lost highway ve true romance le bilinçaltımıza yerleşmiş ve sağlam bir krediye sahip olmuş patricia arquette in izlenmezse olmaz dizisi.
mucizevi rüyalar gerçeğinin az da olsa yanından geçmiş her ölümlünün ilgisini çekebilecek bir senaryoya sahip olmasının yanında oyuncu seçimi ve alt öykülerle tansiyonu her zaman koruyan yapısı diziyi vazgeçilmez yapıyor.peygamber sabrına sahip örnek koca karakteri zaman zaman sırıtsa da bu sıkıntıyı telafi edecek ince detaylar mevcut.
(bkz: mucizevi rüyalar)

(kage - 6 Şubat 2007 11:07)

--- spoiler içerebilir ---
izlerken bazen böyle sinirden kendimden geçiyor, joenun yerinde olsam ağzına iki tane çaksam diyorum, bu kadar mı sinir bozucu olur bir kadın. 80-100 tane rüyasını izledik artık dünya alem öğrendi bu rüyaları nasıl yorumlamak gerektiğini bu gerizekalı kadın öğrenemedi. bide böyle ters ters cevaplar vermiyor mu joe ya. surat yapmalar falan. ya kardeşim biraz kafanızı kullanın da şu telefonu yatağın sağ tarafına alın bari ya. adamı işinden etti, yeni iş bulmasına engel oldu, kaltağın biri tarafından kandırılmasına, projesinin çalınmasına sebep oldu. adam ev alır beğenmez, araba alır beğenmez. bi tek kendini beğenir. bi kalkar sağır olmuş, bi kalkar başka biri olmuş artık bütün gün uğraş dur. sabah kahvaltıdan önce çıkar akşam çocuklar yatınca döner, ne iş yaptın bütün gün? rüyalarını yanlış anlayıp herkesi yanlış yönlendirdin. en sonunda ajan cooperı da öldürttün. tüylerim diken diken oldu gene hatırlayınca yaptıklarını... joeyu bi kenara koyarsak bölge savcısı manuel devalos rolüyle miguel sandoval adeta gönüllere taht kurmuştur. öyle bir güven veriyor ki adam allyson her boku görüyor ama biliyorsun ki o olmadan çözemez davaları. son olarakta imdbde sofia vassilieva nın biografisine bir bakın derim, yıldız yapacaz diye yavrucağa neler çektirmiş ana babası görün.
--- spoiler ---

(arca jeth - 7 Ocak 2009 15:18)

bu kadın sütyenle yatıyor geceleri. boğazına kadar düğmeli gecelikler pijamalar giyiyor, bi de içine kauçuklu sütyen takıyor. zaten sistemleri fena değil büyüklükte, bi de yatar pozisyonda kabus görme sonrası kocasını psikopata bağlarken, o kauçuk destekli edevatlar boğazına kadar basıyor. ölüp gidecek diye korkmuyor değilim.

ulen namus yapıyorsan yap, pikeyi, yorganı üstüne çek, bu kadar görüntü kirliliğine ne gerek var?

(shirak - 31 Mart 2009 18:47)

evin hanimi allison un geceleri sutyeniyle yattigini farkettigim dizi.

eminim haftada bir bolum izleyince heyecanli geliyor olabilir ama ardarda izleyince cok daraltici olabiliyor. hep ayni cumleler kurulmakta. soyle ki :

kocasi joe allison a ne zaman bir espri yapsa allison buna "not funny" diyip duruyor.

ne zaman allison ruyadan uyanip telefona sarilsa ya da ustunu giyinip bir yere gitmeye calissa ya da uyuyamadigi icin mutfakta oturup kahve icmeye baslasa koca joe uyanip " it s 3 in the morning" diyor. ben bunaldim adamin kendi bunalmadi.

bir diger sikinti veren tekrar ise , allison isyerine ne zaman ruyasiyla ilgili birseyler anlatmaya calissa mr district atterney buna "i dont know what to tell you " ya da " i m not sure what that means" diyip duruyor. kadinin dedigi pek cok seyi duymuyor , buna inanmiyor falan filan , her defasinda allison un birilerinin katilini bulmasina ragmen..

ardarda seyredilmee belki goze batmayacak ama 1 haftada 2 sezon bitirince kafada sezonlardan geriye kalanlar bunlar oluyor.

(sirius black - 5 Nisan 2009 22:44)

iyi dizi hoş dizi ama aynı zamanda neden akşamları en geç saat 8'de yatıp sabahları da en geç saat 5'te kalkmalıyız konusunda beyin yıkamaya çalıştığını anlayamadığım dizi de. her bölümünde en az 1 kez adamım joe'nun çocukları yatırmış, elinde şarap kadehiyle karanlık salonun sofrasında hüzünlü bir şekilde allison'ı bekler vaziyette görmek mümkün. sanırsın saat olmuş gecenin 3'ü. ardından allison üzgünüm saat'in 8 buçuk olduğunu fark etmemişim diye bir replik patlatıverir. veya allison rüyadan zıplar ve telefonu kapıp scanlon'ı arar, o sırada saatlerdir uyumakta olduğu için en derin uykusundan hoplayan scanlon saatin 11'i geçtiğinin farkında mısın diye allison'ı azarlar. veya allison gene bi olayı çözmüştür ve devalos'u ofise çağırır. sokaklarda in cin top oynamaktadır. ofis kapkaranlık. derken devalos gölgesiyle birlikte ufukta belirir ve beni gecenin bu saatinde buraya çağırdığına göre anlatacakların çok önemli olmalı babında bir şeyler geveler. bakın en kötü ihtimalle diyorum, bu sahnede saat 9'u olsa olsa çeyrek geçmektedir. ne lan bu, adam olacak çocuk bile daha insaflıydı.

(vardarova - 8 Temmuz 2009 03:46)

bana kalsa durmaksizin izleyecegim dizi bu. ama sevgili ile izledigimiz icin yava$ yava$, sindire sindire gidiyor hehe.

buffy'den beri bana boyle hisler ya$atan tek dizi sanirsam. bir kere bir girl-power durumlari mevcut, hem de bunu mesela bir charmed gibi "i$te bakin bir witch ailesi ve ustelik hepsi kadin! kadinin gucu! bakin bunlarin analari da boyleydi!" vurgularini gozumuze sokmadan yapiyor. basbaya ozel gucleri olan bir hatun allison, ama izlerken "vay bu fantastik bir dizi" diye izlemiyoruz, allison bizim yan kom$u saniyoruz. ghost whisperer izlemi$ligim var bir sezon falan, jennifer teyze ve memelerinin ba$rolde oldugu o dizide de "icimizden biri" olulerle konu$uyordu falan, ama kadinin sacindan ba$indan tut oyunculuklara, ili$kilere, plota kadar her $ey yapay kokuyordu. ya ben o kadinla kocasinin sevgisine bile zerre inanmadim, geri kalanina mi inanicam.

ama allison ile kocasi oyle mi ya. her bolum her bolum "it's 3 in the morning", "did you have a dream", "do you need to call someone" repliklerini duymamiza ragmen inandirici. allison caktirmadan ailenin reisi zaten, ol derse oluyor, joe onu seven yan figur olarak var oluyor daha ziyade. ama umursamadigimiz anlamina da gelmiyor bu onu, aksine, karisina guveni, bazen kar$isinda duru$u, hep kizlarini du$unmesi, allison'a sevgisi ve i$ine saygisi, bayiliyoruz kendisine. hem allison'da olmayan bir mizah yetenegi de var, kadin "not funny" deyip dursa da hehe.

o degil de, ben sari$in hatunlarin ozel guclerinin olmasindan yanayim lan. siyah sacli, evil baki$li b/w/itchlerdense, sari$in, ho$, normlara uygun bir masumiyette olup da alttan alta asil guce sahip olmalari filan, oh bebegim. allison ve uc kizinin durumu bu acidan son derece witch coveni gibi mesela, anneden kiza aktarilmi$ bir gift soz konusu. ariel ve bridge'de hep gordugumuz, cogu zaman ba$larini belaya sokan bu yetenek kar$isinda ailenin tavri da "napicaz, kizimiz gene zihin okudu" $eklinde vuku buluyor. yani bir aile du$unun ki dort sari$in hatun, bir de adam var. hatunlarin dordu de ce$itli $ekillerde zihin okuyor, gelecegi goruyor falan, adam da yazik bunlarin hepsiyle ba$a cikiyor. joe'ya saygimiz sonsuz.

cok daginik yazdim, ama makale de yazmiyoruz zaten $unun $urasinda, dur o zaman $undan da bahsedeyim: dizinin en guzel yanlarindan biri de ba$langiclarin ve allison'un olaya dahil olu$unun ilgincligi. "aha boyle boyle oluyor" $eklinde geli$miyor ruyalar, allison olayin bir parcasi oluyor illa. kulaginda ipod varken oldurulmu$ kizin ruyasini gordugu gun surekli ama surekli repeatte kalan o $arkiyi duyuyor mesela. cinayet mahalline yakla$inca volume artiyor. ayni $ekilde sagir bir kizin olumunu gordugunde de olay cozulene dek sagir kaliyor. sadece ruya gormuyor yani, olayi ya$iyor da hep.

yava$ yava$ izlemek belki de en iyisi. bitince ba$im goge mi erecek sanki :/

(willow is still blessed - 14 Şubat 2010 20:09)

aceleye getirilmiş bir finalle 7. sezonunda iptal edilerek beni kederlere sürüklemiştir. alacağın olsun cbs diyorum. 2005 yılında dizimax kanalında tesadüfen izlediğim o ilk günden beri, 5. sezona kadar her bir bölümü hafta hafta takip ettim. digiturk'un saçma yayın politikalarına katlandım. yıllar geçtikçe dizi güzelleşti, dubois veletleri gözümüzün önünde büyüdü. dizi başladığından bekardım, evlendim. medium'u kocama da sevdirdim, ne güzel evimizde izliyoruz beraber derkeeen çat, gitti güzelim dizi. o kadar alışmışım ki bitiriliş şekli içime oturdu resmen. gönül isterdi ki gerçek olamayacak kadar şahane bir koca olan joe, süper kadın allison, dünya şekeri kızları marie, bridgette, ariel'le beraber sonsuza dek mutlu yaşasınlar dizi hiç bitmesin hep izleyeyim. final bölümüyle en az lost kadar beni hayal kırıklığına uğratmıştır.

(aresle lokumun annesi - 26 Ocak 2011 21:59)

bu diziyi izlediğim yıllar boyunca joe dubois gibi bir kocam olmasını dileyip durdum. büyü yapar gibi her bölümü dikkatle izleyip, adamın kişiliğini yudum yudum içtim. henüz sonuç alamadım ama ümidimi kaybetmedim.

(life is a disease - 26 Ocak 2011 22:05)

--- spoiler ---
bir dizi daha boktan bir şekilde bitirilemezdi sanırım.resmen oldu bittiye getirmişler.
(bkz: ben yaptım oldu)
ne vardı da joe'yu öldürdünüz,sonra milletin kalbine su serpelim diye mahşerde buluşturdunuz?
iyi halt ettiniz..
olay örgüsü,fazladan bir emek,değişik bir kurgu da göremedim final bölümüne özel..
herkes çok sıkılmışta yönetmen gelip "dağılıııınn uleeeeeeen" demiş sanki..
çok üzücü.

en çokta alison ve joe'nun çocuklarıyla olan ilişkilerini,diyaloglarını özleyeceğim.

--- spoiler ---

(loporut - 1 Şubat 2011 19:59)

hala arkasından yas tuttuğum dizi..

(mismiyav - 3 Mart 2011 23:13)

bitmi$?!
yeni bolum cikmi$ izliyim bakim dedim, agzima sicildi. bundan sonrasi spoiler, git okuma. spoiler spoiiiiiiiiiiilerrrrrrrrrrrr.

--- spoilercan ---

bir bolum oncesine dek her $ey gulluk gulistanlikken? ama fakat? her zaman oldugu gibi allison gene yok kizim öldürüldü, yok kocamin ucagi du$tu ama uyandim ve engelledim ruyalarindan birini goruyor derken uyanamadi? öldü lan adam? ya naptiniz nettiniz, bildigin kalp spazmi gecirdim izlerken. o sonlara dogru joe'nun odada beliri$i, gercekten öldügünü anlatmasi. benim kocam öldü sanki aminakoyim, o kadar beklemiyordum ki nefesimi tutmaktan kalbim durdu bak yeminle.

bu son bolumu hafizadan siliyorum ben. allison ile joe mutlu mesut ya$iyorlar o boktan dizaynli, sicak evlerinde. cocuklari obezletene dek pancake yediriyorlar, bugun sen mi goturucen okula ben mi konu$masi yapiyorlar filan. yahu yapilir mi bu sadik izleyiciye? joe bizim canimiz cigerimiz olmu$ yedi senede, gelip gelip öldürülür mü lan????????? lost'un finali de boktandi da en azindan gonul bagi kurmami$im, bunda benden bi parca da koptu öldü gitti resmen. hakkimi helal etmiyorum.
--- spoilercan ---

(willow is still blessed - 6 Mart 2011 05:14)

"a better place to read and write things that matter." mottosuyla almaya çalıştığı pozisyonu çok güzel belli etmiş, güzel tazecik bir platform.

(ustacatali - 16 Eylül 2013 14:54)

dünya üzerinde; kendi işinde uzman bir çok insanın kişisel olarak makaleler yazdıkları harika bir blog. özellikle tasarımcı veya kullanıcı deneyimi tasarımı konusunda kendinizi geliştirmek istiyor ve farklı fikirler, öneriler öğrenmek istiyorsanız, gününüzün sadece 20 dakikasını ayırarak kendinize çok şey katabilirsiniz.

önerim, facebook'da product designer director olarak çalışan julie zhuo'yu takip etmeniz.

(kurto - 27 Temmuz 2014 00:10)

mesela sözlükle ilgili derleyici/açıklayıcı bir yazıyı bile bulabileceğiniz, insanların uzunumsu fikirlerini paylaştığı bir platform.

ilgi alanlarına ve konularına göre insanların oluşturduğu kümeler var. bu kümelerde başlıkla ilgili, içeriği dolu yazılar var.
siz de kendi listenizi oluşturup, beğendiğiniz ya da not etmek istediğiniz yazıları toplayabiliyorsunuz.
örneğin aranızda şemaları sevenler, teknolojideki yeni gelişmelerle ilgili en iyi içerikleri tarayanlar ya da kıraathane felsefesiyle ilgilenenler olabilir. her durumda okuması kolay ve içeriği zengin yazılar bulabilirsiniz.

sağ üstteki ayraca tıklayarak, "şu an vaktim yok, sonra okuyayım" dediğiniz şeyleri de kenara koyabilirsiniz.

neden böyle bilgilendirici bir yazı yazdım ben de bilmiyorum.

(fauxhumanitas - 3 Ekim 2014 14:14)

bizi ailecek televizyon karşısına mıhlayan, salı ve perşembe gecelerimizi keyiflendiren bir dizidir. allison ve kocası joe arasındaki sprituel/materyalist çatışması, ki buna çatışmadan çok keyifli bir entellektüel zıtlık demek daha doğru olur, bir nebze x files'in sculley ve molder'ini anımsatmaktadır.

dizinin en çarpıcı yanı allison'un yaşayan bir kişi olup, olayların yaşanmış olaylara dayanmasıdır.

pilot bölümde jenerikten hemen önce ekran kararır ve "allison gerçek bir kişidir" der.
ekran tekrar kararır ve siz içinizden "hadi ordan!" derken bir yazı daha belirir:
"really."

(still - 17 Ağustos 2005 10:50)

tarzını ve işlenişini gayet başarılı bulsam da bana açıkçası biraz fazla gelen bi dizidir. tecavüze uğrayıp diri diri gömülen dört yaşında bebeler, tel makasıyla parmakları doğranan çocuklar, ortopedist masasında içorganları çıkarılan kızlar, ölü seviciler, hapse girmeden önce geri zekalı kardeşlerine on yaşında kız hediye eden pedofiller, kocasına kızıp kızlarını diri diri yakan anneler, komşusunun küçük oğlunu seks kölesi gibi kullanıp ön bahçelerine gömen oğlancılar... yettiniz be! daha ilk sezonda içimi kararttınız. ben angela lansbury'li murder she wrote'larla ^* büyüdüm. gelemem böyle manyaklıklara. sizin bu yaptığınızı jason yapmaz lan! izlemiyorum, gözüm görmesin sizi!

(saruman - 9 Aralık 2005 09:08)

gayet heyecanli guzel bir dizimiz olsa da, 6 adimda aciklandiginda bir bolumu yaklasik olarak soyle ilerler:

1. o bolumdeki olayla ilgili, icinde allison olan ya da olmayan bir sekans goruruz.
2. allison ruyadan uyanir, joe'yu uyandirir. joe buna biseyler der. allison da bir punch line atar. bu punch line secimlerinde ironikomik (boyle bi kelime yok uydurdum) olunmaya calisilsa da genelde ucuz esprilerdir.
3. rahatsiz edici yayli calgili muzik esliginde ancuk-vulva-rahim temali korkunc jenerik girer.
4. bolum baslar. bazi zamanlar kahvaltida goruruz aileyi, cocuklar uyanmistir kavga ediyolardir vesaire. ya da jenerik oncesindeki kismin devamini da gorebiliriz duruma gore.
5. olaylar iyice gelisir.
6. tek bolumde olaylar bitiyorsa 28-35. dakikalar arasi olay cozulmeye baslar. biz coktan anlamisizdir ama 38-40. dakikalar civari olay tamamen cozulur. en sondaki 30 saniyede de herkesi mutlu goruruz genelde.

bridget'i oynayan ufakligin beni benden aldigi dizidir ayrica.

(disq - 26 Şubat 2006 22:12)

iki sezonunu birden cok kisa surede arka arkaya izleyince bende cesitli etkiler oldu. oncelikle cesitli suc sahneleri bol bol yer aldigindan evde paranoyaklastim. uc cocuklari da cok sirin oldugundan annelige ozendim. bir de medyum olmaya ozendim, ruyalarimi hatirlayip anlamlandirmaya calismaya basladim ama hicbirsey cikmadi. bu da benim icin diger insanlardan daha fazla bilgiye sahip olmanin iki yolunun cok gezmekle cok okumak oldugunu kanitladi. oturup surekli medium seyretmek ikisi de olmadigindan ironik bir sonucla karsilasmis oldum.

(moyk - 3 Haziran 2006 21:52)

dizi güzel hoş, sürükleyici, zaman zaman çarpıcı ama gerçekçi değil.

yok, hatun medyum olduğundan, ölülerle konuştuğundan, olmadık şeyleri rüyasında görüp cinayetleri çözdüğünden değil, anneler çocuklarını katlettiğinden, el kadar çocuklar tecavüze uğradığından, katiller bildiğin usül, adam gibi adam öldürmekle yetinmeyip ille bağırsaklarını çıkarıp saç örgüsü falan yaptığından da değil.

öyle bir koca olamayacağından...

nedir arkadaş o joe'nun dramı yahu? allison her gece uykudan önce piskopatlaşıyor, dünya düzeninden, insanların kötülüğünden dem vuruyor, adam bunu sakinleştiriyor, sevgi gösteriyor, kendi ailelerinin sorunları göz ardı ediliyor, hatun zar zor uyutuluyor, sonra ilk gece gördüğü rüyayla çığlık çığlığa uyanıp herifin uykusunu piç ettikten ve biz mevzuyu anladıktan sonra, her gece bi başka rüyayla uyanıyor, yetmiyor, joe'yu da uyandırıyor, bi de joe kafayı toparlayamayıp soruna yorum yapamazsa karakter atıp ağlıyor, herife seni boşarım mesajı veriyor alttan alttan. hangi insan evladı dayanır böyle bi kadınla ve zibil gibi çocukla aynı evde yaşamaya, sorarım size. yok yok, hiç gerçekçi değil.

(shirak - 27 Ağustos 2006 00:14)

insanda joe gibi bir koca bulup bridget gibi bir çocuk doğurma isteği oluşturan dizi.

(energypsy - 2 Eylül 2006 16:30)