırım ben bu hikayenin mel'iyim.

(a t k - 7 Ocak 2014 14:11)

yeni bir hbo dizisi çektiklerini öğrendiğim, geceme güneş gibi doğan beni sevinç gözyaşlarına gark eden ikili. its biznıs taym

(cry baby - 4 Eylül 2014 01:06)

reklam olacak ama harikadizi1.com adresinden türkçe altyazılı bölümlerine ulaşılabilinen dizi. izleyip saf komedi ve alakasız şarkı sözlerinin tadını çıkarabilirsiniz.

(redhouse dictionary - 23 Ekim 2014 20:38)

geçen ilk defa televizyonda izledim. gözlüklü elemanın avustralyalı bi kızla çıkmaya başladığı bölüm. izlediğim en garip ve güzel şeylerden biriydi. yeni zelanda aksanı cidden süper.

(diego de almagro - 17 Şubat 2015 23:47)

mizah anlayışıma en uygun dizi. hastasıyım. bitmesin diye de ikinci sezonunu üç yıldır izlemiyorum. başa sarıp sarıp ilk sezon bölümlerini izliyorum.

(gargamelin burnu kadar kucuktu dunya - 6 Nisan 2015 16:28)