Martin Eden ' Filminin Konusu : Martin Eden is a movie starring Luca Marinelli, Jessica Cressy, and Vincenzo Nemolato. Martin Eden struggles to rise above his destitute, proletarian circumstances through an intense and passionate pursuit of self-education, hoping...
Ödüller :
Venedik Film Festivali : "Best Actor"
küçükken evde görüp yazarı martin eden kitabın adı jack london mı yoksa yazarı jack london kitabın adı mı martin eden diye üzerinde düşündüğüm kitap.
(nicknold - 4 Kasım 2007 21:54)
her gun kadiyoy'den karsiya gecerken vapurun kicinda beyaz kopuklere kendimi birakmayi dusundurur martin eden. allahtan translantikte okyanusta gitmiyorum yoksa tutamam kendimi.
(in cold blood - 11 Kasım 2002 19:37)
okuduğum en iyi kitap. eğitimsiz ve fakir bir insan olan martin eden aşık olur. aşık olduğu kız kendisinden farklı bir sosyal sınıfa aittir. aşık olduktan sonra hayatını değiştirmek ister. entellektüel, eğitimli ve kültürlü insanların biraraya geldiği bu sosyal sınıfa dahil olmak ister. yeteneği, zekası ve insanüstü çabası sayesinde; geçmişte onu hor gören bu insanların özendiği, takdir ettiği ünlü bir yazar olur. ancak bu insanların arasına girdikçe bu sınıfın yozlaşmışlığını ve örnek aldığı insanların yapmacıklığını görmeye başlar. canını dişine takarak başarılı olmuş olsa da, herşey ve herkes anlamsızlaşır onun için. bu duydular içinde kazandıkça, aslında çok şey kaybettiğini anlar. hayalinin içinde kaybolur adeta. aşkı, yaşama sevgisini, inancını yitirmiştir. geçmişte daha mutlu olduğunu dehteştle farkeder. bildikçe, yükseldikçe tükenmiştir martin eden...
(lulu - 19 Kasım 2002 00:21)
jack london şöyle diyor;'' martin eden için neden biraz üzülmeyeyim ? martin eden bendim. martin eden bir bireyci idi, bense bir sosyalist. işte bu nedenden ben yaşamaya devam ediyorum ve işte bu nedenden martin eden öldü.bu kitap bireyciliğe bir saldırıdır. martin eden başkalarının ihtiyaçlarının farkına varmayan aşırı bir bireycidir. hayalleri kaybolduğunda uğruna yaşayacağı hiç bir şey kalmaz. ''--- spoiler ---insan ne ile yaşar demişti tolstoy. yaşamak için sevgiye, insanlara inanmaya ihtiyacımız var. martin eden için bunların bittiği noktada, hayat da ölümden farksız oldu.--- spoiler ---
(jandi - 20 Ocak 2012 01:16)
80 öncesi alemdağ koğuş kütüphanesinde okuduğum kitap. son sayfalara geldiğimde son bir kaç sayfanın yırtılmış olduğunu farkettim. koğuştakilere sordum, birisi sahiplendi : ben yırttım hoca, sonunu beğenmedim...böyle bir romandır..
(abidik - 3 Haziran 2012 23:30)
dostoyevski "her şeyi anlamaya çalışmak bir hastalıktır." der. martin eden da maalesef her şeyi anlamaya başladığı için hayatı kabullenememiştir. ayrıca bence bireyci olması sevindiricidir. tabi bireycilikten ne anladığımıza bağlı.
(time to know - 22 Eylül 2014 14:10)
onu hayatından tamamen sildiği anda bile, kızın kucağına gelip oturmasını ''kendini sunmaya hazır bir kızı reddetmek,onun ruhunda onarılmaz yaralar açabilir'' diyerek istemeye istemeye bu duruma katlanacak denli ince düşünceli bir kahramandır martin eden.
(krasotkin - 20 Temmuz 2004 01:52)
zengin olduktan sonra etrafindakilere para sacmasi, butun roman boyunca bireyci olan martin eden karakterinin ozunde sosyalist oldugunu gostermez. aksine adam tutarli bir bicimde bireycidir. nedeeeen? cunku yardim ettiklerinin hayalleri vardir. ciftlik sahibi olmak, iscilerinin iyi sartlarda calistigi bir camasirhane sahibi olmak, kapitalist duzende yukselmek isteyen kizkardesinin kocasinin dukkanini buyutme hayalleri falan. peki martin eden bireyciyse neden bu paralari baskalarinin hayalleri yerine kendi hayalleri icin kullanmiyor? cunku artik o hayallerini tuketmis bir bireycidir. siradan bir insanken aska inaniyordu ve bunun icin herseyi yapabilirdi, yapti da manyak.. ama sevdiginin bir tanrica degil de her kadin gibi cevresinin ahlak kurallarina bagli, kendine sosyal bir statu isteyen, guce tapan bir kadin oldugunu gorunce destek alacagi birsey kalmadi. topluma dondu daha sonra, fakat yiginlarin bayagiligi artik onu tiksindiriyordu. arkadasinin mukemmel sanatini bile nasil bes paralik ettiklerini gordu. eserlerini daha once yazmis oldugu halde, o kendisi hic degismedigi halde, insanlarin gozunde bir anda nasil yukseldigini gordu. bunlar da insanlarin deger yargilarinin degersiz ve gercekdisi oldugunu gosteriyordu. yine dayanacak birsey bulamadi. son bir umutla eskiden ait oldugu sinifa geri donmeye calistigi sahne muthis bir sembolizmdi. ama artik o bireycilikte cok ileri gitmistir, ait oldugu bir sinif kalmamistir, o kendi sinifidir. bunu gorur veeeee--- spoiler ---bir stoaci gibi, bosuna ugrasip aci cekmekten vazgecer--- spoiler ---
(immanuel tolstoyevski - 17 Ağustos 2004 15:31)
martin eden once kavramlara inanmistir: ask, ahlaki normlar, iyilik gibi. bunlar teker teker cokunce, insanlara donmustur, onlardan destek almak icin. ama artik ait oldugu bir grup yoktur, jack londonun dikkat cekmek istedigi bireyciligin tehlikesi de buradadir.hayallerimiz tutkularimiz gecicidir cunku temel aldigimiz kavramlar da gelip gecicidir. hicbirsey zamandan ve sartlardan etkilenmeden size sonsuza kadar bir dayanak olarak kalamaz. iste bu yuzden insanlara muhtaciz; toplumun ustunde ilahi kavramlardan degil, yanimizdaki insanlardan guc almaliyiz. iste bu yuzden her bireycinin sonu husrandir.
(immanuel tolstoyevski - 17 Ağustos 2004 15:36)
sonunda uzucu bir olay dikkatimi cekmisti...--- spoiler ---adam (martin eden) vasiyetini yazmadan atladi gemiden (gemi, buharli gemi). yani butun parasi kizkardesi ve o okuz kocasina kaldi. bari gettodaki isci-filozoflara verseydi.. nasil olsa onlarin da sonu husran, bari paraya bogulup sistemin icine girseler, herkes gibi yasasalar, altlari kuru karinlari tok olsa. --- spoiler ---
(immanuel tolstoyevski - 17 Ağustos 2004 15:40)
Yorum Kaynak Link : martin eden