Saban Oglu Saban(1977)(8,8-14417)
Canim Kardesim(1973)(8,8-7251)
Arabesk(1988)(8,1-6364)
Salak Milyoner(1974)(8,0-5282)
Mavi Boncuk(1974)(7,9-6978)
Senede bir gün(1971)(7,0-372)
Ates Parçasi(1971)(6,9-233)
Sev Kardesim(1972)(6,9-1178)
Uyanik Kardesler(1974)(6,6-585)
Hababam Sinifi Güle Güle(1981)(6,5-4399)
Girgiriye(1981)(6,3-786)
güfte ve bestesi şekip ayhan özışık'a ait olan hicaz makamındaki bu güzide eser, düyek usulü ile dizlere itinayla vurularak terennüm edilir ve ettirilir. güftesi, bir devrin esası ve üslubu olduğu üzere, ne halse çok kereler (evet, utanılarak da olsa yazılmaktadır) "cari sevgili" bile olamadan, "eski sevgili" olanlara dair acılı ve acıklı sözleriyle, en kısa sürede başlamasını kalpten dilediğimiz eski sevgiliyi unutma kurslarının tüm derslerinde gerek bin desibellik fon müziği, gerekse eleştirel okuma metni olarak kullanılmaya son derece elverişlidir. gel gör ki, güftesine felsefi boyutta şekerli yoğurt nispetinde karşı olanların dahi son derece zevkle dinlemesi durumu sözkonusu olabilir, (bkz: kulak damağı) hicaz*'a meyyal ve hatta teşne olanlara büyük lezzet verir, neredeyse insan erir.
(serendipity - 21 Mart 2002 10:08)
adnan senses filmde sarkiyi olmayan sazlarla beraber sazli soylemistir... ayrica munir ozkul un ronaldo tipi sac modeli ve kizil sakalli hali mukemmeldir...
(azuth - 23 Temmuz 2002 19:52)
iki versiyonu bulunan filmin bir herkesin bildigi renkli, kartal tibet ve hulya kocyigit in oynadigi versiyonu mevcut birde siyah-beyaz yine kartal tibetin oynadigi fakat hülya kocyigit yerine baska bir hatun kisinin oynadigi vesiyonu vardır. bu ikinci versiyonda birincisi ile aynı olarak hulusi kentmen, munir ozkul, adnan senses v.b. vardir. planlar hemen hemen bire bir aynidir. hatta giydikleri giysilerden sac modellerine kadar aynıdır. gordugumde beni sok etmistir.. azim acik kalmistir.
(carpath - 1 Kasım 2002 11:25)
zeki muren yorumundan doyulmaz tad aldigim, sekip ayhan ozisik bestesi ,klasik bir turk sanat muzigi eseri. size hikayesini anlatayim.senede bir gun, aslen ihsan koza tarafindan yazilmis hos bir romandir.beyaz perdeye uc kez uyarlanmistir. oykusu bulgaristan sinirlari icersinde baslar.yanbolu'lu hilmi efendi'nin iki kizi vardir:nazli ve zeynep.yasadiklari sehirdeki bulgar yuzbasi ,nazliya asik olur. kizin abisini oldurup ,sucu kizin nisanlisina atar.nazli'nin nisanlisi emin, kizin ailesini masum olduguna ikna edip ,turkiye ye kacmalari konusunda telkinlerde bulunur.kacma islemi sirasinda ,sinirda emin yakalanir, fakat geri kalanlar turkiyeye gecer.yuzbasi , yaralanmis olan emin'i hapse atar.turkiye ye gecenler ise hilmi beyin ticarete olan yetenegi sayesinde ,istanbulda rahata kavusur.nazli hala emin'i beklemektedir.gelen haberler emin'in yasamadigi yonundedir .nazli uzuntuden verem olur.onu tedavi eden doktoru fuad ,nazli ya asik olur.hikayesini bilmesine rahmen nazli ile evlenmek ister.nazli bu iyi kalpli ve askina saygi duyan doktoru kiramaz.evlenirler.dugun gunu, bulgaristanda hapisten kacip gelen emin ortaya cikar ve artik cok gectir. ( ezo gelinin hikayesine benziyor canina yandigim)doktor fuad , bu cifte sadece senede bir gun , camlica tepesinde bir kir kahvesinde bulusma izni verir. her sene 12 agustos gunu nazli ve emin bu kir kahvesine gelip hasret giderirler. ta ki ciftlerden biri olunceye kadar bu olaganustu bulusma 40 yil surer. 40 yil sonra bir gun ; yasli kadin, kir kahvesine gelir,bekler,bekler,bekler. kimse gelmez.bos sandalyeye bakar ve aglar...gönlümde açmadan solan bir gülsünher zaman gamlıyım, her zaman üzgün beklerim yolunu aylar boyunca yeter ki gel bana, senede bir gün ağarsın saçlarım, solsun yanağım adını anmaktan, yansın dudağım bu aşka canımı adayacağım yeter ki gel bana, senede bir gün
(sadome - 9 Ocak 2010 06:50)
1946,1965 ve 1971 yıllarında olmak üzere 3 kere çekilmiş bir filmdir bu 46 yılında cahide sonku ve suavi tedü oynamıştı 65 ve 71 dekinde erkek karakter kartal tibet'tir. 65 te nazlı karakterini selda alkor 71 de ise hülya koçyiğit oynamıştır.
(sebze - 15 Mayıs 2003 14:56)
1971 yapımı bu güzide filmimizde, yönetmenimiz ertem eğilmez, esas kız ve esas oğlanımız ise hülya koçyiğit ile kartal tibet'tir. hulusi kentmen hülyanın babası, metin serezli ağabeyi, bilal inci hayin bulgar askeri, suna selen metin serezlinin karısı, hülya koçyiğit'in yengesidir. bir de önder somer var ki, o etkisiz eleman, hülya koçyiğit'in kocası olacak doktor faruk beydir. hülya ve kartal, filmdeki adlarıyla nazlı ve emin, birbirini seven iki gençtir. ancak ne var ki rumeli bulgar işgali altındadır. müslüman halka eziyetin bini bi para giderken, bulgar askerlerinden biri hülyaya aşık olur. hülyanın abisi metin serezli, yani osman aga, bilal inci, yani çorbacı kiril ile kavga ettiği için bunların evi basılır. abiye türlü işkenceler edilir. ama emin sevgilisinin abisini kaçırır. o sırada da nazlı, abisini kurtarmak için kiril'e gider. abi bunu öğrenip ormana koşar. nazlı tam tecavüze uğrayacakken kurtarır. ama kiril osman agayı öldürüp suçu emin'e atar. türkiyeye kaçmaya mecbur kalırlar. tam sınıra yaklaşmışken etrafları çevrilir. kartal tibet onları korumak için geri kalır. ama vurulur gelemez. zaten memleketinde de çiftlik ve toprak sahibi olan hulusi kentmen, istanbula gelir ve akrabalarının da desteği ile zengin olur. dükkanlar açar, konaklarda yaşar. hülya ve yengesi istanbulda nazırların konsolosların kapısında yatarlar akıbetini öğrenebilmek için. öldü derler. hülya hasta olur, zırt pırt bayılır kalır. nazır paşanın konağında, ki o konak ıhlamur kasrıdır, tanıştığı doktor faruk onu hem iyi eder, hem de ona aşık olur. bu sırada, vurulup düşen kartal tibetimiz hapse düşer. hapishanede, kaçma planları yapan bir grup türk onu kurtarır. türkiyeye kaçmak üzereyken pusuya düşüp sevgilisini kaybeden tıp öğrencisi adnan şenses, reyiz dedikleri kadir savun, deli münir özkul ve danyal topatan. güç bela, seneler sonra hapisten kaçıp istanbula gelen kartal abimiz, yanbolulu hilmi beyin konağına gelir. ne zaman mı? tam da hülya ve doktor fuatın düğün gününde. ne çare ki, artık nikah kıyılmıştır. sevgililer birbirine senede bir gün, ihsan yüce'nin garsonu bulunduğu kır kahvesinde buluşma sözü verir, ayrılırlar. işte ben de bunu hiç anlamıyorum. aga siz katolik hristiyan mısınız? müslüman kadın ve erkekler osmanlı zamanında bile birbirlerinden boşanabiliyorlardı. boşansaydınız ya? senede bir gün görüşelim diye romantizm yapmaya ne gerek var? olmasa film olmazmış gerçi. neyse. ben en çok nazlının kocası doktor fuatı merak ediyorum. nasıl ezik bi karakter. nooldu o adama? nazlıyla çocukları oldu mu? torunları? evdeki ilişkileri nasıldı mesela? sevişmeleri nasıldı?o değil de, nazlı emin'e verdi mi?
(zipirinsan - 22 Haziran 2012 22:00)
ne onunla ne de onsuz yasanabilen insanlar vardir..zaman gelir bu insanla sadece senede bir gün yaşanılabilir olur ancak,zaten bir koca seneye de bedeldir, geriye kalan gunlerde senede bir gün hayaliyle gelir gecer..
(ciottolo - 24 Temmuz 2004 01:23)
şahane bi şarkıdır .. hicaz mıdır? hicazdır..gönlümde açmadan solan bir gülsünher zaman gamlıyım her zaman üzgünbeklerim yolunu aylar boyuncayeterki gel banasenede bir gün,senede bir günağarsın saçların,solsun yanağınadını anmaktan yansın dudağımbu aşka canımı adayacağımyeterki gel bana senede bir gün,senede bir gün
(sebze - 13 Temmuz 2001 09:42)
basrollerini kartal tibet ve hülya kocyigitin paylastigi bir film. konusu da söyledir: bu iki sevgili her sene ayni gün ayni saatte ayni çay bahcesinde bulusurlar. sonra bir sene adam gelmez. çayci, kadini teselli ederken kadin hikayesini anlatmaya baslar (bkz: flashback). aslinda olay isgal günlerine dayanmaktadir vs..
(nenya - 13 Temmuz 2001 10:31)
kahvecinin saçlarının asla beyazlamadığı ancak aşıkalrın yaşlanarak öldüğü süper yeşilçam filimdir. film öylesine daldan dala atlar ki seyirci kendini bir meşe palamudunun sırtında sıçrayan serçe gibi ötüşürken bulur : ) ama budur ve güzeldir.
(truecolor - 31 Ağustos 2004 01:04)
Yorum Kaynak Link : senede bir gün