Süre                : 1 Saat 42 dakika
Çıkış Tarihi     : 26 Ekim 2012 Cuma, Yapım Yılı : 2012
Türü                : Döküman
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Highland Park Classics
Yönetmen       : Rodney Ascher (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Rodney Ascher (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Bill Blakemore (IMDB), Geoffrey Cocks (IMDB), Juli Kearns (IMDB), John Fell Ryan (IMDB), Jay Weidner (IMDB), Stephen Brophy (IMDB), Ash Brophy (IMDB), Buddy Black (IMDB), Buffy Visick (IMDB), Sam Walton (IMDB), Scatman Crothers (IMDB), Tom Cruise (IMDB), Barry Dennen (IMDB), Kirk Douglas (IMDB), Keir Dullea (IMDB), Shelley Duvall (IMDB), Christoph Eichhorn (IMDB), Thomas Gibson (IMDB), Adolf Hitler (IMDB), Emil Jannings (IMDB), Nicole Kidman (IMDB), Stephen King (IMDB), Ben Kingsley (IMDB), Stanley Kubrick (IMDB), Danny Lloyd (IMDB), Patrick Magee (IMDB), James Mason (IMDB), Roddy McDowall (IMDB), Malcolm McDowell (IMDB), Liam Neeson (IMDB), Barry Nelson (IMDB), Jack Nicholson (IMDB), Pope John Paul II (IMDB), Martin Potter (IMDB), Alexander Radszun (IMDB), Robert Redford (IMDB), Clive Revill (IMDB), Peter Sellers (IMDB), Joseph Stalin (IMDB), Philip Stone (IMDB) >>devamı>>

Room 237 (~ A 237-es szoba) ' Filminin Konusu :
Room 237 is a movie starring Bill Blakemore, Geoffrey Cocks, and Juli Kearns. An exploration of various interpretations of Stanley Kubrick's horror film, The Shining (1980).


  • "cinnet'i izlerken görmediğim daha birçok bağlantı olduğunu gormemi sağlayan, sadece cinnet'i değil, kubrick'in diğer filmlerini de tekrar izleme isteği uyandiran bir yapım."
  • "bu filmi izledikten sonra karar verdim ki kubrick bir bilim adamı.."
  • "türkçe altyazısı hala hiçbir siteye eklenmemiş film. merakla beklemekteyiz."
  • "time goes by isimli sarkılarıyla tanınan abd'li amatör rap metal grubu."
  • "bazı bölümleri zorlama olsa da (yani illa bir manası olması gerekiyor gibi) genelde çok güzel okumalar yapılmış. özellikle tersten oynatılıp üst üste getirildiği deneysel kısım hoş olmuş."
  • "özellikle apollo 11 göndermeleri ile ağzımı açık bırakmış belgesel niteliğinde filmdir. the shining'i bir daha izlemek farz olmuştur. edit: imla"
  • "stanley kubrick'in the shining filmindeki gizemlerin ve sembollerin çözümlemesini yapan belgesel."
  • "favori filmleri arasında the shiningolanların sıkılmadan izleyebilecekleri, hatta izlemelerinin şart olduğuu, yer yer ilgi çeken tespitlere sahip yer yer lafı çok uzatan bir belgesel."




Facebook Yorumları
  • comment image

    cinnet'i izlerken görmediğim daha birçok bağlantı olduğunu gormemi sağlayan, sadece cinnet'i değil, kubrick'in diğer filmlerini de tekrar izleme isteği uyandiran bir yapım.


    (cok calismam lazim coooook - 17 Şubat 2013 15:10)

  • comment image

    bazı bölümleri zorlama olsa da (yani illa bir manası olması gerekiyor gibi) genelde çok güzel okumalar yapılmış. özellikle tersten oynatılıp üst üste getirildiği deneysel kısım hoş olmuş.


    (radau - 7 Nisan 2013 18:30)

  • comment image

    göstergebilim ile ugrasanlar icin seyri guzel bir yapim ancak biraz buluttan nem kapma olayini abartmislar gibi... kubrick ustadimizin dehasina diyecek yok tamam ama aya seyahatin yalan oldugu alt metni azicik "yok artik" dedirtti.

    birgun, benim entrylerimin cesitli harf veya kombinasyonlarindan "hayatin anlami pornodur" anlamini cikartacak adamlari doverim valla bak. kadinlara dokunmam, onlar diledigi anlami cikarabilir.


    (bosch kalfa - 26 Nisan 2013 14:56)

  • comment image

    deli saçması film. teknoloji bu kadar yaygınlaşınca nerede bir deli, bir manyak orada bir film oldu artık. paranoya ötesi düşüncelerle dolu. paranoyada organizasyon olur , bu bildiğin şizotipal içerik. hele bir de yorum yaparken uyuz uyuz gülen bir tip var, allah anasına babasına hiç acımamış , mal gibi yaratmış.
    hiç izlemeyin de kubrick' in kemikleri sızlamasın.


    (olumsuzkebelek - 27 Nisan 2013 13:42)

  • comment image

    güzel açıklamalar, yer yer mantıklı yaklaşımlar olsa da; gereksiz uzayan ve tuhaf bir görsel dil oturtan belgeseldir.

    --- spoiler ---
    röportaj verenlerin yüzlerini göremiyoruz ki bu bence görsel dili zedeliyor, bir de eski filmlerden kolaj hale getirilmiş, ara görüntülerle doldurulmuş yerler var, bunlar tam bir görsel dil oluşturamadığından sakil duruyor ne yazık ki. ayrıca röportaj veren insanların sesleri düşük kalıyor. bir tanesinin bebeği ağlayıp duruyor. alt yazısız izliyorsanız, fazlaca şey kaçırıyorsunuz.
    ---
    spoiler ---

    bir kubrick fanatiği olarak mutlaka izlemem gerekiyordu, mutluyum.


    (she s not there - 25 Mayıs 2013 20:46)

  • comment image

    cinnet, sinema tarihinin kült filmlerinden biri olmasının yanı sıra, popüler kültürün de ikonlarından biridir. onu ikon yapan ve vazgeçilmez kılan özellikler peki nelerdir?

    bir grup cinnet fanatiği sinefilin peşine düştüğü bu soru, aslında oda 237 isimli belgeselin de çıkış noktasını oluşturuyor. cinnet filminin sosyolojik, psikanalitik ve ideolojik yönden çeşitli okumalarının yapıldığı belgeselde, filmi çözümlemeye çalışan farklı meslek gruplarından insanlar filmin altmetnini deşiyor ve filmin farklı açılımlarını seyircilere aktarıyorlar. özellikle filmin amerika’nın tarihsel kökenleriyle, yani kızılderili katliamı ile, bağlantısının ifşa edildiği kısım bu açıdan ilgiye değer. filmdeki hayaletlerin geçmişin hayaletleri olduğu konusunda t. s. elliot’ın dizelerinden de alıntıların yapıldığı bölüm, oldukça ilginç ve filmin altmetninde yatan politik ve ideolojik göndermelerle de bütünlük sağlıyor. aynı zamanda filmin en geniş okumasının da özeti mahiyetinde. fakat belgeselde şöyle bir sorun var: bu ve buna benzer ilginç okumalar kadar, filmle ilgili “aşırı yorum”un bile sınırlarını zorlayan fazlasıyla afaki açıklamalar da yer alıyor: kubrick’in apollo bağlantısı, minotor yorumu ve filmin geriye sararak izlenmesi gibi… bütün bunlar belgeselin bir yerden sonra bir kakofoniye dönüşmesine neden olduğu gibi, takibini de zorlaştırıyor. muhtemelen ilgi çekmek için eklenmiş bu bölümler belgeseli zayıflatıyor.

    arşiv görüntüleri, çeşitli filmlerden bölümler, fotoğraflar, haber filmleri ve kamera arkası görüntülerle de desteklenen belgesel, bir yerden sonra cinnet’in dışına çıkarak bir kubrick güzellemesine dönüşüyor. her kubrick filminde olduğu gibi, cinnet’in de altmetnine indikçe kubrick’in hınzırca hazırladığı sembollere ve oyunlara rastlıyoruz. bunların keyfine vardıkça filmin seyri ve kubrick’e olan hayranlığımız da artıyor.

    bu sene cannes, sundance, toronto, locarno ve karlovy vary gibi dünyanın önemli festivallerinde gösterilen oda 237, cinnet filmini ve kubrick’i sevenlerin kesinlikle kaçırmaması gereken bir belgesel, fazlalıklarına rağmen!


    (jeansolpartre - 1 Ağustos 2013 13:51)

  • comment image

    favori filmleri arasında the shiningolanların sıkılmadan izleyebilecekleri, hatta izlemelerinin şart olduğuu, yer yer ilgi çeken tespitlere sahip yer yer lafı çok uzatan bir belgesel.


    (ge ji kai - 17 Kasım 2013 13:15)

  • comment image

    bazı yönlerden eksik : konuşanların yüzünün görünmemesi gibi, bazı yönlerden ise ilginç detayları farketmemizi sağlayan belgesel. the shining'i tekrar, daha dikkatli seyretmeyi sağlayan noktalar gösterilmiş, sunulan alt metinlere inanmak biraz tercihe bırakılmış çünkü farklı kişiler farklı çıkarımlar sunnmuşlar ama yine de izlenmeli, çok keyifli.

    --- spoiler ---
    bu konuda bana en çarpıcı gelen yerlerden bazıları; danny'nin bisikletle dolaşma sahnelerindeki kat farkı ve otel müdürünün penceresi olması imkansız odasındaki pencere ayrıntılarıydı.

    ---
    spoiler ---


    (kitapci kedisi - 13 Ocak 2014 23:20)

  • comment image

    olay sadece 3-5 kişinin film hakkındaki fikirlerini ve teorilerini anlatmasından ibaret. doğal olarak stanley kubrick'in filmlerinden alınan görüntülerden ve bazı diğer görsellerden oluşuyor. elbette izlemeden the shining mutlaka izlemeli hatta diğer filmlerine de göz atılmalı.

    --- spoiler ---

    özellikle filmin tersten oynatılıp üst üste bindirilmesi fikri içlerinde en enteresan olanı. böyle bir kurgu yapıp buradan izleyenlere mesaj vermek cidden çok ilginç. böyle bir şey olabileceğine karakterlerin bazı sahnelerde geri geri yürümelerinden ve elbette redrum kelimesinden ulaşmışlar. çıkan sonuçlar hiç de öyle deli saçması gibi durmuyor aslında. asıl ilginç olan eğer kubrick cidden böyle bir kurguyla izleyicilere mesaj varmek istediyse diğer diğer yönetmenlerin kapıya kilidi vurup gitmeleri gerek.
    1
    2
    3

    bir diğer ilginç teori: ay'ın dünya'ya olan uzaklığından 237 bin mil olması. buna dayanarak 237 numaralı odanın aslında moon room olduğundan bahsedilmiş. bu odanın kubrick'in ay'a iniş aldatmacasını temsil ettiği ve jack karakterinin karısına yalan söylemesinden yola çıkılarak kubrick'in devletle yaptığı anlaşma sonucu yakınlarına yalan söylemek zorunda kaldığından bahsedilmiş. anlatıcı ilk başta emin olmadığını ama danny'nin kazağındaki apollo resmini görünce anladığını söylüyor. jack'in karısına söylediği "çalışanlarıma karşı olan yükümlülüklerimden haberin yok mu? kontrat ne demek biliyor musun? anlaşma ne anlama geliyor fikrin var mı?" gibi cümlelerle durumu pekiştirerek jack karakterinin aslında kubrick'i temsil ettiğini ve eşinin apollo aldatmacasını öğrendiğini söylüyor.
    ---
    spoiler ---

    bunlar gibi ilginç başka teoriler de var, bazıları mantıksız gelse de izlemesi keyifli. bazı noktalar cidden merak uyandırıcı fakat bazı noktalarda ise şeyh uçmaz müritleri uçururdurumu mevcut.

    sonuç olarak filmi izleyenlerin hepsi kendince bir şeyler çıkarmış ve bizlerle paylaşmışlar. bence bu sinemanın ve doğal olarak sanatın en güzel yanı. herkes kendi meşrebince izlediği filmden, dinlediği şarkıdan, okuduğu kitaptan bir şeyler çıkarıyor. belki zaman zaman sanatçının anlatmak istediği ile çıkarılan sonuçlar arasında dağlar kadar fark olabiliyor ama sanırım işin güzelliği de orada.


    (alex xander - 28 Ocak 2014 10:42)

  • comment image

    imdb'nin message boards'ı gibi bir film olmuş.

    yer yer fazlasıyla ilgi çeken ve mantıklı olan hususlar olsa da film daha çok yakalandığı sanılan küçücük bir ayrıntıyı daha da sivama ve zırvalama şeklinde cereyan eden hususlardan ibaret.

    bilhassa filmin başını ve sonunu bir araya getiren elemana bence üstün hayalgücü sopası atılmalı. zira kubrick'in filmlerinde tek nokta perspektifi vardır ve zaten yüzler hep ortadadır. "aaa bak jack'ın yüzüyle danny'nin yüzü kesişti demek ki çok acayip şeyler oluyor..." demek saçmalığın daniskası. kubrick'in tek nokta perspektifi olayına şu kolajdan kısaca bakabilirsiniz.

    bir de bir sahnedeki resimde kayak yapan adamı minotaur'a benzetmiş ve buna da çok inanmış bir abla vardı. artık kendisinin çocukluğu nasıl geçmiştir tahmin bile edemiyorum...

    sonuç: the shining'i çok sevenler bu filmin arkadaş arasında sohbetini yapmaktan hoşlananlar için harika bir eser olmuş. ama bu eseri geyik muhabbetinin ötesine taşıyan üç dört husus var ve bu hususlar da izleyiciye üç dört dakikada gayet güzel özetlenebilir inanın. kalanı fasa fiso...


    (istanbul beyefendisi - 20 Şubat 2014 13:13)

  • comment image

    türkçe'de hani bunun için çok güzel bir deyim var öküz altında buzağı aramak.tamam kubrick'in korku başyapıtı the shining'in amerikan tarihine,yerli katliamına,hatta nazi almanyası ve yahudi soykırımı'na (holocaust) dair göndermeleri olan bir film olduğu su götürmez bir gerçek.ve belgeseldeki yüzünü görmediğimiz konuşmacılar da bu konuda gerçekten kıymetli değerlendirmelerde bulunuyor ve de önemli yorumlar yapıyorlar.

    öyle ki içlerinden birinin film hakkındaki izlenimi işin doğrusu benimle birebir aynı.

    ben de önce filme esin kaynağı olan stephen king'in aynı adlı romanını okumuş,sonra stanley kubrick'in filmini izlemiştim,lakin sadakatsiz bir uyarlama oluşundan dolayı başta çok büyük bir hayalkırıklığı yaşadığımı hatırlıyorum.

    ilk önce king'in kitabını okuduğunu sonra filmi izlediğini söyleyen konuşmacılardan biri de shining'i gördükten sonra romanıyla kıyaslayınca başta kubrick'e olan inancının sarsıldığını ama her yıl tuhaf bir biçimde filmi yeniden izlemekten de vazgeçemediğini söylüyor.aynı ben.bunun sebebi basitti diyor yorumcu,çünkü bu film bir başyapıt.doğru söze ne hacet

    gelgelelim bu belgesele adını veren room 237 ile abd'nin aya inişi arasında kurulmaya çalışan bağlantı hiç de inandırıcı değil.

    king'in kitabında 217 olan oda numarasının filmde 237 olması ve küçük danny'nin bu odaya girmeden önce kazağının üstünde apollo 11 yazması elbette tesadüf olarak görülmez.

    belli ki dünya'nın aya olan uzaklığı kubrick tarafından oda numarası olarak bilinçli yapılmış bir seçim.ama bu demek değil ki,abd aya insan göndermedi,o görüntüler düzmece,hatta o görüntüler kubrick yönetiminde çekildi!

    öyleyse sinemanın dahisi kubrick neden oda numarasını değiştirmiş olabilir?bence uzay konusu 2001 a space odyssey filminden sonra kubrick'te takıntı haline gelmişti.muhtemelen hayattayken kendisine en sevdiğiniz filminiz hangisiydi diye sorulmuş olsaydı,cevabı 2001 olacaktı,kim bilir.

    kubrick,stephen king'in romanını tercih etmesini şu şekilde açıklıyor bir demecinde;"bana o dönem gönderilen kitaplar içinde en iyisi buydu ve altında yatan fikir çok hoşuma gitti," diyor.ancak stephen king,kubrick ile yaptığı ilk konuşmasını şu şekilde özetlemekte;"hayalet denen şeyin lanetlenmiş bir ruh olduğu fikrini bir türlü kabul edemiyordu..."

    şu çok açık ki kubrick, the shining'i çekerken niyeti bir korku filmi yapmaktan ziyade başka şeyler anlatmaktı.misal 1973 yapımı the exorcist'te parçalanmış bir aile vardır,anne-kızın yaşadığı eve şeytan musallat olur,hikaye boyunca da geleneksel ailenin önemi vurgulanır.the shining'de ise tam tersi dehşetin asıl kaynağı baba ve kocadır.bence kubrick'i bu stephen king öyküsüne çeken de işte bu oldu,bir de hikayenin geçtiği colorado'nun yerlilerle ilgili kanlı tarihi.

    belgeselde shining'de devamlılık hatası olarak görülen şeylerin bilinçli olarak yapıldığı da iddia edilmektedir,bu da katılamayacağım bir konu.her ne kadar burada stanley kubrick'ten de söz etsek o da kamera hatası ya da devamlılık hatası yapabilir,yapmıştır da.

    yine de önemli-kıymetli bir belgesel.bu belgeseldeki teorilere gözü kapalı inanmak zorunda değilsiniz ama shining'i izleyen herkesin bu belgesele de bir göz atmasını yararlı görüyorum,kendi adıma.


    (violatorclown - 24 Şubat 2014 19:29)

  • comment image

    filmin yarısına kadar dayanabildim, sonra da sürekli ileri ala ala sonuna kadar izledim. gerçekten çok fazla zorlama teori var. yani ömer çelakıl'ın kuran hakkındaki çözümlemeleri bile çok daha mantıklı.

    michael sikkofield'in yaptığı eyes wide shut çözümlemesi bu filmin ağzına yüzüne sıçar.


    (herhavsindibiayni - 1 Mart 2014 15:08)

Yorum Kaynak Link : room 237