Kingdom (~ A királyság titkai) ' Dizisinin Konusu : Kingdom, hanedanlığı etkisi altına alan salgından kurtarmaya çalışan bir prensin kötülüğe karşı açtığı savaş konu ediliyor. Güney Kore’de hüküm süren bir krallık, yozlaşma ve açlık karşısında diz çökmek zorunda kalır. Krallığın başına gelen felaketler yalnızca bununla da sınırlı değildir. Bulaştığı insanı canavara dönüştüren bir salgın hızla yayılmaktadır. Ölen kral ve diğer insanlar salgının etkisi ile canavar olarak dirilir. Haksız yere ihanetle suçlanan veliaht prens, babasının başına gelenleri öğrenmek hanedanlığa doğru yola koyulur. Prens, halkını kurtarıp salgının tüm ülkeye yayılmasını engellemek için karşısında bulunan yeni türdeki düşmanlarla mücadele etmek zorundadır.
Alhambeura Goongjeonui Chooeok(2018)(8,1-787)
Conversations with a Killer: The Ted Bundy Tapes(2019)(7,8-15494)
I Am the Night(2019)(7,3-3042)
My Runway(0)(6,5-91)
Polar(2019)(6,3-58636)
arkadaşlar bakın bu dünya üzerinde bazı eserler ortaya koyuluyor, bunların bir kısmı hak ettiği değeri görmüyor çünkü hakim olan batı kültürünün dışında kalıyorlar. mesela saatleri ayarlama enstitüsü böyle bir kitaptır, yazarı ahmet hamdi tanpınar değil de andrew henry thompson falan olsa bu kitap çoktan dünya klasikleri arasına girmişti, suç ve ceza ile birlikte anılıyordu edebi değeri açısından. kim bilir başka dünya dillerinde ne kitaplar var ama ingilizce, rusça veya almanca olmadığı için adı sanı çoğumuz tarafından bilinmiyor.bu dizi de netflix'te olmasa ve herhangi bir kore televizyonunda yayımlansa durumu pek farklı olmayacaktı. öylesine bir diziymiş gibi kaybolup gidecekti. şu anda da kaybolup gitmiş değil ama hak ettiği değeri görüyor da değil. bu dizi game of thrones'tan eksiği olan bir dizi değil. insanlar taş gibi bir dizi yapmış, korece değil de ingilizce yapmış olsalardı şimdi bu dizinin kendine ait kingdom (dizi) diye başlığı, altında da sayfa sayfa entry'si vardı, gereksiz yere teori kasan bir dolu dalyarak başlığının altına üşüşmüştü. uzun lafın kısası, değeri bilinmeyen ancak kalitesi üst düzey bir dizidir. izleyeceğiniz bir şey yoksa izlemeniz gereken değil, izleyeceğiniz bir şey varsa onu bir kenara bırakıp izlemeniz gereken bir dizidir.
(bbhkeydefe - 4 Nisan 2020 00:49)
game of thrones yönetmenleri izlesin de karanlık sahneler nasıl aydınlatılır öğrensin. harika kore dizisi. içinde zombisinden taht kavgasına kadar her şey var. 8/10
(yuksektansiyon - 26 Mayıs 2020 19:46)
son dönemlerin en iyi mangalarından biri. çin'in milat öncesi tarihini anlatıyor. yaklaşık millattan önce 250 yıllarında başlıyor ve ilerliyor. karakterler ve olay örgüsü gerçek tarihe paralel gidiyor. olayların bir çoğu aynı şekilde gerçekleşiyor, hikayenin başladığı dönemin öncesinde olan olaylara olan atıflar da yine çinin yazılı tarihinden aynı döneme denk gelen katliamlardan, savaşlardan, politik düşmanlıklardan oluşuyor. şehirler, devletler, krallar, generaller, bürokratlar hepsi gerçekten alıntı.gerçek ve kurgu arasındaki dengeyi şu ana kadar çok iyi korumuş/korudu/koruyor serinin mangaka'sı hara. serinin ana karakteri shin (xin) isimli genç bir çocuk. shin yine gerçek tarihten alıntılanmış bir karakter. fakat hakkında o kadar da çok şey bilinmiyor. bu yönünden dolayı seçilmiş büyük ihtimalle hara tarafından. gerçek hayattaki general xin'in başarıları çok da büyük değil fakat mangaka ana karakterinin amacını çok yüksek tuttuğundan olayların ileride farklılaşacağını söyleyebiliriz. xin serideki gibi savaştan dolayı yetim kalmış bir genç olmak yerine gerçek hayatta çin'in önemli ailelerinden birinin mensubudur. hatta ileride çin qin tarafından birleştirilip ilk 'dynasty' kurulduktan sonra bu hızlı bir şekilde yıkılıp han dynasty'si söz konusu olacaktır -bunları da yazıyorum çünkü hikaye buraları anlatmayacak. bu han dynasty'sin deyse xin'in torunları en büyük söz sahibi olan kişi olacaktır -kral mı olacak, ileri gelen bir general mi bunu bilmiyorum.bunun dışında o ki, o sen, o hon mou bu, mou ten, mou gou, sei, sho, haku ki, hou ken, tou ve geri kalanların yine bir çoğu gerçek karakterler. bunların her birinin gerçekle alakasını anlatmak tabii ki tarih dersin münasip bir davranış olurdu fakat bir kaç genel bilgi ve back-story (ne lan türkçesi) seriyi daha ilgi çekici kılıyor.o ki gerçek hayattan esinlenilmiş bir karakter olmakla birlikte mangadaki gösterimine göre oldukça zayıf bir karakter. gerçek hayatta da başarıları olsa da qin'in generalleri sayıldığında akla gelen o değildir. qin'in gelmiş geçmiş en büyük generalinin kim olduğu sorusuna verilebilecek iki cevap gerçek hayattaki kimlikleriyle haku ki ya da o sen'dir. haku ki 400.000 zhao insanını (sivil ya da asker vasıfları tartışmalı) canlı canlı gömen kişidir. seride qin'in 6 büyük generali'nin başıdır. o sen ise gerçekteki karakteriyle paralel yansıtılmıştır şu ana dek. o sen gerçek hayatta da aslında kendi krallığını kurma amacının herkes tarafından bilindiği bir generaldir. bu yüzden kral sei tarafından hep uzak tutulmuş ve tereddütlü yansıtılmıştır. şu ana dek o sen hakkında özel bir şey görmedik seride fakat ileride ne olacak bilinmiyor.chu'nun fethedilmesi gerçek tarihte ilk başta shin'e veriliyor ve shin kibirli davranıp chu'yu 200.000 kişiyle fethedebileceğini söylüyor fakat (biraz da elinde olmayan sebeplerle) bu sefer başarısız olur ve geri dönmek zorunda kalır. daha önceden fethettiği kalelerden birinde denetim azalıyor çünkü chu'nun sahip olduğu toprak alanı çok geniş olduğundan hepsini denetim altında o kadar askerle tutmak çok zordur. shin'in arkasından gelen 50.000 asker ve bunların gönderdiği bilgiler doğrultusunda ordusu iki taraflı baskın altında kalınca geri çekilmek zorunda kalıyor. sei sonrasında emekli olmuş o sen'e 'yalvarıp' sefere çıkmasına ikna ediyor. o sen ise 600.000 asker talep eder. fakat o sırada qin bütün çin'i fethetmekle meşgul olduğundan bu rakamın çok yüksek olduğu ona bildirilir. o sen ise bir asker az olsa bile zaferin mümkün olmadığını söyler.gerçekte de o sen'in mottosunun "kazanamayacağım çarpışmalara(çarpışma dediğim battle, savaş değil. çarpışma savaş içinde defalarca olur savaşıp kaybedebilirsin, ama savaş bir kere kazanılır o da zaferdir) girmem." olduğunu belirtmek gerek. bu mangada belirtildiğinde göre diğer büyük çin generali haku ki(seri adı gerçek ismini hatırlayamıyorum)'nin de generallik anlayışıdır. bu tereddütlü generalin sözüne güvenen sei ise 600.00 askeri o sen'in emrine verir ve chu fethedilir. işte bu kısımdan sonrası yani general xin'in gerçekteki chu başarısızlığından sonraki hayatı konusunda çok detaylı bilgi yok. bazı yerlerde yine seferlerine devam ettiğini duydum fakat yine de kesin bir şey yok. sanırım mangaka xin'in bu bilinmezliğinden dolayı ana karakter olarak seçmiş onu.her neyse kısacası shonen mangaları seven herkesin okuması gereken bir mangadır kingdom. hara'nın anlatıyımıyla kattığı dramadan bahsetmeye pek vakit bulamadım fakat okumak isteyenlere söyleyebilirim ki kesinlikle tek düze geçen, güçlü karakterlerin birbirini alt etmesine dayalı bir dövüş mangası değil kesinlikle kingdom.mangasının çevirisi şu an hala devam ediyor. çeviri 305'te serinin çince oijinali 370'lerde. eskiden haftada 7 bölüm çeviren grubun şimdi haftada 5'e düşmesinden dolayı çevirinin orijinalini ne zaman yakalayacağı belli değil.
(benim bir ismim var - 16 Ocak 2014 18:32)
çok sağlam bir dizi, öyle ki film tadında.... ama her bir bölümü...bir bölümde o kadar olayı boğmadan o kadar güzel aktarıyorlar ki hayran kaldım.ilk sezonu bitirmiş biri olarak oyunculuklar yapım on numara. film tadında dedim ya mesela diğer diziler gibi değil, bölümü bitirdiğinde o konuda bitiyor, doygunluk hissi var. polisiyeler gibi her bölümde bir suçu çözmüyorlar, bir kesit sunuyorlar. her bölüm bir saat falan... afişine baktığımda bir grup serseri hayatı ama noel tatili diziler tatil, e dedim yoklukta gideri var olabilir diye başladım, meğer sezonun en iyilerindenmiş.neyse çok övdüm beklentiyi fazla yükselttim, konuya geleyim. sanki boks değil tam, boks ama amerikan dövüşleri gibi, biraz daha kurallı... bir grup dövüşçünün hikayesi diye basite indirgemek istemiyorum, çünkü evet dövüş var ama yaşadıkları ruh halleri duyguları hezeyanları aile dramları da var. az biraz detaylandırırsak; alvey, eski boksör, şampiyon şimdilerin koçu, ve bir baba... lisa, sevgilisi, alveyin spor salonunu ailesini hatta adamın kendisini ayakta tutan kadın...nate, alveyin küçük oğlu, başlarda alveyin spor salonu için tek umudu...jay, alveyin büyük oğlu, tam bir ... başlarda bu ne ki desen de öyle bir ilerliyor ki bre diyosun. ama hep aynı tatta, serserilik bu kadar yakışır. hafif bir shamelesstaki lip gallagher havası da yok değil...ryan, alveyin bel bağladığı yegane sporcusu.yeni hapisten çıkmış denetimli serbest lisanın eski nişanlısı, eskilerin iyi dövüşçülerinden destroyer ve inişli çıkışlı ilişkileri ile atarları... jayin biraz daha yumaşatılmış hali gibi...sonradan dahil olan bir jay ve nate'in annesi var, alveyin karısı... ama ne desem spoiler
(karatoprak - 7 Ocak 2015 21:41)
nick jonas'ın eşcinsel mma dövüşçüsü rolünü oynadığı dizi. ya da gizli eşcinsel de diyebiliriz. çünkü o sürecin sancılarını yaşamakta ilk sezon boyunca. onun haricinde dizinin konusu işlenişi de gayet başarılı ve sürükleyici. iki günde ilk sezonu izleyip bitirdim. favorim jay. kendisi bana göre dizideki en sağlam karakter. ilk başta biraz uçuk bir tip gibi görünüyordu (ki gerçekten öyle bir karakter) ama sonradan olaylar işlendikçe ve karakterleri yakından tanıdıkça kendisini çok sevdim.bu arada dizinin 2. sezonu ekim 2015, 3. sezonu ekim 2016'da yayınlanacakmış. beklemedeyiz.
(infinity guitars - 8 Ocak 2015 23:23)
sözlükte bu kadar az biliniyor olmasına şaşırdığım dizi.bence harikulade bir dizi yaratmayı başarmışlar.aslında ilk başta sadece dövüş sporlarına ilgim var diye izlemeye başlamıştım ama izledikçe diziye hayran oldum. özellikle 2.sezonu müthiş.ben geceleri az uyuduğum için çok dizi izleyen bir adamım ve atıyorum 100-120 tane dizi izlemişsem bu güne kadar ilk 10'uma koyduğum dizilerin içerisinde hep bir adet acayip başarılı yazıldığını düşündüğüm şaheser karakter vardır. benim için bir dizide gerçekten duygusal anlamda bağlanabileceğim, ulan keşke böyle bir arkadaşım/abim/babam/sevgilim vs olsaydı diyebileceğim bir karakter varsa o dizi başarılıdır.mesela californication - hank moodyshameless - lipbreaking bad - mike oz - ryan o'reillytrue detective - rust cohle rome - titus pullo spartacus - gannicus vs vs bu liste uzar da gider. sonuca geliyorum: bu dizide de jay kulina diye bir karakter var ki, tadından yenmiyor. kendisini oynayan oyuncu harika oynamış ve karakter müthiş yazılmış. komik, sevecen, karizmatik, dengesiz, fucked up with the best intentions. o yüzden sırf jay hatrına bile izlenilebilir bir dizi. içerisinde dövüş, kan, hırs, ihtiras, seks, uyuşturucu, kardeşlik, ihanet, babalık, annelik ne ararsanız var. ama her şey birbiri içine karışmış durumda. tam bir duygu kaosu. puanım: 8.5/10 - must see
(matchgrip - 19 Ağustos 2016 17:59)
dizideki her oyuncu ayrı iyi ama jonathan tucker jay kulina'yı canlandırırken gerçekten varını yoğunu ortaya koymuş. kendisini the black donnellys zamanlarından bu yana takip ederim, içinde olup da yarım yamalak varlık gösterdiği tek bir yapım hatırlamıyorum.bu arada "spor salonunda geçiyor, mma dünyasını anlatıyor, bunlarla ilgilenmiyorum o yüzden almayayım" derseniz son zamanların en iyi dizilerinden birini kaçırmış olursunuz onu da söyleyeyim.
(ventolin - 20 Eylül 2016 00:41)
anathema'nın kıymeti bilinmemiş şarkılarından biridir.. doom başyapıtı denilebilecek 9:30'luk şarkı her saniyesiyle acıtmaktadır adamı..
(run my wife - 27 Ocak 2005 10:25)
siyasi entrikaları ve zombi istilasını konu eden güney kore'nin orijinal netflix dizisi. --- ağır spoiler ---dizi joseon döneminde geçiyor. kullanılan ateşli silahlara bakılırsa 17.-18. yy dönemindeler. bir kral var. lee hanedanından. bu kral hükmetme bakımından oldukça güçsüz çünkü haewon adındaki bir aile gücü elinde tutuyor. aslında aileden çok bir klan çünkü devletin topraklarında çok fazla üyesi, emrinde çok fazla hizmetkarı ve askeri var. haewon klanı devletin çoğu kademesinde yer etmiş. görünürde devleti kral lee yönetse de aslında asıl emirler bu klandan geliyor. halk açlıktan, sefaletten kırılırken bu klanın üyeleri zevk ü sefa içerisinde. klanın başı diyebileceğimiz adam, adı cho hak-ju, meclis başkanı. aslında devleti yöneten adam tam olarak bu. cho hak-ju'nun oğlu ordu komutanı. daha yeni reşit olmuş kızı ise kralın karısı. genç kraliçe. yani anlayacağınız, parazit gibi yayılmış durumdalar her yere. güçsüz kralın bir oğlu var. adı lee chang. kendisi veliaht prens. otuzlu yaşlarının henüz çok başında. oldukça idealist, halkını düşünen, aklı çalışan bir adam ama daha önce saraydan ayrılmadığı için alt tabakanın çektiği sefaleti bilmiyor. hep sarayda büyüdüğü, saray dışındaki çetin hayatı bilmediği için de kendisini korumak konusunda biraz yetersiz. devamlı kişisel koruması mu-yeong'la dolaşıyor. mu-yeong kendisinin kişisel koruması ama bir yandan ikili arasında köklü bir dostluk havası alıyorsunuz.neyse, bu veliaht prensimiz lee chang ülkenin yönetim biçimden rahatsız. haewon klanını sevmiyor, babasının bu klanın etkisi altında kaldığının, ülkeyi yönetemediğinin farkında. daha da önemlisi, kralın genç karısı olan kraliçe, yani meclis başkanı cho'nun kızı hamile. eğer doğuracağı çocuk erkek olursa veliaht prens öldürüleceğini biliyor. çünkü kendi annesi soylu biri değil, bir cariye. doğacak çocuğun kanı ise haewon klanından. eğer erkek olursa tahta geçebilmesi için haewon klanı tarafından öldürüleceğinin bilincinde. yaşamak istiyor, bu yüzden babasına gizliden başkaldırıyor.ülkede alimler denilen bir güruh var, bu güruh heawon klanından rahatsız. alimlerin devletin bilgeleri ve gençten yaşlısına kadar çok fazla destekçileri var. buna rağmen haewon klanının gücü altında sesleri çok çıkmıyor tabii. öldürülmek istemeyen veliaht prens ülkeyi yönetemeyen babasının tahttan indirilmesi ve kendisini desteklemesi için alimlerle gizli bir anlaşma yapıyor. haewon klanına dönelim. haewon klanının başı olan cho'nun kızı, yani genç kraliçe hamile ve doğuracağı çocuğun erkek olmasını bekliyor. erkek olduğu an veliaht prens öldürülecek. ne var ki, doğuma haftalar kala kral ölüyor. kraliçe ve babası cho bunu çocuk doğana kadar herkesten saklamak zorunda kalıyorlar. ölen kral'a bakması için üç yıl önce istifa etmiş saray doktorunu çağırıyorlar. doktor, yanında genç bir yardımcıyla geliyor. diriliş çiçeği adında bir çiçek var, doktor bu çiçeği kullanarak ölen kralı diriltiyor. diriltiyor diriltmesine de... kral bir zombi olarak uyanıyor. gündüzleri bir ceset gibi uyuyan, güneş battığı anda uyanan; kan ve ete susamış, saldırgan bir zombi olarak. kralın bu zombie-issue'su herkesten saklanıyor, yalnızca çiçek hastalığına yakalandığı ve kraliyet üyelerinin de bu hastalığı kapmaması için uzak durması söyleniyor. veliaht prens ise babasının durumundan şüpheleniyor. babasını görmek istiyor devamlı ama göstermiyorlar. bunun üzerine prens, kişisel koruması mu-yeong'a kralın hasta olduğu sürecin kayda alındığı defteri almasını söylüyor. defter eline ulaşınca babasına bakan doktorun üç yıl önce istifa eden saray doktoru olduğunu görüyor ve doktoru bulmak için mu-yeong'la beraber doktorun yaşadığı yer olan jiyulheon'a doğru yola çıkıyor. ölen krala diriliş çiçeği veren ve kralın zombi olarak uyanmasına neden olan doktor, saraya yanında genç bir yardımcı ile gelmişti ya hani, bir olay sonucu bu genç yardımcı zombi kral'ın saldırısına uğrayıp ölüyor. bunun üzerine doktor, yardımcısının cesedini bir tabuta koyup jiyulheon'a, yaşadığı yere dönüyor. jiyulheon bir şifahane. açlıktan, hastalıktan perişan olan halka bakılan bir yer. jiyulheon'a dönen doktor, yardımcısının cesedinin gömülmesi için şifahanedeki çalışanlara talimat veriyor. şifahanede alt tabakadan olan genç bir adam ve adı seo-bi olan bir hemşire var, bunlar da başrol bu arada. neyse, veliaht prens lee chang ve kişisel koruması mu-yeong jiyulheon'a doğru yola çıkmışken bir sahne görüyoruz, bu sahnede jiyulheon'da et pişirilip açlıktan ölen hasta insanlara dağıtılıyor. eti pişiren ve hastalara ikram eden jiyulheon'daki genç adam. adı bilinmiyor. seo-bi bu etin nereden geldiğini sorduğunda ise adam bir geyik avladığını söylüyor. seo-bi ise pişen etin geyik olmadığını, jiyulheon'a getirilen ceset olduğunu anlıyor ve genç adamı bir kenara çekerek ona hesap soruyor. o sıralarda güneş batıyor, hastalık kapmış olan cesedi yiyen kırk küsür insan önce ölüyor, ardından zombi olarak uyanıp dehşet saçmaya başlıyorlar. --- spoiler --- buraya kadar yazdıklarım sanırım birinci bölümün tamamıydı. diziyi çok beğendim, görüntü kalitesi, sesler, yakın çekim dövüşler, o tarihi dokular çok sağlamdı. üstte bir yazarın belirttiği şeye katılıyorum, dizide görüntüler aşırı net ve parlaktı, bu durum aslında çok iyi olsa da tarihi bir dizide pek de iyi olmuyor. o tarihi havayı yakalamak için renklerin biraz daha soluk olması göze çok daha fazla hitap ediyor kanımca. dizi altı bölümdü, çok kısaydı. buna rağmen bazı sahneler gereksiz uzun hissine kapıldım, altı bölümlük kısa bir sezon için çoğu sahne olması gerekenden biraz fazla uzun sürdü ama bu sahnelerin ardından gelen aksiyon sahneleri de gerçekten iyiydi. zombilerin makyajları efsane iyiydi. bedenlerinin o hareketleri, kemiklerden gelen sesler, hırıltılar, koşuşları bile oldukça gerçekçiydi. özellikle güneş doğunca evlerin altına saklanıp uyudukları kısımlar ürperticiydi benim için. sanırım beni en çok geren, en çok rahatsız eden sahneler gölgelerde saklanıp uyuyan yüzlerce ceset görüntülerinin olduğu sahnelerdi. --- spoiler ---veliaht prens, kişisel koruma ve tüfekli adamın, jiyulheon'a baskın yapan heawon klanı askerlerini püskürtme sahnesi bayağı iyiydi. güzel bir strateji örneği izlettiler. onlarca cesedi göle atma sahnesi en beğendiğim sahnelerden biriydi. gölün manzarası, renkleri, duyulan sesler aşırı güzeldi ama gölün altında dibe batmış yüzlerce ceset vardı. güzel bir metafordu bence. sanırım en sevdiğim karakter adını bilmediğimiz, ya da sanırım açıklandı ama ben hatırlamıyorum, tüfekli genç adam. cesedin hastalıklı olduğunu bilmeden hastalara yediren adam... düşününce aşırı iğrenç geliyor ama insanların hayatta kalabilmesi için yaptı bunu. ilerleyen bölümlerde cesurluğu, kimseyi arkada bırakmaması ve gizemi ilgi çekiciydi. daha çok sahnesinin olmasını istedim. 2. sezona artık.son bölümde ise savaş sahnesi yoktu ama yine de sonda patlatılan o bomba beni tatmin etti. zombilerin güneş yüzünden değil, sıcaklık yüzünden uyudukları kimsenin aklına gelmemiştir herhalde. güzel bir ters köşeydi. --- spoiler ---ilk sezon için puanım 8,1/10. ikinci sezonu ciddi bir merakla bekliyorum.
(deyvidinkarisi - 6 Şubat 2019 02:28)
(bkz: dark) isimli elde kağıt kalem not almadan izlenemeyen bir dizi var, hakkinda 70 kusur sayfa entry. (bkz: arrow) isimli bebe şebe eğlenceliği hakkında 50 küsür sayfa entry. (bkz: la casa de ldhsjakfhsj) başlığına zamanında çıkan tantana yüzünden korkumdan giremedim bile. dostlar (bkz: kingdom) adında çekilmiş iki birbirinden güzel dizi var ve topu topu 5 sayfa entry girilmiş şaka gibi. özellikle amerikan yapımı olan muazzam bir drama. dizi arayan varsa kesinlikle bir şans versin pişman etmeyecektir. not : navy st. venice california
(parliament mavi - 14 Temmuz 2019 00:44)
Yorum Kaynak Link : kingdom