• "single'daki 4 küsür dakikalık versiyonu bu şarkının asıl olmuş halidir bence."
  • "ing. canavarın böylesi."
  • "ing. ecayip heyvanlara benziyirsen."
  • "yazın ankara'da kim kaldı zirvesi 2 ile ilk zirvesine katilmis, süper muhabbeti olan yazarımız. yakın da oturuyormuşuz. görüşürüz artık sık sık"
  • "ankara'nın en serin yeri anıtkabir çevresidir diye bir beyanatta bulunmuştu. gittim baktım, gerçekten de öyleymiş. komşum benim, hem pazara gidicez biz onunla."
  • "solo olmadığı için bi yerden sonra bayan şarkı"
  • "(bkz: aman tanrım bir canavar yarattım)"
  • "iron man 3 soundtrack'inden çok güzel bir neon trees şarkısı."
  • "elim bir trafik kazası sonucu kardeşini kaybetmiş olan acılar içindeki yazar arkadaşımızdır,kardeşi için allah'ten rahmet ve kendisine sabırlar diliyoruz"
  • "en sevdiğim metallica şarkılarından birisi."
  • "sol frame'de görünce hasiktir lan metallica'ya bişey mi oldu sorusunu canladıran albüm/belgesel.(bkz: bir eski türk popçusu olarak metallica)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    metallica nın 'biz hala ölmedik yaşamaya çalışıyoruz' demeye çalıştığı albüm... fakat albüm kayıtlarında görünüyor ki; kirk hammettin metallica dan daha önce gerçekleşmiş.. grubun lead gitaristi ve joe satriani gibi bi gitar üstadının öğrencisi olmasına rahmen james in gösterdiği riffleri çalamamaktadır


    (some kind of monster - 5 Kasım 2007 19:52)

  • comment image

    james'in bu şarkıya ait yazdığı riff'i kirk'e sabırla anlatmaya çalışması kesinlikle izlenmeli. kirk riff'i çalamadıkça sinirleri gittikçe laçkalaşıyor. lars da olaydan geri kalmayarak arka plandan her zamanki yavşak tavırları ile ortamı iyice gerginleştiriyor.


    (sweet child o mine - 21 Ocak 2012 04:43)

  • comment image

    yeni albumdeki en begendigim parcalaradn biri...sozler de fena diil ustelik...eskilere benziyo gibi sanki...bi de solo istiyomus gibi geldi ama...neyse bi kac kez daha dinlemek lazim...
    sozlerini yazacaktim ama cok uzun...albumun icindeki kitapcikda var....
    uzun sarki 8:25 suruyo....


    (trquaz - 6 Haziran 2003 18:41)

  • comment image

    metallica'nın st. anger albümünün hazırlanış sürecindeki aksamaların ve grubun ilk gününden itibarenki tüm sorunlarının irdelendiği dürüstçe yapılmış bir belgesel. öyle ki, belgeselin bir bölümünde james hetfield yönetmenlerle konuşup belgesele devam edip etmemeyi bile gözden geçiriyor.


    (killing spree - 9 Temmuz 2012 21:09)

  • comment image

    metallica - st angeralbumunden 3. parça

    these are the eyes that can't see me
    these are the hands that drop your trust
    these are the boot s that kick you around
    this is the tongue that speaks on the inside
    these are the ears that ring with hate
    this is the face that i'll never change
    this is the fist that grinds you down
    this is the voice of silence no more

    these are the legs in circles run
    this is the beating you'll never know
    these are the lips that taste no freedom
    this is the feel that's not safe
    this is the face you'll never change
    this is the god that ain't so pure
    this is the god that is not pure
    this is the voice of silence no more

    we the people
    are we the people?

    some kind of monster
    the monster lives

    this is the face that stones you cold
    this is the moment that needs to breathe
    these are the claws that scratch these wounds
    this is the pain that never leaves
    this is the tongue that whips you down
    this is the burden of every man
    these are the screams that pierce your skin
    this is the voice of silence no more

    this is the test of flesh and soul
    this is the trap that smells so good
    this is the flood that drains these eyes
    these are the looks that chill to the bone
    these are the fears that swing over head
    these are the weights that hold you down
    this is the end that will never end
    this is the voice of silence no more

    we the people
    are we the people?

    some kind of monster
    the monster lives

    this is the cloud that swallows trust
    this is the black that uncolors us
    this is the face that you hide from
    this is the mask that comes undone
    ominous,
    i'm in us


    (penny - 9 Haziran 2003 09:40)

  • comment image

    ankara'nın en serin yeri anıtkabir çevresidir diye bir beyanatta bulunmuştu. gittim baktım, gerçekten de öyleymiş. komşum benim, hem pazara gidicez biz onunla.


    (morosophe - 30 Temmuz 2012 00:59)

  • comment image

    her sözüme kahkaha atandır. hayır yani bilemiyorum gerçekten mi eğleniyor yoksa benle mi eğleniyor? beşiktaş taraftarı, işinde gücünde, ankaralı, dövmesi sağlam ve en önemlisi yeşil kapaklı saklama kapları olan eğlenceli bir yazar


    (kulenin kizi - 9 Mayıs 2013 12:03)

  • comment image

    elim bir trafik kazası sonucu kardeşini kaybetmiş olan acılar içindeki yazar arkadaşımızdır,
    kardeşi için allah'ten rahmet ve kendisine sabırlar diliyoruz


    (sunbred - 24 Eylül 2013 17:13)

  • comment image

    kardeşini özlemiş yazar....

    yarısı yanmış cüzdanından geriye kalan en küçük bozuk para kadar değerli değil şimdi dünya…

    - zaten ne kadar değerliydi ki?

    - ya da sen yokken ne kadar değerli olabilirdi?
    ………

    nasıl başlayacağımı bilemiyorum evlat,
    seninle ilgili ilk anım sanırım o hastanede simsiyah saçların ve gözlerinle birlikte annemin yanında yatarken gördüğüm gündü… yerçekimine isyan etmiş saçların, meraklı gözlerinle bize bakman galiba sana göre “merhaba” demekti.
    – hoşçakalın demeni görememiş olsak da…-
    biz o merhabayı çok sevdik be oğlum!

    çok özledim lan! çok özledim seni hergele!
    çıkıp gelsen yine… atışsak?
    garipser bakışlarını atsan bana. yine birbirimizi anlayamıyor olsak.
    iki farklı dünyanın insanı olmamıza rağmen yine aynı havayı soluyor olsak ya? olmaz mı be?
    olmaz mı?

    her şeye atışıp, hem fikir olabildiğimiz ender konuları görünce ben sevinsem? ne bileyim lan işte beşiktaş bestesi söylediğin gün gibi işte… ya da o formayı üstüne geçirip kendini beğenmiş şekilde aynalara baksan yine…

    bakkala ekmek almaya giderken dakikalarca saçlarını düzeltip üstüne başına çeki düzen versen. saatlerce ayna karşısında saçınla uğraşmanı unutamıyorum çocuk! hala insanlara bundan bahsederken gülüyorum sana… “şu saçını uzat! kısa saç mı kaldı? hangi devirde yaşıyorsun sen?” diye isyan edişin gözlerimin önüne geliyor.

    keşkelerimin önüne geçemiyorum çocuk!

    sahi… “çocuk” dememe falan kızıyor musun acaba? ya da “ufaklık” diyince sinirlenip bir yerlerden ters ters bakıyor musun bana? hangisine sinirlendiğini bilsem onu söylemeye devam edeceğim çünkü. biliyorsun bazı şeyler hiç değişmiyor…

    söylesene be çocuk, sen de özledin mi bizi? biz çok özledik oğlum! deli özledik!

    keşke yine o yamuk yumuk kestiğin tırnaklarınla çalsan şu içine ettiğimin gitarını…

    birlikte desek ki;

    iki yol var demiştin..
    birinden gidiyorum….

    hiç bilmediğim şeyler öğrendim… öyle korkunç şeyler öğrettin ki,
    mezarlığa nasıl gidilir, hangi otobüs nereden geçer?
    cenaze namazı kaç rekat ve nasıl kılınır? -evet oralarda eksiklerim var hala…-
    sana alabildiğim en son şey mezar yeri mi olacaktı?
    hepsini geç, sercan eşer diye mezar taşı mı olur lan!

    o içine ettiğimin hastanesini görünce, bir kez daha gidiyorsun be oğlum! bir kez daha o lanet morgun soğukluğu çarpıyor suratıma… o gasilhanedeki saçma sapan sabunlu şeyin kokusu geliyor tekrar burnuma….
    denizleri tutup yırtasım geliyor!

    şairin söylediği şeyler gerçek oluyormuş meğersem be oğlum;

    “içimde ölen biri var” şimdi.

    bazı konularda hala seni incitiyorum değil mi?
    hani “kader” falan diyorlar ya… hah! işte tam o durumlarla ilgili…

    söylesene sen de annemi telafi etmeye çalışanların söylediği gibi
    birilerinin seni “bizden çok” sevdiği yalanına inanıyor musun?
    şaka gibi geliyor lan kulağa!
    nasıl ruh hastası bir varlığın aptal oyuncularıyız ki “bunu sevdim, yanıma alayım bunu ben” demesini kabullenebiliyorlar….
    neyse…

    çok özledim lan çok özledim!

    her gece gelsene be rüyalarıma,
    içine tükürdüğümün dünyasında birlikte yapamadığımız ne varsa orada yapalım…
    belki maça gideriz? :)

    belki geldiğin rüyaların içinde hiç ölüm olmaz…

    kısacası,

    özledim seni çocuk!

    http://i43.tinypic.com/2v9pwm1.jpg


    (some kind of monster - 1 Aralık 2013 23:49)

  • comment image

    cok guzel sarkidir.
    guzel gruptur metalika.

    amaa;
    annesi haklidir. guzel adamdir.

    ben bu suserin sakalina kurbanlar vermek isterken o kesicem der:/
    yabma be memento mori:/
    gidecegini de soyler bu. ankarayi da sevmez hem. benim memleketimi.
    her yerden, herkesten bile gitmek derdinde bazen..

    mahal vermemek lazim. sakin tutalim.


    (amorphous - 4 Aralık 2014 12:12)

Yorum Kaynak Link : some kind of monster