filim ortalarina kadar bir mesaji varmis gibi duruyodu, sonucta gerard butler adli artiz en azindan biseyler geveliyordu. sonra o hucresinden dunyayi yoneten hakime, yargica, oradaki kodamanlarin alayina ayarlar veren, sehre kaos getiren o super zekali adamin hikayesi tipik bir hollywood manevrasiyla sonlaniverdi. hani jamie foxx yanlisti, oyle demeye getirmediniz mi film boyunca, tamam biliyoruz esas karakter dolayisiyla olemez olebilemez, ama biraz da ezseniz ya herifi, hala bagnazin teki burnunun dikine gidiyor sonucta falan filan diye isyanlara girdim.

ote yandan konsept eger ki guzel islense bence baya guzel, suc ispatlandigi olcude mi vardir yoksa vicdana da bakmak gerekir mi, sistem ne olcude adil calisiyoru alirsin bir kac twist pahali aksiyon ve patlama sahneleriyle bezersin sonunu da basindan beri vermek istedigin mesajla baglarsin. hatta ben sana alternatif sonu da soyleyeyim spoiler pahasina: gerard amca bisekilde super uber prosecutor ve niahyetinde district attorney jamei bi sekilde islemedigi bir sucla iliskilendirir. adam iste mahkemede ben hakimim masum bey falan deyu cigiradursun deliller de butun butun bunun aleyhinedir. vermek istedigin mesajin sertligine gore adam ya gorevinden alinir ya hapse girer falan, arada da filmin basinda kendi pis kicini kurtarmak icin salladigi justice laflari ona kapak yapilir ki seyirci mesajin ne oldugunu tam olarak anlasin, gerard mustehzi mustehzi guler, filim burada bi yerde biter.

ahan da boyle yapsa filim daha bi fiyakali olurdu, imdbde 8in ustune de kesin cikardi, ama iste amerika adalet ozgurluk super ulke falan ayagina en az yarim puani harcadilar.

(oldhand raider - 27 Ekim 2009 08:05)

eger bu filmi henuz izlememis iseniz ve bu entryi okuduktan sonra izleyecekseniz asagidaki spoiler barindiran tavsiyemi mutlaka dikkate alin filmden cok daha mutlu ayrilacaksiniz.

--- spoiler ---

filme mutlaka gidin sinemada izleyin sizinle beraber sasiran insanlarla oha bu ne diyerek filmi izleyin, kesinlikle dvdden izleyerek bu zevkten mahrum kalmayin. ayrica filmin son 10 dakikasinda sinemadan cikin saka yapmiyorum bunu yapin ve aklinizda son zamanlarda izlediginiz en guzel film olarak kalsin. bu film ikinci bir v for vendetta olabilirdi ama paraniza ve zamaniniza yazik seviyesinde bir son ile bittigi icin olamamis. senaryo ozellikle de gerard butler'in karakteri cok enteresan ve buyuk ovguyu hakediyor ^*. ama jamie foxx'un oynadigi avukat karakteri gerard butler'in karakteri ile asik atamayacak kadar zayif. cok siradan bir amerikan avukati, belki de oyle olmasi gerekiyor ama 2 adamin kapismasinda bu adamin kazanmasi gibi bir ihtimal dusunulemez zaten filmin bu kadar sacma bir sonla bitme sebebi de bu kadar zayif bir karakterin cok sacma bir sekilde galip gelmesi. bir tarafta herseyi ile planlanmis mukemmel bir plan var diger tarafta avukatin elindeki tek sey arsa fiyatlarinin karsilastirilmasi. daha fazla detay verip film zevkini kacirmak istemiyorum ya da son 10 dakikalik kurguyu daha fazla elestirmek de gereksiz. tek diyecegim filmi izledikten sonra sonu ne olursa olsun aslinda ne olmasi gerektigini herkes biliyor. muhtemelen tepki almamak icin boyle sacma bir son bulundu ama umuyorum bu film icin ozel bir son hazirlanip dvd versiyonuna konulabilir

--- spoiler ---

(bartsimpson - 29 Kasım 2009 06:48)

sonunda sıçan filmdir. filmi başından sonuna kadar tek soluk izledim, lan lan noluyor ne yapıyor bu adam derken sonunu sikko bir kurguyla kapattılar. allah belanızı versin.

(liriamer - 2 Aralık 2009 20:30)

daha güzel bir sonu hak eden film.
yazı bol miktarda spoiler içermektedir, okuyucunun dikkatine!
gerard butler'in canlandırdığı karakter bir nevi prison break'teki michael scofield'a benziyor.ikiside dahi birer mühendis.mutlu bir yaşantıları var ve toplumun iyi olarak addettiği insanlar.bu iki karakter uğradıkları haksızlıklardan dolayı zekice planlarıyla muhataplarından intikam alıyorlardı.fakat aralarındaki temel farklar şunlar:
birisi kimsenin kılına dahi zarar vermemekten çekinirken, diğeri ortalığın anasını ağlatıyor.daha doğrusu intikam isteği; scofield' ın ruhunu karartamamışken, filmdeki karakterin gözünü kırpmadan vahşice insan öldürmesini sağlıyor..
ikincisi ise: kurgu ve olayların gelişme biçimi bakımından incelenirse; scofield'ın yaptığı planlar bir şekilde zora girerdi, tam aha sıçtı derken dahiyane bir şekilde paçayı sıyırırdı.filmde adamımızın yaptığı planlar gizemli bir şekilde tıkır tıkır işliyor ama öyle bir yerde batırıyor ki bu adam bu tonga ya nasıl düştü diyorsunuz..

son zamanlarda izlediğim en iyi amerikan yapımı film fakat eleştirilecek noktaları çok, özellikle de finali..
filmin başındaki katil'in nasıl ufak bir cezayla sıyrıldığı, suç ortağının idam kararı, jamie foxx'un canlandırdığı karakterin tüneli nasıl bulduğu; biraz aceleyle anlatılmış, bir nevi punduna getirilmiş..ayrıca bu adam on sene boyunca, tüm zamanını ve birikimini bu intikam için harcıyor, biraz flashback olsa kötü mü olurdu?
asıl eleştri final için; adam normal ve iyi bir vatandaşken başına kötü bir olay geliyor, karısını ve kızını kaybediyor.bundan sonra ''dady'' yazılı bilekliği gösterdikçe duygulanıyoruz ve adam ne kadar psikopatlaşsada içten içe galip gelmesini istiyoruz.senelerini vermiş eylemleri için, bu denli zeki bir adamın, ressamın tablosunu imzalaması misali, son yapacağı eylemde etkili bir imza gerekiyordu ama ne oldu? hani bazen çekirdek çitlerken ağızınıza kötü bir tat gelir ve çitlediğiniz onca çekirdeği bir anda götürür ya..sırf şok bir son için etmişler güzelim filmin içine ne diyeyim...

(keke23 - 4 Aralık 2009 16:35)

bir film sinema tarihine geçebilecekken sonuyla nasıl sıçabiliri ders niteliğinde göstermiştir. hayır anlamıyorum ki arkadaş bu hollywood filmleri öyle iki günde de çekilmiyor. kimse mi ensenize bi tane patlatıp 'napıosunuz lan siz bu filme böyle final olur mu!!' demedi..

abarttığımı düşünen varsa şöyle bir örnekle pekiştiriyim. fight club 'ı izlerken son 10 dakikasında tyler durden 'ın marla singer 'la evlenip, çoluk çocukla beraber american dream yaşadığını farzedin. aha bu film aynı bu şekilde ilerliyor!

(seffaf bi hal almis sener sen - 10 Aralık 2009 02:36)

sonu o kadar kotu ve uyumsuz ki sirf bunun icin ayri bir odul kategorisi acilmali diye dusunduruyor insani.

(roland - 12 Aralık 2009 01:13)

finale kadar soluksuz izlenen bir filmdir. o zeki adamı, işleri berbat eden bir savcıyı terfi ettirerek aptallığını gösteren bir belediye başkanına değiştiler ya helal olsun.

(kedim sidikli sise - 13 Aralık 2009 21:54)

--- spoiler ---

yargı sisteminin ne kadar çökmüş olduğunu dile getiren, ve sonunda yine o sistemi galip getirerek "böyle gelmiş böyle gider" mesajı veren film.

--- spoiler ---

(trawmatolog - 19 Aralık 2009 04:34)

--- spoiler ---

v for vendetta gibi baslayan ama 2012 gibi biten film.

--- spoiler ---

(gypsy - 3 Ocak 2010 03:51)

başında coşturmuş, sonunda osurtmuş film olarak akıllarda kalacak film.

--- spoiler ---
esas oğlanın ilk duruşmasında adalet sistemiyle taşak geçmesinin ardından,hakimin kafasının patlatılma sahnesi "ben böyle hakimin beynini sikerim" mesajı vermiştir.
--- spoiler ---

(el camilo - 4 Ocak 2010 17:41)

--- spoiler ---

bombayı imha etmeye çalışıyordunuz. vazgeçtiniz clyde patlatmadan önce yapamayacağız diye. clyde sizden önce yola koyulmasına rağmen, siz ondan önce hücresine vardınız bombayla birlikte. helal olsun büyük cesaret. ama kardeşim hangi arada boşalttınız hapishaneyi, yada hapishanenin o bölümünü? hangi güvenli noktaya naklettiniz mahkumları? sormazlar mı adama? jet savcı mübarek.

ulan clyde. iki çift sözüm de sana var. o kadar süper plan yaptın ama son bombayı patlatamadın. patlatmak için illa hücreye dönmek mi lazım? geç bina yakınlarında güvenli bir noktaya, bas düğmeye, gör patladığını, karışıklıktan faydalanıp dön hücrene. sanki hücren belediye bina manzaralı da basınca patladığını anlayacaksın. öyle mi? yürü git! gözüm görmesin.

--- spoiler ---

(bak bu bile nick olur sozlukte - 10 Ocak 2010 00:59)

"bana mutluluğun resmini çizebilir misin abiding"

(sahibinegeridonmeyenasibumerang - 3 Şubat 2010 11:40)

--- spoiler ---

son sahnede o gerzek kız resital verirken o salon havaya uçsa bence efsane bir final olurdu. adamın ölüsü bile iş görüyor dedirtirdi. gene yavşak bir live the american dream finaliyle sonlandı.

--- spoiler ---

(adorer and somebody - 20 Nisan 2010 18:10)

kendi ceza sahasından topu alan ve önüne geleni muhteşem çalımlarla geçip ilerleyen; orta saha, rakip ceza sahası, altıpas derken kaleciyi de çalımlayan sonra da boş kaleye golü atayım derken ayakları birbirine dolanıp topu auta atan futbolcu gibi bir filmdir..
o son vuruşa kadar her şey mükemmeldi..

(umut kaan - 24 Kasım 2010 16:27)

izleyeli çok oldu ama tadı hala damağımdadır.

bu kadar güzel ve etkileyici bir filmin bu kadar sikko ve kısa bir sonla bitmesi hala içimde uktedir.

(squall leonhart - 11 Ekim 2011 01:52)

--- spoiler ---
über zeki başrol oyuncusunun o çantayı sabitleme, yerinden hareket ettirememe ne bileyim açılınca patlama gibi olasılıkları düşünmediği ve nedense bombayı illa hücresine gidip orada patlatmak istediği sikimsonik finale sahip bi filmdir.

--- spoiler ---

(12tmaferd i - 10 Şubat 2012 02:03)

yarrak gibi film. öyle bi sonu olan film isterse dünyayı kurtarsın; yarrak gibidir, yarrak gibidir... kaç yıl geçti aradan, hâlâ aklıma geldikçe sinirleniyorum, kafam cozurduyor. o sonu yazıp, çeken ellerinize attırayım...

hattâ dur lan! spoilersız buraya bi şey yazayım da daha izlemeyen varsa yanılıp izlemesin:

her boku en ince ayrıntısına kadar hesaplayan adam---(bkz: 10 yıl boyunca intikam planı yapan insan), bombayı kabak gibi ortaya koyacak he mi? o kadar mekanizma kuran adam, icabında füze de atardı oraya. en basitinden, milletin gazozuna ilaç da koyardı.

hayır bi de oraya kadar getiriyosunuz filmi, en başta karşısında durduğunuz, dava kazanmak için anasını bile satacak savcının elinden adalet dağıtıyosunuz. allah belânızı versin ya.

n'oldu sana söyliyim: bu ibintolar, "olm johnny çok ileri gittik herhal. bari mevcut idari düzeni komple sikip atmayalım, anarşist sanırlar." diye tırsıp böyle yarrak gibi bi son yazdılar filme. siz anarşizmin bokunu yiyin, tamam mı? angutlar...

(yerli mal - 30 Nisan 2012 22:52)

filmin özeti: adaletinizin amını sikerim!!!

fakat yerleşik düzeni galip getirmek için sıçmış, sıvamışlar amk! adam kazanaydı da, sikip ataydı amerikan rüyasını ne olurdu sanki??.. senariste kafam girsin..

(munchausen by proxy zooey deschanel - 5 Temmuz 2012 04:05)

--- spoiler ---

izleyici "bu adalet sisteminde bir yanlışlık var" fikriyle bir nevi dürtülüyor önce. karısı ve çocuğu katledilen clyde (gerard butler) vergisini düzenli ödeyen her amerikan vatandaşı gibi adalete güveniyor. ancak iyi bir insan olmasına rağmen sistemi içselleştirmiş savcı nick (jamie foxx) işin istatiğinde (conviction rate). neticede katillerden biri, üstelik de işlenen suçta daha pasif rolde olanı idamla cezalandırılırken asıl suçlu 3 yıllık ödül gibi bir cezayla yırtıyor.

filmin güzel kısmı bundan sonra başlıyor. çünkü clyde, adaleti sağladığını düşünen avukat, savcı, hakim ve belediye başkanı gibi kişilere adaleti falan sağlamadıklarını, sadece işlenen suça karşılık kendi oyunlarını oynadıklarını anlatıyor; üstelik de olabilecek en "sert" yoldan.

en başta, yani asıl suçluyu gayet vahşice doğradıktan sonra yakalanınca nick'e veriyor ayarı. hücrede görüşme sırasında nick "ben istediğimi aldım, itiraf ettin suçunu" derken clyde "aç da o kayıtları iyi izle, neyi itiraf etmişim. ailemin katillerinin ölmesini istedim mi? evet, kim istemez. onları öldürmeyi planladım mı? evet, hangi acılı baba düşünmez?" diyerek lafı oturtuyor.

sonra daha da güzeli oluyor. clyde'a ait bir arazide clyde'ın ailesini öldüren adam kesilip biçiliyor ama hakim buna rağmen, clyde'ın usturuplu savunmasına istinaden onu kefaretle salacak gibi oluyor. clyde 180 derece dönüp "bu mu, bu kadar mı? iki tane adamı öldürmüş olabilirim ama siz yürüyüp gitmeme izin vereceksiniz" diye hakime veriyor ayarı ve kilit bir cümle ediyor "bizi ilk başta buraya getiren buydu"

bunun ardından aslında filmin felsefi tarafı da bitiyor, bir de saçma bir şey oluyor; clyde'ın aslında süper zeki bir ajan, bir taktisyen olduğunu öğreniyoruz. bundan sonra da biraz testereyi çokça da klasik macera filmlerindeki katilin avı sahnelerini andıran dakikalar başlıyor. adaletin temsilcileri elleri kolları bağlı bir şekilde hiçbir şey yapamadan dolanırlarken clyde onları bir hücrede kilitli olmasına rağmen tek tek öldürüyor.

burada biz (ben)
tıpkı clyde gibi eşi ve bir kızı olan nick'ten empati kurmasını bekliyoruz. belki de clyde'ın gizli ortağı çıkmasını ve o bombayı bizzat patlatan kişi olmasını.

ya da başka herhangi bir son. azıcık amerikan popülizmi içermeyen ve cesaret isteyen herhangi bir son.

ama onun yerine ne oluyor? nick terfi ediyor (ve adeta upgrade oluyor) ve saçma sapan bir yerden aldığı bilgiyle clyde'ın sahip olduğu mülklerin adreslerine ulaşıyor, vs. vs.

en nihayetinde avcı ile av yer değiştiriyor. filmin başından beri gerçek bir zeka pırıltısı göstermemiş ama sürekli böbürlenmiş nick, clyde'a bir şans veriyor ama clyde bunu tepince bomba belediye başkanının kıçı yerine clyde'ın yatağının altında patlıyor. sonraki sahnede nick'i kızının gösterisini izlerken buluyoruz. sanki mesele nick'in adalet anlayışıymış da adalet sisteminin kendisi değilmiş gibi. nick'in anlayışı değişince (artık katillerle anlaşma yapmıyorum) sorun da çözülmüş oluyor.

film de "bir efsane olabilecekken sonunda içine edilmiş filmler" listesinde ilk başlara yazılıyor.

--- spoiler ---

(salihdt - 4 Eylül 2012 20:44)

--- spoiler ---
--- spoiler ---
--- spoiler ---
--- spoiler ---

sonunda belediye binası patlayaydı bu film imdb top 250'deydi... tek kusuru bu, yoksam süper film...

--- spoiler ---
--- spoiler ---
--- spoiler ---
--- spoiler ---

(akmaral - 2 Ağustos 2014 04:03)