Murder, She Wrote (~ Cinayet Dosyasi) ' Dizisinin Konusu : Murder, She Wrote is a TV series starring Angela Lansbury, William Windom, and Ron Masak. Professional writer and amateur sleuth Jessica Fletcher uses her intellect, charm, and persistence to get to the bottom of every crime she...
Columbo(1971)(8,3-31047)
MacGyver(1985)(7,7-34066)
Magnum, P.I.(1980)(7,5-23634)
Quincy M.E.(1976)(7,2-5073)
Simon & Simon(1981)(7,1-3697)
Matlock(1986)(7,1-5520)
Ironside(1967)(7,0-2603)
Diagnosis Murder(1993)(6,9-5600)
Hart to Hart(1979)(6,7-5062)
Fantasy Island(1977)(6,6-5614)
The Love Boat(1977)(6,1-7622)
80'li yıllarda birden batlayan dedektif furyasının bi parçasıydı bu, türkiye'de cinayet dosyasi adıyla yayınlanmıştı. yaşlı tonton teyze, gösterişsiz giysileriyle mağdur ediyordu suçluları, pardesü giyerdi bazen, özenirdi erkek dedektiflere, lakin seri katillere falan "utanmıyo musun sen" gibi tepkiler werir, ahmet vardar gibi azarlardı, bazen psikolojik yaklaşır, suçluyu kucaklar, ağlatırdı. mcgyver'in halası falandı bu dizinin kahramanı sanırım, cins-çeşit icatları wardı bunun da.
(cyrano - 5 Mart 2000 02:00)
jessica fletcher karakteri bi miktar, agatha christienin miss marpleını andıran bi tiplemedir. her bölümde de bi tane polis dedektifinin sinirini üstüne çekerdi. adam, teyzemizin olaylara burnunu sokmasına kıl olsa da, gerçekten yardımını gördüğünden yahut yaşlı olmasına veya ünlü bi cinayet romanı yazarı olmasına olan saygısından çok fazla sesini çıkaramazdı.
(amelie - 18 Haziran 2002 00:15)
ilk bölümleri agatha christie romanları tadında olan 80'ler, 90'lar dizisi. birbirine bağlı ipuçlarını birleştirip olayı çözen jessica fletcher, sonradan senaristlerin tıkanmasından mıdır nedir, bir dönem tek bir ipucunu ya da ayrıntıyı hatırlayarak tüm cinayeti aydınlatmaya başlamıştı. şimdilerde tnt'de sabah kuşağında tekrarını izleme fırsatım oluyor. hey gidi hey, pazartesi akşamları verilirdi, büyük bir keyifle izlerdim. şimdi biraz daha farklı gözle bakınca, akasya durağı ile paralellikler kurmaya başladım. akasya durağı malum, komedi adına bolca absürdlük içeren bir dizi. taksi durağı değil, olay paratoneri mübarek. her bölümde ya kendileri ya sevdikleri kaçırılır, birileri bomba koyar, mafyaya ya da uyuşturucu işine bulaşırlar, arabaya ceset konur, insan kaçakçılığı yapılır filan. bu adli olaylarda polis her defasında bunları karışmayın filan diye uyarır. bölümün sonunda ise taksiciler, hatta çoluk çocukları hep birlikte gider, konum alan polislerden bile önde durur, polislerden önce baskın yapar ve kötü adamları marizlerler, bir yandan da nasihat ederler."cinayet dosyası" da aynı eksende ilerliyor. jessica nereye gitse bir olay, ne olayı, bir cinayet!.. üstelik zaman zaman amerika'nın küçük bir kasabasında yaşadığı halde, bu kasabada bile herhalde 20-30 ölüm oldu. (kasabanın suyunun, gen yapısı üzerinde etkileri olduğunu sanıyorum). tonton nine tadında bir yaklaşımla -ki miss marple benzeri bir karakterdir zaten, biraz daha amerikanlaştırılmıştır- insanlarla konuşur ve genelde ters köşeye yatırır. her bölümün ortalarına doğru ortaya çıkan polisler (eskiden jessica ile çalışmış ve onun hayranlık uyandıran bir biçimde cinayeti çözmüş olduğunu görseler bile) bu tonton hallerinden dolayı ona kuşkuyla yaklaşır ve hemen her defasında işlerine karışmamalarını söylerler. ama jessica çok da cesurdur, gider ve araştırmasını yapar. en sonunda da ipuçlarını toplar, polislerin bulamadığı ufak tefek kanıtı bulur, sonra dert anlatmaya çalışır. ama genelde polislerin elinde bir zanlı vardır ve amerikan polis teşkilatı olayı çözdüğünden %100 emindir. en sonunda jessica tek başına katilin karşısına çıkar, ipuçlarını tek tek ele alarak (ki biz bu arada geri dönüşlerle sahneleri görürüz) ve cinayetin gerekçelerini de açıklayarak "katil sensin / katil o!.." der. katil de "ama bunu anlatacak kadar yaşamayacaksın!.." diye jessica'nın üzerine atlamak üzereyken, a aaaa, meğer tonton teyzişimiz tek başına değilmiş, o ikna edemediği polisler meğer kapı arkasında katilin itirafını duymak için bekliyormuş; hoooop, ellerinde silahları dalarlar içeri ve katili derdest ederler!..iki dizideki polis tiplemelerinin bu kadar geniş olmasına bitiyorum vallahi!.. eğlencelik işte...edit: bir bkz vardı ama entry uçmuş.
(kitarobit - 23 Temmuz 2010 20:16)
çocukluğumun sarsılmaz televizyon klasiklerinden. hemen her bölümü, ağır ama sıkmadan usul usul ilerleyen ve zaman zaman, adeta resimsel bir kompozisyon dikkatiyle işlenmiş hissi uyandıran masalsı temposu ve ana karakterinin sempatikliği ile bir mutlu bir tat bırakırdı. şimdiki diziler gibi abudik gubidik müzikler eşliğinde yakın çekimler, sahneler arasında hızlı atlamalar, bit gibi her sahnede tane biten one-liner'larla dolu değildi.aratıyor.
(denizsi - 29 Temmuz 2012 04:28)
bir kisim medyada bu kadinin bu cinayetleri para vererek islettigi ve bu yolla cikar yarattigi iddiasi ortaya atilmisti.
(bettencourt - 11 Nisan 2004 18:11)
ne lanet bi kadındı bu jessica fletcher yaa.her gittiği yerde birileri kafayı yer keser doğrardı ortalığı.hani önce bir cinayet işlense de bu teyzem çözmek için olay yerine gitsem anlıycam ama akşam üstü karşı komşuya oturmaya gitse o evde kesin birileri öldürülürdü.şahsen büyükannem bile olsa evin eşiğinden içeri adım attırmazdım ,uzaktan severdim seveceksem.
(days - 1 Eylül 2001 04:13)
tekrar yayınlanması için kampanya başlatılması gereken çocukluk ritüellerimizden biri.
(chilar - 13 Kasım 2004 18:36)
jessica fletcher i her gordugumde aklima tweety gelirdi kucukken, kafa yapisi ona benziyodu, ya da bana oyle geliyodu.
(max the waxer - 4 Ekim 2005 23:59)
jessica fletcher ın dizinin sonlarına doğru cinayetin kimin, neden işlediğini anlatan bir kısmı vardı ; bir yandan jessica fletcher cinayetin düğümünü çözen ufak ayrıntıları akıcı bir şekilde anlatır bir yandan da flashback ler ekranda akar ve katilin kim olduğu sorusunun cevabı bulunurdu.kanımca dizinin en sevilen bölümü buydu sonunda ne olacağını merak edip kitabın son bölümünü okumak gibi fakat bu dizide sonuna kadar seyretmek gerekirdi.
(eski insan - 28 Ocak 2006 09:33)
daktilosunun basinda tik tik tik cinayet hikayeleri, romanlari yazan bayan fletcher’in basindan gecen garip olaylarin bir saatliklik bolumlerle anlatildigi dizi. kahramanimiz bayan fletcher’in butun arkadaslarinin, akrabalarinin, yegenlerinin ve de avrupa’daki eski dostlarinin baslarina surekli birseyler gelir. bayan fletcher da bu olaylari cozer ve cogu zaman cinayetle suclanan arkadaslarini avukat yardimi olmadan kurtarir. gittigi yerdeki polis sefleri veya detektiflerle baslarda pek iyi anlasamaz, ama kendi yasadigi yer olan cabbot cave’deki serifle arasi gayet iyidir. onunla cinayetleri tartisir, aksam yemege davet eder veya caya, kahveye cagirir. bu arada cayin yanina buzdolabindan sut cikarir, ama sutu oyle kutu veya sise ile ikram etmez, porselen sutluge koyar,ki bu cok zarif bir davranistir.ozel hayati gayet sade olan bir hanimdir, esini kaybetmistir ve zaman zaman bunu acisini soyler, ama hakkinda pek konusmaz, cunku cinayet sucundan kurtarmasi gereken insanlar vardir. hobileri arasinda kosmak ve herseyi sorgulamak sayilabilir. muthis bir gozlem yetenegi ve genis bir hafizaya sahiptir, bir gordugu resmi unutmaz, soylenenleri adeta kayit eder, ama arada bir gozlugunu nereye koydugunu unutur. kisisel not: ailecek izledigimiz bir diziydi.
(lalolu - 13 Temmuz 2006 21:14)
Yorum Kaynak Link : murder she wrote