Süre                : 10 dakika
Çıkış Tarihi     : 11 Kasım 1900 Pazar, Yapım Yılı : 1900
Türü                : Kısa Film,Drama,Tarih
Ülke                : Fransa
Yapımcı          :  Star-Film
Yönetmen       : Georges Méliès (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Georges Méliès (IMDB)(ekşi),Georges Méliès (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Jeanne Calvière (IMDB), Jeanne d'Alcy (IMDB)(ekşi), Georges Méliès (IMDB)(ekşi)

Jeanne d'Arc (~ Giovanna d'Arco) ' Filminin Konusu :
Jeanne d'Arc is a short starring Jeanne Calvière, Jehanne d'Alcy, and Georges Méliès. A divinely inspired peasant woman becomes an army captain for France and then is martyred after she is captured.


  • "fransizlarin ulusal kahramani,politika oyunlarina kurban edilmis,cadi olmak ile itham edilerek yakilmis kadin..(bkz: st michel) lisesinin eski adi.."
  • "1412-1431 yılları arasındaki kısacık ömründe fransa'yı kurtarmak için hem kralı hem de halkı peşinden sürüklemeyi başaran kız."




Facebook Yorumları
  • comment image

    kanimca dunya tarihini degistirmis kadinlardan (bkz: kleopatra) biri olan jeanne d'arc la pucelle, yuzyil savaslari'nda ingilizlere karsi zayif dusmus fransa'nin kurtaricisi olarak gorulmektedir. 1425 yili civarinda, fransa krali charles vii'ye yardim etmesini emreden tanrinin sesini duyar. birlikte orleans'i ve reims'i kurtarirlar. 1430'da ingilizler tarafindan yakalanir, ve cadilik sucuyla yargilanir. ertesi yil, iddialarini geri almadigindan, rouen'de diri diri yakilir. 1456'da sucsuz bulunur, 1920'de ise azize ilan edilir.


    (gandy phoebus - 11 Mart 2002 17:28)

  • comment image

    fransizlarin ulusal kahramani,politika oyunlarina kurban edilmis,cadi olmak ile itham edilerek yakilmis kadin..(bkz: st michel) lisesinin eski adi..


    (loop - 14 Mart 2000 18:02)

  • comment image

    hakkinda cokca efsaneler ve hurafeler dolasan fransiz milli kahraman ve katolik azizesi. hakkinda anlatilanlarin yarisi gercek, yarisi efsanedir ve bunlar tarih icinde iyice harmanlandigi icin cogu zaman insanlar hangi bilgilerin efsane hangilerinin tarihi gercek oldugunu anlamakta zorlaniyorlar.

    jeanne adli kizimiz fransa ile ingiltere arasindaki 100 yil savaslari sirasinda dogmustur ve savastan cok etkilenmistir. anlatilan hikayeye gore yasadigi kasabada evde gunluk hayatina devam etmekteyken birden tanri kendisine seslenir ve fransizlari ingilizler'den kurtaracagini soyler. bazilari kendisinin gercekten tanriyla konustuguna, bazilari sizofrenik bir an yasadigini, bazilari da icinden gelen ve gercekten inandigi sozu "bu tanri sozu olmali" diye makyajladigina inanir.

    kendisi "tanri'yla olan konusmasindan" sonra zamanin fransiz kraliyla gorusmek istemektedir ve ustun ikna yetenegini kullanmasi gerekmektedir. once fransiz kralinin askerlerinden biriyle tanisir ve onu kendisini dinlemeye ikna eder, daha sonra bu kisi vasitasiyla daha ust bir askerle gorusur ve onu da ikna eder ve sonra daha ust duzey bir askeri ikna eder. bu sekilde krala kadar uzanan bir zinciri tek tek ikna ede ede kendisini kralin karsisinda bulur. krala "orleans'daki kardeslerimiz isgal altinda, emrime biraz asker ver onlari kurtarayim" der ve tanri ile olan konusmasini soyler. o sirada fransiz krali ona inanmakta midir inanmamakta midir bilinmez ama zaten kaybedecek fazla bir seyi olmayan eleman "dur bir de bunu deneyelim" der.

    orleans sehri yuz yil savasinda onemli bir yer arzeder. normalde kuzey fransa'yi isgal eden ingiltere hemen hemen tum sehirleri hic direnis gormeden ele gecirmistir ve orleans'ta da boyle olmasini beklemektedir. bu yuzden ingiltere bu sehirde fazla kasmaz ve topu topu 4 bin asker yollar. beklenenin aksine orleans halki direnmeye karar vermistir ve sehri dis dunyadan ayiran bir kopruyu de kendi elleriyle yikmislardir. bundan sonra catismalar cikar ve orleans civarinda ne ingiltere ne fransa ordulari ustunluk saglayamaz. bu sirada ingiliz askerleri yoneten komutan tam kafasina top mermisi yer ve kafatasi parcalanarak feci bir sekilde can verir.

    genelde efsanelerde anlatilan sudur: ingiliz ordusu orleans'i eze eze ele gecirmek uzeredir ve jeanne olay yerine gelip savasin cehresini tamamen degistirir. son bulgulara gore tarihciler buna inanmamaktadir. jeanne olay yerine gelene kadar iki taraf pek yenisememekte, golsuz esitlik henuz bozulamamaktadir ve jeanne'nin getirdigi ek askerler sayesinde kontra atakla bir gol bulan fransa ibreyi kendi yonune cevirir ve son dakikaya kadar defans yaparak ingilizleri defederler.

    ikinci efsane sudur: jeanne eline kilic alip cephede savasmistir ve bir kilic darbesiyle 70 kuffari birden kesmistir. halbuki sonradan ortaya cikan tarihi dokumanlarda jeanne'nin savasta kilic sallamadigi, adam oldurmeye karsi oldugu icin ordunun bayraktarligini yaptigi ortaya cikmistir. yine de surekli on cephelerde dolastigi icin kilic sallamamis olmasi kendisinin kahramanligindan bir sey eksiltmez.

    ucuncu efsane sudur: yuz yil savasini fransa onun sayesinde kazanmistir. bu da tarihciler tarafindan dogrulanmaz cunku kendisi yuz yil savasinin cok kucuk bir bolumunde yerel olarak yer almistir. zaten kendisi yakalanip infaz edildikten sonra savas 20 yil daha devam etmistir ve fransa savasi bundan sonra kazanmistir. yine de kendisinin savasta yaptigi katkilar unutulmamalidir.

    zamanin fransa krali koltugunu saglama alip tacini taktiktan sonra jeanne'ye "gel yanimda kal, burada devlete hizmet edebilirsin" deyince kendisi "fransiz topraklarinin tamamini kurtarmadik, ingilizlerle savasmaya devam edecegim" deyip fransa'nin kuzeyine giden ordulara katilir. catismalarin birinde fransa ordusu bozguna ugrar ve kendisi ingilizler'in muttefigi olan burgonyalilarin eline esir duser. ingilizler boyle sembolik birini bulmusken infaz etmek istemektedir ve kendisini yargilanmasi icin katolik kilisesine teslim ederler. kendisine isnat edilen suclama "tanri'yla konustugunu iddia etmesi, dinden cikmis olmasi ve tanri'ya karsi isyan etmis olmasi" suclaridir ve cezasi yakilarak idam olarak belirlenir. kendisi bu sucu kabul etmez ve altina imza atmaz. o zamanin kurallarina gore suclu sucunu itiraf etmek zorundadir ve sucunu itiraf etmesi icin kendisine gunlerce iskence yapilsa da sucunu itiraf etmez.

    en sonunda katolik kilisesi kendisine "tamam bu suclamalari kabul etme, daha hafif suclamalari kabul et ve sana omur boyu hapis verelim" deyince bunu kabul eder. bu kez de kendisini erkekler kogusuna atarlar ve jeanne taciz ve tecavuzlerden korktugu icin sacini kisacik kestirir ve erkek kiyafetleriyle dolasir. bu kez de katolik kilisesi kendisini yeniden yargilar ve "bir kadinin erkek gibi giyinmesi tanri'ya isyandir" deyip yeniden idama mahkum ederler. kendisi once tahta bir carmiha baglanip sonra yakilacaktir. kendisine son bir istegi olup olmadigi ve son kez af dilemek isteyip istemedigi sorulur ve bunlara cevap vermez. yakilirken son sozu gayet gur ve net bir sekilde "isa" (jesus) olur.

    aradan 20 yil gecip fransa savasi kazaninca kendisi bu kez fransa'nin hakimiyetindeki kilise tarafindan yeniden yargilanir, hem sucsuz hem de azize ilan edilir. boylece itibari iade edilir. ayrica fransa'nin bir cok yerinde kendisinin heykelleri dikilir ve ismi olumsuzlestirilir.


    (diesel1907 - 26 Nisan 2014 18:02)

  • comment image

    yuzyil savaslarinin gidisatini tersine ceviren, sarl'i tahta cikaran, savasta yaralanip sadece dua ederek iyilesen, saraydaki politik oyunlar sonucu ingilizlere satilan dallama fransizlarin dallama olmayan halk kahramani.jeanne'yi suclu bulup yakan engizisyon mahkemesi daha sonra papa tarafindan feshedilmistir.son olarak jeanne'nin bekareti kutsalligin sembolu olarak surekli kontrol edilmistir.(bkz: discovery channelden entry girmek)


    (darkwing - 23 Mayıs 2004 23:22)

  • comment image

    kara harp okulu üçüncü sınıfım o aralar.

    harbiye de bilenler bilir, satın aldığınız kitapları komutanınıza onaylatmadan katiyyen okuyamazsınız. komutan inceler, onaylar. hareme patlıcanın dilimlenerek girmesi gibi bir şey bu.

    neyse ntv'nin başvuru kitapları yayımlanmış o aralar, bir arkadaşımda sağolsun hediye etmiş bana. kitap sorumlusuna teslim ettim tabii kitabı onay için oturdum televizyona bakıyorum derken, "efssiaan" diye soluk soluğa giriverdi sınıftan içeri sorumlu arkadaş beş dakika sonra. "komutan seni çağırıyor".

    içimdeki "noluyor lan" nidalarına kulak vermeden, koştura koştura gittik tabi, içeride sinir küpü bir üsteğmen bizi beklemekte. topuk, baş, el, ayak, çene, parmak bildiğim bütün selamları vererek girdim içeri. "komutanım beni emretmişsiniz!"

    eşiği geçmemle kükremeye, başladı.

    "lan bu ne? bu ne? dalgamı geçiyorsun benle!?"

    diye retorik sorularını yüzüme haykırırken, eliyle diğer elinde ki kitabı gösteriyor. gözlerinden manyetolu çakmak hızıyla kıvılcımlar çıkartıyordu.
    ulan ne desen boş, neresinden sıyrılırız bu işin diye düşünürken vakit kazanmak adına, dürüstlükten de ödün vemeden vakur bir edayla,

    "kitap komutanım"

    daha bir delirdi tabi, sonra diğer elinin parmağıyla kapaktaki resmi gösterdi. kapakta eugène_delacroix'ya ait 1848 devriminin ünlü resmi var. ünlüce bir eserdir kendisi, hatta şu son dönemlerde çokça da gündeme gelmiştir. uzunca bir kadın sağ elinde fransa bayrağı, solunda tüfek, bir göğsü açılmış, hasımlarının cesetlerin üzerinde yükselmiştir. hatırladınız değil mi?

    vel-hasıl komutanın parmağının ucuna odaklanınca tutuştum. "parmağının bitip kitabın başladığı yerde memeler'i vardı kadının. memeleri kahramandı sonra." bütün askerlik hayatımın sonu olabilirdi bu memiktolar.

    kahraman! memeler! cemal süreya! fransa! memeler! kahraman. evet evet.

    o an hiç düşünmeden dökülü verdi ağzımdan

    "jeanne d'arc komutanımız komutanım, kendisi yüzyıl savaşlarında büyük kahramanlıklar göstermiştir"

    ben dedim, ben inanmadım ama "yaa öylemi" deyip rahatladı komutan, aralarında bir bağ kurmuş olmalıydı. kendisi de komutandı nasıl olsa, ayrıca fransızca da biliyordu. jeanne d'arc'ı nasıl bilmeyebilirdi. usulca gerisine yaslandı, manikürlü tırnakları artık kadının göğüslerinde değildi. kadın rahatça masanın üzerine uzandı. "tamam yine de kapla sen bu kitabı, ben onaylıyorum" dedi. derince bir nefes aldık hep beraber.

    benden sonra odaya giren kitap sorumlusunun yeni ödevi "jeanne d'arc ve yüzyıl savaşları" oldu tabi bölüğe arzetmek üzere.
    bense bir daha asla kadın memelerinden korkmadım.


    (efsian - 12 Ocak 2015 00:43)

  • comment image

    hiçbir fransız erkeğinin savaş alanında başarılı olamayacağını kanıtlayan tarihi figür. 1412 yılında fakir bir köylü ailesinin kızı olarak doğduğu sırada fransa, ingiltere ile devam eden yüzyıl savaşlarında sindirilmiş ve topraklarının çoğu ingiliz ya da ingiliz yanlısı bourgogne düklalığı gibi güçlerin eline geçmişti. 1337'de ingiltere kralı 2. edward'ın fransa tahtında hak iddiası ile başlayan savaşlar dizisi, jean doğduğu sırada fransa'yı bir iç karışıklık içinde ve kralsız bırakmıştı.

    1425 yılına kadar sıradan bir yaşam süren jean, bakire meryem'in onunla konuştuğunu ve ona orleans şehri ve fransa'yı kurtarması ve ona bir kral vermesini söylediğini ileri sürerek ülkeyi erkek kılığında bir baştan diğerine dolaşmaya başlar ve kendisini bir azize, bir kurtarıcı olarak gören halkı etrafına toplayamayı başarır.

    1429'yılında bu figürün halkı birleştirebileceğini farkeden veliaht charles ile chinon şatosunda buluşarak onunla güçlerini birleştirir. jeanne, aynı yıl bir zamanlar charlemagne'ın araplara karşı büyük bir zafer kazandığı poitiers'de silah kuşanarak charles'ın hizmetine girer. olay tüm sembolizmi ile charles'ı fransa'yı yeniden işgalden kurtaracak olan genç charlemagne, jeanne'ı ise onun ilahi koruyucu meleği olarak gösteren başarılı bir propaganda çalışmasıdır.

    sonuç olarak propaganda olumlu bir etki yaratır. jeanne'ın bir nevi maskotu olduğu, charles'a ait fransız ordusu uzun süredir yorucu bir kuşatmayı sürdüren ingiliz ve bourgogne kuvvetlerini yenerek stratejik olmaktan ziyade sembolik anlamda önem taşıyan orleans kentini kurtarır. jean'ın savaş sırasında ön saflarda bulunması ve omzundan yaralanmasına rağmen hayatta oluşu bu gittikçe ilahi bir kisveye bürünen figürün halk gözünde daha da yücelmesine sebep olur.

    yine 1429 yılında veliaht charles'ın reims katedralinde 7. charles adıyla jeanne'ın desteğinde taç giymesi fransız halkının ortaçağın izin verdiği kadar ulusal bir bilinç ile tahtın ardında birleşmesine ve ingilizler karşısında yeniden bir tehdit olarak durmasına yol açar. ancak giderek 7. charles için de bir tehdit halini alan ve gereken yararı fazlası ile sağladığından kullanışlılığını yitiren jeanne'ın günleri sayılıdır.

    jeanne d'arc 1431 yılında bourgogne dükalığı tarafından kuşatılan compiégne kentine, hiç de kuşatmayı yarması mümkün olmayan bir güç ile birlikte gönderilir ve hareketin başarısızlığı sonucunda bourgogne ve ingiliz güçlerine esir düşer. ingilizlere satılan jeanne, rouen kentinde engizisyon önüne çıkartılır. haklındaki suçlamalar tanrı ile konuştuğu iddiası yüzünden kafirlik yönündedir. ancak bir isyan çıkarmak ya da fransız direnişini güçlendirmek istemeyen ingilizler idamına karşıdır. ancak iki kere jeanne'ı yargılayan ve ona ne meryem'in sesini ne de günahını itiraf ettiremeyen engizisyon aynı kanıda değildir. sonuç olarak jeanne d'arc aynı yıl yakılarak idam edilir.

    bu hareket tam ingilizlerin korktuğu gibi sonuç verir ve fransız halkı jeanne örneğinde birleşerek 7. charles'a destek verir. yüzyıl savaşları 1453'de ingiliz güçlerinin calais heriç tüm fransa üzerindeki denetimlerini kaybetmesi ile son bulur. bu durum ingiltere tahtını york ve lancaster aileleri arasında gerçekleşecek ve iki gül savaşı olarak adlandırılacak olan bir iç savaşa iterken; fransa monarşisine yeniden yapılanma ve tekrar diplomatik sahnede yerini alma şansı tanıyacaktır.

    jeanne yıllar sonra kendisini yakan kilise tarafında azizler arasına yükseltilir. bu katolik kilisesinin özür dileme yöntemidir... jeanne d'arc'ın orleans şehrini kuşatmadan kurtardığı gün halen kentte onun adına bir bayram ile kutlanmaktadır.

    durum : fransa yüz yıl savaşlarını şizofren bir kadın sayesinde kazanmıştır.
    sonuç : hiçbir fransız erkeği bir savaş kazanamaz...


    (quatzalcouatl - 18 Aralık 2004 12:43)

  • comment image

    öyküsü bernard shaw tarafından muhteşem bir şekilde oyunlaştırılmıştır. aklımda en çok şu replikle kalmış oyundur. d'arc yakılmıştır sonraki sahne charles'ın yatak odasında geçer. charles, dunois (asker, d'arc'ın arkadaşı), d'arc ve diğerleri, kimi hayalet, kimiyse rüyalarında charles'ın odasında toplanmıştır. sırayla d'arc'ın yakılmasından ötürü duydukları pişmanlığı anlatırlar, kimi özür diler vs. o sırada içeri bir adam girer, gelen habercidir. katolik kilisesinin d'arcı ermiş ilan ettiğini duyurur. bunun üzerine dunois d'arc'a döner.
    - seni yakmaları sadece yarım saat, senin kim olduğunu anlamaları ise tam dörtyüz yıl sürdü omuzdaşım...


    (someonelikejesus - 4 Ağustos 2005 23:25)

  • comment image

    jeanne d'arc yakılmasını bernard shaw "çünkü dünya,erdemlileri istemiyordu" şeklinde açıklar.

    jeanne'ın eliyle tahta çıkardığı kral vii. charles, onun yakılmasına göz yumar. vii. charles'ın kaba saba bir köylü kızının eliyle tahta oturmak ince soyluluğuna pek ağır geldiği gibi minnet altında yaşayamazdı. vii. charles'ın kilisenin düşmanlığına ise hiç dayanamazdı. bir yandan ingilizlerle iyi kötü bir anlaşma arayan vii. charles'ın görevini bitirmiş bir büyücüyü de kolayca gözden çıkardı.

    monarşiden başka, aristokrak sınıfta jeanne d'arc'ın yakılmasına göz yummuştu: çünkü jeanne, aristokrasiyi bir kenara atıp kralı mutlak hükümdar kılıyordu. kral, soyluların sadece birincisi olmaktan çıkıyor, onların efendisi oluyordu. soyluların toprakları tehlikedeydi. kral bütün fransa topraklarının sahibi kılınmıştı.

    jeanne'ın yakılmasından yirmi beş yıl sonra gerekler değişecek, köylü kızının ermişliği, fransa'nın menfaatlerine daha uygun görünecekti. elli bir yaşına basmış olan kral vii. charles, bir büyücünün gücüne değil, bir ermişin gücüne dayanmak istiyordu. dava, jeanne'ın annesiyle kardeşlerine açtırılıp jeanne temize çıkarıldı; ermişliği de, artık güçlenmiş bulunan kralın isteğine uyularak, kilisece onaylandı. bu sonuç halkın da duygularını karşılıyor, ingilizlere karşı yeni bir üstünlük sağlıyor, bir taşla birkaç kuş vurulmuş oluyordu.


    (sahrakualasi - 25 Mart 2006 14:41)

  • comment image

    kendisini azize ilan eden notre dame de paris kilisesinin içinde bir heykeli vardır.

    ayrıca adı kuvvetle muhemelen okçu jeanne anlamına gelmektedir. jeanne yerine adam, ok yerine silah koyarsanız (bkz: gens d'armes) (bkz: jandarma)

    edit: adı okçu jeanne anlamına gelmiyormuş. arc köyünden jeanne olduğu söyleniyor ancak wikipedia'daki detaylı bir yazıda bunun da yanlış olduğu açıklanmakta. özet olarak o zamanlar düzenli bir soyadı sistemi yokmuş. doğduğu yörede geleneksel olarak kadınlar annesinin soyadını alıyormuş ama jeanne yaşadığı sürece belirli bir soyadı kullanmamış. kendisi sıkça la pucelle (maiden) adını kullanmış (the maid of orléans denmesi bu yüzden herhalde). babasının soyadı darc olduğu için 19. yüzyılda (öldükten bir kaç asır sonra) babasının soyadıyla anılmaya başlamış. üstelik 15. yüzyılda fransızca adlarda kesme işareti olmadığı halde, 19. yy modasına uyup babasının darc olan soyadı d'arc olarak bizim jeanne'a yapıştırılmış.

    yani, yanlışın yanlışının yanlışı, uydurma bir soyadı ithaf edilmiştir kendisine.


    (fantom slx - 1 Temmuz 2006 00:18)

Yorum Kaynak Link : jeanne d'arc